"Etiler Nispetiye caddesi üzerinde yer alıyor. Sandviç ekmekleri çok güzel, pastane ekmeği formatında. Döneri de başarılı. Fiyatlar ile ilgili eleştiri yapılabilir. 150 gr sandviç döner 30tl. Birçok kişiye göre pahalı. Nispetiye caddesinde olması buna sebep olabilir. Limonata ile birlikte 36 tl ödedim."
"Bölgenin yeni mekanlarından. Ferah, caddeye bakan bir salonu var. Neredeyse tüm steakhouselarda görülen şapkalı yada pala bıyıklı personel burada da var "
"Bostancı iskele karşısı sarı dolmuşların yanında birkaç tane kokoreççi dikkat çekiyor. Tavsiye üzerine Üçel'e gittim. Kömür ateşinde pişiyor. Baharatı, yağı dengeli. Koko şahane. Yarım ekmek + ayran 12 tl.."
"İstanbul’un güzide semtinin yenisi Central Nişantaşı. Konum olarak Harbiye’den Valikonağı’na girince sağa ilk dönüş olan Mim Kemal Öke caddesinde. Kapı önünde birkaç masa var, güzel havalarda pek keyifli olur. İçerisi de hoş dizayn edilmiş. Küçük masalar, 1 tane kalabalık gruplar için uzun masa, 2 adet loca, bar bölümü ve şeflerin yaptıklarını da izleyebileceğiniz cheftalks kısmı. Rezervasyon kabul edilmiyor. Özellikle akşam saatleri full oluyormuş, kapıda bekleme ihtimali var. Arda Türkmen etkisi mekanın açılışından itibaren doluluk olarak kendini gösteriyor. Uzun vadede ne olacağı, gidenlerin feedbacklari sonucunda görülecektir. Sloganları better food, better mood, better music. Müzikler güzel, mekanın ortamı mod olarak da insana iyi geliyor. Gelelim food kısmına;
Sabah saatlerinde kahvaltı için uğradık. Kahvaltı serpme olarak sunuluyor. Menüde kaç kişilik olduğu belirtilmemiş ama 2 kişi için 1 kahvaltı söylemek yeterli. Yanında alınacak 1-2 sıcak desteği ile mükellef bir sofra haline gelir. Biz de aynen öyle yaptık. Serpme kahvaltıda ; Çeri domates, köy biberi, Çengelköy salatalık, zeytinyağlı zahter, Gemlik zeytini, Ayvalık zeytini, Girit ezmesi, acuka, keçi loru ve vişne reçeli, manda kaymağı, çam balı, Ezine peyniri, kaşar peyniri, tereyağı, çilek marmelatı ve nutella geliyor. Ürünler kesinlikle sıradan değil. Keçi loru, girit ezmesi, acuka, zeytin ve peynir çeşitleri, bal oldukça lezzetliydi. Yanına Fransız omleti ve Ricotta peynirli kiş söyledik. Mantarlı, mozzarellalı Fransız omleti ve ricotta peyniri, ıspanak ve fırınlanmış çeri domatesli kiş kahvaltıya keyif ve lezzet katan sıcak ürünler. Serpme kahvaltı yanında birer çay ikram ediliyor. Kahvaltı servisi saat 16’ya kadar sürüyor. Fiyatlar Nişantaşı için normal, başka semtlerle karşılaştırmak hata olur. Servis nazik ve güleryüzlü. Akşam servisini ve kokteyllerini de merak ettim. Kısa sürede bu kadar ilgi gösterilen mekanın gelecekte nerede olacağını hep birlikte göreceğiz.."
"İstanbul’un bir ucu Büyükçekmece’de Kültürpark olarak bilinen alanda hizmet veriyor Trabzon Evi. Kültürpark’tan bahsetmek gerekirse; içerisinde Mimar Sinan’ın eserleri olan tarihi köprü, kervansaray, cami ve çeşmenin de içinde yer aldığı 200.000 metrekareli bir park alanı. 5000 kişilik amfi tiyatro, gezinti alanları, restorantlar ve belediyenin güzel bir projesi olan yöre evleri yer alıyor. Malatya, Tokat, Diyarbakır, Amasya, Safranbolu, Ürgüp, Akşehir, Kıbrıs gibi yörelerin yemeklerini yapan evler mevcut.
Trabzon evi de yörenin yemeklerini sunuyor. Muhlama, karalahana, hamsi-istavrit, kuru fasulye, Akçaabat köfte, fasulye turşusu gibi yöreselleri bulabilirsiniz. Ahşap dekorasyon ağırlıklı, açık ve kapalı salonları var. İşletmecileri sıcak samimi insanlar. Biz yemeklerimizi yerken yan masada teyzeler karalahana sarma sarıyorlardı.
Ekmekler haliyle Trabzon ekmeği. Buranın leziz muhlamasını bu ekmeği bandıra bandıra yedik. İster kahvaltıda ister bizim gibi öğle yemeğinde yiyebilirsiniz. Favori lezzetim muhlama oldu. Beklentimin yüksek olduğu ama bunu karşılamayan bir karalahana sarma yedik. İçindeki harcı çok lezzetsizdi. Nerede evde yediğim karalahanalar nerede bu sarma. Akçaabat köftenin tadı fena değildi, tercih edilebilir. Hamsinin nereden olduğunu sorduğumda Marmara-karadeniz karışık cevabını aldım ama bence tamamı Marmara hamsisiydi. Fiyatlar epey uygun, o taraflara yolunuz düşerse en azından bir muhlama yemek için tavsiye ederim…"
"Hima, meşrutiyetten kalma tarihi bir binada hizmet veriyor. Tavanları oldukça yüksek, duvarlarda tuğla dekor hakim. Ermeni dilinde şimdi anlamına gelen Hima’da Nubar bey, kardeşi Natali hanım ve mutfaktaki anneleri Eliz hanım bizi son derece güleryüzle karşıladı ve ilgilendi.
Başta ikram olarak atıştırmalık acuka, yeşil zeytin ve kırmızı biber geldi. Sunumu şık ve lezzetliydi. Sonrasında istediğimiz karışık günün mezelerinden kuru dolma, yaprak sarma, çıltik dedikleri patlıcan kızartması oldukça iyiydi. Ana yemek söylemeye gerek kalmadı. Ermeni mutfağının zahmetli ve imza lezzeti topik konusuna bakış açımı burası değiştirdi. Çok beğendim, bir porsiyonla yetinmeyip ikinci porsiyonu da yuvarladım.
Tatlılardan üç tane denedim. Cheesecake, tiramisu ve kavanozda çilekli çikolatalı muhallebi. Cheesecake biraz kuruydu fakat diğer iki tatlı gayet başarılı. Tiramisu alkolsüz. Mekanın içki ruhsatı olmasına rağmen içki servisi yapılmıyor malesef. Fiyatları uygun. İster yemek için isterse yemek sonrası cafe ortamından faydalanmak için gülzeryüzlü hizmet, ferah mekan arıyorsanız Hima doğru tercih.."
"Ops Passage, Karaköy’de Fransız geçidinde yer alıyor. Şık dekorasyonu ile dikkat çekiyor. Öğlen 13:30 saatlerinde epey sakindi, zannedersem akşam daha hareketli oluyor. Başlangıçlardan kuzu çöp şiş istedim. Anticucho sosla marine edilmiş etler nefis olmuştu. İlk defa tattığım bu sosla etin uyumu harikaydı. Yanında patates salatası ile servis edildi. Ana yemek olarak burgerini denemek istedim. 200 gr dana kıyma, yumurta, domates, cheddar, marul ve turşu içerikli. Yanında donuk patates kızartması ile servis ediliyor. Burgere yumurtayı çok yakıştırıyorum. Eti de kurutulmamış, sulu ve gramaj olarak olması gerektiği gibiydi. Kuzu şiş, burger ve 1 bardak suyun toplam fiyatı 68 tl. Bir rezervasyon sitesi kullanarak gittiğim mekanda kampanya gereği yediklerimin yüzde 50 sini ödedim. Yüzde 50 indirimsiz haliyle de gidilebilir. Eleştirim içecek fiyatlarına olabilir. Minik bardak su 5tl, meşrubat fiyatları 9-10 tl civarı. Alkollüleri saymıyorum bile. Genel olarak mekandan memnun kaldım, tekrar giderim.."
"Etiler Nispetiye caddesi üzerinde eski Limonata’nın yerine açılmış Sandalyee Brasserie. Mutfak MSA geçmişi olan şef Erkan Yeşil’e emanet ( Head Chef Aykut Merd Mokatan da arkasından yetişiyor ) .Bar bölümünde ise kokteyl sihirbazı Hüseyin Ziya var. Gerek yemek yemeye, gerekse iş çıkışı birşeyler içmek için mekan biçilmiş kaftan. Dekorasyon ahşap ağırlıklı. Oturma alanı epey büyük, kapı önündeki caddeyi gören kısım sigara kullananlar için ayrılmış. En güzel yeri sigara kullanan insanlara ayrılması bence çok yanlış. Burası için özel olarak söylemiyorum, genel şikayetimdir bu.
6 çeşit soğuk meze tabağıyla başladık. Bunların arasında akılda kalıcı olan şekerli meksika biberi reçeliydi. Acı ve tatlının uyumu hoş damaklarda hoş bir seda bıraktı. Soğuk deniz ürünleri tabağında ahtapot carpaccio, somon gravlax, levrek marin var. Levrek marin lezzet olarak diğerlerinin önündeydi. Lorlu armutlu çıtır pizza ise hafif ve farklı oluşuyla takdirimi kazandı fakat benim damak tadıma hitap etmedi. Limonlu tavuk da tavuk sevmememden ötürü bana pek hitap etmedi ama bira ile iyi bir eşlikçi olabilir kanısındayım. Burada yediğim dana dil nefisti, tatmanızı tavsiye ederim. Bisque soslu deniz ürünlü makarna ağır yemek seven bana bile ağır geldi. Belki de öncesinde çok karıştırdığım için bu durum yaşandı. Görsel olarak epey iyi bir course ama. Erkan şef en iyileri en sona saklamış olacak ki , son 3 yemek de birbirinden güzeldi. Dana kaburga, kuzu karski ve buharda lagos balığı. Tüm yemeklere kendinden birşeyler katan inovatif şef Erkan Yeşil’in ellerine sağlık.
Yemeklerden sonra kokteyl sihirbazı Hüseyin Ziya şovu başladı. Salatalıklı kokteyl The Mykonos ile hafif bir giriş yaptık. Beyaz çikolatadan oluşmuş bir kase içinde baileys ve çikolata sos içeren kokteyl ile mest olduk. En iyisi en sonunda geldi. Patlıcanlı , kırmızı biberli ve sarı biberli kokteyller. Özellikle müthiş yakıcılığıyla biberli kokteyller muhteşemdi. Patlıcanlının adı Dark Power, kırmızı biberli hot fewer, sarı biberli sweet dream.
Fiyatlar Nispetiye caddesindeki böyle bir mekan için çok uygun. Erkan şefin lezzetli yemek yorumlarını ve Hüseyin Ziya’nın şahane kokteyllerini denemek için mekanı öneririm.."
"Bahçeşehir'deki bu mekanı bir fırsat sitesi sayesinde öğrendim. Bahçeşehir'in ikinci kısımında Park Çarşı'da bulunuyor. Ağırlıklı paket servis hizmeti veriyorlar. Öğlen 12de gittiğimde yeni açılıyordu. Seçmiş olduğum 24 parçalı sushi menüsünü fırsat sitesinde 56.50 tl yerine 29.90 a satıyorlardı. Menü; sake maki, magura maki, samurai roll, istanbul roll, kappa maki ve avokado maki içeriyor. Ekstra aldığım yeşil çay için 10tl ödedim."
"Taksim’in arka sokak lezzetlerini keşfetmeye meraklıysanız önereceğimiz bir mekan da Abrakebabra Meze Mangal. Konum olarak İstiklal caddesine girdiğinizde soldaki ilk sokaktan girip sağa döndüğünüzde az ileride göreceksiniz. Sokakta burası haricinde birkaç ocakbaşı daha göreceksiniz. Abrakebabra dışarıdan dikkat çekmeyen bir yer. Basamak inerek ulaşılan mini ama sıcak bir oturma alanı var. Ocakbaşında birkaç kişilik oturma yeri mevcut. Girişte sağ tarafta meze bölümünden görerek istediğiniz mezeleri seçebiliyorsunuz. Mekanın işletmecisi opera sanatçısı Güvenç Dağüstün imiş. Kendisiyle tanışma şerefine nail olamasak da ruhunun yansımalarını duvarlardaki çerçevelerde görebilirsiniz.
Menü meze ve kebapla sınırlı. Fazla kafa karıştırıcı değil. Meze bölümünden mezeni al, kebabını söyle, içeceğinle ( alkollü veya alkolsüz ) sulandır. İki çeşit mezenin yanısıra çöp şiş ve kebap sipariş ettik. Mezelerin porsiyonu biraz küçük olsa da fiyatları yüksek olmadığı için rahatsız etmedi. Humusu tavsiye ederim. Kebabı lezzetli, kuyruk yağı oranı dengeli. Çöp şiş porsiyonu da mezeler gibi minimal ama lezzetini beğendim. Etler yanında usülüne uygun olarak pilav olmadan servis ediliyor. Sunumlar özenli, servis nazikti. Grup olarak rahatlıkla gelebilecek bir mekan olan Abrakebabra meze mangal tavsiyemizdir..."
"Dayday pastanesi eskiden ermeni vatandaşlarımızın işlettiği bir mekanmış .Sonradan ( klasik hikaye ) yanlarında çalışan kişiye devretmişler. Yaklaşık 15 senedir bu kişiler işletiyor. Elmalı kurabiye, tahinli çörek ve paskalya en çok tutulan ürünleri. Tahinli biraz fazla şekerli olmakla birlikte, elmalı kurabiye nefisti. Löplöp yemenizi tavsiye ederim. Paskalyayı eve paket aldık, damla sakızının aroması yoğun hissediliyor, lezzetliydi."
"Kilisli'ye en son birkaç sene önce gitmiştim. Bu öğlen yolumuz tekrar düştü. Bölgede gidilecek iyi mekanlardan biri. Kuru dolma ve içli köfte ile başladık. İkram humus getirdiler, vasat. Cıvık cıvık, pekmezi alınmış tahin gibi. İçli köftesi çok başarılı. Kilis tava ve soğan kebabı sipariş ettik. İkisi de lezzetli. Özellikle soğan kebabı için tekrar tekrar gidilir. İki kişi maliyet 105 tl"
"Finn Karaköy, bölgenin yeni mekanlarından. İstanbul’un yeni gözdesi Karaköy’de açılan onlarca yatırımdan birisi. Öğle saatlerinde KanGurular üyesi Erşen Turgut arkadaşımla yemek için burada bulunduk. Dükkanın şekli biraz bozuk ama kaliteli dekore edilmiş havasında. Genel olarak kokteyllleri ile ön plana çıkıyor. Öğle saatleri olduğu için kokteyl konusuna girmedik. İlk başta ikramlık zeytinyağı içinde peynir topları geldi, lezzetli ekmekleri ile ısınma turlarını yaptık. Başlangıç olarak pancarlı somon gravlax ve falafel sipariş ettik. Falafel topları, pita ekmeği ve baharatlı yoğurt sosuyla sunuluyor. Somon gravlax ise ardıç tohumu ile tatlandırılmış. Yanında hardal taneli patates salatası ve ekşi krema ile sunuldu. Öğünün en başarılı tabağı bence buydu. Makarnalardan calamarata ve ana yemeklerden körili tavuk tajine seçtik. Tajine Hint yemeği tarzında köri sos içinde tavuk parçalarından oluşuyor. Üstüne yoğurt ilave edilmişti. Yanında basmati pirinçle hazırlanmış ( ekmek niyetine tüketilen ) yağsız tuzsuz pilavla servis edildi. Körili tavuktan çok hazzetmediğim için beni pek sarmadı. Calamarata, beyaz şarapta sotelenmiş somon, midye, kalamar, karides içeren bir makarna. Oldukça lezzetli diyebilirim. Fiyatına göre porsiyonu küçük yada porsiyona göre fiyatı yüksek diyebilirim. Finali kahve ikramları ile yaptık. Yemeklerini tatma maksadıyla ilk defa gittiğim mekanda – lezzetleri genel olarak beğensem de - maliyet bir öğle yemeği için yüksek gelebilir."
"İlyas Usta Beylikdüzü’nün yeni mekanlarından. Migros AVM’nin kapalı otopark girişinin karşısında yer alıyor. 1985 yılından beri İstanbul’un çeşitli bölgelerinde ( Merter, Bahçeşehir, Bahçelievler gibi ) şubeler açarak hizmet veriyorlar. Şimdilerde Beylikdüzü ve Bahçelievler’de devam ediyorlar. Mekana ismini veren İlyas Usta aslen Rizeli. Hal böyle olunca pide ve döner konusunda kendisine tabii olabilirsiniz. Kendisi o kadar Rizeli ki telefon numarasının sonu 53 53 ile bitiyor.
İki katlı mekanın üst katında güzel bir çocuk oyun alanı mevcut. Çocuklu aileler rahatlıkla tercih edebilir. Önem verdiğim bir diğer konu olan tuvaletler tertemiz. Bu sayede kafadan +1 puanları var gözümde. Menüde pide ve dönerin yanısıra ızgara çeşitleri de mevcut.
Pidelerde Trabzon’dan gelen tuzsuz tereyağı kullanılıyor. Pidenin yanında da üstüne sürmeniz için parça parça getiriyorlar. Klasiklerden kapalı kıymalı pidede ( 13tl ) kıstasım yedikten sonra midede ekşime yapmaması. Bu konuda içiniz rahat yiyebilirsiniz. Porsiyon olarak epey büyük, sipariş edince göreceksiniz. Trabzon’un olmazsa olmazı açık yuvarlak Trabzon peynirli pideyi ( 13tl ) ise zevkle yedik. Nasıl mı? Pidenin kenarlarından kopartarak ortasında sündüre sündüre.. Meşhur imansız peyniri ile yapılan pide bilindiği gibi kuymak yapımında da kullanılıyor. Peynir, yağı alınmış sütten yapılıyor ve uzadıkça uzuyor. Ayrıca haftasonları yöresel lezzetlerin olduğu brunch yapmak için de gidilebilir. Gerek lezzetli pideleri gerekse İlyas ustanın hoş sohbeti için Beylikdüzü veya Bahçelievler’e yolunuzu düşürmenizi tavsiye ederim.."
"İstediğin kadar lezzetli şiş dürüm yap , yere düşen bezi doğru düzgün temizlemeden masa silmede kullanıyorsan benim için artık malesef tekrar gelemeyeceğim bir mekansın"
"100 yılı geçmiş mazisi olan mekan. İçerisi tarih kokuyor. Bugüne kadar gitmemiş olmak benim ayıbımdı. Sütlü tatlılar, manda yoğurdu, kaymak gibi ürünleri ile ön plana çıkıyor. Karaköy'de merkezi konumda, tramvay istasyonunun yanıbaşı. Mekan sahipleri iş başında, güvenilir izlenimi veriyor. Karaköy'deki egzantrik mekanlarda haketmeyen ürünlere istenen ücretleri görünce, burası fiyat/performans açısından baktığınızda bedava"
"Hayela , Bahçelievler-Haznedar civarında ev yemekleri yiyebileceğiniz temiz, uygun fiyatlı ve iyi yemekleri olan bir lokanta. Öğleden sonra çoğu vakit yoğun oluyor. Bayanların ağırlıklı olduğu mekanlarda her zaman daha huzurla yemek yiyorum. Kremalı tavuk yemeği, kuru fasulye-pilav ikilisi ve köstebek adı verilen tatlıdan oluşturduğum menüden hayli memnun kaldım. Özellikle denk gelirseniz köstebek sipariş etmeyi unutmayın.."
"Tavuk suyu çorba, tavuklu pilav, tavukgöğsü ve kazandibi klasiklerinin dışına çıkmamaya özen gösteriyorum. Mekanın konum olarak fast food katından ayrı olması ve kendine has oturma bölümleri olması sebebiyle, ayrıca grup gittiğimiz zamanlarda herkesin kendine yiyecek birşeyler bulması sebebiyle de tercih sebebi. Mükemmel lezetler olmasa da artıları ile gidilebilecek bir mekan.."
"Bir restoran düşünün ki menüsünde sadece tek bir yemek sunuyor. Etiler Nispetiye caddesi üzerinde açılan La Boucherie ( Fransızcada kasap manasına geliyor ) bu tanıma uyuyor. Emirgan’ın sevilen mekanı La Boom’un favori yemeklerinden La Boucherie steak, bu mekanın açılmasına vesile olmuş.
Set kebabın kapı komşusu olan mekan, 30-35 kişilik küçük bir kapalı salon ve bahçe kısmından oluşuyor. Beyaz örtülü masalar ve deri koltuklar bende iyi bir izlenim bıraktı. Arka tarafta hatırlı müşteriler için saklı bir vip odası var, görmenizi öneririm. Mutfak kısmı kapalı salonla iç içe. Gündüz sakin saatlerde gittiğim için sıkıntı yaşamadım ama akşam yoğun vakitlerde koku problemi yaşanabilir kanısındayım. Yemek servisi bittikten sonra DJ performansı ve kokteyl eşliğinde gece devam ediyormuş.
Fransız şef Arthur Vonderheyden’in icadı olan menü, Paris’te gittiğim meşhur Le Relais de l’entrecote restoranı hatırlattı. Cafe de Paris sosunun yaratıcısı bu mekanda da benzer bir konsept sunuluyor. La Boucherie menüsü kısaca salata, la boucherie steak ve limitsiz patatesten oluşuyor. Salata deyip geçmeyelim. Steak öncesi sunulan bu salata rokfor peyniri, yeşil elma, karamelize fındıklar ve sosuyla çok uyumlu. Yediğim en güzel salatalardan diyebilirim. Tadı damağımda kaldı. Keşke ana yemeğin yanında gelen patatesler gibi unlimited olsaydı. La Boucherie tabağı bol tereyağlı sosla servis edilen bonfile dilimleri ve tabağın kenarında bol miktarda patatesten oluşuyor. Kebap tabağını andıran metal tepsi üzerinde sunuluyor. Altında yanan mumlar eti sıcak tutmaya ve tereyağın donmasına mani olmaya yarıyor. Etin bu denli tereyağ sosunda olması biraz ağır geldi. ( bana kolay kolay bir yemeğin ağır gelmeyeceğini çevremdekiler bilir ) Tereyağı nereden temin ettiklerini sorduğumda Tikveşli markası olduğu söylendi. Tabağın kenarındaki patatesler lezzetliydi fakat yemesi epey güç. Fazla ince, uzun ve kıtır. Ne elle yeniyor ne çatalla : ) Yemeğin yanında Öküzgözü Boğazkere kırmızı tercih ettim. Tatlı menüsündeki creme brule, chocolate mousse, apple crumble ve chocolate cake gibi seçenekleri etten sonra daha ağırlaşmamak için yemek istemedim. Kahve ikramları ile yemeğim son buldu.
Gelelim fiyat konusuna ; salata ve et tabağından oluşan fix menü ( Şubat 2016 itibariyle ) 86 tl. Kadeh şaraplar 30-35 tl civarında. Şişe su 12tl, yorum sizin. Ana ürünlerin yüksek fiyatını tolere edebilen bir kişi olarak içecek fiyatlarının bu denli şişirilmesi beni rahatsız ediyor ama demekki rahatsız olmayan bir kitle var.
Kısacası , salata lezzetinin esas yemeğin lezzetinden daha akılda kalıcı olduğu bu mekan benim tekrar gitmeye can atacağım bir lokasyon olmadı"
"Şenlikköy'de yılların mekanı ama benim ilk gidişim. Çalışan yaş ortalaması 50 plus. Pide fırınının başındaki ustadan, garsonlara ve sahibine kadar. Pideler odun ateşinde pişiyor. İşlerini titizlikle yapıyorlar. Fiyat olarak hakkını istiyorlar, semtteki çoğu işletme gibi öpmüyorlar. İlk ziyaret olduğu için kıymalıdan başladım, bir dahaki gidişimde diğer çeşitleri deneyeceğim. Burayı keşfetmiş olmaktan dolayı mutluyum."
"Beylikdüzü Kültür Merkezi'nin karşısında yer alıyor. Samimi dekor, bayan garson, güleryüzlü işletme. Önden gelen mezeler başarılı, yağlı ekmek, sumaklı soğan ve yoğurtlu patlıcan. Soğan kebabı, patlıcanlı kebap, domatesli kebap ve kuzu şiş löplöp. Hepsini severek yedik. Ali Göde şalgamı kullanarak farkını ortaya koymuş. Tezgahın başında Muhittin Usta döktürüyor."
"Boğaziçi Üniversitesi kampüsüne çok yakın konumda yer alıyor. Hisarüstü otobüs duraklarının az ilerisinde. Butik bir burger-sosisçi diyebiliriz. Sosisler kendi imalatları. Güvenli sosis bulmanın çok zor olduğu bu devirde burasını keşfetmiş olmaktan dolayı mutluyum. Sipariş ettiğim carneburger kömür ateşinde ağır ağır dönen bir mekanizma ile pişiyor. Çektiğim videoyu İnstagram hesabımda ( yiyomyiyomdoymuyom ) bulabilirsiniz. Burger ekmeği ile iç malzemesi lezzet olarak uyumlu fakat ekmek bir miktar daha az gramajlı olabilir. Carneroll adı verilen spesiyallerini denemek için tekrar gelecğeim. Satır kıymasından ete sarılmış köz patlıcan fikri çok hoş. Denediğim burger yanında patates ve içecek ile birlikte 20tl"
"Sirkeci'de yıllardır hizmet veren Kasap Osman'ın bildiğim kadarıyla ilk ve tek şubesi. Son gidişim hariç daha önceki her gittiğimde lezzetinden memnun ayrıldığım Sirkeci'deki yerinden sonra burayı da ziyaret ettik. Temiz görünümü var. Tandırda lavaş yapılıyor. Dönerin lezzeti de ortalamanın üstünde. Yeşilköy-Florya hattında döner yemek için en iyi alternatif diyebilirim"
Takip Et
