Etiler Nispetiye caddesi üzerinde yer alıyor. Sandviç ekmekleri çok güzel, pastane ekmeği formatında. Döneri de başarılı. Fiyatlar ile ilgili eleştiri yapılabilir. 150 gr sandviç döner 30tl. Birçok kişiye göre pahalı. Nispetiye caddesinde olması buna sebep olabilir. Limonata ile birlikte 36 tl ödedim.9 yıl önce
Bölgenin yeni mekanlarından. Ferah, caddeye bakan bir salonu var. Neredeyse tüm steakhouselarda görülen şapkalı yada pala bıyıklı personel burada da var 9 yıl önce
Bostancı iskele karşısı sarı dolmuşların yanında birkaç tane kokoreççi dikkat çekiyor. Tavsiye üzerine Üçel'e gittim. Kömür ateşinde pişiyor. Baharatı, yağı dengeli. Koko şahane. Yarım ekmek + ayran 12 tl..9 yıl önce
İstanbul’un güzide semtinin yenisi Central Nişantaşı. Konum olarak Harbiye’den Valikonağı’na girince sağa ilk dönüş olan Mim Kemal Öke caddesinde. Kapı önünde birkaç masa var, güzel havalarda pek keyifli olur. İçerisi de hoş dizayn edilmiş. Küçük masalar, 1 tane kalabalık gruplar için uzun masa, 2 adet loca, bar bölümü ve şeflerin yaptıklarını da izleyebileceğiniz cheftalks kısmı. Rezervasyon kabul edilmiyor. Özellikle akşam saatleri full oluyormuş, kapıda bekleme ihtimali var. Arda Türkmen etkisi mekanın açılışından itibaren doluluk olarak kendini gösteriyor. Uzun vadede ne olacağı, gidenlerin feedbacklari sonucunda görülecektir. Sloganları better food, better mood, better music. Müzikler güzel, mekanın ortamı mod olarak da insana iyi geliyor. Gelelim food kısmına;
Sabah saatlerinde kahvaltı için uğradık. Kahvaltı serpme olarak sunuluyor. Menüde kaç kişilik olduğu belirtilmemiş ama 2 kişi için 1 kahvaltı söylemek yeterli. Yanında alınacak 1-2 sıcak desteği ile mükellef bir sofra haline gelir. Biz de aynen öyle yaptık. Serpme kahvaltıda ; Çeri domates, köy biberi, Çengelköy salatalık, zeytinyağlı zahter, Gemlik zeytini, Ayvalık zeytini, Girit ezmesi, acuka, keçi loru ve vişne reçeli, manda kaymağı, çam balı, Ezine peyniri, kaşar peyniri, tereyağı, çilek marmelatı ve nutella geliyor. Ürünler kesinlikle sıradan değil. Keçi loru, girit ezmesi, acuka, zeytin ve peynir çeşitleri, bal oldukça lezzetliydi. Yanına Fransız omleti ve Ricotta peynirli kiş söyledik. Mantarlı, mozzarellalı Fransız omleti ve ricotta peyniri, ıspanak ve fırınlanmış çeri domatesli kiş kahvaltıya keyif ve lezzet katan sıcak ürünler. Serpme kahvaltı yanında birer çay ikram ediliyor. Kahvaltı servisi saat 16’ya kadar sürüyor. Fiyatlar Nişantaşı için normal, başka semtlerle karşılaştırmak hata olur. Servis nazik ve güleryüzlü. Akşam servisini ve kokteyllerini de merak ettim. Kısa sürede bu kadar ilgi gösterilen mekanın gelecekte nerede olacağını hep birlikte göreceğiz..9 yıl önce
İstanbul’un bir ucu Büyükçekmece’de Kültürpark olarak bilinen alanda hizmet veriyor Trabzon Evi. Kültürpark’tan bahsetmek gerekirse; içerisinde Mimar Sinan’ın eserleri olan tarihi köprü, kervansaray, cami ve çeşmenin de içinde yer aldığı 200.000 metrekareli bir park alanı. 5000 kişilik amfi tiyatro, gezinti alanları, restorantlar ve belediyenin güzel bir projesi olan yöre evleri yer alıyor. Malatya, Tokat, Diyarbakır, Amasya, Safranbolu, Ürgüp, Akşehir, Kıbrıs gibi yörelerin yemeklerini yapan evler mevcut.
Trabzon evi de yörenin yemeklerini sunuyor. Muhlama, karalahana, hamsi-istavrit, kuru fasulye, Akçaabat köfte, fasulye turşusu gibi yöreselleri bulabilirsiniz. Ahşap dekorasyon ağırlıklı, açık ve kapalı salonları var. İşletmecileri sıcak samimi insanlar. Biz yemeklerimizi yerken yan masada teyzeler karalahana sarma sarıyorlardı.
Ekmekler haliyle Trabzon ekmeği. Buranın leziz muhlamasını bu ekmeği bandıra bandıra yedik. İster kahvaltıda ister bizim gibi öğle yemeğinde yiyebilirsiniz. Favori lezzetim muhlama oldu. Beklentimin yüksek olduğu ama bunu karşılamayan bir karalahana sarma yedik. İçindeki harcı çok lezzetsizdi. Nerede evde yediğim karalahanalar nerede bu sarma. Akçaabat köftenin tadı fena değildi, tercih edilebilir. Hamsinin nereden olduğunu sorduğumda Marmara-karadeniz karışık cevabını aldım ama bence tamamı Marmara hamsisiydi. Fiyatlar epey uygun, o taraflara yolunuz düşerse en azından bir muhlama yemek için tavsiye ederim…9 yıl önce
Hima, meşrutiyetten kalma tarihi bir binada hizmet veriyor. Tavanları oldukça yüksek, duvarlarda tuğla dekor hakim. Ermeni dilinde şimdi anlamına gelen Hima’da Nubar bey, kardeşi Natali hanım ve mutfaktaki anneleri Eliz hanım bizi son derece güleryüzle karşıladı ve ilgilendi.
Başta ikram olarak atıştırmalık acuka, yeşil zeytin ve kırmızı biber geldi. Sunumu şık ve lezzetliydi. Sonrasında istediğimiz karışık günün mezelerinden kuru dolma, yaprak sarma, çıltik dedikleri patlıcan kızartması oldukça iyiydi. Ana yemek söylemeye gerek kalmadı. Ermeni mutfağının zahmetli ve imza lezzeti topik konusuna bakış açımı burası değiştirdi. Çok beğendim, bir porsiyonla yetinmeyip ikinci porsiyonu da yuvarladım.
Tatlılardan üç tane denedim. Cheesecake, tiramisu ve kavanozda çilekli çikolatalı muhallebi. Cheesecake biraz kuruydu fakat diğer iki tatlı gayet başarılı. Tiramisu alkolsüz. Mekanın içki ruhsatı olmasına rağmen içki servisi yapılmıyor malesef. Fiyatları uygun. İster yemek için isterse yemek sonrası cafe ortamından faydalanmak için gülzeryüzlü hizmet, ferah mekan arıyorsanız Hima doğru tercih..9 yıl önce
Ops Passage, Karaköy’de Fransız geçidinde yer alıyor. Şık dekorasyonu ile dikkat çekiyor. Öğlen 13:30 saatlerinde epey sakindi, zannedersem akşam daha hareketli oluyor. Başlangıçlardan kuzu çöp şiş istedim. Anticucho sosla marine edilmiş etler nefis olmuştu. İlk defa tattığım bu sosla etin uyumu harikaydı. Yanında patates salatası ile servis edildi. Ana yemek olarak burgerini denemek istedim. 200 gr dana kıyma, yumurta, domates, cheddar, marul ve turşu içerikli. Yanında donuk patates kızartması ile servis ediliyor. Burgere yumurtayı çok yakıştırıyorum. Eti de kurutulmamış, sulu ve gramaj olarak olması gerektiği gibiydi. Kuzu şiş, burger ve 1 bardak suyun toplam fiyatı 68 tl. Bir rezervasyon sitesi kullanarak gittiğim mekanda kampanya gereği yediklerimin yüzde 50 sini ödedim. Yüzde 50 indirimsiz haliyle de gidilebilir. Eleştirim içecek fiyatlarına olabilir. Minik bardak su 5tl, meşrubat fiyatları 9-10 tl civarı. Alkollüleri saymıyorum bile. Genel olarak mekandan memnun kaldım, tekrar giderim..9 yıl önce
Etiler Nispetiye caddesi üzerinde eski Limonata’nın yerine açılmış Sandalyee Brasserie. Mutfak MSA geçmişi olan şef Erkan Yeşil’e emanet ( Head Chef Aykut Merd Mokatan da arkasından yetişiyor ) .Bar bölümünde ise kokteyl sihirbazı Hüseyin Ziya var. Gerek yemek yemeye, gerekse iş çıkışı birşeyler içmek için mekan biçilmiş kaftan. Dekorasyon ahşap ağırlıklı. Oturma alanı epey büyük, kapı önündeki caddeyi gören kısım sigara kullananlar için ayrılmış. En güzel yeri sigara kullanan insanlara ayrılması bence çok yanlış. Burası için özel olarak söylemiyorum, genel şikayetimdir bu.
6 çeşit soğuk meze tabağıyla başladık. Bunların arasında akılda kalıcı olan şekerli meksika biberi reçeliydi. Acı ve tatlının uyumu hoş damaklarda hoş bir seda bıraktı. Soğuk deniz ürünleri tabağında ahtapot carpaccio, somon gravlax, levrek marin var. Levrek marin lezzet olarak diğerlerinin önündeydi. Lorlu armutlu çıtır pizza ise hafif ve farklı oluşuyla takdirimi kazandı fakat benim damak tadıma hitap etmedi. Limonlu tavuk da tavuk sevmememden ötürü bana pek hitap etmedi ama bira ile iyi bir eşlikçi olabilir kanısındayım. Burada yediğim dana dil nefisti, tatmanızı tavsiye ederim. Bisque soslu deniz ürünlü makarna ağır yemek seven bana bile ağır geldi. Belki de öncesinde çok karıştırdığım için bu durum yaşandı. Görsel olarak epey iyi bir course ama. Erkan şef en iyileri en sona saklamış olacak ki , son 3 yemek de birbirinden güzeldi. Dana kaburga, kuzu karski ve buharda lagos balığı. Tüm yemeklere kendinden birşeyler katan inovatif şef Erkan Yeşil’in ellerine sağlık.
Yemeklerden sonra kokteyl sihirbazı Hüseyin Ziya şovu başladı. Salatalıklı kokteyl The Mykonos ile hafif bir giriş yaptık. Beyaz çikolatadan oluşmuş bir kase içinde baileys ve çikolata sos içeren kokteyl ile mest olduk. En iyisi en sonunda geldi. Patlıcanlı , kırmızı biberli ve sarı biberli kokteyller. Özellikle müthiş yakıcılığıyla biberli kokteyller muhteşemdi. Patlıcanlının adı Dark Power, kırmızı biberli hot fewer, sarı biberli sweet dream.
Fiyatlar Nispetiye caddesindeki böyle bir mekan için çok uygun. Erkan şefin lezzetli yemek yorumlarını ve Hüseyin Ziya’nın şahane kokteyllerini denemek için mekanı öneririm..9 yıl önce
Bahçeşehir'deki bu mekanı bir fırsat sitesi sayesinde öğrendim. Bahçeşehir'in ikinci kısımında Park Çarşı'da bulunuyor. Ağırlıklı paket servis hizmeti veriyorlar. Öğlen 12de gittiğimde yeni açılıyordu. Seçmiş olduğum 24 parçalı sushi menüsünü fırsat sitesinde 56.50 tl yerine 29.90 a satıyorlardı. Menü; sake maki, magura maki, samurai roll, istanbul roll, kappa maki ve avokado maki içeriyor. Ekstra aldığım yeşil çay için 10tl ödedim.9 yıl önce
Taksim’in arka sokak lezzetlerini keşfetmeye meraklıysanız önereceğimiz bir mekan da Abrakebabra Meze Mangal. Konum olarak İstiklal caddesine girdiğinizde soldaki ilk sokaktan girip sağa döndüğünüzde az ileride göreceksiniz. Sokakta burası haricinde birkaç ocakbaşı daha göreceksiniz. Abrakebabra dışarıdan dikkat çekmeyen bir yer. Basamak inerek ulaşılan mini ama sıcak bir oturma alanı var. Ocakbaşında birkaç kişilik oturma yeri mevcut. Girişte sağ tarafta meze bölümünden görerek istediğiniz mezeleri seçebiliyorsunuz. Mekanın işletmecisi opera sanatçısı Güvenç Dağüstün imiş. Kendisiyle tanışma şerefine nail olamasak da ruhunun yansımalarını duvarlardaki çerçevelerde görebilirsiniz.
Menü meze ve kebapla sınırlı. Fazla kafa karıştırıcı değil. Meze bölümünden mezeni al, kebabını söyle, içeceğinle ( alkollü veya alkolsüz ) sulandır. İki çeşit mezenin yanısıra çöp şiş ve kebap sipariş ettik. Mezelerin porsiyonu biraz küçük olsa da fiyatları yüksek olmadığı için rahatsız etmedi. Humusu tavsiye ederim. Kebabı lezzetli, kuyruk yağı oranı dengeli. Çöp şiş porsiyonu da mezeler gibi minimal ama lezzetini beğendim. Etler yanında usülüne uygun olarak pilav olmadan servis ediliyor. Sunumlar özenli, servis nazikti. Grup olarak rahatlıkla gelebilecek bir mekan olan Abrakebabra meze mangal tavsiyemizdir...9 yıl önce
Dayday pastanesi eskiden ermeni vatandaşlarımızın işlettiği bir mekanmış .Sonradan ( klasik hikaye ) yanlarında çalışan kişiye devretmişler. Yaklaşık 15 senedir bu kişiler işletiyor. Elmalı kurabiye, tahinli çörek ve paskalya en çok tutulan ürünleri. Tahinli biraz fazla şekerli olmakla birlikte, elmalı kurabiye nefisti. Löplöp yemenizi tavsiye ederim. Paskalyayı eve paket aldık, damla sakızının aroması yoğun hissediliyor, lezzetliydi.9 yıl önce
Kilisli'ye en son birkaç sene önce gitmiştim. Bu öğlen yolumuz tekrar düştü. Bölgede gidilecek iyi mekanlardan biri. Kuru dolma ve içli köfte ile başladık. İkram humus getirdiler, vasat. Cıvık cıvık, pekmezi alınmış tahin gibi. İçli köftesi çok başarılı. Kilis tava ve soğan kebabı sipariş ettik. İkisi de lezzetli. Özellikle soğan kebabı için tekrar tekrar gidilir. İki kişi maliyet 105 tl9 yıl önce
Finn Karaköy, bölgenin yeni mekanlarından. İstanbul’un yeni gözdesi Karaköy’de açılan onlarca yatırımdan birisi. Öğle saatlerinde KanGurular üyesi Erşen Turgut arkadaşımla yemek için burada bulunduk. Dükkanın şekli biraz bozuk ama kaliteli dekore edilmiş havasında. Genel olarak kokteyllleri ile ön plana çıkıyor. Öğle saatleri olduğu için kokteyl konusuna girmedik. İlk başta ikramlık zeytinyağı içinde peynir topları geldi, lezzetli ekmekleri ile ısınma turlarını yaptık. Başlangıç olarak pancarlı somon gravlax ve falafel sipariş ettik. Falafel topları, pita ekmeği ve baharatlı yoğurt sosuyla sunuluyor. Somon gravlax ise ardıç tohumu ile tatlandırılmış. Yanında hardal taneli patates salatası ve ekşi krema ile sunuldu. Öğünün en başarılı tabağı bence buydu. Makarnalardan calamarata ve ana yemeklerden körili tavuk tajine seçtik. Tajine Hint yemeği tarzında köri sos içinde tavuk parçalarından oluşuyor. Üstüne yoğurt ilave edilmişti. Yanında basmati pirinçle hazırlanmış ( ekmek niyetine tüketilen ) yağsız tuzsuz pilavla servis edildi. Körili tavuktan çok hazzetmediğim için beni pek sarmadı. Calamarata, beyaz şarapta sotelenmiş somon, midye, kalamar, karides içeren bir makarna. Oldukça lezzetli diyebilirim. Fiyatına göre porsiyonu küçük yada porsiyona göre fiyatı yüksek diyebilirim. Finali kahve ikramları ile yaptık. Yemeklerini tatma maksadıyla ilk defa gittiğim mekanda – lezzetleri genel olarak beğensem de - maliyet bir öğle yemeği için yüksek gelebilir.9 yıl önce
İlyas Usta Beylikdüzü’nün yeni mekanlarından. Migros AVM’nin kapalı otopark girişinin karşısında yer alıyor. 1985 yılından beri İstanbul’un çeşitli bölgelerinde ( Merter, Bahçeşehir, Bahçelievler gibi ) şubeler açarak hizmet veriyorlar. Şimdilerde Beylikdüzü ve Bahçelievler’de devam ediyorlar. Mekana ismini veren İlyas Usta aslen Rizeli. Hal böyle olunca pide ve döner konusunda kendisine tabii olabilirsiniz. Kendisi o kadar Rizeli ki telefon numarasının sonu 53 53 ile bitiyor.
İki katlı mekanın üst katında güzel bir çocuk oyun alanı mevcut. Çocuklu aileler rahatlıkla tercih edebilir. Önem verdiğim bir diğer konu olan tuvaletler tertemiz. Bu sayede kafadan +1 puanları var gözümde. Menüde pide ve dönerin yanısıra ızgara çeşitleri de mevcut.
Pidelerde Trabzon’dan gelen tuzsuz tereyağı kullanılıyor. Pidenin yanında da üstüne sürmeniz için parça parça getiriyorlar. Klasiklerden kapalı kıymalı pidede ( 13tl ) kıstasım yedikten sonra midede ekşime yapmaması. Bu konuda içiniz rahat yiyebilirsiniz. Porsiyon olarak epey büyük, sipariş edince göreceksiniz. Trabzon’un olmazsa olmazı açık yuvarlak Trabzon peynirli pideyi ( 13tl ) ise zevkle yedik. Nasıl mı? Pidenin kenarlarından kopartarak ortasında sündüre sündüre.. Meşhur imansız peyniri ile yapılan pide bilindiği gibi kuymak yapımında da kullanılıyor. Peynir, yağı alınmış sütten yapılıyor ve uzadıkça uzuyor. Ayrıca haftasonları yöresel lezzetlerin olduğu brunch yapmak için de gidilebilir. Gerek lezzetli pideleri gerekse İlyas ustanın hoş sohbeti için Beylikdüzü veya Bahçelievler’e yolunuzu düşürmenizi tavsiye ederim..9 yıl önce
İstediğin kadar lezzetli şiş dürüm yap , yere düşen bezi doğru düzgün temizlemeden masa silmede kullanıyorsan benim için artık malesef tekrar gelemeyeceğim bir mekansın9 yıl önce
100 yılı geçmiş mazisi olan mekan. İçerisi tarih kokuyor. Bugüne kadar gitmemiş olmak benim ayıbımdı. Sütlü tatlılar, manda yoğurdu, kaymak gibi ürünleri ile ön plana çıkıyor. Karaköy'de merkezi konumda, tramvay istasyonunun yanıbaşı. Mekan sahipleri iş başında, güvenilir izlenimi veriyor. Karaköy'deki egzantrik mekanlarda haketmeyen ürünlere istenen ücretleri görünce, burası fiyat/performans açısından baktığınızda bedava9 yıl önce
Hayela , Bahçelievler-Haznedar civarında ev yemekleri yiyebileceğiniz temiz, uygun fiyatlı ve iyi yemekleri olan bir lokanta. Öğleden sonra çoğu vakit yoğun oluyor. Bayanların ağırlıklı olduğu mekanlarda her zaman daha huzurla yemek yiyorum. Kremalı tavuk yemeği, kuru fasulye-pilav ikilisi ve köstebek adı verilen tatlıdan oluşturduğum menüden hayli memnun kaldım. Özellikle denk gelirseniz köstebek sipariş etmeyi unutmayın..9 yıl önce
Tavuk suyu çorba, tavuklu pilav, tavukgöğsü ve kazandibi klasiklerinin dışına çıkmamaya özen gösteriyorum. Mekanın konum olarak fast food katından ayrı olması ve kendine has oturma bölümleri olması sebebiyle, ayrıca grup gittiğimiz zamanlarda herkesin kendine yiyecek birşeyler bulması sebebiyle de tercih sebebi. Mükemmel lezetler olmasa da artıları ile gidilebilecek bir mekan..9 yıl önce
Bir restoran düşünün ki menüsünde sadece tek bir yemek sunuyor. Etiler Nispetiye caddesi üzerinde açılan La Boucherie ( Fransızcada kasap manasına geliyor ) bu tanıma uyuyor. Emirgan’ın sevilen mekanı La Boom’un favori yemeklerinden La Boucherie steak, bu mekanın açılmasına vesile olmuş.
Set kebabın kapı komşusu olan mekan, 30-35 kişilik küçük bir kapalı salon ve bahçe kısmından oluşuyor. Beyaz örtülü masalar ve deri koltuklar bende iyi bir izlenim bıraktı. Arka tarafta hatırlı müşteriler için saklı bir vip odası var, görmenizi öneririm. Mutfak kısmı kapalı salonla iç içe. Gündüz sakin saatlerde gittiğim için sıkıntı yaşamadım ama akşam yoğun vakitlerde koku problemi yaşanabilir kanısındayım. Yemek servisi bittikten sonra DJ performansı ve kokteyl eşliğinde gece devam ediyormuş.
Fransız şef Arthur Vonderheyden’in icadı olan menü, Paris’te gittiğim meşhur Le Relais de l’entrecote restoranı hatırlattı. Cafe de Paris sosunun yaratıcısı bu mekanda da benzer bir konsept sunuluyor. La Boucherie menüsü kısaca salata, la boucherie steak ve limitsiz patatesten oluşuyor. Salata deyip geçmeyelim. Steak öncesi sunulan bu salata rokfor peyniri, yeşil elma, karamelize fındıklar ve sosuyla çok uyumlu. Yediğim en güzel salatalardan diyebilirim. Tadı damağımda kaldı. Keşke ana yemeğin yanında gelen patatesler gibi unlimited olsaydı. La Boucherie tabağı bol tereyağlı sosla servis edilen bonfile dilimleri ve tabağın kenarında bol miktarda patatesten oluşuyor. Kebap tabağını andıran metal tepsi üzerinde sunuluyor. Altında yanan mumlar eti sıcak tutmaya ve tereyağın donmasına mani olmaya yarıyor. Etin bu denli tereyağ sosunda olması biraz ağır geldi. ( bana kolay kolay bir yemeğin ağır gelmeyeceğini çevremdekiler bilir ) Tereyağı nereden temin ettiklerini sorduğumda Tikveşli markası olduğu söylendi. Tabağın kenarındaki patatesler lezzetliydi fakat yemesi epey güç. Fazla ince, uzun ve kıtır. Ne elle yeniyor ne çatalla : ) Yemeğin yanında Öküzgözü Boğazkere kırmızı tercih ettim. Tatlı menüsündeki creme brule, chocolate mousse, apple crumble ve chocolate cake gibi seçenekleri etten sonra daha ağırlaşmamak için yemek istemedim. Kahve ikramları ile yemeğim son buldu.
Gelelim fiyat konusuna ; salata ve et tabağından oluşan fix menü ( Şubat 2016 itibariyle ) 86 tl. Kadeh şaraplar 30-35 tl civarında. Şişe su 12tl, yorum sizin. Ana ürünlerin yüksek fiyatını tolere edebilen bir kişi olarak içecek fiyatlarının bu denli şişirilmesi beni rahatsız ediyor ama demekki rahatsız olmayan bir kitle var.
Kısacası , salata lezzetinin esas yemeğin lezzetinden daha akılda kalıcı olduğu bu mekan benim tekrar gitmeye can atacağım bir lokasyon olmadı9 yıl önce
Beylikdüzü Kültür Merkezi'nin karşısında yer alıyor. Samimi dekor, bayan garson, güleryüzlü işletme. Önden gelen mezeler başarılı, yağlı ekmek, sumaklı soğan ve yoğurtlu patlıcan. Soğan kebabı, patlıcanlı kebap, domatesli kebap ve kuzu şiş löplöp. Hepsini severek yedik. Ali Göde şalgamı kullanarak farkını ortaya koymuş. Tezgahın başında Muhittin Usta döktürüyor.9 yıl önce
Şenlikköy'de yılların mekanı ama benim ilk gidişim. Çalışan yaş ortalaması 50 plus. Pide fırınının başındaki ustadan, garsonlara ve sahibine kadar. Pideler odun ateşinde pişiyor. İşlerini titizlikle yapıyorlar. Fiyat olarak hakkını istiyorlar, semtteki çoğu işletme gibi öpmüyorlar. İlk ziyaret olduğu için kıymalıdan başladım, bir dahaki gidişimde diğer çeşitleri deneyeceğim. Burayı keşfetmiş olmaktan dolayı mutluyum.9 yıl önce
Sirkeci'de yıllardır hizmet veren Kasap Osman'ın bildiğim kadarıyla ilk ve tek şubesi. Son gidişim hariç daha önceki her gittiğimde lezzetinden memnun ayrıldığım Sirkeci'deki yerinden sonra burayı da ziyaret ettik. Temiz görünümü var. Tandırda lavaş yapılıyor. Dönerin lezzeti de ortalamanın üstünde. Yeşilköy-Florya hattında döner yemek için en iyi alternatif diyebilirim9 yıl önce
Boğaziçi Üniversitesi kampüsüne çok yakın konumda yer alıyor. Hisarüstü otobüs duraklarının az ilerisinde. Butik bir burger-sosisçi diyebiliriz. Sosisler kendi imalatları. Güvenli sosis bulmanın çok zor olduğu bu devirde burasını keşfetmiş olmaktan dolayı mutluyum. Sipariş ettiğim carneburger kömür ateşinde ağır ağır dönen bir mekanizma ile pişiyor. Çektiğim videoyu İnstagram hesabımda ( yiyomyiyomdoymuyom ) bulabilirsiniz. Burger ekmeği ile iç malzemesi lezzet olarak uyumlu fakat ekmek bir miktar daha az gramajlı olabilir. Carneroll adı verilen spesiyallerini denemek için tekrar gelecğeim. Satır kıymasından ete sarılmış köz patlıcan fikri çok hoş. Denediğim burger yanında patates ve içecek ile birlikte 20tl9 yıl önce
Beylikdüzü'nde bir kebapçı. Genelde kebapçılar doğulu olur ama burada işletmeciler genç ve batılı görünümlü kişiler. Mekanın ismindeki Hause kelimesinden Almanya ile bağlantılı olduklarını tahmin ediyorum. Dekor modern cafe havasında, kebapçı ambiyansı yok. Müzikler yabancı slow. Tecrübeli bir garsonu var ve hitap şekli ve servisiyle kusursuz. Başta epey ikram geliyor. Çiğ köfte damağa yapışıyor, pek beğenmedim. Ciğer ve Kuzu şiş iyi, tavsiye ederim . Adana yavan, lezzeti eksik. Yemeklerin üstüne Türk kahvesi ikram ediliyor. Sunumu şahane. Fiyatlar uygun. 2 kişi bütün bunlara 55tl ödedik. Unutmadan söyleyeyim güveçte sıcak helvayı da ikram ettiler, tekrar gelebileceğim bir mekan..9 yıl önce
Şehremini'de közde piliç yapan bir mekan. Kocaman tavuk çevirmeler yoldan geçerken vitrinde dikkat çekiyor. Arka tarafta bir salonu var ( bu salonda trkcll 3G internet çekmiyor ) Pilicin sosu deri kısmında. Soslu kısmı lezzetli, gerisi bildiğiniz inorganik tavuk. Abartılacak bir mekan değil, ucuz karın doyurmalık.9 yıl önce
İstanbul'un yaşayan efsanelerinden. Buraya sık sık gelin ürünlerini tadın. Manda yoğurdu, kaymak, kazandibi ve tavukgöğsü tattığım lezzetleri. Hepsi şahane. Kazandibi ve tavukgöğsü için Sarıyer'e gitmeye gerek yok. Özellikle manda yoğurdu buradaki favorilezzetim oldu.9 yıl önce
Çapa'nın tam karşısında yer altı lokantası. Since 1972 imiş. Garsonlar temiz, seviyeli. Öğle saatlerinde doktor, asistan akınına uğruyor. Beğendi, ciğer ve az çorba aldım. Beğendi iyi, birkaç takviye ile daha lezzetli yapılabilir. Çorba lokantalarda önemli kriter ve beğendim. Fiyatlar uygun, tavsiye ediyorum9 yıl önce
Capacity AVM fastfood katında yemek yenecek bir alternatif. Mekanın farklılığı masalardaki cam seramik mangalda etleri kendiniz pişirebiliyor olmanız. Avm içerisinde alışık olunmayan bir konsept. Uğraşmayayım derseniz ( benim gibi ) etleri pişmiş isteyebilirsiniz. Special adı verilen karışık et tabağı aldım. Damakta iz bırakan bir tat alamadım. Antrikot, pirzola, tavuk kanat ve köfteden oluşuyordu. Yayık ayranları güzel. Fiyatlar uygun, denenebilir..9 yıl önce
Burma kadayıf özlemimizi Diyarbakır'a gidip dindiremesek de ara sıra buradan yediğimiz kadayıfla kendimizi avutuyoruz. Lezzet olarak 10 numara değil 8 numara, başka bir yerde daha iyisi var bence. Ama yine de avmlerde veya abuk sabuk zincir cafelerde yediğiniz tatlılardan çok daha iyi9 yıl önce
Kasap ve Steakhouse olarak hizmet veriyor. Dekor zayıf, cafe havasında. Etleri kaliteli. Meşhur Balıkesir'den. Cheeseburger denedim. 200 gr burgerin köftesi. Kasap olmalarından mütevellit fiyatlar uygun. 200gr cheeseburger 12,50 tl. Yanında donmuş patates de geliyor. Burgerin ekmeği hazır uno ekmekleri. Brioche ekmeği ve gerçek cheddar peyniri ile çok daha iyi bir burger olur. Gerçi o zaman da bu fiyatları sunmak mümkün olmayabilir. Mekana steak çeşitleri için yine geleceğim.9 yıl önce
Sakura Sushi çok yeni bir mekan. Tarabya’da sahil yolu üzerinde yer alıyor. İşletmecisi Ziya Yılmaz ve ortağı İlker bey ( İlker bey aynı zamanda işin mutfağında ) yıllar süren Japon restorantları deneyimleri sonucunda burayı açmaya karar vermişler. Üç katlı mekanın ilerleyen zamanlarda açılması planlanan üçüncü katında kapalı gruplara hizmet verilecek. Menüyü geniş tutmuşlar. Salt sushiden ibaret değil. Sıcak&soğuk başlangıçlar, tempuralar, ana yemekler gibi seçenekler de mevcut. Mutfağa yabancıysanız seçimi Ziya beye bırakabilirsiniz. Sushi sevmem diyene bile tabularını yıktıracak kadar ilgili ve bilgili bir kişi.
Neler yediğimize gelince :
1-Lagos Çorbası : Hindistan cevizi sütü, köri ezmesi, lagos balığı ve fesleğen içeriyor. Soğuk kış günlerinde, genzi yakan tadıyla özellikle hasta olanlara birebir.
2-Edamame : Olmazsa olmaz sıcak başlangıçlardan
3-Black Cod Gyoza : Japon mantısı diyebiliriz. Morina balığı, mantar, zencefil, sarımsak ve gyoza sos ile hazırlanıyor. Yanında gelen soya sosuna bandırarak yiyince daha bir lezzetli oluyor
4-Tuna Tartare : Hep steak tartare mi yiyeceğiz. Tuna tartar da güzel oluyormuş burada öğrenmiş oldum
5-Sake Nigiri: Sırlanmış somon, wafu sos ( pirinç sirkesi, zencefil ve soya ile hazırlanıyor ) ve avokado ile sunuluyor. Yediğim rollerin yanında lezzet olarak zayıf kaldı.
6-Tuna Special: Özel hazırlanmış ton balığı üzeri, somon balığı ve onun üstünde de tobiko olarak bilinen uçan balık yumurtası. Klasik sushilerden farklı, lezzet olarak üst düzey.
7-Sakura Roll: İçinde karides tempura, üstünde somon balığı ve sakura special sos ile. Henüz menüye girmemiş bu lezzet benim favorim oldu. Hem lezzet hem de sunum olarak.
8-Crab Crunchy Roll: Oyster soslu yengeç eti üstüne avokado kaplanıp üstünde ahtapot ile servis edildi. Nefisti.
9-Adını hatırlayamadığım tatlı: Creme brule gibi, içinde mango var. Yanında krokan ve lime ile servis ediliyor. Bana hitap etmedi pek. Klasiklerden kızarmış muz veya dondurma tercih ederim.
Sushi ile aramın çok iyi olmamasına rağmen bendeki sushi görüşünü değiştiren bir mekan oldu. Memnuniyetle tekrar giderim. Fiyatları mekanın sayfasından görebilirsiniz. Japon mutfağı müdavimleri, ben bu mutfağa yabancıyım denemek, başlamak istiyorum diyenler sizleri Sakura Sushi Tarabya’ya alalım, teşekkürler..9 yıl önce
Şehirdeki yeni nesil burger dükkanlarından. Kapalı alanı çok sınırlı, ufacık alan. Fiyat performans oranı pek tatmin edici değil. Bölgesi gereği fiyatlar yüksek ama ödediğimin karşılığı olan lezzeti bulamadım. Burgerlerinde akılda kalıcı bir lezzet yok. Fast food burgerin bir tık üstü olarak konumlandırabilirim. Sevenlerine saygım var tabiki ama bana hitap etmedi.9 yıl önce
Fatih, Kadınlar Pazarı olarak bilinen bölgede ultra salaş bir kasap. Kasap olmasının yanısıra et ve kebap seçeneklerini pişirip sunuyor. Eşli gitmeye çok müsait biryer değil imajı var. Hijyen konusunda da sizi tatmin etmeyebilir ama şöyle ete doyayım ve çok da para ödemeyeyim derseniz doğru adres burası. Biz iki kişi kuzu pirzola, şiş ve kaburgaya 70 lira ödedik9 yıl önce
Dai Pera, gs lisesinin yanındaki sokakta yer alıyor. Küçük,dar uzunlamasına giden bir salon. Ev havasındaki dekoru var. Ballı bonfilesi ve kadayıfta karidesi not almıştım. Bonfileye ballı sos yakışmış. Eti de istediğim gibi orta-az pişirmişler ama etin kendisinde lezzet olarak eksiklik vardı yine de. Kadayıfta karides de ilk kez denediğim bir tat oldu, mutlaka denemelisiniz. Eşim kendine beğendili kuzu tandır söyledi. Beğendisi başarılı, tandır kısmı 3/5 lik. Ortaya söylediğimiz ızgarada kıymalı muska böreği güzeldi. Özellikle yanındaki eritme peynir sosuyla çok yakıştı. Evde kırk yılda bir yaptığımız mücveri menüde görünce söyledik. Dışarda yapılınca evdeki kadar güzel olmuyormuş :)9 yıl önce
Orta halli. Dominos ve Pizza Hut'tan bir tık üst. Pizzalardan önce Parmigiano ismini verdikleri roka, domates ve parmesandan oluşan bir salata istedik. Rokalar ölüşmüş, parmesan kısmı iyi. Ben Robespierre pizza söyledim. İçindeki domates sostan dolayı hamuru yumuşamış bir pizza. Yemesi zahmetli. Lezzet olarak idare eder. Eşim kepekli hamurdan yapılmış ve üzerinde bir takım sebzelerin olduğu bir pizza aldı. Hiç tarzım değil ama kendisi beğendi. Fiyatlar olması gerekenden yüksek bence. Daha ucuza çok daha iyi pizzalar yedik. Tekrar gelirim diyeceğim bir mekan olmadı9 yıl önce
En az Aksaray'daki kebapçılar kadar iyi. Semtimizde olması sebebiyle ara sıra gidiyoruz. Oğlum buranın lahmacununu çok seviyor. Başlangıç ikramları vasat. Şalgam suyu güzel, her yerde verilen malum markadan değil. Ben etten alinazik aldım. 4 yıldızlık. Yoğurdu biraz kesilmiş gibiydi sadece. Eşim çöp şiş aldı. Tattım çok iyi. Keme kebabı yiyecektik ama mevsimi geçmiş. Mekan buradan daha büyük ve merkezi bir yere taşınırsa ve vizyonlarını geniş tutarlarsa çok daha başarılı olurlar9 yıl önce
Haftaiçi öğle saatlerinde uğradık. Bizden başka kimse yoktu, şansımıza da hava güzeldi. Buraya gelmeyeli epey olmuş. Lezzet hiç değişmemiş. Beyaz et ile pek aram yoktur ama nedense canımız kanat çekti. İyi de oldu gittiğimiz. Hem manzara güzel, hem acılı kanatlarımız lezzetli. Porsiyonda 8 kanat geliyor. Yanında getirdikleri soslu ekmek fena. Yoğun kıvamlı cacık başarılı. Yedikten sonra elleri silmek için ıslak bez getirilmesini samimi buldum. Son derece memnun ayrıldığım bir mekan oldu9 yıl önce
Özkonak, Cihangir'de epey eski kendi halinde bir lokanta. Sütlü tatlıları ile daha çok bilinen biryer. Çalışanlar yaş olarak sanki açıldığından beri oradalar. Mekanın geçmişi 1960 lı yıllara dayanıyor. Eski masalar sandalyeler, cam şişe sular Cihangir'e tezat bir hava oluşturuyor. Yemek sonrası kazandibi ve tavuk göğsü için buraya uğradık. Lezzet olarak iyi diyebilirim. Tavuk göğsü kazandibiden başarılı9 yıl önce
Görkem Kilis Sofrası hem göze hem mideye hitap eden kahvaltısıyla belirli aralıklarla gittiğimiz mekandır. Kahvaltı yerine brunch desek daha doğru olur. Katıklı ekmek, semsek pide, yöresel reçeller, kuru dolma, içli köfte, katmer, zahter-zeytinyağı gibi çeşitleriyle diğer kahvaltı veren mekanlardan ayrılır. Masada biten üründen sınırsızca tekrar isteyebilirsiniz. Mekan ayrıca tam bir çocuk dostu. Hem açık alanda hem kapalı alanda çocuk oyun alanları mevcut. Bu yüzden bizim tercih sebebimiz oluyor. Kahvaltı sonrası Florya sahilinde yürüyüş yaparak, yediklerinizin minik bir kısmını yakabilirsiniz.9 yıl önce
Beyoğlu'nda iyi pizza yapan yerlerden. Cihangir ara sokakta küçük bir dükkan. Masalarda kırmızı-beyaz kareli klasik pizzacı örtüsü. Servis, olması gerektiği gibi. Başlangıç olarak dana carpaccio ve zeytinin her türlüsünü ( zeytin, zeytin ezmesi, zeytinyağı ) içeren bir tabak söyledik, orta halli. Pizza tercihim " Pizza Bresaola " oldu. Eşim " Pizza Turca " sipariş etti. Pizzaları epey büyük ve lezzetli.. Güzel bir akşam yemeği oldu diyebilirim9 yıl önce
Bir misafirim Meksika yemekleri isteyince Picante'ye gittik. Ortaya peynirli nachos söyledik. Nachoslar bayat gibiydi, pek beğendiğimizi söyleyemem. Ana yemek tercihlerimiz etli chimichanga ve etli enchilada oldu. Chimicanga; karamelize soğan, biber ve peynir doldurulup kızartılmış tortilladan yapılıyor. Etli Enchilada ise; içinde et doldurulan tortillanın, domatesli enchilada sosu ve peynir ile sarılıp fırınlanmış hali. Yanında domatesli pilav, siyah fasulye, mısır, domatesli salsa ve avokadolu dip ile sunuluyor. Ana yemeklerimizi beğendik, tekrar geliriz buraya9 yıl önce
Dışı çikolata kaplı çilekler nefis. Bunu beğenmeyecek bir insan evladı tanımıyorum. Herkesin öve öve bitiremediği chocolixir lezzetini bir de biz yaşayalım dedik. Soğuk veya sıcak içebiliyorsunuz bu içeceği. Tavsiyem çiftseniz bir tane söyleyin. Bitirmekte zorlandım ben şahsen. Ama mükemmel. Bitter çikolatalı, frambuazlı beyaz çikolatalı ve muzlu beyaz çikolatalı tattık. Dediğim gibi iki kişi 1 tane söyleyin. Türkiye şartlarında biraz pahalı ama değer9 yıl önce
Diver lokantası Fatih'te Karadeniz mutfağını temsil eden bir lokanta. Memleket hasreti sardığı zaman soluğu burada alabilirsiniz. Başlangıç olarak et paça çorbası istedik. İstediğim kaynarlıkta değildi ama lezzet olarak iyi. Çorbaya sıcak mısır ekmekleri eşlik etti. Karalahana sarma ve hamsili pilav ortalama. Çok zaman daha iyilerini yedim. Sütlacına söyleyecek sözüm yok, kusursuzdu. Fatih'te alternatif arayanlara önerilir9 yıl önce
Közde Türk kahvesi ve közde çay içmek için doğru adres. Közde pişen kahvenin tadı başka oluyor. Fincanlar masalara boş olarak geliyor, gözünüzün önünde dolduruluyor. Mekan sahipleri oldukça misafirperver. Kısa sürede kaynaştık. Biz onlara kokolin kaplı pişmaniye ikram ettik, onlar da bize kahvelerin üstüne közde çay ikram ettiler. Bu mükemmel türk kahvesi için burası ile en kısa sürede tanışmalısınız9 yıl önce
an Çengelköy'de butik bir dükkan. Adından da anlaşılacağı gibi çikolata kahve dışında birşey yok. Aradığınız huzuru burada bulabilirsiniz. Zira içerde çalan müzikler, ortamdaki mistik hava sizi çağıran cinsten. Tavanla duvarların birleştiği köşelerde dört tarafı saracak şekilde Felak, Nas, İhlas ve Fatiha sureleri var. Türk kahvesi yanına frambuazlı çikoltata ve fıstıklı çikolata aldık. Çikolataların bir kısmını kendileri, bir kısmını Melodi üretiyormuş9 yıl önce
Meksika yemekleri için Ranchero'yu tercih ettik. Konum olarak Suadiye'de Bağdat caddesi üzerinde. Üç çeşit çorba var, hepsini tatma şansım oldu. Kendime sope de frijol söyledim. Kremalı ve peynirli meksika fasulyesi çorbası, bol acılı ve çok güzeldi. Arkadaşlarımın söylediği sopa azteca ( sebzeli mısır çorbası ) ve sopa de tortilla ( değişik aromalı domates çorbası ) benim çorbamdan daha az güzeldi. Aperatif olarak ortaya combo ( etli-tavuklu ) nachos istedik. İşte bu Favorilezzetimiz oldu. Nachos çeşitleri, tabağın ortasında sour cream ( ekşi krema ) harika bir iştah açıcı oldu. Ana yemek tercihim etli tacos mexicanos oldu. Arkadaşlarım kıymalı tacos fuertes ve etli burrito california istediler. Genel kanımız ana yemekler de iyiydi diyebileceğimiz ölçüdeydi. Kalkmadan yolluk olarak Ranch adındaki kokteyllerinden ikram ettiler9 yıl önce
Burası 15 sene önce açılan ilk şubesiymiş. Güzel, huzurlu bir bahçesi var. İki çeşit kahvaltı sunuluyor. Türk tipi klasik kahvaltı ( zeytin,peynir,domates,salatalık vs. içeren ) ve Amerikan tipi "Diner Kahvaltı" . Klasikçiyimdir ama Amerikan versiyonunu seçtik. Nazik garsonumuz İlyas beyin servis ettiği kahvaltının içeriğinde bagel, pankek, dana jambon, hindi füme, sosis, yumurta, krem ve lor peyniri, bal, reçel, karamel sos, nutella ve patates bulunuyor. Ekstra olarak kaşarlı menemen ve pankek istedik. Yediklerimizin hepsinden zevk aldık, bir kahvaltı tabağı iki kişiye yetiyor. Polonya doğumlu bagel zamanla Amerikalıların kahvaltı kültürü haline gelmiş. Bu Amerikalıların kahvaltılık hamurişi bageliyle ilgili Tribeca'nın internet sitesinde bakın ne bilgiler verilmiş: "1683 yılında Avusturya ve Polonya Krallıkları'nın arasındaki sınır anlaşmazlığından dolayı aralarının bozuk olduğunu düşünen Osmanlı İmparatorluğu Viyana'yı kuşatmıştır. Anlaşmazlıklarına rağmen din ortaklıkları ağır basan Avusturya ve Viyana, Osmanlı'ya karşı cephe alarak savaşmışlardır. Bu işbirliği nedeniyle Avusturya'da yaşayan Yahudi fırıncılar Polonya Kralı'na teşekkürlerini sunmak üzere "bagel" yaparak krala armağan etmişlerdir. Önce haşlanıp sonra fırınlanarak pişirilen bagel dış kabuğunun ince ve kıtır olması nedeni ile yıllardan beri Polonya'da gelenek olarak çocuklarının doğum günü olan annelere, çocuklarının diş gelişiminde yardımcı olmak üzere hediye edilmektedir. Bu gelenek günümüzde de devam etmektedir. "9 yıl önce
Üsküdar çarşı içinde esnaf lokantası. Kanaat'e alternatif, fiyat olarak daha uygun. Kredi kartı da geçiyor. Yalnız mekanın acilen tadilata girip daha güzel bir görünüme kavuşması lazım. Otoyol kenarı lokantalara benziyor içerisi. Lezzetlere diyecek sözüm yok. Önden tavuk suyu çorba aldık. Üstüne pilav üstü kavurma ve kuzu etli Bolu kebabı sipariş ettik. Ana yemeklerin ikisini de çok beğendik. Tatlı olarak incir uyutması meşhurmuş onu aldık. Güzel ama benim tarzım değil. Genel olarak memnun kaldığımız bir öğle yemeği oldu9 yıl önce
Kendine has havası olan, herkesin birbirini tanıdığı, İstanbul'un uğultusundan uzak Kuzguncuk semtine şöyle bir uzanalım dedik. Metet Közde Döner mahalle içinde ilerlerken sol kolda dikkat çekiyor. Bir porsiyon ve bir dürüm döner söyledik. Döner tarifen yüzde 80 dana tranç, yüzde 20 kuzu boşluğu içeriyormuş. Belki en iyi dönerci değil ama semtte bulduğum huzur paha biçilemez.9 yıl önce
Mola vermek için bu cafede oturduk. Boş masa bulabilmek için on dakikaya yakın bekledik. Ben sadece filtre kahve içecektim ama eşimin masaya getirdiği cevizli browniyi görünce dayanamadım ucundan tadayım dedim. Beklemediğim ölçüde lezzetliydi. Tatlı keyfimize filtre kahveler eşlik etti. Kahve yanı tatlı kampanyası düzenlemişler. Mağaza gezmekten yorulanlar için iyi bir dinlenme noktası olduğunu düşünüyorum9 yıl önce
Akşamları kalabalık görmeye alıştığım bu mekanı haftaiçi kahvaltı için tercih ettik. Ortamda ilk dikkat çeken rengarenk sandalyeler. Menüde kahvaltı tabağı tek tip. Bu tabak iki kişiye rahatlıkla yetiyor. Kahvaltı tabağını omlet, menemen veya tost çeşitleri ile renklendirebilirsiniz. Biz iki kişi olarak kahvaltı tabağının yanısıra, kaşarlı-mantarlı omlet ve cheddarlı-sucuklu tost aldık. Söylediğimiz ürünler dev porsiyonlar halinde geldi. Yaptığımız kahvaltıdan zevk aldık9 yıl önce
Arkadaşımın köfte yemek istemesi üzerine buraya gittik. Şişman köfte dedikleri porsiyonunda 4 adet minik köfte lezzet olarak orta, doyuruculuk olarak yetersizdi. Ciğerin kebabını daha çok sevdiğim için tava şeklini bayılarak yemiyorum. Öncesinde içtiğim domates çorbası istediğim kaynarlıkta değildi. Zaten sıcak olsa bile self servis oldugu için masaya geçene kadar soğuyor ki çorbayı ılık veya soğuk hiç sevmem9 yıl önce
Eminönü Hasırcılar caddesinde ( Hamdi'nin arkasındaki cadde ) salaş bir kebapçı. Ciğer, çöp şiş ve adana yemek için tercih edebilirsiniz. Geçtiğimiz akşam adana ve çöp şiş yemek için uğradık. Adanası üst düzey değil, ortalama. Fiyatlar da pek yüksek değil. İkisine 28tl verdik. Gidilebilir9 yıl önce
Beylikdüzü'nde eski pazar alanının yanındaki white corner denen çarşıda. Döneri vasat. Çok yağlı ve yaprak döner değil. Yerken ağıza sert parçalar geliyor. Porsiyonda 100gr var. İki kişi 150şer gram döner ve birer içeceğe 50tl verdik. Ödediğimizin karşılığı bu olmamalıydı9 yıl önce
Chef Geovani enteresan lokasyonlarda hünerlerini sergilemeye devam ediyor. Daha önce Sirkeci Hocapaşa sokakta tanışmış olduğumuz şef şimdi de Dudullu Organize Sanayi bölgesi içinde çok şık bir İtalyan lokantasıyla karşımızda. İtalyan yemekleri pahalıdır önyargısını yıkmış geçmiş, fiyatlar alışık olduğumuz ristorante veya İstanbul’da iyi pizza yapıyor diyeceğimiz mekanların fiyatlarının epey altında. Menüde güney İtalya bölgesi yemekleri ağırlıkta.Dekorasyon için uğraşılmış. Eleştirecek birşey ararsak servis elemanlarından bahsedebiliriz. Gereken yetkinlikte değiller, daha fazla eğitilmeleri gerekir. Zamanla düzelebilecek şeyler bunlar. Ulaşım konusunda sıkıntı yaşanabilir, zira arabasız Dudullu OSB içine nasıl gidilir bilmiyorum.
Neler tattığımıza gelince ;
1-Crostini di Panella : Pane nohut üzerinde levrek parçaları. Nohut unu Hindistan’dan geliyor. Nefis bir başlangıç. Daha önce denemediğim bu gibi lezzetler bana heyecan veriyor
2-Arancini con Salsa Verde : Fesleğen soslu ve pirinçli kızartılmış Sicilya köftesi. Kısaca İtalyanların risotto pirinciyle yaptıkları içli köftesi diyebiliriz. İlk defa tattım, harika.
3-Ravioli Cinesi alla Griglia : Ev yapımı kıymalı İtalyan ravioli böreği
4-Pasta Chi Sardi : Sicilya usülü sardalyalı spagetti. Tadı damağımızda kalan lezzetlerden. Al dente pişmiş, makarnalar kendi ürünleri. Semolina unundan. Üst kısımda görülenler ekmek kıtırları. Kimine ağır gelebilir ama bence şarap ile birbirlerini dengelediler.
5-Rigatoni alla Vodka : Votka soslu, kremalı, jambonlu rigatoni makarna
6-Pizza la Porçini : Porçini mantarlı pizza
7- Margherita Pizza : Buffalo mozzarella, taze fesleğen ve taze domates sos ile
8-Pizza Broccolo alle Patate : Patates, parmesan peyniri, brokoli ve sarımsak sos ( Favori pizzam bu oldu )
9-Tiramisu : Orjinal tarifle, gerçek İtalyan tiramisusu. Rom yerine Marsala şarabı, labne yerine gerçek mascarpone peyniri ile yapılmış. Şehirde yiyebileceğiniz en iyi tiramisulardan.
10-Cannoli : Sicilya usülü ricotta peynirli nefis tatlı. Hamuru taptaze, çıtır çıtır. Tatlılardan seçim yapmak zor, ikisini de yiyin derim.
Yemeklerin üstüne limoncello ikramı ve kahvelerimiz geldi. Restorantın dikkat çekici tabakları Churchill imzası taşıyor. La Chitarra size keyifli bir yemek vaadediyor. Memnuniyet garantili, beğenmeyen beni bulsun..9 yıl önce
İstiklal caddesinin arka sokaklarında yer alıyor bu pizzacı. Önünden kırk kere geçsem girmem, dışardan bakılınca çekici bir yanı yok. İçeri girince öyle olmadığını gördük. Ortam, ambiyans hoş. Müşteriler enerjik genç nüfus ağırlıklı. Masaların tepesine sorgu lambası şeklinde ışık konmuş. Karanlık sayılabilecek bir ortam var. Haliyle fotoğraf çekmek biraz zor. Yorumları okuyup gittiğimiz için en çok oy alan pizzalardan söyledik. Pepperoni, funghi misto, bresaola rocca ve pizza 49 oldu tercihlerimiz. Lezzet olarak pepperoni ve funghi misto ilk iki sırayı aldı. Tatlı niyetine ortaya nutellalı calzone söyledik. İçinde nutella olması zaten beğenmek için yeterli. Rezervasyonsuz gitmemizi biraz garipsediler ama yer de buldular bir şekilde. Siz giderseniz rezerve ettirin yerinizi. Tavsiye edebileceğim bir mekan9 yıl önce
Pazar gününe nefis bir menemen ve nefis bir muhlama ile başlamak istermisiniz. Peynir, zeytin, domates, salatalık klişesinden sıyrılmak isteyenlere Moda'da birkaç ay önce açılan Çay Tarlası'nı tavsiye ediyorum. Biz dün sabah güne orada başladık, çok mutlu olduk. Günümüzün geri kalanı bu motivasyonla güzel geçti. Mekanın sahibi rahmetli Kazım Koyuncunun abisi Oğuz Koyuncu. Eşi ile mutfakta harika menemen ve muhlama yapıyorlar. Kullanılan tüm ürünler memleketten. Bu doğallık yediklerinize yansıyor. Bize gösterdikleri misafirperverlik ve Oğuz bey ile eşinin güzel sohbeti için kendilerine teşekkür ediyoruz9 yıl önce
Küçük, butik bir lokanta. Yemekler özenli ellerden çıkıyor. İşinin başında duran, beyefendi bir sahibi var. Çorbaya soran yemez çorbası diyorlar. Şansınıza ne çıkarsa sürpriz oluyor. Bizim şansımıza ıspıt çorbası çıktı. Ispıt; zılbıt, zılbut, hodan da denilen bir ot. İşte bu otun çorbası, harikulade. Yemek çeşitlerinin hepsinden tatmak isteyenlere 7 çeşit içeren karışık Osmanlı tabağı. Her biri kaliteli bu yemeklerin. İçecek olarak şerbetler öneriliyor. Önce tattırılıyor, beğenirseniz alıyorsunuz. Bizim içtiğimiz şehzade şerbeti; kırmızı meyveler ve 12 çeşit baharat içeriyor. Çok beğendiğimiz söyleyebilirim. En popüler tatlı burada padişah tatlısı. Kaymaklı irmik tatlısı da denebilir. Farklı buldum ve beğendim9 yıl önce
Tamam kabul ediyorum. İstanbul'un en iyi 3 veya 5 dönerinden biri olabilir ama bu kalabalık nedir yahu?? Öğle saatlerinde gittik, otopark ayrı dert. Arkasındaki mahalle içinde arabaya yer aradık. Neyse içeri girdik, sıra. Baktık sıra iki tane. Bir tanesi oturmak için, diğeri kasa önünde herkesin adisyonu elinde hesap ödemek için. İnanılmaz bir gürültü hakim. Etraftaki hareketi takip etmekten yediğime konsantre olmakta zorlandım .Dönerden önce salata, turşu ve patates geliyor. Döneri herkesin övdüğü kadar var. Lezzeti, aroması, yağı mükemmel. Ama ortamda huzur yok huzur. Sakin bir zamanda ( öyle bir zamanı oluyorsa ) tekrar gelmek lazım.9 yıl önce
Daha önce adını sıkca duyduğum Feriye Lokantası'na bugüne kadar gitmek kısmet olmamıştı. Bu seneki evlilik yıldönümü yemeğimizde ortamı ve manzarası dolayısıyla tercih sebebi oldu. Mekanın kendi otoparkı var. 15 tl karşılığında arabanızı kendiniz parkediyorsunuz. Deniz kenarı güzel bir masa ayrılmıştı bize. Karşılama ve servis kalitesi son derece iyiydi. Kuver adı altında mis gibi ekmekler ve yoğurt peyniri geldi, çok güzeldi. Soğuk başlangıçlardan zeytinyağlı tabağı seçtik. Kakuleli fava, Cunda enginarı, imambayıldı, portakallı rezene, yaprak sarma ve kuşkonmaz içeriyordu. Hepsi kaliteydi ama çok tarzım olmadığı için bayıla bayıla yemedim. Salata olarak roka, peynir ve közlenmiş patlıcan içeren bir salata söyledik. Ana yemek olarak bonfile ızgara istedim. Közlenmiş sarımsak ve otlu mantar yahnisi ile servis ediliyor. Orta-az pişirimli istediğim et kusursuzdu. Eşim kuzu üçleme adı altında menüdeki kuzu eti versiyonlarını ( küşleme, külbastı gibi ) içeren karışık bir tabak hazırlattı. Yemeğimiz sorunsuz geçti. Geldiğimiz için mutlu olduk. Muhteşem boğaz manzarasına doyamadık. Mehtaplı gecelerde manzaranın güzelliği ikiye katlanıyor. Özel günleriniz için tavsiye edeceğim bir mekan9 yıl önce
İstiklal caddesinde Demirören avmnin arkasında yer alıyor tarihi Hacı Abdullah lokantası. Sultan II.Abdülhamit Han’ın resmi müsaadesi ile açılmış. Osmanlı-Türk mutfağının yemeklerini başarıyla sunan bir mekan. Fiyatlar orta-üst diyebileceğimiz aralıkta. Yemeklerin kalitesi bu fiyatları hakediyor. Sosyal medyada en beğenilen ürünlerden seçtik. Hünkar beğendi ana yemek olarak ilk tercih olarak duruyor. Helme olmuş etler, altında mis gibi patlıcan. Karışık komposto efsane. İçinde yok yok. Bir sürahi koy önüme banamısın demem. Envayi çeşitte turşu çeşitleri var, kendimize karışık bir tabak hazırlattık. Osmanlı-Türk mutfağının başarılı bir temsilcisi olan bu lokanta, doğru seçim9 yıl önce
Sabah 7'de servis başlıyor. Haftaiçi servis başlangıç saatlerinde oradaydım. Kimsecikler yokken mis gibi kahvaltımı yaptım. Hazır bir kahvaltı tabağı yok. Ne yerseniz onu ödüyorsunuz, sistem güzel. Kendime hazırladığım ziyafetin içeriği bal-kaymak, kaşarlı menemen, kavurma tava, söğüş, beyaz peynir ve eski kaşardan ibaretti. Herşey dört dörtlüktü diyebilirim. Güne mükemmel başladım...9 yıl önce
Köfteci Şükrü bir aile işletmesi. 40 senedir Bostancı'da köfte ve ciğer yapıyor bu sıcacık mekan. Civardaki tiki tabir edilen pahalı ve lezzetsiz işletmelerden kat be kat daha iyi. İki kattan oluşan daracık bir yer. Duvarlarda nereye baksam Atatürk ile ilgili fotoğraflar. Bu beni ayrıca mutlu etti. Dörder kişilik masalarda genelde birbirini tanımayan insanlar yanyana oturuyor. Biz de iki kişinin oturdugu bir masaya oturduk. Maşallah diyelim mükemmel iş yapıyorlar. Saat 14:30 da gitmemize rağmen giren-çıkan hiç bitmedi. İşlerini sevgiyle yaptıkları muhakkak. Etleri Günaydın'dan alıyorlarmış. Köfte, ciğer ve piyaz söyledik. Piyazi harika, içine konan zeytinyagı da. Fasulyeler Erzincan'dan. Köfte ızgarada pişiyor. Kayış gibi değil, çok lezzetli. Kral ciğer dedikleri yaprak ciğer yumuşak ve lokum gibi. İhmal edilmemesi gereken bir lezzet.9 yıl önce
Tramvay cafe, İstiklal caddesi üzerinde caddenin karmaşasından uzak ama caddeyle iç içe bir cafe-restaurant. İki katlı mekan, oldukça temiz. Genç, dinamik çalışan kadrosuna sahipler. Giriş katta kapıya yakın bir masa var, orada yer bulunursa 10 numara olur. Caddenin akışı ve tramvay'ın geçişi buradan izlenebilir. Menü et, tavuk, salata, makarna ağırlıklı. Uygun fiyat, büyük porsiyonlar. Soya soslu tavuk, sosun tuz oranı biraz fazla olmakla birlikte beğendim. Yanında penne arabiata aldım. İçecek olarak limonata tercih ettim. Tavsiye edebileceğim bir mekan9 yıl önce
Bahçesehir'de birkaç ay önce açilmis Aziz usta. Dekorasyon zayif, biraz gelistirmeleri gerekir. Menü Adana üzerine. Salgamlari Adanus marka, perfect. Kebap öncesi ikramliklar bol ve kaliteli. Lahmacunu vasat, tavsiye edemeyecegim. Adana kebabinin çesitli versiyonlari sunuluyor. ( 160gr, 250gr, metrelik gibi ) 250gr olanindan söyledim. Çok basarili oldugunu söyleyebilirim. Zirh kiymasi kullaniliyor. Daha küçügünü yesem doymazdim sanirim9 yıl önce
Mevlana denen kuşbaşı kaşarlı pide her zamanki gibi enfes. İkramlık olarak masaya salata, süzme yoğurt geliyor. Ayrıca etli ekmek de lezzetli. Önden içtiğimiz sımsıcak mercimek çorbası iyi geldi. Sahibi Erdoğan bey her zamanki gibi ilgili, hoş sohbet. Servis elemanı Eyüp bey, nezaket sahibi. Her gittiğimde son derece memnun kaldığım bir mekan. Taşınmazlarsa ve bozmazlarsa uzun yıllar misafirleri olurum9 yıl önce
Sütlüce'de ne yenir? Tabiki uykuluk. Hat boyunca bu işi yapan sıra sıra mekanlar görürsünüz. Favorilerimden biri burası. ( diğeri Sadrazam Mahmut ) İki çeşit uykuluk tercih edebilirsiniz. Gerdan uykuluk ve fındık uykuluk. Gerdan danadan, fındık kuzudan yapılıyor. İkisini de tadıp hangisinin daha iyi olduğuna karar verin. Ben gerdanı daha çok severim. Gavurdağı salata başarılı. Mekan bir çınar ağacının altında yer alıyor. Alkol servisi var. Midem almaz diyenler yemesin9 yıl önce
Alp Karadeniz Pidecisi, Bakırköy'ün eskilerinden. Doğalgaz fırını kullanıyorlar ( -2 puan ) . Sahipleri Giresunlu. Klasikten şaşmadım. Trabzon peynirli açık pide aldım. Yanında ekstra tereyağ ilavesi ile geliyor. Lezzeti iyi olmakla birlikte, peyniri azdı. Hamuru da kalın olduğu için, biraz ekmeğimsiydi Karışık pidenin malzemesini ayrı ayrı görmeyi seviyorum. Böyle birbirine geçmiş olmasından hoşlanmıyorum. Tam olarak aradığımı bulamadığım bir mekan oldu9 yıl önce
Pepper steak; istediğim gibi orta-az pişmiş. Bayıla bayıla yedim. Arkadaşımın tercihi pizza di mare. Deniz ürünleri içeren pizzadan iki dilim tattım. Bir dahaki seçimim bu olacak. Acı sos eşliğinde iyi gitti. İtayan usülü sufle, anlatması zor bir lezzet. Türkçeleştirilmiş haliyle beyaz çikolatalı ve kestaneli sufle diyebiliriz. Yanında harika vanilyalı dondurmasıyla. Her kaşıkta ayrı haz.9 yıl önce
Ekol Hatay künefe Kadıköy, Üsküdar ve Levent sanayi şubeleriyle hizmet veriyor. Yemek sonrası Kadıköy evlendirme dairesinin karşısındaki şubesine uğradık. Künefe ve katmer için geldik. Künefe; Hatay usulü dilim olarak servis ediliyor. Peyniri ve kadayıfı Hatay'dan, yağı Urfa'dan geliyormuş. İçindeki peynir miktarı epey fazla. İstanbul şartlarında 5 yıldızı hakediyor. Künefe kadar olmasa da katmer konusunda da iddialılar. Lezzeti iyi, içi fıstıktan geçilmiyor. Hakkıyla yapılıyor fakat İstanbul'da çok daha iyilerini yedim. Bu mekana ilk kez geliyorsanız denemeniz gereken tatlı tabiki künefe9 yıl önce
Dünya mutfaklarını keşfe çıktığımız gün ikinci durağımız Yüksel Uygur Restaurant oldu. Şehirde burası haricinde birkaç tane daha Uygur yemekleri yapan lokanta var. Özellikle Fatih-Aksaray bölgesinde Orta Asya mutfağını temsil eden lokantalar artmaya başladı.
Bu lokanta Millet caddesi olarak bilinen Turgut Özal Bulvarı’nda, Haseki’ye yakın lokasyonda yer alıyor. İki katlı mekan, pek özelliği olmayan bir dekora sahip. Sadece duvarda çerçeve içinde yer alan dev mermerler dikkatimi çekti. Uygurlarla mermerin alakası olup olmadığını sorduğumda sadece dekor amaçlı olduğunu söylediler, enteresan. Gittiğimizde öğle saatleriydi ve mekan tamamen doluydu. Müşteri profili yüzde 90 Uygur Türk’lerinden oluşuyordu. Uygur lokantalarında masaya oturur oturmaz termosla çay getiriyorlar. Bizde yemek sonrası içilen çay, onlarda yemek öncesi geliyor ve tüm yemek boyunca içiliyor.
Neler yediğimize gelince ;
1-Şiş Kebap : Üzerinde 4-5 parça iri koyun eti var, istediğiniz kadar şiş sipariş edebiliyorsunuz. Etoburlara tavsiye ederim, pek lezzetli..
2-Göşnan : Uygurların çiğ böreği diyebiliriz. İçinde kuşbaşı parçaları var. Çok fazla yağ çektiği için biraz ağır geldi.
3- Gambian Soumian ( Kuru Kavrulmuş Makarna ) : Uygurlar spaghettiye benzer makarnalarını lağmen olarak adlandırmışlar. Kimi kaynaklarda legmen, leğmen olarak da geçiyor. Uygur lokantasına gittiğinizde mutlaka lağmen yemelisiniz. Makarnalar orada taze kesiliyor. Baharatlar , yesil ve kirmizi biber, kavrulmus et ve taze soganla harmanlanmis olarak geliyor. Sakızımsı kıvamda ve al dente pişiriliyor. Bizim makarnalar gibi pelte hale gelmiyor. Hatta İtalya’ya spaghettinin Marco Polo tarafından Türkistan’dan götürüldüğü söylenir..
4-Mantı : Hıngal gibi ici bol etli ve sulu. Yerken birşeyin eksikliğini hissettik. Arkadaşım da ben de bunun sos ve sarmısaklı yoğurt olduğunu onayladık.
Tekrar gelirmiyim ? Menüden deneyemediğim Uygur yemekleri ve diğer lağmen çeşitleri için..9 yıl önce
Buraya gitmeye uzun süredir niyetliydim. Yolumuz Balat'tan geçerken sahilde köşebaşında yer alan bu mekana konuk olduk. Balat semti gibi tarih kokuyor içerisi. Ciğer gününe denk gelemedik. Espirili garsona köfte,piyazdan başka ne var diye sordugumuzda piyaz,köfte yanıtını aldık. Köfteler küçük kare şeklinde, ev köftesi lezzetinde. Ne kadar sulu oldukları fotoğraflardan anlaşılıyor. Çatalla üstüne bastırınca su çıkıyor. Masaya gelen içme suyu, eski tip cam şişede. Bu da bana ayrıca sıcaklık veren bir unsur.9 yıl önce
Mekan sahibi hanımefendi çok canayakın bir insan. Karadeniz insanı olduğu belli. Menü haliyle yörenin yemeklerinden oluşuyor. Masayı bu lezzetlerle donattık. Mıhlama, karalahana sarma, Çayeli kurufasulyesi ve Sürmene pidesi. Karalahana sarma lezzetli, usta ellerden çıktığı belli. Çayeli kurufasulyesi kusursuz. Mıhlama ve Sürmene pidesi ise mükemmel. Özellikle bu ikisini mutlaka denemelisiniz. Sürmene pidesini kenarlarından kopartıp elle bandırarak yeme zevkini yaşayın. Mıhlaması ise orgazmik bir lezzet. Şiddetle tavsiye ediyorum, deneyin9 yıl önce
Sahra, Acıbadem caddesi üzerinde kalıyor. Burada Mardin kebabı ve künefe yenecek diye notum vardı. Fenerbahçe Stadı'na girmeden önce buraya uğradık. Salaş sayılabilecek bir ortam. Aile müşteriler ağırlıkta. Mardin kebabı; içindeki ceviz parçalarıyla farklı bir kebap. Beğendik. Kesmez diye yanında Adana dürüm söyledik, tek lavaş. Künefesi mükemmel diyemem ama iyi. Yolunuz düşerse uğranabilecek bir mekan9 yıl önce
Küçük Siirt olan Kadınlar Pazarında gitmediğimiz mekan kalmasın diye bu kez Durak Kebap'taydık. Notlarımda buranın bıçak kebabı ve sarı burma tatlısı yazılıydı. Bıçak kebabı; kuzu etinden yapılıyor. Kıyması eski usulde çift bıçaklı zırhla çekiliyor. Parmaklarınızı yersiniz, net. Yanında salata, sumaklı soğan ve acılı domates ezmesi ile servis ediliyor. Ortaya masamıza renk katsın diye hayranı olduğumuz ciğer söyledik. Lavaşın içine dürerek yuttuk. İçecek olarak süzme koyun yoğurdundan yapılan tas içinde gelen köpüklü ayran aldık. Sarı burma tatlısı benim çok sevdiğim ve çocukluğumda evimizde sık yapılan bir tatlı olduğu için buradakini o kadar beğendiğimi söyleyemem. Mekan sahipleri bizi güzel ağırladı, evimizde gibi hissettirdiler. Doğu insanının sıcaklığını verdiler9 yıl önce
Sultanahmet tramvay durağında bulunuyor Edebiyat Kıraathanesi. Türk Edebiyat Vakfının içerisinde. Adından mıdır nedir insanda oturup kitap okuma isteği uyandırıyor. Vaktim olsa akşama kadar oturup hem çayımı içer-tatlımı yer hem de kitap okuyabilirim. Ürünlerini severek tükettiğim Hafız Mustafa'nın tatlıları servis ediliyor. Frambuazlı sütlü muhallebiyi ilk kez tecrübe ettim. Mükemmel ve çok hafif. Çilekli tartoletin lezzeti arkadaşım tarafından onaylandı. Diğer bir tabakta da çikolatalı fıstıklı baklava, cevizli kelebek ve fıstıklı kıvrım vardı. Yazarken tekrar ağzım sulandı. İsimleri bile içimin gıcıklanmasına yetiyor. Bundan sonra Sirkeci yerine bu şubedeyim9 yıl önce
Yeni nesil hamburgercilerden. Küçük bir mekan, temiz görünümlü. Tüm burger köfteleri 160 gr. Etler söylenmedikçe orta-iyi pişiyor dikkat. Ben orta-az istedim. New yorker cheddar peynirli hamburger aldım, beğendim. Patates kızartması tercihim baharatlıdan yana oldu. Tadı fena değil fakat çok koymuşlar. İki kişiyseniz 1 tane söyleyin. Gidilebilir bir mekan9 yıl önce
Kahvalti için ugradik. Ortamin yesilligi, serbest dolasan hayvanlar oglumun ilgisini çektigi için tercih ettik. Kahvaltisi da güzel. Serpme olarak sunulan köy kahvaltisi aldik. Peynir çesitleri kaliteli. Reçeller, bal-kaymak-tereyag gibi yan ürünler basarili. Havaalani tarafina yolunuz düserse ve vaktiniz varsa tavsiye edebilecegim bir mekan9 yıl önce
4
Puan Bağdat caddesi üzerinde Göztepe parkının karşısında kalıyor. Kendi ücretsiz otoparkları var. Temiz bir salon ve temiz giyimli çalışanlar. Mantı, çiğ börek ve içli köfte üzerine kurulu bir menü. Sırasıyla hepsinden tattım. Kıymalı çiğ böreği beğendim. Porsiyonunda 2 tane var. İçine birazcık daha kıyma koyarlarsa tam süper olur. İçli köfte haşlama veya kızartma olarak sunuluyor. Haşlamasına bayılırım. İnce olması hoşuma gitti fakat kıymasında anlayamadığım bir koku vardı. Porsiyonunda 2 tane var. Çesta mantı olarak geçen mantısı buranın en güzel ürünü. Kocaman bir tabakta gelen mantıya bayıldım. Mutlaka sarmısaklı yoğurt ve sos koydurunuz. Afiyetle yiyiniz9 yıl önce
Sirkeci'de lezzet sokağı Hocapaşa'nın alt sokağında. Önden meşhur bamya çorbası istedim. Çok kez daha iyilerini içtim. Çorba içinde pek az bamya vardı ve çok yağlıydı. Fırın tandır kebap, Konya'nın diğer yöreseli. Buradaki lezzetli ve yumuşacıktı, beğendim. 28 tl ödedim, fiyatlar performansa göre yüksek. Bu paraya başka bir yerde daha güzel şeyler yiyebilirdim9 yıl önce
Trileçe isimli balkan tatlısını İstanbul'da icra eden bir mekan. Bu tatlısıyla olduğu kadar dondurmasıyla da bölgede epey meşhur. 1950'li yıllardan beri hizmet veriyor. Kuşaktan kuşağa aktarılan bir aile işletmesi. Trileçe tatlısını burada baltepe special adıyla sunuyorlar. Klasik karamelli haricinde, çikolatalı ve frambuazlı çeşitleri de var. Karamel ve frambuazlı denedik. Klasik olan tabiki daha lezzetli.9 yıl önce
Eminönü’nde muhteşem manzarası ile bilinen Hamdi , Şişli ve Tepebaşı’ndaki Radisson otellerinde iki mekan açmış. Tepebaşı’ndaki mekanın manzarası da muhteşem. Ortam rahat, masalar iç içe değil. Hafta ortası gitmeme rağmen full çekiyordu. Başlangıç ve ara sıcak olarak muhammara, humus, içli köfte, gavurdağı, patlıcan salatası söyledik. Mezelerin porsiyonları iki kişinin bölüşeceği kadar. Haşlama içli köfte bulabilmek sevindirici. Meşhur fıstıklı kebabı, alinazik, sarma beyti seçimlerimiz oldu. Finalde hamdi special baklava, katmer ve şöbiyet ile çay,kahve ikramları eşliğinde yemeği sonlandırdık. Ben bu şubeyi sevdim, tekrar tekrar gelirim. Aynı fiyata hatta daha pahalıya Florya’daki kebapçılara gitmektense manzarası, kalitesi ve lezzetiyle Hamdi Restorant ön planda olur benim için..9 yıl önce
Zencefil çayının tadı biraz keskin olduğu için yanında çam balı getiriyorlar. Balı zencefile karıştırıp içmek, gribal enfeksiyonlara birebir. Eşim buranın sahlebini çok beğendi. İkinci gidişimizde de aynı tercihte bulundu. Ayva tatlısı oldukça hafif. Şekeri çok az, epey doğal geldi. Sakarya tatlıcısının ayva tatlısı ne kadar şekerliyse bu o kadar şekersiz.Yaz çayı ismiyle sundukları karışık bitki çayı. Hibiskus bitkisi ağırlıklı. Hibiskus amber çiçeği, nar çiçeği olarak da bilinir. İçimi biraz ekşi olmakla beraber faydaları saymakla bitmez. Kan şekeri ve yüksek tansiyonun dengelenmesinde, iyi kolesterol olarak bilinen HDL'nin yükselmesinde yardımcıdır. Güçlü antioksidandır ve demir içeriği zengindir. Eski kafa cafede iki muhabbet eşliğinde şifa niyetine tavsiye edilir..9 yıl önce
Güngören köyiçi bölgesinin kebap cenneti olduğunu bilen bilir. Bu bölgedeki kebapçılar Antep yöresi ağırlıklıdır. Kebapçıların haricinde katmer, kahke, kuru dolma, baharatlar alabileceğiniz dükkanlar da mevcuttur. Bu bölgeye adım attıgımda burnuma gelen et kokusu beni fena cezbediyor. Kuşkusuz en popüler, en kalabalık ve en leziz kebapçısı Bağdat Ocakbaşı ( Cezayir'in Yeri ). Ortam alabildiğine salaş. Yanınızda bayan varsa aile salonuna, erkek-erkeğeyseniz diğer salona alınıyorsunuz :) Çiğ köftesi güzel,acılı. Adana kebap buranın olmazsa olmazı. Tabakta isterseniz 2 şiş adana geliyor. Benim gibi sakatat hayranı iseniz size çok özel tavsiyelerim olacak. Burada sakatatın alası var. Ciğer, yürek ve dalak gibi. Hangisini alacağını karar veremeyenler için karışık diye birşey var. Aynı tabakta ciğer, yürek ve dalak geliyor. Çok övdük bir-iki dokundurmadan geçemeyeceğim. Tamam çok lezzetli ve ben böyle salaş mekanları severim fakat özellikle komilerin hijyen kurallarına pek dikkat etmediği gözümden kaçmadı9 yıl önce
İstanbul'da iyi pide yiyebileceğiniz yerlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Bu mekan da onların arasında rahat ilk üçe girer. Sahipleri Tirebolu'lu. Pidelere söyleyecek laf yok. Hepsi birbirinden mükemmel. Çeşitleme yapmak adına 1 tane kapalı kıymalı ( yumurta ilaveli ) , 1 tane de yarısı kıymalı yarısı Trabzon peynirli açık pide söyledik. Canım pideleri kenarından kenarından tırtıklayarak elle götürdük. Lezzet kesinlikle 5 üzerinden 5. Pide severseniz ve hala gitmediyseniz bu haftasonu uğrayın derim...9 yıl önce
Dünyada 30 ülkede 400'e yakın şubeleri bulunan Avusturya menşeli mekan. İstanbul'da buranın haricinde Bağdat cd ve Axis AVM'de varmış. Viyana'ya özgü kahveleri ile iddialılar. Kahvelere geçmeden önce ana yemeklerde gözüme çarpan Viyana usülü şinitzel almaya karar verdim. Yanında haşlanmış patates ve yeşil salata ile servis ediliyor. Şinitzeli başarılı buldum. Kurumamıştı ve lezzetliydi. Oğlum için tarhana çorbası aldık. Beğenerek içti,sanırım güzeldi. Bazı menüler de hazırlamışlar. İçecek+yemek veya içecek+tatlı gibi. Muffin menüsü kahve ile birlikte sunuluyor. Melange dedikleri Viyana kahvesini denemek istedim. Melange kelime anlamıyla karışım demek. Espresso üzerine süt, süt köpüğü ilave ediliyor. En üste de krema konuyor. İçimi oldukça hafif olan bu kahveyi çok beğendiğimi söyleyemem. Kahvenin bu kadar yumuşağını sevmiyorum, denemiş olduk. Oturduğumuz masa mutfağı gören bir konumdaydı. Mutfakta titiz bir çalışma var. Hijyen derecesi yüksek. Servis elemanları konusunda sıkıntı yok. Fiyatların normalin üzerinde olduğunu düşünüyorum. Sanırım AVM kiraları bunu gerektiriyor9 yıl önce
Evime çok yakın olan Marmara Forum Avm içindeki güzel mekan. Güleryüzlü karşılama sonrası garsonumuz Turan bey siparişlerimizi aldı. Başlangıç olarak güveçte sapanca peyniri istedik. Yanında fındıklı mantar dolmaları var. Doğru seçim yaptık, nefis bir başlangıç. Ana yemek olarak combo fajita ve somon şiş söyledik. Combo fajita; dana eti ve tavuk etinin altında, sote soğan, yeşil biber ve kırmızı biber ile geliyor. Yanında 4 adet sos veriliyor. Sour cream, salsa dip, rendelenmiş kaşar ve avokado sos. Sıcacık tortilla, et parçalarını dürüm yapmak için mükemmel. Somon şiş; dışı biraz kuru olsa da lezzeti iyiydi. Yanında gelen sebzeli kavrulmuş basmati pirinci ilk defa yedim ve çok sevdim. Evde de bunu denemeye karar verdik. Naneli limonatasını çok iyi değildi. Sufle genel olarak biraz ağır olmakla beraber çok iyi. Yanında getirdikleri bir top dondurma ağırlığını biraz olsun alıyor. Evet içinde bolca yumurta, şeker, un ve çikolata var ama bu lezzet karşısında durmak güç.9 yıl önce
Burası gerçek bir ocakbaşı. Pangaltı'da ufacık bir mekan. Dışarıdan pek dikkat çekmiyor. Gelenler genelde sevenleri, müdavimleri. Ailenizle rahatlıkla gelebilirsiniz. Mezelerden sıcak servis edilen yoğurtlu patlıcan salatası mükemmel. Ciğer şiş, çöp şiş fena. Ama adana kebap buranın en özel lezzeti. İstanbul'da bu kadar iyisi zor bulunur. Adana'dan gelen şalgam suyu, kebaplarla iyi gidiyor. Gidince sürprizle karşılaşmamak için rezervasyon yaptırmakta fayda var9 yıl önce
Kadıköy'ün temel taşlarından. Adeta eski İstanbul'da hissetmemi sağladı. Arka tarafında güzel bir kış bahçesi var. Spesiyal dondurması Kup Griye. Masaların bir çoğunda bu dondurmalı kup vardı. Dondurma hayranı olmamama rağmen bu karışımı çok beğendim. Vanilyalı ve karamelli dondurmanın üstüne, balbadem ve karamel sosu ile hazırlanmış. Üstünde kedi dili bisküvi ile. Bir eleştirim çayın fiyatına olabilir9 yıl önce
Kapısındaki 1965 yazısını görünce girdik içeri. Eski bir yerse iyidir umuduyla. Oturduğumuz masa pislikten geçilmiyordu. Benden önceki müşteri kalkmış, masa temizlenmemişti. Garson arkadaş 3-4 sefer gelmesine rağmen masayı silmedi. Şanssız bir başlangıcın ardından köfte ve piyaz söyledik. Köftesi ve piyazı sıradandı. İkisini de pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Adapazarı'nda yediklerimin yanından bile geçmedi9 yıl önce
40 yıldır Sirkeci'de hizmet veren, İstanbul'un klasikleşen restorantlarından biri olan Hamdi'ye bu güne kadar gitmemiş olmayı kendim için bir ayıp olarak görüyordum. Bu ayıba son vermek üzere rezervasyon yaptırdık. Terasta yer olmadığı için,terasın alt katındaki salonda cam kenarında ağırlandık. Evet bahsettikleri kadar güzel manzarası var. Tarihi yarımadayı buradan seyre dalmak bir zevk. Gitmeden okuduğum yorumlarda hep garsonlardan dem vurulmuş. İlgisiz olduklarından,hemen ye-kalk tavırlarından bahsediliyordu. Bunların hiçbirini yaşamadık. Servis yerinde ve kaliteliydi. Yediklerimize gelince; başlangıçlardan humus, şakşuka, gavurdağı salatası, içli köfte ve kış lahmacunu adını verdikleri nar ekşili lahmacun söyledik. Kış lahmacunu et,soğan,nar ekişisi ve cevizle hazırlanıyor. Özel olarak tavsiye edilir. İçli köftenin malzemesi ve lezzeti iyiydi. Diğer başlangıçlar ortalama seviyedeydi. Kebaplardan fıstıklı ve haşhaşlının buranın en çok tercih edilenleri olduğunu okumuştum. İkisi de favori oldukları kadar varmış,gayet güzeldi. Tatlı faslında katmer ve hamdi spesiyal söyledik. İkisi de gözümde 5 yıldızı hakediyor. Masadaki herkes tatlılara bayıldı. Hamdi, arkadaşlarla-aileyle güzel bir akşam yemeği yemek için ideal mekanlardan9 yıl önce
Kolcuoğlu her zamanki gibi. Bu kaçıncı gidişim saymıyorum artık. Burada yedikten sonra 24 saat bişey yemeseniz oluyor. Konseptine gidiyoruz buranın. Lezzetler belki dört dörtlük değil ama dört üçlük de değil hani. Önden sıra sıra mezeler, üstüne metrelik adana kebabı. Adananın üstüne sarma beyti, külbastı, tavuk şiş ve kanat yatırmışlar. Kebap faslından sonra tatlı-meyve ziyafeti. Burasının haricindeki Kolcuoğlu yazan mekanlarda aynı memnuniyeti yakalamanız çok zor9 yıl önce
Pelican AVM'nin yola bakan yüzünde çok güzel bir cafe-restaurant.Kahvaltı,yemek,tatlı,steak,pizza,alkollü-alkolsüz içeceklerden oluşan oldukça geniş bir menüsü var.Açık ve kapalı salonları şık dekore edilmiş.Kahvaltı tabağı 2 kişinin doyacağı büyüklükte.Çay yanında limitsiz.İçerdiği ürünlerin kalitesi yüksek.Extradan bal-kaymak-nutella istedik.Yine extradan karışık omlet ve bizim ufaklığa sigara böreği söyledik.Ödediğimizin karşılığını aldığımıza inanıyorum.Tıka basa doyduk,günü kapattık9 yıl önce
Rexx sinemasının arkasında yer alan küçücük bir büfe.3 masa kapasiteli.Gittiğimde doluydu,başka birisinin masasına oturmak zorunda kaldım.Herşeyden tatmak maksadıyla Fantastic 4lü seçtim.Başlangıç olarak dört adet peynir topları geldi.Dil peyniri etrafında mısır unu ile kızarmış hamur çubukla servis ediliyor.Corn dog ise sosis etrafında aynı hamurdan oluşuyor.Carnaval hot dog;bildiğimiz sosisliye benziyor.İçinde karamelize soğan,turşu ve cheddar sos var.Son olarak kıyburger geldi.Adından da anlaşılcağı üzere kıymalı burger.Yorumlarda pek methedilmişti ama ben beğenmedim9 yıl önce
Galeria'nın yenilenen yüzünde özellikle akşamları tıklım tıklım olan mekan.Gelenlerin büyük çoğunluğu birşeyler içmek veya magnolia için geliyor.Yemek yiyenler azınlıkta.Çalışanlar güleryüzlü ve yardımsever gençler.Tavsiyeler üzerinde karidesli noodle ve cookburger aldım.Karidesli noodle gayet başarılı.Cookburger fena değil.Son dönem burgercilerin yanında yavan bir lezzet.Chili soslu tavuk da pek beğenildi.Birşeyler yemek ve sohbet etmek için uygun bir mekan olduğunu düşünüyorum9 yıl önce
İstanbul'un kenar semtlerinde rastlamayı bırakın birçok modern semtlerde bile tadamayacağınız bir lezzet.Zaten tarifl bu lezzette lider olan İtalyan bir ustadan geliyor.Meyveli dondurmalarda aroma kullanılmıyor,tamamen o dondurmanın meyvesinden yapılıyor.Avcılar Parseller bölgesinde merkezi bir köşede.E5 yan yola çok yakın.11 senedir faaliyette.Dondurma haricinde waffle ve ekler konusunda da iddialılar.Memnuniyet garantili.9 yıl önce
Güngören köyiçi bölgesinin kebap diyarı.Hizmet Kardeşler buranın dikkat çeken mekanlarından.Hem kasap hem restorant olarak hizmet veriyor.Misafir perverlik iyi,garsonlar vızır vızır ortalıkta.Lahmacunla başladık,mükemmele yakın diyebilirim.Nizip tava(kıyma tava)ve Kuşbaşı tava söyledik.Lezzet olarak iyi,fakat tam damak tadıma uygun değil.Fiyatlar uygun olduğu için porsiyonlar küçük tutulmuş.Ve baklava,Antep'ten Koçak baklava.Bilenler bilir,fazla söze gerek yok.9 yıl önce
Marmara Üniversitesi ve Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi karşısında.Tecrübeli ve beyefendi garsonları var.Temiz bir mekan.Açık ve kapalı salonu var.Kapıda vale aracınızı alıyor.Yemekten önce salata ikram ediliyor.Porsiyon döne ve içli köfte aldım.İçli köftesi biraz küçük olmakla birlikte çok lezzetli.Kıyması ve cevizi bol.Döneri aman aman değil ama güzel.Çay müesseseden.9 yıl önce
Tarabya sahilinde güzel bir akşam yemeği.Mekanın manzarası ve dekorasyonu gayet iyi.Başlangıç olarak karışık atıştırmalık tabağı aldık.Falafel,içli köfte,börek,etli sarma,kırma zeytin,kaşar sucuk sarma,patates,kızarmış lor ve yoğurt dip içeriyor.Ortalama lezzet,almasak da olurmuş.Ana yemek olarak NY steak söyledim.Orta-az pişmiş istedim.Tam istediğim gibi geldi,kusursuzdu.Combo fajita ve tex-mex steak de çok beğenildi.Tatlı faslında sıcak çikolatalı sufle ve waffle.İkisi de birbirinden güzeldi.Tam puanı hakettiler.Mekana yapacağım eleştiri çalışanlarla ilgili olabilir.Her isteğimizi birkaç kez yinelemek zorunda kaldık.Yine de bu mekana hem yemeğe hem de brunch için tekrar tekrar gidilir9 yıl önce
Odun ateşinde leziz pizzalar. Sosyal medya yorumlarını okuduktan sonra gitmek farz olmuştu. Sarmısaklı ekmek eşliğinde Alfredo dip sos başlangıç için harika bir seçim. Pizzalar kocaman. Etoburlar için Meatlovers extra favori. Milano pizza diğer tercihimiz oldu. Yanılmadık. Yeriniz kalırsa Olivia'nın çikolatalı pastasını deneyin9 yıl önce
Yılların Kaşıbeyaz'ı. Haftaiçi olmasına rağmen tamamen dolu. Önce eleştirilerim ; fiyatlar yükselmiş porsiyonlar küçülmüş. İkram gibi getirilen tulum-tereyağ için ücret almaları hoşuma gitmedi. Önümüze konan her lavaş için ilave ücret yansıması da hoş değil. Fakaaat , lezzete diyecek yok. İçli köfteden, nar ekşili lahmacuna , fıstıklı kebaptan karışık kebaba ve muhteşem künefesine kadar herşey çok lezzetli. Müşteri kadar çalışan var neredeyse ve hizmet çok kaliteli.9 yıl önce
Bir yemek dergisinde Mehmet Yaşin ballandıra ballandıra anlatmıştı burayı. Ataşehir'e yolumuz düşmüşken uğradık. Bulması zor oldu, sapa bir ara sokakta kalıyor. Adından anlaşılacağı üzere yenecek olan şey baldır. Dananın arka bacağının üstü ve kuyruğunun karışımından (ilginç) elde ediliyormuş. Düşük ısıda 18 saat pişiyormuş. Sunum güzel, görüntü güzel. Zaten yediğim kırmızı etse 4 yıldız garanti. Yalnız beşinci yıldızı veremeyeceğim. Zira et çok yağsızdı, ben bu kadar yağsızını sevmiyorum. Etin üstünü örten tırnaklı ekmeği de güzeldi. Patatesli, soğanlı, tam buğday unundan yapılıyormuş. Baldırı sade, soğanlı, yumurtalı veya mantarlı yiyebilirsiniz. Etin lezzetine varmak için ben sade tercih ettim. Yanında kaşık salata söyledik, iyiydi. Naneli ayranları da fena değil. Tatlı olarak burada da malum tatlı trileçe var. Trileçeden gına geldiği için yemedik.9 yıl önce
Katmerinin meşhur olduğunu duyduk,geldik.Gaziantep mutfağı.Acıbadem caddesi üzerinde.Konumu güzel.Vale var.Açık,kapalı bölümler mevcut.Çocuk oyun alanı var.Tuvaletler pırıl pırıl.Servis ve nezaket oldukça iyi.Katmer mükemmel.Karışık ordövr tabağı kesinlikle almalısınız.Çanak kebap ve kaburga başarılı.Mevsimine denk gelirseniz keme kebabı yapıyorlar.Kısaca Anadolu yakasında gidilecek kaliteli ve lezzetli bir mekan9 yıl önce
Konum olarak Bakırköy'ün merkezinde,ortam olarak bir o kadar periferinde kalıyor.Kahvaltısı ve kahve çeşitleriyle adını duyurmuş.Sahibi turizm kökenli beyefendi bir insan.Çalışan ekip güleryüzlü,işini iyi yapan arkadaşlar.Mekanda Venedik'in ünlü San Marco meydanından esintiler görülmekte.Tavanda çok hoş bir gondol resmi var.Kahvaltı tabağı dolu dolu,malzemelerin kalitesi yüksek.Farklı omlet çeşitleri ile de iddialılar.AVM ' lerin gürültüsünden uzaklaşmak için iyi bir seçim9 yıl önce
Merdivenle 5.kata kadar yürürken Sabırtaşı olsa çatlar dedik. Ali amcanın içli köfteleri oğlu Mustafa beye emanet. İlgi alaka konukseverlik 10 numara. İçli köftesi anlatıldığı kadar var,efsane. Kocaman içli köftelerden iki tanesi bir kişiyi doyurur. Çiğ börek de çok lezzetli. Denediğimiz diğer tatlardan mantı ve harhar kebabı ortalama kıvamdaydı. Rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Zira cam önünde İstiklal manzaralı sadece 3 masa var9 yıl önce
Bu pazar kahvaltı için Ramazan Bingöl'de idik. Mekan çok güzel, bahçeli, ferah. Çocuklar için herşey düşünülmüş. Bahçesinde mini bir hayvanat bahçesi bile var. Kişi başı serpme kahvaltı 45tl. Beğendiğiniz şeyleri bittikçe yeniden söyleyebiliyorsunuz. Zaten öyle serpiyorlar ki herşeyi yemeniz imkansız. Açık büfe kuyruklarında helak olmamak mekanın ayrı bir artısı. Sunulan ürünler uyduruk değil, hepsi kaliteli. Zeytin çeşitleri, urfa peyniri, sahine dedikleri bal-kaymak-tahin-tereyağ karışımı, üzüm reçeli, kayısı reçeli, trileçesine kadar getiriyorlar. Tabak takımları ayrı güzellik. İlk defa kahvaltıya gelmek kısmet oldu. Sevdim, yine gelirim9 yıl önce
2013 yılında Şirinevler’de açtığı steakhouse sonrasında bu yaz Bakırköy İncirli caddesinde bu ikinci yeri açtılar. Dekorda bu konseptin genel tarzı olan ahşap renk ve malzeme hakim. Yemek salonunu kaplayan yoğun et kokusu benim için epey rahatsız ediciydi. Servis elemanları oldukça enerjik ve sıcakkanlı. Siparişler burada da moda olduğu üzere tahta servislerde getiriliyor. Son fotoğrafta görüleceği üzere bakteri yuvası tahta tabak çizik içinde, bundan vazgeçeğimiz günleri hasretle bekliyoruz. Köfte, antrikot ve big burger sipariş ettik. Köfte ve antrikot fena değildi. Big burger dedikleri hamburgerde 250 gr köfte var. Ekmeğini de kendileri yapıyor fakat ekmek-köfte dengesi uyumlu değil. Büyük köfteli olan burgeri seçmeme rağmen ekmeği çok kalın bence. Üst katmanını çıkartarak yedim bu yüzden. Burger lezzetliydi fakat içine bacon ve karamelize soğan ilavesi ile çok daha güzel olabilir kanısındayım. Fiyatlar gayet uygun. Saydıklarım için toplam 75 tl gibi bir rakam ödedik.9 yıl önce
Yaşasın. Semtime kahkeci açılmış. Bakırköy'ün ara sokaklarında mini bir mekan. Kahke çeşitleri ve elmalı pie almak için uğrayabilirsiniz. Bundan sonra kahke yemek için Gaziantep'e gitmeye gerek kalmadı. Bilmeyenler kahke nedir? diye sormayın gidin yiyin :)9 yıl önce
Avcılar merkezde nikah salonunun karşısında güzel bir köşe başında yer alıyor mekan. İçerisi gördüğüm kadarıyla itinalı dekore edilmiş. Çalışanlar enerjik genç kesim, sarı tişört üstüne kot tulum giyiyorlar. Midpoint, Big Chef's tarzı menüsü var. Alkollü içecekler ve kokteyllerin sunulduğu geniş içecek menüsü de var. Sodamın yanında gelen bardak epey lekeliydi, buna dikkat etmeleri gerekiyor. Başlangıçlardan MİNİ MARGHERİTA istedim. 3 tane mini boy pizza geliyor. Hazır sos kullanılmış ve peyniri mozzarella değil ( 8tl ) . İstediğim ızgara bonfileyi güzel pişirmişler, gerçekten lezzetini beğendim ve gramaj olarak da kuş yemi kadar değil o yüzden kesin tavsiye edebilirim. Demi glace sosu ayrı getiriyorlar, tercihen kullanabilirsiniz. Etin yanında aynı tabakta koca porsiyon BUĞDAY RİSOTTO geliyor. Havalı ismine bakmayın , bildiğimiz keşkek aslında. Bu tabak başlı başına epey doyurucu. ( 26 tl ) Mekanı genel olarak başarılı buldum, beklentiyi fazla yükseltmezseniz tavsiye ederim..9 yıl önce
Mimaroba'daki bu mekanda yaşadığım problem olmasaydı 3-4 puan verecektim fakat yaşanan aksilik herşeyi berbat etti. 8 kişi olarak gittiğimiz lokanta temiz ve güzel görünüme sahip. Müşteri kesimi genellikle aileler. Genel olarak herkes yediklerinden memnun kaldı. Lahmacunu, döneri, iskenderi ve benim yediğim şişten alinazik tavsiye edeceğim ürünleri. Fakat kapalı salonda sigara içtirmelerinin affedilir yanı yok. İşletme müdürüne konuyu ilettiğimde cevabı haklısınız ama engelleyemiyoruz oldu. Böyle bir savunma olmaz. Kapalı alanda sigara içilmeyeceğini müşterine söyleyeceksin. Küçücük çocukları zehirlemeye hakkınız yok. İlk ve son gidişimdir bu mekana..9 yıl önce
Şehir dışından gelen misafirlerimin talebi üzerine Eminönü'nde balık ekmek yemeye gittik. Deniz kenarına konuşlanmış taburelerde salaş modda ekmek arası bol salata-sogan ve ithal uskumru yedik. Otururken sürekli başınıza bir sürü satıcı gelip birşeyler almanız konusunda ısrar ediyorlar. Bunlar turşu, lokma, ıslak mendil, kola ve peçete satan bilimum insanlar. Balık ekmek 8tl ye satılıyor. O paraya civarda çok daha iyi alternatif yiyecekler bulabilirsiniz9 yıl önce
1-Düğün Çorbası : Benim gibi her yediğinde et arayanlar için ideal bir başlangıç
2-Zeytin yağlı Yaprak Sarması
3-Semizotu Salatası
4-Brokoli
5-Domates Dolması : Evde yediğimizden farkı yoktu, rahatlıkla tercih edebilirsiniz
6-Kaburga Kavurma : Gecenin favorilerindendi
7-Kuzu Kapama : Pazı ve domates altında saklı cennet kuzucuklar, gayet iyi.
8-Kuru Fasulye
9-Perde Pilavı : Başarılı yapılmış, kuru değil. Menüde perde pilavı seçeneği olması beni mutlu eder
10-Talaş Böreği/Kebabı : Benim için en iyisi buydu, bayıldım. Hamurunu kendileri yapıyorlar. Hazır milföy değil
11-Buhara Pilavı
12-Güveçte Yoğurt
13-Sütlü Osmanlı Kadayıfı
14-Antep Fıstıklı Muhallebi
15-Fırın Sütlaç
16-Aşure : Ev tipi
17-Karışık Komposto : İyi bir Türk lokantasında olması gerektiği gibi, başarılı
18-Nar çiçeği şerbeti : Biraz fazla tatlı gelmesiyle birlikte şerbet çeşitlerini menüde bulundurmaları güzel
Genel olarak yemekleri ortalamanın üstünde lezzetlere sahip. Hepsinin özenle hazırlandığı belli. Yakın geçmiş Türk mutfağının yemekleri sunuluyor. Öğrendiğimize göre epey çeşit çıkarıyorlarmış. Gerek öğle saatlerinde gerekse akşam yemeği için tercih edilebilir...9 yıl önce
Beylerbeyi sirtlarinda yesillikler içinde önünde,oldukça enteresan bir asansöre sahip Karadeniz mutfaginin tamamini layikiyla sunan bir mekan.2 senedir müdavimiyiz.Karalahana çorbasiyla baslariz.Kaygana,kuymak,tursu kavurmasi,misir ekmegi,hamsi kusu ile devam eder,Finali yedigim en güzel Hamsiköy sütlaci ile yapariz.Istanbul'un en iyilerinden..9 yıl önce
Taksim’de AKM’nin yanında bulunan tarihi Patisserie Gezi serüvenine Gezi İstanbul ismiyle devam ediyor. Renovasyon sürecinin bitmesiyle tekrar açılan Taksim Gezi’den sonra Kemerburgaz Göktürk’te ikinci şubeleri açıldı. Yeni menü tadımı ve şube tanıtımı dolayısıyla bu mekanda bulundum. Dekorasyonu şık, emek edilmiş olduğu belli. Girişte sağda şarap şişilerinden oluşan tablovari kısım dikkat çekiyor. İş çıkışı birşeyler içmek için oturulabilecek güzel bir barı da var.
Tattığımız yemeklerden bahsetmek gerekirse ;
1-Tom Kha Kai Çorbası : Shitake mantarı, tavuk göğsü parçaları ve kişniş. Uzakdoğu esintisi, tam kış çorbası
2-Atom Karides
3-Ördek Roll : 16 saat pişirilmiş ördek but parçaları, lavaş, taze soğan, salatalık ve erik sos ile
4-Deniz Mahsüllü Kıtır Pizza
5-Kalamar Tava
6-Kum Midyeli Makarna
7-Limon Rendeli Makarna
8-Dondurmalı Profiterol : Gezi pastanesinin klasiklerinden
9-Brownie ; Vanilyalı dondurma ve sıcak çikolata sosu ile
10-Kaymaklı İncir Tatlısı : Fındıklı İncirliova inciri ve manda kaymağı ile
Yediklerimizin lezzeti ortalama üstü olmakla birlikte bence ön plana çıkanlar ördek roll, limon rendeli makarna ve brownie oldu.9 yıl önce
Bahçeşehir'de hem şarküteri hem cafe-restorant tarzı güzel bir mekan. Kahvaltı, steak, ızgaraların yanısıra pide çeşitleri ile iddialılar. Menüde pideleri Bafra, Terme, Giresun, Samsun ve Trabzon pidesi başlıklarıyla ayırmışlar. Anladığım kadarıyla malzeme ve hamur aynı olmak kaydıyla şekil itibari ve pidelerin açık-kapalı olmasıyla ayrılıyor. Samsun bölümünden kavurmalı pide söyledim. Kavurmalar küçük küçük doğranmış, pidesi oldukça gevrek ve hamuru ince. Pide büyük olduğu için malzemeler yetersiz kalmış. Tavsiyem bunu bir şekilde dengelemeleri. Yemekten sonra güzel bir çay ikram ediliyor. Bölgede fast-food harici yemek yenecek yerlerin az olduğunu düşünürsek, bu mekan alternatif olarak değerlendirilebilir. Kavurmalı pide maliyet 20tl..9 yıl önce
Taksim Talimhane'de oteller bölgesinde Hint yemekleri yapıyorlar.Aperatiflerden samosa dedikleri börekleri fena değil.Onion bhaji denen kızarmış soğanlar da vasattı.Garlic nan ( sarmısaklı ekmek ) iyi sayılır.Et olarak kuzu ve tavuk sunuluyor.chicken tikka masala;lezzet olarak fena değil ama baharatlı sosu ağır geldi.lamb kadai ise sanırım buranın et lezzetli ürünü.İçeceklerden mango lassi yorumlarda ön plana çıkarılmış.Mango-yoğurt karışımı bir içecek.Bana pek hitap etmedi.Türk mutfağınının kıymetini bir kere daha anladım9 yıl önce
Tepeüstü Poyraz sokak, Karadeniz lezzetlerini bulabileceğiniz bir gurme sokağı. Bu kez yolumuz Bekiroğulları pideye düştü. Burası da Lider pide gibi aynı sokakta iki dükkana sahip. Pideler odun fırınında. Ben kavurmalı pide istedim, arkadaşım kavurma-kaşar. Pidelere söyleyecek söz yok. Enfes kavurma lezzeti, mis gibi tereyağ kokusu. Yazarken bile ağzım sulandı. Yanında buz gibi açık ayran. Burada takdir edilecek bir diğer husus, kutu içeceklerin üzerine kapatılmış hijyenik kapaklar. İkram olarak getirdikleri turşuları da mutlaka yeyin, tavsiye ederim. Kendinizi mutlu etmek istiyorsanız bu sokağa uğrayın9 yıl önce
Süleymaniye Caminin tam karşısında köşededir.Yanında birkaç kuru fasulyeci daha bulunur,karıştırmamak gerekir. Servis sadece öğlenleri,pazar günleri de açık.Garsonlar tecrübeli,temiz giyimli ve ilgililer. Üsküdar'daki adaşının yanında daha mütevazi kalan bu lokantanın tutkunları öğlenleri buraya akın eder. Kuru fasulye dermason tipi,Erzincan'dan geliyor. Bol yağlı kemik suyuna pişmiş,domates ve yeşil biber içinde. Nefis.Hızını alamayan ikinci tabağı söyler. Yanında pilav üstü kuru alıyoruz. Pilavın tadı pek akılda kalıcı değil. Garnitür olarak söylediğimiz turşusu çok lezzetli.Kemerburgaz'dan geliyor.Kuru-pilavın yanında yoğurt iyi gider. Silivri'den günlük olarak gelen çömlek yoğurdu pek leziz. Menüde ayrıca günlük olarak değişen yemek çeşitleri bulunuyor. Tas kebap,patlıcan musakka,arnavut ciğeri,kuzu haşlama gibi. Arnavut ciğerinden tadımlık alıyoruz. Küp patatesler eşliğinde gelen arnavut ciğeri pek hoş. Tatlı olarak kadayıf ve kemalpaşa vardı. Yerimiz kalmadığı için tatlılardan özür diliyoruz. Müşteriler her kesimden. Esnaf,memur,üniversite öğrencileri,profesörler,yabancı turistler,aileler. Hesap komik denecek kadar ucuz. Aşevi standartlarında. Bir haftasonu hem muhteşem Süleymaniye Camii'ni görmek hem de Kanaat Lokantasında kuru fasulye yemek için Süleymaniye'ye yolunuzu düşürün derim..9 yıl önce
İstanbul'da bu lezzeti en iyi yapan yerlerden birisi MMY Tantuni. Basın Ekspres yolu yan yol üzerinde( Mahmutbey-Havalimanı istikameti) BP benzinlik içinde yer alıyor. Öğlen vakti gittik neredeyse yer bulamıyorduk. Ferah bir kapalı salonu ve bahçe bölümü var. Tantunilerin hazırlandığı bölüm gözönünde. Herşey şeffaf. Tantuniyi ister yarım ekmek ister dürüm isterseniz porsiyon alabiliyorsunuz. Ben hem yarım hem de dürüm yedim.İkisi de birbirinden güzeldi. Mideyi yormuyor. Yemeğin üstüne kaymaklı künefe de ortalamanın üstündeydi9 yıl önce
Ev sıcaklığında - Karaköy Perşembe pazarında 640 yıllık bir Ceneviz Hanı.Hırdavatçıların arasında böylesine lezzetli bir öğle yemeği yiyeceğimi tahmin etmezdim.Burası Levon Dallaryan beyin işlettiği,yemekleri eşi Hayguhi hanımın yaptığı sıcacık bir aile lokantası. Haftaiçi sabah 8'den öğleden sonra 16:00 a kadar hizmet veriyor. Haftasonları ise kapalı.Küçücük bir salon ama sımsıcak güleryüzlü insanlarla dolu. Müşteriler daimi,yeri bilen kişiler. Zaten bana orayı nasıl bulduğumu sordular,yani gelen giden hep tanıdık. Menü günlük olarak değişiyor,aynı zamanda kapının önündeki panoda sergileniyor. Gittiğim gün,süzme sebze çorbasıyla başladım. Pek güzeldi. Bildiğiniz vitamin deposu. Üstüne yediğim dana et sote gayet lezzetliydi,yanında gelen patates püresi de öyle. Yemeklere bayan eli değidiği belliydi.Salata olarak rokalı karışık mevsim salatası söyledim. Her ne kadar sızma zeytinyağı olmasa da beğendim. İsteyen dana kıymalı kuzu ıspanağı,salçalı köfte,sucuklu veya dana etli güveçte kuru fasulye veya kömür ateşinde et-tavuk-sucuk ızgara yiyebilir. Tatlılardan çikolatalı kara çiçeğim muhallebisi ve cevizli portakal çiçeğim tatlısı vardı. İkisi de leziz görünüyordu. Ben karaçiçeğim muhallebisini tercih ettim. Mükemmeldi9 yıl önce
Nefis çiğ börek - Tatar yemeği olan çiğbörek kısaca;içi karabiberli,bol soğanlı kıyma karışımının hamur arasında kızartılmış hali. Peki bunu nerede yiyelim diye sorarsanız hiç düşünmeden Odabaşı Çiğbörekçisi derim.Şehremini'de Odabaşı camisinin yan sokağında yer alıyor. Burası bilen bilir dedikleri bir mekan.Mekan ufacık, 3 masadan oluşuyor.Sahipleri de tatar olan baba-oğul tezgahın arkasında çiğbörekleri hazırlıyorlar. Sipariş alındıktan sonra çiğbörekler hazırlanmaya başlıyor ve taze olarak kızartılıyor.Hamurun içi doldurulup kapatıldıktan sonra taze yağda kızartılıyor.Çiğböreği yerken içinin hafif sulu olduğu dikkat çekiyor. Kıymanın pişince çıkan suyu çiğböreğin içinin yumuşak olmasını sağlıyor. Dışı kıtır,içi sulu bu lezzete bayıldım doğrusu.Ben lezzete kendimi kaptırdım 7 taneyi bir çırpıda yedim,yanında mis gibi ayranla. Ama en az 2-3 taneyi götürmek lazım tadına iyice varmak için. Sadece bildikleri işi yapan bu tarz yerlere her zaman saygı duymuşumdur9 yıl önce
İstanbul'un en iyilerinden.. - İstanbul'daki Karadeniz pidesini iyi yapan yerlerden birindeyiz.Sarıyer Devlet Hastanesi' nin tam karşısındaki merkez şubesini ziyaret ettik.İki katlı salon, nostaljik bir ortam hakim.Müşteriler yerli halk, civardaki iş çevreleri ve lezzet meraklıları.Malzemelerin çoğu Karadeniz bölgesinden geliyor.Fırıncılar Giresunlu.Un Çankırı,et Trakya' dan.Ürünlerde hiçbir katkı maddesi ve koruyucu kullanılmıyor.Haftaiçi olduğu için karalahana çorba yoktu.İşkembe ve mercimekten işkembeyi seçtim.Fena sayılmazdı.Karalahana sarma, yoğurt eşliğinde pek lezzetliydi. Pideler fırında odun ateşinde yapılıyor.Dikine bir miktar kesildikten sonra, mis gibi Vakfıkebir tereyağı sürülüyor.Klasik pide çeşitleri var. Kıymalı, peynirli, kavurmalı, sucuklu, pastırmalı gibi. Ayrıca pidenizin malzemesini dilediğinizce hazırlayabiliyorsunuz. Kavurmalı pidesi harika.Az yağlı olan kavurma, kendi imalatları.Hamurun kıvamı yerinde.Tadı nefis.Porsiyonlar gayet doyurucu, hem de midede şişkinlik yapmıyor.Karışık pidesi de en az kavurmalı kadar lezzetliydi.Etli pideler kapalı, peynirli pideler açık olarak hazırlanıyor.Tatlı faslında hamsiköy sütlacı ve giresun tel kadayıfı.Sütlaç, üstü bol fındıklı. Kıvamı fazla yoğun geldi.Giresun tel kadayıfı ise tam anlamıyla enfesti.Üstü fındıktan görünmeyen kadayıfı afiyetle yedik.Fiyatlar gayet uygun. Herkesin rahatlıkla gidebileceği ölçüde.Bir haftasonu hem bu şirin Sarıyer ilçesini ziyaret edin, hem de Pideban' ın nefis pidelerini deneyin.9 yıl önce
Bakırköy'de Edirne ciğeri yemek için iyi bir alternatif. Ermeni kilisesinin arkasında yer alıyor. Yaklaşık 10 senedir açık olan bir mekan. Edirne'de aldığım lezzeti bulamıyorum ama gidilebilir bir yer yine de. Ciğer haricinde köfte, Yenice sucuğu, mantı da tercih edebilirsiniz.9 yıl önce
Selanik göçmeni bir ailenin işlettiği mekan ot yemekleri ve özgün köy kahvaltısı ile ön plana çıkıyor. Yeşilköy spor klübunün yanında yer alıyor. Ortam hoş,sarmaşıklar altında kahvaltınızı yapıyorsunuz. Hemen yanında güzel bir çocuk parkı mevcut. Kahvaltısı abartılı tabaklardan oluşmuyor. Tabaklarda yeşil renk hakim. Radika,otlu omlet,Selanik gözlemesi ,bulgurlu salata ve erik reçeli denenmesi gereken lezzetlerden.9 yıl önce
İşte Kadıköy'de bilen bilir diyebileceğim harika bir mekan. Ağaçların arkasına saklanmış, önünden dahi geçseniz zor farkedilir bir yer. Ufacık bir yer. İçerisi alabildiğine salaş. Müzikler ortamın havasına uygun "baba radyo" kanalından, full arabesk. Yuvalama çorbası mükemmel. Adana kebap, belki çok daha iyilerini yedim ama ortalamanın üstünde. Enteresan bir şekilde ekmek arasında servis ediliyor. Havuç dilim baklava çok iyi, mutlaka denemek gerekir. Adettendir, duvarlarda gelen ünlülerin fotoğrafları asılmış. 7/24 çalışan bir mekan. Kadıköy'deki bu mekana mutlaka uğramalısınız9 yıl önce
Bakırköy Kartaltepe'de mahalle kebapçısı. Mekan olarak albenisi yok, sıradan. Servis personeli ilgili ve tecrübeli. İkramlık mezeler vasat. İçli köfte ve fındık lahmacun da öyle. Çöp şiş ve Satır kebap aldık. Çöp şişi tavsiye ederim, beğendim. Satır kebap, beytiyi andırıyor. Fiyatlar epey uygun9 yıl önce
Beykent'in ana bulvarında son zamanlarda açılıp kapanan epey yere rastlanıyor. Bonet döner de bu cadde üzerinde yeni açılan mekanlardan. Bir dönerci için şık mekan yapmışlar. Döner haricinde iskender ve yaprak biftek seçeneği var. Lavaş tandırda pişiyor. Döneri mis gibi kuzu kokuyor. İçinde kıyma yok ve lezzet olarak tatminkar. 100gr lık 12 tl porsiyon, 200 grlık 20 tl. Eker marka ayran kullanılıyor. İkram ettikleri çay da öylesine değil, tavşan kanı. Uzun vadeli olmasını dilediğim bir işletme..9 yıl önce
Gaziantep yemeklerinin ağırlıklı olarak sunulduğu bir mekan. Yuvalama, ne çorba ne de yemek gibi. Bu yöresel çorbanın tadı nefis. Ana yemek olarak alinazik aldım. Bol kıymalı bu yemek layıkıyla sunuluyor, altında süzme yoğurt eşliğinde. Arkadaşım iç pilav yanında tandır sipariş etti. Kenarından tırtıkladım,lezzetliydi. Tatlı olarak belluriye söyledik. Biraz kadayıf,biraz baklavayı andırıyor. Antep yöresellerinden. Bayılarak yemedim. Fiyatlar bölge için yüksek, bence normal. Öğle yemekleri için tavsiye ederim9 yıl önce
Fatih'teki meşhur Fatih Karadeniz Pidecisi'nin İkitelli'de İzhar Restaurant adında bir yeri daha var.Burada pidenin yanısıra diğer Karadeniz lezzetlerini bulmak mümkün.İkitelli İETT garajının karşısında İmsan sanayi sitesinde bulunuyor.Kapısının önünde araç parketmek için yerler mevcut.Şık bir salon.15-20 masa mevcut.Bir köşede haklarında çıkan gazete haberleri.Bunları gururla sergiliyorlar,çünkü İstanbul'da pide işini en iyi yapan mekanlardan.Menüde yöresel lezzetlerden bir demet sunuluyor.Akçaabat köfteden,Karadeniz pide çeşitlerine,Hamsiköy sütlacından,Muhlamaya,Karalahana çorbasından,Kuru fasulyeye birçok yöresel lezzeti bulmak mümkün.Tüm bu ürünler yerinden yani Karadenizden geliyor.Hatta restaurantın pide ustaları bile Karadenizden.Hal böyle olunca gerisi çorap söküğü gibi geliyor.
İlk olarak tulum,terayağ ve mis gibi küçük yuvarlak sıcak ekmek üçlüsü bizi zevk-i sefaya hazırlıyor.Yanında ikramlık karışık turşu.Pek lezzetli.Önden az porsiyon karalahana çorba ile başlayalım.Ben karalahana çorbasını biraz yoğun kıvamlı severim.İçerken içindeki malzemesini dolu dolu hissetmek isterim.Buradaki kıvam olarak biraz sulu gelmiş olsa da lezzetliydi.Fena bir başlangıç sayılmaz.Çayeli kurufasulyesinden de birkaç kaşık alıyorum.Yoğun,az sulu,mis gibi tereyağı kokan bu fasulye gerçekten çok güzel.Tek başına bile doyurucu bir lezzet.Pidelerden önce ortaya bir porsiyon akçaabat köfte söylüyoruz.Pirinç pilavı,patates püresi,domates ve biber eşliğinde sunulan bu akçaabat köftesi pek leziz.Porsiyonunda 4 adet var ve köfteler çok büyük.Bir kişiyi rahat doyurur cinsten.Türkiye'min birçok ilinin köftesi meşhur ama Akçaabat köftesinin yeri ayrı.
Pide çeşitleri olarak seçenek bir hayli fazla olduğu için hepsini tek pidede barındıran İzhar spesiyal karışık pideden söyledim.İçinde kuşbaşı,Trabzon peyniri,kavurma,pastırma,sucuk,kaşar ve kıyma birbirine karışmadan dilim dilim sunuluyor.Böylece tüm pidelerden tatmış oluyorsunuz.Pidenin porsiyonu çok büyük.Bitirmek için çok aç olmak gerekiyor.Ya da benim gibi iştahlı.Pidenin yanında bir parça Trabzon tereyağı veriliyor.İsteyen pidenin kenarlarına sürüp lezzete lezzet katabilir.Fatih Karadeniz Pidecisinde yediğim pidenin lezzetini aratmıyor.Her diliminde kendimden geçe geçe yiyorum.Bu lezzetlerin yanında içecek olarak buranın spesiyal demirhindi şerbeti var.İlk birkaç yudumda lezzetli gelse de sonradan ağır gelen bir aroması var.Birçok hastalığa iyi geldiği iddia edilen bu şerbetin eminim ki müptelaları vardır.Alternatif arayanlara öneririm.
Bunca yemekten sonra midemdeki son küçük boşluğu üstü bol fındıklı leziz Hamsiköy sütlacıyla doldurup,bulutların üstüne çıkıyorum.Hesaba gelince,bu kadar çeşitten yedikten sonra bile el yakmıyor
Restaurantla ilgili tek eleştirim çalışanların tutumu hakkında.Garsonların yüzü hiç gülmüyor.Çok suratsızlar.Sanki zorla çalıştırılıyor havasındalar.Yemekten sonra tatlılarımız ile çay istedik.20 dakika bekledikten sonra,biz hariç neredeyse bütün masalara çay dağıtıldı.Ayrı ayrı 3-4 garsondan birden çay istememize rağmen çayımız gelmedi.Sonra açıklama olarak,çay bitti yeniden demliyoruz beklemeniz gerekiyor cevabını aldık.Yediğimiz bunca lezzetten sonra bu tarz davranış biçimi ile karşılaşmak beni İzhar'dan soğuttu.Ama benim için bunlar önemli değil ben sadece yediğime bakarım diyorsanız İzhar Restaurant iyi bir alternatif.9 yıl önce
Kültür parkının içinde gizlenmiş bir restaurant.Uygur yemekleri yapıyorlar.Duvarlar kendi kültürlerini simgeleyen objelerle dolu.Çorbalardan çüçüre çorbası hoş.İçinde kıymalı mantılar var.Salatalardan pintoza salatası güzeldi.Geleneksellerden permude,sambosa ,göşnan dedikleri uygur pizzası ve lagmen kavurması tattık.Özellikle lagmen kavurma çok lezzetli.Zireli kebaba bayıldım.Damak tadımıza çok uygun,baharatlarıyla harika bir uyum içerisinde.Yemeğin üstüne kendi ülkelerinin dağlarından topladıkları meyvelerle yaptıkları çay,hem lezzeti hem sunumuyla kalbimizi fethetti9 yıl önce
Manzara ve dekorasyon ile iş yapan mekanlardan. Geniş menü ağına sahip. Kahvaltı, yemek, salata, kahve çeşitleri gibi alternatifleri var. Cezvede kek ve çilekli milföy ile kendinden söz ettiren mekanda birşeyler içmek amacıyla bulunduk. Dinçlik çayı dedikleri karışımı seçtim. Yeşil elma, yeşil çay, tarçın, karanfil, limon, karabiberi karıştırmışlar. Sunum güzel, çayın tadı iyi ama fiyatı yüksek gibi. AVM sıkıcılığında alternatif olarak değerlendirilebilir9 yıl önce
Döneri - Perde pilavı - Şekerpare - Dondurmalı irmik - Izgara köfte - Üzüm şırası Hepsi birbirinden leziz.Nefis bir öğle yemeği. Fakat favorim perde pilavı. Burada yediğim perde pilavının lezzetini henüz başka bir yerde bulamadım. Enteresan da bir hikayesi var. Okuduğum metni sizlerle paylaşmak istiyorum. "Perde Pilavı Siirt yöresine ait çok eski Türk yemeklerindendir. Asıl vatanı Orta Asya’dır. Yemeği oluşturan her malzeme ayrı bir mesaj ve anlam içerir. Kayın valide evine yeni gelen geline el yapımı yufka ile kaplanmış pilavı verirken “kızım bu ev artık seninde evin; bu evin sırlarını, sorunlarını kendi sırrın, kendi sorununmuş gibi saklamalı ve kendi annen baban dahi olsa belli etmemelisin” demek istemektedir. Böylelikle valide pilavın yufkasını gelinin manevi bağlılığı ve korunmuşluğuyla bağdaştırır. Tıpkı gelinin yeni eve girerken eve, evliliğe bereket getirmesi için başından aşağı pirinç taneleri dökülmesi gibi pilavda kullanılan pirinç taneleri de bolluk ve bereketin simgesidir. Pilavın iç malzemesinde kullanılan bademler erkek torun, dolmalık fıstıklar ise kız torun hasretini, kuş üzümleri sağlığı, acı ve tatlı baharatlar ise hayatın acı ve tatlı günlerini temsil etmektedir.Siirtli gelinlere karabiberin neyi temsil ettiği sorulduğunda cevap mizahidir: kaynana. Daha önceleri tavuk eti yerine horoz eti veya keklik eti kullanılırmış. Horoz eti evin evin reisi olan erkeği karşılarmış. Ancak zamanla evin reisi konusu tartışılır olunca perde pilavında horoz eti yerine tavuk eti de kullanılır olmuş"9 yıl önce
Büyükçekmece Albatros'ta deniz manzaralı ,bahçeli güzel bir restaurant. Altına kızarmış yufkalar serilen yoğurtlu mantar lezzetliydi. Lahmacun vasat. Special dürüm kebabı,beyti et lokantasının beyti kebabına benziyordu. Porsiyonu bol ve gayet lezzetliydi. Çocuk oyun alanı var ve haftasonu kahvaltı da veriliyor9 yıl önce
İstinye'nin kurtarılmış bölgesi. Denize sıfır böyle bir aile çay bahçesi olması büyük
lüks. Haftasonu güneşli havadan faydalanmak için kendimizi buraya attık. Eşsiz bir köprü manzarası var. Sakin, huzurlu bir yer. Vaktim olsa saatlerce oturur kitabımı okurdum. Mekan aynı zamanda İzmir Lokmacısı olarak da biliniyor. Keyfimizi yaparken lokmalar bize eşlik etti. Yorgunluğu attık, stresi azalttık..9 yıl önce
Merhaba pasta sanatıyla ilk tanışmam Kocamustafapaşa şubesiyle olmuştu. İşletmenin mazisi 2011 yılına dayanıyor. Zamanla Fatih, Cevahir, Beylikdüzü, Bahçelievler, Beşiktaş, Şaşkınbakkal şubeleri de açılmış. Pasta çeşitleri sunuyorlar ama burayı meşhur eden ürün ekler. Normalde ekler tipi ürünler pek tarzım değil ama buranın eklerini çok sevdim. Ürünlerde mısır şurubu kullanılmıyormuş. Eklerin kilosu 28tl. Çeşitlerine gelirsek; Çilekli, ballı, krokanlı, kestaneli, kahveli, antep fıstıklı, karamelli, vanilyalı gibi bir portföy var. Yolunuz herhangi bir şubesine düşerse tatmanızı tavsiye ederim9 yıl önce
Baazen tantuni için ilk deneyimim yeni açıldığı zamanlarda Bakırköy şubesiyle olmuştu. O zamanlar lezzetini aman aman bulmamıştım. Pazar öğle 12 civarlarında mekandaydık, servis henüz başlıyordu. Eli yüzü düzgün bir mekan yapılmış. Şirin renkli sandalyeleri var. Tantuninin lezzeti beni tatmin etmedi, daha iyileriyle karşılaşmıştım. Sosyal medya yorumlarında methiyeler düzülen sütlü kadayıfı ise benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Fakat enteresan bir şekilde tantuninin oğlumun çok hoşuna gitmesi benim tek tesellim oldu. Onun için tekrar gidebilirim9 yıl önce
Buradan başka yerde bulunmayan bu tatlının İstanbul'un 100 lezzetinden biri olduğunu düşünüyorum. Tadı hafif, fiyatı uygun.
Katlanmış pandispanya içinde kayısı marmelatı olan şerbetli hafif bir tatlı diyebiliriz. Tat olarak en yakın revaniye benzetebiliriz9 yıl önce
Ögle saatlerinde nereye yiyelim meselesine karar veremeyince aklimiza gelen mekanlardan biri Lunch Box. Uzun menüsünü incelemektense hazirladiklari set menülerden seçtik. Ben kinoa salatasi, günün çorbasi ve soda içerikli menü2 yi arkadasim mini salata, köfte tabagi ve mesrubat içerikli menü4 ü seçti. Günün çorbasi mercimekti, yaninda pilav getirdiler azicik. Ikisinin de içinde bulyon vardi lezzet artirici olarak. Ilk defa kinoali salata yedim. Kendisi kus yemine benziyor. Bulgurun versiyon atilmis hali diyebilirim. Büyük marketlerde 250gr'i 20tl civarlarinda satiliyor. Protein agirlikli bir tahil. 2013 yili Birlesmis Milletlerce kinoa yili ilan edilmis, o derece.
Bundan sonraki kisim kinoa ile ilgili copy/paste sikici bilgiler içermektedir. Okumak istemeyenler burada kesebilir.
Kinoa, muhtemelen bir çogumuz için pek de tanidikbir isim degil. Oysa, ilk olarak 5 bin yil önce Güney Amerika'da Inkalar tarafindan yetistirildigi belirtilen bu tahil türü dünyanin çesitli yerlerinde sofralarda yerlerini aliyor. Son dönemde Türkiye'de de raftlari süsledigi görülüyor. Peki Kinoa'yi adina uluslararasi bir yil ilan edilmesini saglayan özellikleri neler?
Ana vatani oldukça soguk ve yüksek platolara sahip Güney Amerika'nin Bati Kiyisi’ndaki And Daglari bölgesi olan Kinoa, Kolombiya, Arjantin, Peru, Bolivya, Sili ve Ekvador'da yetistiriliyor. Bu tahil türünün hasadi ve harmanlanmasi çogunlukla elle yapildigindan, tüketime hazir hale getirilmesi de oldukça mesakkatli bir süreci içeriyor. Üretimi son dönemde, basta teknik, ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayi azalma gösteriyor. Fakat, hasat verimi potansiyeli yüksek oldugu için kinoanin üretimi dünyanin çesitli ülkelerine yayilmis bulunuyor. Yetistirilmesine gerekli toprak, gübreleme ve
böcek koruyuculari saglandiktan sonra kinoadan hektar basina 3-4 ton ürün elde edilebiliniyor. Tohumlari beyaz, sari, kirmizi, mor, kahverengi ya da siyah olabilen kinoa, kuraklik ve soguk gibi zorlu çevre kosullarina kolaylikla uyum saglayabiliyor. Son yillarda uluslararasi pazarda ürünün fiyati kilogram basina 1,5 Amerikan Dolara ulasmis durumda.
Yüksek miktarda protein ve temel aminoasitlerin (protein yapitasi) tamamini içeren tek bitkisel gida olan kinoanin baskin bir tadi olmadigi için birçok farkli tatli ve tuzlu yemek yapimina uygunluk gösteriyor. Pisirilmesi de oldukça kolay ve pek çok farkli sekilde tüketiliyor.
Kinoa insan gidasi disinda hayvan yemi, ilaç hammaddesi, böcek kovucu gibi amaçlarla da kullanilabiliyor.
Besin degeri oldukça yüksek dogal bir gida olmasi, yüksek biyoçesitliliginin gida güvenligine ulasma ve yoksullugun yok edilmesine saglayabilecegi katki ve bu konudaki Birlesmis Milletler (BM) Binyil Kalkinma Hedefleri'ne ulasilmasini
saglama potansiyeli açisindan 2013 yili BM tarafindan Uluslararasi Kinoa Yili olarak ilan edildi. Kinoa'nin beslenme, ekonomi, çevre ve kültürel açidan önemi hakkinda toplumsal duyarlilik olusturmak adina çalisilmasi da Uluslararasi Kinoa
Yili'ni kutlamak için yapilacak etkinliklerin esas amaci olarak belirtildi. Bu kapsamda kinoanin yenilikçi kullanimlarini tesvik etmek için bir çok dilde kinoa yemek kitaplari yazilmasi ve küresel kinoa günü olusturma gibi çalismalar yapilacak.9 yıl önce
Palukçu, Milor sayesinde ün yapmış balık satıcısı ve lokantası. Hürriyet gazetesinde en iyi 10 salaş balıkçı listesinde gösterilmiş. İster günlük taze balıkları satın alıyorsunuz, isterseniz arka taraftaki güzel ama yaz günleri için fazla sıcak salonunda yiyebiliyorsunuz. Milor'un fotoğrafları, yazısı her köşede göze çarpıyor. Hatta bunun için küçük bir kitapçık hazırlayıp tüm masalara bırakmışlar. ( Önüm arkam sağım solum Milor ) Adettendir balık çorbası ile başladık. Levrek ile yapmışlar, orta karar. Tereyağda karides iyi, ekmek banarak tadını çıkardık. Hamsi taptaze, lezzet olarak üst düzey. Yanında getirilen dereotlu mısır ekmeği, beklentimin altında. Keşke biraz ısıtsalardı bari. Fiyat olarak uygun. Şehremini meydandaki bu balıkçıyı genel olarak tavsiye ederim.9 yıl önce
Şehrin önemli lezzet duraklarından. Paçacı Hasan'da az paça ile başladık, nefis. Yeme de yanında yat. Müdavimlerine duyurulur.Üstüne ben fırın pirzola tercih ettim. Ekürim tercihini tandırdan yana kullandı. Pirzola biraz fazla yağlı olmakla birlikte lezzeti yerindeydi. Tandıra da baktım dörtlüktü. Tatlı yesek mi yemesek mi diye konuşurken burma kadayıf önümüzde bitiverdi. Yaklaşık 5-10 saniye masamızda durduktan sonra tabak boşaldı. Çatalla bölerken gelen çıtırrr sesini size tarif edemem, gidin yeyin. Fiyatlar lezzete göre normal. Ara sıra uğramanızı tavsiye ederim, memnuniyet garantili.9 yıl önce
Ali Haydar namı diğer İkinci Bahar, bilindiği üzere meşhur dizide Şener Şen'in kebapçısı. Rakibi Vakkas'ın kebapçısı da karşıdaki Develi. Kebap öncesi acıktırıcı olarak çiğ köfte ( bol etli, başarılı ) , içli köfte, köpoğlu, ezme, havuçlu, patlıcan ezme gibi çeşitlerle masayı süslettik. Mezeler genel olarak başarılı. Herkes karışık Ali haydar special söyledi. Adana, fıstıklı, tavuk şiş, kuzu şiş vardı. Kebaplar ortalama lezzetteydi en çok tavuk şişi beğendim yumuşacıktı. Tatlı olarak katmeri öven yorumlar okumuştum. Ben o kadar iyi bulmadım. 5 üzerinden 2,5 anca alır. Ama ortam güzel, muhabbet güzel olunca bunları görmüyor insan. Servis güleryüzlü. Mekan sahipleri misafirperver, evimizde gibi hissettirdiler sağolsunlar.9 yıl önce
Şaşkınbakkal'da Boyner'in hemen yan sokağındalar. Yemeğin üstüne tatlı tercihimizi buradaki kreplerle yaptık. Küçük, şirin bir dükkan yapmışlar. Basit ama iyi bir fikir bu krep işi. Hem görsel olarak iyi, hem mideyi mutlu eden şeyler. Fotoğrafta görülen 2 kişilik krep tabağı. Yanındaki soslar sınırsız sunuluyor. İki çay ile birlikte 40tl. Denemenizi öneririm. Sabah, öğle, akşam günün her saatinde yenir9 yıl önce
Çok beğendim. Anadolu yakasına geçmiştik. Canımız burger çektiği için listemizden bir mekan eksilsin diye burayı tercih ettik. Bağdat cd. üzerinde güzel bir mekan. Burger, steak, ızgara çeşitleri ( ızgara çeşitlerini yapmaları enteresan ) , kahvaltı içeren bir menüsü var. Geniş bir alkol menüsüne sahip. Benim tercihim XXL Burger ( bana da bu yakışır ) , arkadaşım Lokum Burger aldı. İkimizin yorumu da ortak, mükemmel. Yanında getirdikleri patates donmuş değil, o da artı puan. Adamakıllı burger yemek istiyorsanız bu mekanı öneririm. Benden 5 yıldız..9 yıl önce
Keyf Mangalbaşı, Firuzköy bulvarı üzerinde. Pişirilecek etleri görerek kendiniz seçiyorsunuz. Masamızın baştacı ciğeri elbette istedik. Üstüne bir porsiyon böbrek ve bir porsiyon pirzola. Ciğer 3, böbrek 2, pirzola 4 yıldızlık. Fiyatlara göre performans iyi. Etçil arkadaşlara tavsiye ederim9 yıl önce
Zincir kahveciler içinde en iyisi. Gerek servisi gerek kaliteli ürünleriyle ilk aklımıza gelen mekan. Kahvelerini sevdiğimiz kadar çikolatalarını da seviyoruz. Rahat koltukları, huzurlu ortamıyla Ataköy Marina'daki şubesine sık sık gidiyoruz. French presste sunulan Kenya kahvesi kendine has aroması ve sertliğiyle beni memnun etti. Burada ilk kez denediğim bir üründen bahsetmek isterim. Frutibon ; doğan meyvelerin kurutulup dışının bitter çikolata ile kaplanmış hali. Çilekli, yaban mersinli ve vişneli çeşitleri mevcut. Biz çileklisine bayıldık. Şiddetle tavsiye ederim. 150 gramlık paketleri 7tl9 yıl önce
Beeves Burger'in sahibinin söyleşisini okumuştum Beef & Fish dergisinde. O vesileyle yolumuzu Mall Of İstanbul'daki şubelerine düşürdük. 200gr dana etli King Kong burgeri tam benlik. Lezzet olarak mükemmel. Ekmek konusunu biraz daha geliştirebilirlerse tam süper olur. Oğlum mini hamburger menü aldı. Çok beğenmiş olacak, üçünü de götürdü. Eşim de aldığı Beeves Special Sidar's hamburgerine bayıldı. Soğan halkası fazlaca yağ çekmişti o yüzden pek beğenmedim. Patates kızartmaları donmuş değil, bravo. Üçümüzün de hayli memnun ayrıldığı bir yemek oldu.9 yıl önce
4 arkadaş Biber Burger'e uğradık. Dördümüz de farklı çeşitlerden söyledik. Romesco, Amarillo, Louis ve Guacamole. Benim tercihim acılı olmasından dolayı Amarillo oldu. Hamburgerin lezzeti iyi olmakla birlikte, yazdığı gibi 180gr olmadığını düşünüyorum. Bir gün öncesinde başka bir mekanda 200gr hamburger yemiştim. Bu 180 se diğeri 300gr, diğeri 200 gramsa bu kesinlikle 180 gram değildi. Ayrıca yediğim hamburgerin içinden çıkan plastik-cam karışımı madde oldukça ilginçti. Yetkili bayan münferit bir durum olduğunu söyledi. Ortaya istediğimiz karışık baharatlı donmuş patatesleri beğenmedim. Taze patatesle yapmak bu kadar zor olmasa gerek. Genel olarak ortalama bir mekan olduğunu düşünüyorum. Notum 39 yıl önce
Sosyal medyada epey reklamları yapılıyor diye yerinde denemek istedik. Oturma yerleri rahat, boğazdaki birçok mekan gibi dipdibe değil. Müşteri kitlesi yine boğaz hattının çoğu yerindeki gibi kasıntı değildi. İki kişilik serpme kahvaltı istedik. Ekstra olarak sucuklu yumurta ve muhlama rica ettik. Yetkili iki tane bayan vardı. Bizimle gayet iyi ilgilendiler. Sürekli başka isteğimizin olup olmadığını sordular. Güzel görünümlü bir peynir tabağı geldi. Nerden temin ettiklerini sordum, yanıt gelmedi. Garson Muratbey markası olduğunu söyledi. Muhlama benim için ortalama lezzetteydi. Kahvaltıda en çok beğendiğim süt reçeli oldu. Harika bir tat. Genel olarak kahvaltı içeriği kaliteli, fiyatın kişi başı 40tl olmasında lokasyonun etkisi büyük.9 yıl önce
Kapanan Pando'nun alternatifi burası dediler geldik. Aynı tip eski püskü bir dükkan, ortamı sevdim. Ne varsa getirin dedik. Zeytinler sıradan, peynir tabağı tulum hariç sıradan. Köy sütü sıcak sıcak 3 bardak içtim, güzeldi. Bal-kaymak ikilisindeki bal vasat,kaymak mükemmel. Omlet epey özensizdi. Ortaya istediğimiz kaymaklı ekmek kadayıfı fena değildi ama dünden veya önceki günden kaldığı belliydi çok taze değildi. İki kişi tüm bunlara 62tl verdik9 yıl önce
"Düğün evi taka tuk, ne ekmek var ne katuk, sarma börek geturun, yoldan gelduk
acuktuk" diyerek NAGA PUTRİKA'ya giriş yaptık. Mekan Moda caddesinin sonunda tarihi iskeleye inen yolun başında. Kat kat basamaklara masalar koymuşlar. Pazar günü olması sebebiyle oldukça kalabalıktı neyseki rezervasyonlu gittik. Genç, dinamik bir kadrosu var. Oldukça güeryüzlüler ve misafirperverler. Simit istedik mesela menüde olmamasına rağmen gidip sokak simitçisinden aldılar getirdiler. Menüsü özgün ve çok hoş. Kahvaltılara isimler vermişler. Zuğa, Hewsel, Köyceğiz, Çiçekdağı, Söğütçük, Velika. Hepsi bazı yöreleri hatırlatıyor. Mesela Zuğa Karadeniz'i , Hewsel Doğu'yu, Köyceğiz Ege'yi gibi... Serde Karadenizlilik olunca Zuğa'yı seçtik. Başta yazdığım mani Zuğa sayfasının başında yer alıyor. Bu arada
Zuğa lazcada Deniz anlamına geliyor. Kahvaltılar 1 veya 2 kişilik hazırlanıyor. Fiyat bilgisi menüden görülebilir. Ürünlerin tamamı yerinden diyebilirim ( Yerinden, çiftlikten diyen
kandırıkçı mekanlara selam olsun ) Reçeller Antakya'dan, Kavurma,kolot peyniri,kestane balı Rize'den, peynirlerin
çoğu Kars'tan, zeytinler Ayvalık'tan. Yediklerimizin hepsi mükemmeldi diyebilirim. Fırsat buldukça buraya gelip tüm menüyü sırayla denemek istiyorum. Benden mekana 5 yıldız9 yıl önce
Moda'da yürürken ayaklarımız bizi Kemal Usta'ya götürdü. İlave malzeme çeşitliliği ve kalitesiyle diğer markalardan ayrılıyor. Ek malzeme sınırlaması yok. Dur diyene kadar dolduruyorlar. Sütlü çikolatayı sürdükdük. Meyve tercihimiz ananas, çilek ve muz oldu. Üstüne uykusuz geceler adını verdikleri kaymak, yeşil incir ve çakıl taşı çikolataları da eklendi mi alın size atom bombası. Müşterilerin kapı önü masalarını çay bahçesine çevirmesi sebebiyle çay servisi kaldırılmış, üzüldük. Çayla iyi gidiyordu waffle9 yıl önce
Reklamın gücü sayesinde benim de uğradığım mekanlardan oldu. Specialleri olan "Cold Brew Coffee " yi hazırda olmadığı için deneyemedim. Eşim sütlü americano aldı. Çok beğendi. Ben de soğuk ve sert bir kahve istediğimi seçimi kendilerine bıraktığımı söyledim. Endonezya Sumatra kahvesini önerdiler. Öncesinde kokladım biraz toprak biraz da çikolata kokusu geliyordu. İyi tahmin etmişim. Tanıtım broşüründe de aynı şeyler yazıyordu. Kahvenin hazırlanışını fotoğraflarda aşama aşama gösterdim. Sunum güzel, çalışan ekip oldukça bilgili ve ilgili. Cold Brew için tekrar geleceğim..9 yıl önce
Beylikdüzü'nde nereden nereye geldi diyebilecegimiz semtin en popüler markasi Beykent'e bir sube açmis. Ögle yemeginde yeni mekana ugradik. Her zaman pek severek yedigim enbey dönerde eski lezzeti bulamadim. Ya bu ara daha iyilerini yiyorum yada büyüdükçe kaliteyi düsürmüsler. Et yemis olmanin haricinde pek zevk aldigimi söyleyemem. Fiyat olarak diger dönercilerle kiyaslayinca uygun . 150gramlik iki porsiyon döner, içeceklerle birlikte 30tl9 yıl önce
" lûtf eyle sâki nâzı ko, mey sun ki kalmaz böyle bu,
dolsun sürâhi vü sebû, boş durmasın peymâne hem " Nef'i , Sultan Dördüncü Murad'a yazdığı kasidede böyle söylemiş. Peymane Ocakbaşı, alışılagelmiş ocakbaşı havasından uzak bir mekan. İçerideki ocakbaşını görmeseniz, yanlış yere geldiğiniz hissine kapılabilirsiniz. Şık dizayn edilmiş salon, duvarlardaki tablolar dikkat çekiyor. Müzik olarak caz çalıyor. Ocakbaşı için çok enteresan ama farklılık adına bravo. Müşterilerin ağırlıklı olarak müdavimlerden oluştuğunu farkettim. Servis personeli son derece nazik ve bilgili. Mezelerden muhammara gayet iyi ama fazla acı olması herkesin hoşuna gitmeyebilir. Tahinli meze adını verdikleri yoğurt, tahin ve maydanoz karışımı güzel bir uyum yakalamış. Humusu beğenmedim, oldukça kuruydu, çok daha iyilerini gördüm. Et-kebap menüsünden tercihim Peymane Kebap oldu. Sarma beyti şeklinde, içinde peynir ve patlıcan ilavesi de olan bu kebap çok ağır olmaması sebebiyle herkese tavsiye edebileceğim bir tat. Şişhane'deki yeri açılalı 2-3 ay olmuş. Farklı bir ocakbaşı konsepti arayan herkese öneririm9 yıl önce
Medyatik kişilik Gürkan Şef'in 1,5 sene önce Valikonağı caddesinde açtığı steakhouse. Konum olarak caddenin sonuna doğru kalıyor. Dekorasyonu güzel, ahşap ağırlıklı. Kaldırım kısmında kış bahçesi formatında bölümü de var. Et reyonlarına daha yakın ve daha sıcak ortamı dolayısıyla iç kısmı tercih ettik. Mekanın çalışanlarında genel olarak bir enerji patlaması var, pek alışık olunmayan bir durum.
İlk olarak bonfile suşi geliyor ki bu orjinal, güzel bir fikir. Fakat bayanlar pek rağbet etmedi. Arkasından birer bardak ilik suyu ikram edildi. Kış aylarında harika gider, şifa niyetine. Et seçimimizi birkaç şeyden tadalım diye sıralı seçtik. Sırasıyla lokum, şaşlık, kuzu incik ve kuzu pirzola olarak devam ettik. Etler herkesin isteğine göre pişirildi. Buranın şaşlığı marinasyonu itibariyle çok damağıma hitap etmedi. Diğer etler gayet lezzetliydi özellikle incik ve lokum harikaydı. Kuzu pirzolayı da gözümüzün önünde ayırarak görsel bir show gerçekleştirdiler. Etlerin yanında tulum peynirli salata aldık ki çok güzel hazırlanmıştı. Arada damak tazeleyici olarak ananas getirdiler, bu da iyi fikir..
Tatlılardan şehvet ve nirvana adlı eserlerini sundular. Şehvet; içinde un, şeker ve yağ kullanılmayan diyabetik bir tatlı. Keçiboynuzu pekmezi ve hurma içeriyor, pek bana göre değil. Bunu ikram ettiler. Nirvana ise çıtır kabak üstü tahin gibi birşey, fena değil.
Fiyatlara gelecek olursak; tulum peynirli salataya 40tl, 6 parça lokum 72tl, 2 sıra dana şaşlık 124tl, 2 parça kuzu incik 150tl, fotoğrafta görülen kuzu pirzolaya 245tl, kabak tatlısına 25tl yazılmış. Fiyatlar bence yüksek, takdir sizin. Alkolsüz 4 kişi 670tl hesap bence buraya çok fazla..9 yıl önce
İstanbul'da ilk 3 içinde olmasa da ilk 10 arasına girer. Döneri odun ateşinde, bol yağlı ve üstünde tandır ekmeğiyle servis ediliyor. Öncesinde salata, patates ve turşu geliyor. Hepsi de lezzetli. Meşrubatların kapakları mikrop yuvası olduğundan önceden dezenfekte edilip üzerine koruyucu kapak yerleştirilmiş, alkış. Tatlı olarak fırın sütlacı tavsiye ederim. Tadı çok iyi ama damla sakızlı yapmışlar, koymayaydılar iyiydi. Fiyatlar muadil dönercilerin ortalamasının üzerinde, daha uygun olabilir düşüncesindeyim9 yıl önce
Yemekte et yoksa o yemek karin doyurmaz diyenlerdenim. Ögle yemeginde az paça çorbasi, ardindan tandir seçimi isabetli oldu. Fahrettin usta et lokantasi, dana ve kuzu etli seçimleriyle doyurucu lezzetler sunuyor. Ödediginiz tutar da yediklerinize göre komik, lokasyon farki fiyatlara yansiyor. #KanGurular9 yıl önce
Lezzet patlaması için Sur Ocakbaşı'nın yeni açtığı yerindeydik. Diğer mekandaki hijyen sıkıntısı şimdilik burada yok. Garsonların diğer tarafa göre daha kibar olması da bir artısı. Ailenizle rahatlıkla gelebilirsiniz. Öncelikle masalar mezelerle donatıldı. Çiğ köfte etsiz, lezzeti iyi. İçli köfte alışık olduğum tarzda, haşlama. Perde pilavını mutlaka yemenizi tavsiye ediyorum, 4 kişiye 1 tane yetiyor. Ana yemeklerden ; Kaburga Dolması, Kemikli Büryan, Sur Kebap ve Saç Tava söyledik. Yıldız vermek gerekirse kaburga 5, büryan 4, saç tava 4, sur kebap 3,5 diyebilirim. Finalde tabiki burası ile özdeşleşmiş "Sur Tatlısı" ,9 yıl önce
Daha önce Kore yemekleri denememiştik. İstanbul'da birkaç tane bulunan Kore restaurantlarından
tercihimiz Gaya oldu. Talimhane oteller bölgesinde Green Park altında yer alıyor. Kendi kültürlerini yansıtan figürlerin olduğu, sade bir salonu var. Bizim masa haricinde tüm masalarda Koreli misafirler vardı. Garson Cemal bey bize yemeklerin tanıtımını yaptı. Herşeyden tatmak istediğimizi belirtip, siparişlerimizi verdik. Başlangıç olarak KİMÇİ çeşitleri geldi. KİMÇİ turşu anlamına geliyor ve daha çok lahana turşusu olarak biliniyor. Salatalık, patates, patlıcan turşusu gibi çeşitleri de geldi. Bol sarmısaklı ve baharatlı, kokusu herkese göre değil. Ara sıcak olarak kızartılmış Kore mantısı aldık. İçi sebze dolu, lezzet olarak bana cazip gelmedi. Ana yemeklerden BULGOGİ, Türk damak tadına en uygun yemekleri. Aldığımız bilgiye göre Türk müşterilerin favorisiymiş. Soya sosuyla marine edilmiş sebzeli dana dilimlerinden oluşuyor. Herkesin beğendiği bir yemek oldu. BİBİMBAP isim olarak en hoşuma giden yemekleri. Karışık pilav manasına geliyor. Garsonumuz yanında getirdiği acı sosu içine katarak gözümüzün önünde hazırladı. Genel olarak kokusu hakkında kötü yorumlar yapıldı ama ben tat olarak beğendim. HAEMUL PAJUN, Kore işi mücver. Bol taze soğanlı, kalamar, karides ve midye de içeriyor. Soya sosu ile servis ediliyor, fena değil. Buradaki favorim DOKBOKKİ oldu. Kısaca tarif olarak pirinç keki diyebiliriz. Hem tatlı hem acı sosu ile birlikte harika bir lezzet, mutlaka bunu yemelisiniz. 4 kişi bu yemeklere 155 tl ödedik. Hesaba %10 servis ücreti ekleniyor. Kore mutfağıyla bu sayede tanışmış olduk :)9 yıl önce
Başlangıç olarak karışık peynir tabağı istedim. Yöresel İtalyan peynirlerini içeriyor. Provolone ( kaşara benziyor ) , Grana Padano ( parmesanı andırıyor ) , Pecorino Romano ( bu da parmesana benziyor ama kokusu yoğun ) , Gorgonzola ( İtalyan rokforu ) çeşitleri sunuluyor. Orta boy porsiyonu 17tl. Benim gibi peynir severlere tavsiye ederim. Pizza tercihim Salsiccia oldu. Muhteviyatı el yapımı sosis, kırmızı soğan, köz biber, domates ve mozzarella. Kenarları kalın ve çıtır, orta kısımları epey ince. Gayet başarılı. Çocuklar için de menü var. Çorba, pizza, makarna, burger seçenekleri sunuluyor. Çorba tek seçenek, Minestrone. Karmakarışık İtalyan çorbası. Ne ararsan var içinde. Ispanak, makarna, domates, havuç ve çeşitli sebzeler9 yıl önce
Osmanlı mutfağını temsil eden restaurant sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Bu yemekleri layıkıyla yapan
mekanlardan biri de Matbah Restaurant. Nar şerbeti ikramı ile başladık. Çok beğendiğim için yemeğin yanında da istedim. Ayrıca cevizli zeytin ezmesi getirdiler ikramlık, tadı vasat. Vişneli Yaprak Sarması (1844) , Kalamar Dolması (1851) ve Ballı Gemici Böreği (15.yy) başlangıç tercihlerimiz oldu. Hepsi orjinal lezzetler ama sarma pek hoşuma gitmedi, yavan bir tadı vardı. Kalamar dolması ve gemici böreğini ise beğendim. Ana yemeklerden Beğendili Kuzu İncik (1463) ve Kavun Dolması (15.yy) harikaydı. Kuzu incik ağızda dağılıyordu fakat beğendisi yediklerimin en iyisi değildi. Kavun dolması ise ilk kez denediğim mükemmel bir yemek. Kavuna bol malzemeli iç pilav dolduruluyor ve fırınlanıyor ortaya fotoğafta görülen eser çıkıyor. Herkese tavsiyemdir. Tatlı olarak dondurmalı sakızlı fırın sütlaç istedim. Sütlaç ile meyveli dondurmayı uyumlu bulmadım. Bir de sanırım ben sütlaçta damla sakızından hoşlanmıyorum. Mutancana, Kirde Kebabı, Erikli Kuzu Gerdan, Mahmudiye, Koruklu Yaprak Sarma, Badem Çorbası, Helatiye menüdeki diğer denemeniz gereken lezzetler. Diş kirası geleneği burada da uygulanıyor. Eşime giderken güzel bir kolye hediye ettiler. Fiyatlar biraz yüksek olmakla birlikte, bu mutfağı denemeyenlere alternatif olarak öneriyorum. #KanGurular9 yıl önce
Geçen gece Nişantaşı'nda nerede kahve içelim diye bakınırken buraya daldık. Enerjisi olan bir ortam olduğu geç saatlerdeki kalabalık kitleden belli. Alt katta yer olmamasından dolayı üst kata çıktık. Bu sayede aşağıda neler olup bittiğini gözlemleme şansımız oldu. Üst katta rahat oturma grupları var fakat koltuklar oldukça lekeliydi. Pek aramın olmadığı cold brew kahveye, burayla ilgili yorumlarda pek methedildiği için bir şans daha verdim. Bu kez çok beğendim, bundan sonra burada içebilirim bu yeni nesil soğuk kahveyi. Diğer coffeelover arkadaşlar da seçimlerinden memnun kaldılar. Servis ilgili, bilgili ve hızlı...9 yıl önce
Şerifali'de varoş ile sitelerin arasına konuşlanmış şık bir restorant. Sosyal medyayı iyi kullanıyor, reklama önem veriyorlar. Geçtiğimiz günlerde Samantha Fox'u mekanda ağırlayarak ses getirdiler. Bugün öğle saatlerinde uğradık. Adana kebabı açık getiriliyor. Kıyma-yağ oranı dengeli. Lezzeti tatmin etti, öneririm. Sunum Adana usülü, bulgur pilavsız. Yanında Adana'dan getirilen şalgam içtim. Bana sanki biraz dilüe edilmiş gibi geldi. Yine de Doğanay şalgam getirmemelerine sevindim. Kuzu şişi malesef beğenmedik. Epey sertti, çiğneye çiğneye bir hal oldum. Daha iyi olmasını beklerdim. Tatlılardan katmer ve irmik yenecek diye notum vardı ama ikisini de yiyemedik. Katmer, dün akşam çok yoğun oldukları için bitmiş. İrmik için ise menüde yazmasına rağmen sadece kış mevsiminde yapıldığı bilgisini ilettiler. Fiyatlar ortama göre normal. Gitmek isteyenlerin bilgisine.9 yıl önce
Samatya meydanda dikkat çekici bir mekan Forsa. İşletmecisi Feridun bey samimi ve ilgili. Masaya serpilmiş mezeler orta seviye, pek lezzet alamadım. Balık böreği, balık köftesi, deniz mahsüllü krep, kalamar tava genel olarak iyi. Özellikle krep ve börek epey güzel. Meze ve ara sıcak ağırlıklı gittiğimiz için ana yemeğe pek yer kalmasa da fener kavurma aldık. Tok olmamızdan mütevellit biraz ağır gelse de, aç karnına daha iyi olur kanısındayım. Finalde dondurmalı irmik helvası servis edildi. Bahsettiğim fix menü için alkollü içecek dahil 100 tl gibi bir rakam ödersiniz ki gayet uygun bir fiyat. Üstüne cuma ve cumartesi akşamları canlı fasıl da cabası. Mekan tavsiyemdir..9 yıl önce
Alaçatı'da sadece 2 gece kaldık ve bunun için 2 tane kıymetli akşam yemeği mekanı ararken bir akşam için nedense Babushka'yı seçtik. İyi ki de seçmişiz. Daha çok yeniler, ilk sezonları. Kapıdan girince büyülü bir havası olan bahçe sizi karşılıyor. Babushka Rusça'da büyükanne demekmiş. Zaten kapıdaki tabelada Babushka anneanne sofrası yazıyor. Özgür bey ve Rus eşi Olga hanım ev sahibi. Olga hanım aynı zamanda mutfakta. İkisi de anneannelerinin yemeklerini unutamadıkları için olsa gerek bu ismi koymuşlar. Geleneksel yemeklere küçük dokunuşlar yaptıkları bir menü oluşturmuşlar. 2 kişilik meze seti ; Zaaluk ( fas usülü köz patlıcan ) , katı cacık, Olga'nın deniz börülcesi, kabak sarma, inatçı pancar ( inatçı yapan içindeki keçi peyniri. Ayrıca pesto sos ilaveli ) ve ekşi maya ekmeği ihtiva ediyor. Ara sıcaklardan Draniki, Ukrayna'nın patates mücveri. Kabak çiçeği Ege mutfağı klasiklerinden. Asma yaprağında keçi peyniri, nefis. Kavurmalı kudüs humusu diğer ara sıcak, lezzet olarak zayıf bulduğum sadece bu oldu. Bu kadar giriş, gelişmeden sonra ( çok da aç olmadığımız için ) ana yemeklere pek bulaşamadık. Sadece ismi hoşuma giden sarhoş sardalya kuşu söyledik. Sarhoş denmesinin sebebi marinasyon ile alakalı. Sardalyayı votkada bekletilen portakal kabuğuyla marine ediyorlar. Mutlaka alın, çok lezzetli. İlgi, alaka, servis sorunsuz. Yemekler hakkında detaylı bilgi alabiliyorsunuz. Çalışanların menüye hakim olması önemli bir husus. Fiyatlara gelecek olursak Alaçatı için uygun olduğunu söyleyebilirim. Doğru bir seçim yaptığımız için mutluyum..9 yıl önce
Ekmek Teknesi dizisini izlememiş olanımız yoktur sanırım. 2002-2005 yılları arasında milyonları ekran başına kilitledi. Nusret Baba, Celal, Korkut ve Heredot Cevdet birşeyleri çağrıştırmıştır. İşte bu dizideki Nusret Baba'nın ve ailesinin yaşadığı konak ( Savaş Dinçel'in toprağı bol olsun ) Zahir Cafe & Restaurant olarak hizmet veriyor. İstanbul'un en huzurlu semtlerinden Kuzguncuk'ta ana cadde üzerinde köşebaşında dikkat çekiyor. Konak iki katlı ve en üstte de terası var. Üst kat salon üç odalı. Odalar toplantı yapmaya müsait. Menüsünde eskiden Osmanlı ve Arap mutfağının örnekleri varmış ( Mutancana gibi ) . Fakat menüyü sadeleştirmişler ve bu tip şeyleri çıkartmışlar. Neyseki en popüler yemekleri olan MAKLUBE menüde kalmış. Maklube arapça bir kelime. "Dönüştürülmüş, ters çevrilmiş" manasına geliyor. Arap mutfağına ait bir yemek. Türkiye'de de Siirt ve Mardin dolaylarında bilinir ve yapılır. Maklube nasıl bir yemektir peki ? Kısaca etli sebzeli pilav diyebiliriz. Pilav kulesinin içinde patlıcan, havuç, patates, soğan gibi sebzeler var. Üstündeki et, dana eti. Ülkemizde öğrenci evleriyle özdeşleşmiş bir yemektir. Maklube pilavının etrafına salata ve yoğurt konarak servis yapılır. Bu güzel yemeğin yanında kendi yaptıkları şerbeti içmenizi öneririm. Söylediklerine göre 40 çeşit meyveden hazırlıyorlarmış. Yemekle iyi bir uyum yakaladılar. Müstesna semt Kuzguncuk, hem tarihi dokusunu hissetmek hem de bu gibi güzel insanların mekanlarında yemek için doğru rota... #KanGurular9 yıl önce
"Daha iyi malzeme. Daha Iyi Pizza." sloganiyla yola çikan firma Istanbul'da 16 sube ile hizmet veriyormus. Bahçesehir subesi konum olarak Loca'nin altinda yer aliyor. Ilk ziyaretimizde Süper papa ve Akdeniz pizzasini denedik. Ikisini de lezzetli buldugumu söyleyebilirim. Herkesin ismini ezberledigi zincir pizzacilardan bir tik daha iyi. Fakat butik
pizzacilarin da gerisinde oldugunu söylemek isterim. Fast pizza yemek istedigim anlarda tercihim Papa John's olacak bundan böyle, diger pizza çesitlerini denemek için.. #KanGurular9 yıl önce
Çin, Japon ve Thai mutfağından yemekleri içeren geniş bir menü skalasına sahip. Sushi Roll’lar, Zencefil Soslu Çıtır Tavuk, Kuşkonmazlı Dana Eti, Kızarmış Pekin Ördeği, Teriyaki Soslu Somon ve Kızartılmış Dondurma gibi lezzetler Sushico'da. Acılı-ekşili çorba ile başladık. Hiç fena değildi. Sushi keyfi ismini verdikleri 4 çeşit roll içeren menüyü seçtik. California, Philadelphia, Boston ve Kani Roll çeşitlerini içeriyor. Roller somon, yılan balığı ve yengeç gibi balıklar içerebiliyor. Yanında zencefil turşusu ve vasabi ile servis edildi. Yemeğin üstüne yasemin çayı içtik. Sunum açısından hoştu. AVM içinde fast-food yiyeceklere alternatif arayanlara önerilir #KanGurular9 yıl önce
Eski İstanbul dokusunu iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir muhitte, tarihi bir mekan. Atatürk'ün bardağı baş köşede sergileniyor. İsterseniz kapının önünde arabaya servis yapıyorlar. Ama içeride oturup bu tarihi dokuyu yaşamayı tercih ediyorum. Bozayı her ne kadar bayılarak tüketmesem de ortamı yaşamak için ara sıra gidiyoruz. Girmeden karşısındaki kuruyemişçiden leblebi almak bir ritüeldir9 yıl önce
Hesaplı şık-aileye uygun - - Yeniköy sahilinde iki katlı şık balık lokantası.İçerinin konsepti oldukça hoş.Tavanlara deniz kabukları döşenmiş.Her köşede denizi,balığı tasvirleyen aksesuarlar.güleryüzlü ilgili çalışanlar.Güleryüzlü,ilgili garsonların aldığı siparişlerden sonra balık çorbası ile başladık. Sebzesi bol, levrek balığı büyükçe doğranmış olan bu balık çorbasını pek beğendik. İkram olarak gelen patlıcan salatası, mısır ekmeği, pancar turşusu,lahana ve salatalık turşusu hepsi ayrı ayrı kaliteli ve lezzetliydi.Gerçi mısır ekmeğini sıcak getirseler daha memnun kalacaktık. Kalamar tava ve midye tava nefis tarator sosluyla iyi gitti.Üstü beyaz peynir ilaveli mevsim salatası güzel. Levrek balığı, köfte harcı, maydanoz, zeytinyağı, bayat ekmek ile hazırlanan balık köftesi atıştırmalık olarak güzeldi. Aslında burada balık yemeden, sadece arasıcaklardan yenerek de gayet doyulabilir. Balık çeşitlerinden mezgit tava ve dil kavurma aldık.Mezgit tava fena değildi ama dil kavurma enfesti. Güveçte sıcacık servis ediliyor. İçinde domates,kaşar,biber,mantar bulunan bol tereyağlı bu lezzete bittim doğrusu.Yumuşacık,ilik gibiydi.Tatlı faslında fırında helva..9 yıl önce
Şefo mantı - Küçük ama şık bir salonu var.5 çeşit mantı yapılıyor.İnce hamurlu Şefo Mantı,kalın hamurdan yapılan Tatar Mantı,Kayseri Usülü Mantı,Kayseri mantısının kızartılmış şekli olan Cizo Mantı ve yoğurtsuz,kaşarlı olan Zilif Mantı.Şefo Mantı'yı denedik.Gayet güzeldi.Ama bir porsiyonu doymak için yeterli değil.Çiğ börek,çok farklı gelmedi.Yedik ama bayılmadık.Ayrıca menüde yaprak sarma,çorba çeşitleri,gözleme çeşitleri ve ızgara köfte de yer alıyor.Fiyatlar orta üst denecek kıvamda.9 yıl önce
Burma kadayıf için Diyarbakır'a gidemiyorsanız, doğru adres Diyar Burma. Bilenler bilir Diyarbakır'da meşhur Hacı Levent vardır. Burası da işte o Hacı Levent'in oğlunun markası. 10 şubesi var. Hepsi anadolu yakasında. Porsiyonu 7tl. Ayrıca Gaziantep'te kahkenin adresi Akşam Simit Fırını'nın kahkelerini buradan kilosu 27tl'ye satın alabilirsiniz..9 yıl önce
Klemuri, Karadeniz mutfağını başarıyla temsil eden mekanlardan. Yüksek tavanlı, ev ortamında rahat bir yemek
yiyebilirsiniz. Yemeklerin yanında içki olması, tercih etmeyi düşünenler için bir avantaj. Başlangıç olarak Karadeniz tabağı ( otlu patates, pazı diblesi, cevizli soğan kavurma, turşu kavurma ) aldık. Özellikle soğan kavurma ve pazı diblesini çok beğendim. Mısır ekmeği kalın mısır unundan, sıcak gelseydi daha memnun olacaktık. Muhlama, içerisindeki yayla peyniri, tereyağı ve mısır unu ile lezzet olarak iyi fakat yağını epey az koymuşlardı. Yağ içinde yüzsün istemem ama böylesi de çok az olmuştu. Hamsili pilav, burada mutlaka denemeniz gereken başka bir lezzet. Ortaya söyledik, 3-4 saniyede paylaşıp bitirdik. Normalde sadece çarşamba günleri çıkıyormuş. Şansımıza perşembe günü gitmemize rağmen günün menüsünde vardı. Silor adını verdikleri Karadeniz Mantısı, kızartılmış yufkadan
yapılan kıymalı mantı. Başlı başına doyurucu ve leziz. İçecek olarak otlu ayran iyi bir seçim oldu. Ana yemeklerden
seçimlerimiz Gulaş, Tere Soslu Antrikot ve Kuru Erikli Pehli oldu. Hepsinin tadına baktım. Lezzet olarak ön plana çıkan Kuru Erikli Pehli oldu. Altındaki bademli-nohutlu pilavıyla, üstündeki kuzu etiyle en iyisiydi. Karadenizin milli tatlısı Laz Böreği'ne burada bir şans vermek istedim. Trabzon ve Rize'de tatmış beğenmemiştim. O yüzden pek beklentim yoktu. Puding-baklava karışımı olan burada yapılanı daha başarılı buldum. Yöresel mutfak arayanlara Klemuri'yi öneririm9 yıl önce
Dışarıdan bakınca hiçbir albenisi yok. Karnı aç olanın değil, canı pide çekenin gidebileceği bir mekan. Pidede en önemli konu fırın sanırım. Burada odun fırını yok, gazlı fırın var. Bu mekanın eksisi. Yağ, peynir Trabzon'dan geliyormuş. Bu da artısı. Kavurmalı-sucuklu istedim. Lezzet olarak iyi olmakla birlikte kavurması orta kalite. Ayrıca Samsun'da yaşamış biri olarak söylemek isterim ki, bir pidecide çay servisinin olmaması kabul edilemez. Pidenin yanına en yakışan şey çaydır. Çok daha iyi pidecilerin olduğu şehirde, Taksim için bir alternatif olabilir anca. #KanGurular9 yıl önce
Servisin sıkıntılı, fiyatların kazık olduğu bir yere sadece lezzeti ve ortamı için gitmek saçmalık. Ortalıkta dolaşan birsürü servis elemanı ne işe yarıyor bilmiyorum. Aralarında kıkırdamayı, gevezelik yapmayı çok iyi bildikleri muhakkak. İstediğiniz birşeyin gelmesi tamamen şansınıza kalmış. İlk ve son gelişimdir namlı'ya9 yıl önce
Fast-food tandırcı. Bu mekanda beni ilk cezbeden eğlenceli logosu olmuştu. ( by Erdil Yaşaroğlu ) Güzel bir girişimcilik
örneği. Yaptıkları şey ekmek arası tandır. Sadesi ve içinde bir takım sos ve baharatların olduğu çeşitleri var. İlgili bayan garsonun yönlendirmesiyle Tandır Candır adı verilen içinde kayakoruğu içeren model ile, Kekikli Tandır sipariş ettik. İkisini de yarıya böldürüp paylaştık. Zannımca kekikli tandır daha güzeldi. İçecek olarak acılı ayran güzel gitti. Bu da güzel fikir. Hatta arkadaşla konuştuk şakayla şişe güzelmiş giderken götürsek mi diye. Meğerse litrelik söylerseniz ayran
şişesini veriyorlarmış, mutlu olduk. Özgünlüğü olan bu mekanı denemenizi tavsiye ederim. #KanGurular9 yıl önce
Kirpi Cafe'ye ilk ziyaretimiz. Yorumlarda epey beğeni alan şubelerini okumuştum. Merak edip Akasya'da görünce denedik. Kirpi pizza diye isim verdikleri pizzayı ve feraye ( feriye ) benzeri mantılarını tattım. İkisi de lezzet olarak vasatın üstüne çıkmadı gözümde. Cafede yer bulmak çok zor. Bir hengame var. Servis elemanları taleplere yetişemiyorlar haliyle müşteri memnuniyetsizliği oluşuyor.9 yıl önce
" Cankurtaran Tren İstasyonu'na bitişik mahallenin Bizans'tan kalma mermer kapağı haçlı şadırvanının yanında iki katlı küçük bir ahşap ev vardı. Ama ne ev. İtalyanların ünlü Pisa Kulesi gibi bel vermiş.. Tombalacı Ömer, bu ha yıkıldı ha yıkılacak evin ikinci katında otururdu. Ömer, daha çok Karışma Sen'e takılırdı. Tarihi surlara sırtını dayayan ve üç kuşaktan beri sallantısız işleyen bu ünlü meyhanenin müdavimleri keyifli anlarında Ömer'in tombalasından muhakkak çekerlerdi. Şimdilerde ne ev var ne de Ömer; her ikisi de öldü gitti. Ama Karışma Sen, yıllara inat hala ayakta " ( Artun Ünsal : Benim Lokantalarım kitabı ) Özel mekanları araştırmaya başladığımda kaynak olarak kullandığım ilk kitap üstad Artun Ünsal'ın Benim Lokantalarım adlı kitabıydı. Bu kitapta tanıtılan özel mekanlardan birisi de Karışma Sen Restaurant idi. 3-4 senedir gitmeyi aklımın bir köşesine yazdığım mekana KanGurular takımı olarak gittik. Başta gelen meze tepsisinden Tarama, Somon Gravlax, Uskumru Marine, Ahtapot Izgara, Midyeli Lahana Dolma indirdik. Özellikle tarama, ahtapot ve midyeli lahana dolması muhteşemdi. Arasıcaklardan Tereyağda Yaprak Ciğer ve Karides aldık. Balık olarak Çinekop Izgara ve Tekir söyledik. Tatlı faslında Kabak Tatlısı ve Fırın Helva ile final yaptık. En son ikram olarak kendi yaptıkları vişne likörünü getirdiler. Yediğimiz yemekten ve sohbetten zevk aldık.9 yıl önce
Elle ye, kuzu etini taş fırında meşe odunuyla 6-7 saatte pişirip sunan bir mekan. Et hazırlanırken hiçbir katkı maddesi kullanmıyorlar. Tipik bir aile işletmesi. Anne, baba ve çocuklar çalışıyor. Eskiden ismi Çatalsız olarak bilinirmiş. Temizlik konusunda problem yok. Kuzu eti tahmin edildiği üzere lime lime ve epey lezzzetli. Şalgamı sürahiyle getirdiler, acımsı tadı güzeldi. Sütlacı vasat çok beğenmedim.9 yıl önce
Yüzyıllık Markalar Derneği üyesi Pandeli Restaurant, Mısır Çarşısı'nın girişinde dar merdivenlerinden çıkarak ulaşacağınız tarihi bir çınar. Merdivenleri bitirdiğiniz anda Mısır Çarşısı'nın gürültüsü ve kalabalığı bir anda kesiliyor, farklı bir dünyaya adım atıyorsunuz. Mekanın duvarlarındaki İznik çinileri, bembeyaz masa örtüleri hemen dikkat çekiyor. Birbirinden bağlantılı üç salondan oluşuyor. Salonlar Eminönü meydanına bakıyor, oturduğunuz yerden Yeni Cami ( Kuşlu Cami ) önündeki insan selini izleyebilirsiniz. Kurucusu Pandeli Çobanoğlu yaşlanınca, oğlu Hristo Çobanoğlu ve 15 yaşından beri burada çalışan Cemal Biberci'ye devretmiş işleri. Lokanta’nın internet sitesinde yer alan bir hikaye şöyle: “1967 yılında vefat eden Pandeli, sevimli, nüktedan, ilginç bir kişilikmiş. Musfata Kemal kolağası olduğu yıllarda sık sık gelirmiş Pandeliye. Onun da maaşı tüm devlet memurları gibi kısıtlıymış. Pandeli, sıkıntıda olduğunu hissettiğinde “Bırak begümu, aybaşında ödersin” dermiş. Genç Mustafa Kemal de, kalan hesabı aybaşında kapatırmış.” Yaprak Sarma ve Patlıcan Salatası ile başladık. Sarma beni çok sarmadı ama patlıcan salatası mükemmeldi. İncik ise lokum gibiydi. Mutlaka denemelisiniz. Yanında sunulan püre ıspanak, bamya, bezelye gibi garnitürlerle iyi bir uyum yakalamış. Beğendili dönerin beğendisi güzel, döner kısmı aman aman değildi. Kağıtta levrek buranın bir diğer speciali. Kılçıklarından ayıklanmış levrek, kağıdın içine bebek gibi yatırılmış, lezzet perfect. Fiyat olarak birazcık yüksek olsa da bir kerecik denemeniz tavsiyemdir. Ortaya sipariş ettiğimiz Karışık Tatlı Tabağı, yemeklerin gölgesinde kaldı. Tatlı hakkınızı Eminönü'nde başka yerde kullanmanız daha mantıklı. Dünyanın diğer ucundan gelen turistlerin bile ihmal etmediği bu lezzet durağı, tarihi önemi, konumu ve lezzetleriyle ölmeden önce ( veya kapanmadan önce ) gidilmesi gereken yerlerden...9 yıl önce
Cafe cenneti Karaköy'de gezinirken birden karşıma çıktı Nano. Henüz öğle saati olmamıştı. Yurtdışında sıklıkla
karşılaştığımız cafelere benziyor. Minik ve şirin. Napoli'de Teoloji eğitimi aldığı sırada katıldığı yarışmada yaptığı Tiramisu ile ödül kazanmış Cem Emre ile güzel bir sohbetimiz oldu. Tiramisu ödül aldığı kadar varmış. Lezzetine diyecek yok, bayıldım. Yanında Doppio Espresso eşlik etti. Kahveyi Kenya'dan temin edip, Türkiye'deki kahvelerle harmanlıyorlar. Espresso beklediğim kadar sert değildi ama kaliteliydi. İkram ettikleri bonibonlar masaya renk kattı. Sevdim bu mekanı..9 yıl önce
Kısa bir mola için Balat'ta ismini önceden duyduğum Afilli Cezve'ye geldik. Notlarım arasında burasının cevizli incirli keki vardı. Öğleden sonra 3 gibi gittiğimizde bittiğini söylediler. Portakallı kek ile yetinmek durumunda kaldık. Çok başarılı olmamakla birlikte filtre kahve ile iyi gitti. Sanata önem veren bir cafe. Bazı sergiler mekanda görücüye çıkıyor, Balat turlarında uğranabilir..9 yıl önce
Özdilek AVM'nin gözümdeki ilk intibası iyi değildi. Bugün yemek katına çıktığımda her AVM'de görmeye alışkın olduğumuz markaların haricinde birkaç yemek yeri görmenin mutluluğunu yaşadım. Terra Kitchen bunlardan birisi. Plaza çalışanlarına hitap eden uygun fiyatlarıyla, özenli ve lezzetli yemekleri sunan bir yer. Hatta bu günlerde menüye ek lezzetler katmışlar. Denemiş olduğum tas kebabı ve mantıyı beğendim. Yanında içtiğim limonata da güzeldi. Kısa süre önce açılmasına rağmen, yoğun bir talep olduğunu gözlemledim. Öğle yemeği için doğru seçim.9 yıl önce
Legacy Ottoman Otel'i altında güzel bir mola noktası. Kısa bir süre bu mekanda bulundum. İç mekan şık ve cezbediciydi. Havanın güzelliğinden faydalanıp kapı önünde, gelen geçene bakılmalık masalarda oturdum. İçtiğim americanoyu çok beğenmedim. Belki de kahve çekirdekleri iyidir ama bana hitap etmedi. Karaköy cafeleri bizi bu hale getirdi. Eminönü gezilerinizde dinlenme maksatlı tavsiye ederim9 yıl önce
Kadıköy çarşıda, balık pazarı civarındaki restaurantların arasında kalmış küçük bir lezzet noktası. Ana yemeği geçmeden bir yerlerde atıştıralım dedik ve buraya girdik. Mekan küçük ve salaş. Lahmacunları çıtır çıtır ve lezzetli. Peynirli pidesi de tadılması gereken başka bir lezzet. Fiyatlar normal. Lahmacun 4 tl, Peynirli pide 4 tl9 yıl önce
Geçtiğimiz akşam daha önce kahvaltısı için gittiğimiz bu mekanı denedik. Kocaman bir kapalı salonu var. Çocuklar için oyun alanı mevcut. Fırında Fıstıklı Humus, Turşu, Haydari, Zeytinli Zahter Salatası, Etli Çiğ Köfte, Haşlama Oruk ile başlangıç yaptık. Humus ve Oruk extra lezzetliydi. Çig köfte tabağının ortasına kıyma konmuştu. Bu şekilde Hatay style olduğunu söylediler. Bence yakışmamıştı. Karışık kebap, Abagannuş kebap, Nurdağı et tava ve Patlıcanlı kuzu dövme söyledik. En doğru seçimi Nurdağı tava alarak ben yapmışım sanırım. En beğendiğim ürün künefe oldu. 5 üzerinden 4ü var. Daha önce hem Hatay'da, hem de İstanbul'da çok daha iyilerini yediğim için beklentilerimi karşılamayan bir mekan oldu9 yıl önce
Karaköy'deki açılan binlerce! mekandan birisi. Diğer cafelerin aksine ferah ve geniş bir mekan. Duvarındaki grafitiler, renkli sandalyeler güzel bir enerji katmış. Menüsünde kahvaltı ve yemek alternatifleri sunuluyor. Biz tatlı ve kahve için uğradık. Tatlı ihtiyacını hemen yan dükkandaki yine kendilerine ait Pim Patisserie'den karşılıyorlar. Tatlı tercihlerimiz Güllü Macaron Pasta, Tiramisu, Rocher Pasta ve Frambuazlı Religiuse oldu. Hepsinden tattım, religiuse hariç diğerlerini çok beğendim. Kahveleri başarılı. Americano pastaların yanında iyi bir eşlikçi. Uygun bir zamanda öğle yemeği için gelmeyi planlıyorum.9 yıl önce
Merakımızı gidermek için gittik. Konsept, ortam güzel. 60 çeşit çay var. Menüde yörelerine göre ayrılmış. İçerikleri detaylıca anlatılmış. Tercih yapmadan önce hepsini tek tek koklayabiliyorsunuz. Arkadaşım 25 numaralı siyah hindistan çayından, ben 38 numaralı Montagne Bleue siyah çayından sipariş ettim. İçmeden önce 5 dakika demini almasını bekledik, sonra çaylar soğumasın diye mecburen içtik. Çaydan çok sıcak su tadı aldım. Burada sadece sunumu beğendiğimi söyleyebilirim. Çay fincanları güzel, yanında getirdikleri kurabiye konsepti hoş. Denemiş olduk, benim için ikinci kez gidilecek mekan değil..9 yıl önce
Kadıköy’de Rexx sinemasının karşı sokağında yer alan özgün bir cafe. Renkli bir ortamı var. Bu renkleri duvardaki küvet içindeki spagetti resminde, rengarenk boncuk ve mutfak eşyalarının asılı olduğu diğer duvarda, masalarda bulunan Faber-Castell boya kalemlerinde görebiliyorsunuz. Son zamanlarda tavan yapan boyama trendine burada siparişlerimizi beklerken ben de dahi olup farkında olmadan önümdeki kağıdı boyamaya başladım. Neyse menüsüne gelecek olursak; burada kahvaltı yapmak isterseniz; kahvaltı tabağı, krep, pankek, simit, yumurta çeşitleri ve tostlar sunuluyor. Atıştırmalıklar, sandviçler, salatalar, makarnalar ve birkaç ana yemek çeşidi diğer alternatifler. Ayrıca Salı ve Perşembe günleri zeytinyağlı çeşitleri yapıyorlarmış, duyumlarıma göre iyi diyorlar..
2 ekmek üstü adını verdikleri atıştırmalıktan aldık. Ekmek dilimlerinin birine roka, soğan marmeladı, füme et ; diğerinde taze otlu peynir üzerine marine edilmiş kurutulmuş domates konuyor. Lezzetli bir başlangıç fakat çok aç değilseniz midenizi bunlarla doldurup ana yemek yiyememe ihtimaliniz yüksek. Özellikle soğan marmeladı-füme et-roka uyumu güzeldi. Deli kebap adını verdikleri yemek bildiğimiz Çökertme kebabının benzeri. Biftek yerine içine kendi yaptıkları döneri koyuyorlar. Kibrit patates, yoğurt ve domates sosa ilave olarak patlıcan kızartma da ihtiva ediyor. Oldukça doyurucu bir tabak. Civarda öğrenci kesiminin yoğun olduğunu düşünürsek ilk tercih bu olabilir. Hamburgerlerini anne burger olarak adlandırmışlar. Son zamanlarda hamburger konusunda mekanlar arası yoğun rekabet yaşanıyor. Kötü değil ama daha iyi olabilir. Ekmek-köfte büyüklük dengesi yok. Ekmek biraz küçülüp köfte biraz büyüyebilir mesela. Fakat hamburgerin köftesinde evde annenizin köftesinin lezzetini bulabilirsiniz. Yemeklerimize kendi yaptıkları otlu ayran eşlik etti. Tatlılardan, kat kat kavanoz tatlısını mutlaka denemelisiniz. New York’taki Magnolia Bakery ile meşhur olan Türkiye’de de bir restorant zinciriyle tanınan magnolia tatlısının yorumlanmışı. Kavanozun dibinde kıtırlar, üstünde sırasıyla white magnolia, çikolatalı magnolia, karamel sos ve çilek parçaları. Yemekten sonra çay veya kahve ile iyi gidiyor. Kahve demişken çeşit çeşit kahveleri burada bulabilirsiniz. Kahve konusunda ilgili arkadaş size yardımcı olabilir.
Fiyatlara gelecek olursak; 2 ekmek üstü 18tl, anne burger 19tl, deli kebap 23tl, kat kat kavanoz tek kişilik 9tl iki kişilik 15tl, yani öğrenci ve genç nüfusun sokaklarda cirit attığı Kadıköy için uygun fiyatlar. Semtin gürültülü noktalarından uzak, gerek yemek için gerekse birşeyler içip dinlenmek için bu mekana yolunuzu düşürmenizi öneririz.9 yıl önce
Karaköy mekanlarında düzenlenen @HellmannsBurgerFest kapsamında 4. ve son durağımız bu mekan oldu. Burger Lab Karaköy festivale Acı Soslu Cheesy Burger isimli menüsü ile katıldı. Burası daha açıldığı günden beri favori burger mekanlarımdan olmuştu. Karaköy'de kendi halinde takılan ama gelen müşterisini kaybetmeyen bir lokasyon olarak görüyorum.9 yıl önce
Karaköy mekanlarında düzenlenen @HellmannsBurgerFest kapsamında 3. durağımız bu mekan oldu. Colonie, festivale mini burger ve colonie burger ile katıldı. Denemiş olduğum burger yapan mekanlar arasında ortalamayı geçen işler çıkarıyorlar. Hamburger köftesi lezzetli, sulu sulu. Yerken ağzıma herhangi bir kıkırdak parçası gelmedi. Burger içindeki zencefil ayrı bir hoşluk katmıştı. Festival kapsamında fiyatlarda biraz indirime gitseler kanımca daha iyi olurdu. Hamburgere 30 tl vermek bir festival için bence fazla..9 yıl önce
Karaköy mekanlarında düzenlenen @HellmannsBurgerFest kapsamında 2. durağımız bu mekan oldu. Gran Karaköy festivale Hot Burger isimli hamburgeri ile katıldı. Denemiş olduğum 4 mekanda 4 farklı burger içinde kuşkusuz en başarısızıydı. Marketten alınma dondurulmuş hamburger köftesi lezzetindeydi. Hellmanns'ın sosları dahi bu hamburgerin lezzetini artıramadı. Servis elemanları da yeterli vasıfta değildi. Sorduğumuz sorulara kem küm cevaplar aldık. Servisin çook yavaş olması da cabası. Kısaca bu mekan benim nazarımda sınıfı geçemedi..9 yıl önce
Son zamanların modası çikolata-kahve sunan dükkanlar. Brüksel, Brugge ve Lüksemburg'da bu tarz cafelere gidip çok beğenmiştim. Burası da onlara benzer ortamı olan minik bir cafe. Çikolata çeşitleri bir vitrinde sergileniyor. En popüler iki ürünü hurmalı çikolata ve asuman adını verdikleri erimiş çikolata, krema ve çilekten oluşan tatlı. Bunların yanı sıra çilekli çikolata, sahlepli çikolata ( bu da çok güzel ) , naneli çikolata, fıstıklı bitter roş, mozaik pastaya benzer çikolata, kestaneli çikolata gibi çeşitlerden de tattım. Ürünlerin bazılarını kendileri yapıyormuş, bir kısmı da Melodi çikolatadan geliyor ( biz oradayken Melodi çikolata geldi, kolileri bıraktı ) . Söylediklerine göre sadece trüfler oradan geliyormuş ? . Kahve alternatifi tek, türk kahvesi var. İki kişi gördüklerinize 38 tl verdik..9 yıl önce
Alaçatı'daki 2 akşam yemeğimizden birini Fava'da yedik. Gitmeden rezervasyon yaptırdık ( Alaçatı'da rezervasyonsuz akşam yemeğine gitmeyin, yer bulamayabilirsiniz ) . Aynı zamanda butik otel olarak hizmet veren 5 odalı bir rum evi olan Fava'nın avlusu ve bahçe kısmı restaurant olarak kullanılıyor. Avlu kısmında oturduk. Başından sonuna kaliteli bir servis aldık. İşletme müdürü ( adını hatırlayamadım kusura bakmasın ) sık sık yanımıza gelip memnuniyet ölçtü. Mezelerden fava, girit mezesi, Atatürk mezesi, deniz börülcesi, kabak çiçeği dolması, kuru domates, muhammara gibi çeşitler var. Ahtapot carpaccio, fırında cunda peyniri denemeniz gereken diğer lezzetler. Tatlılardan tahinli kabak ve leblebi tatlısı sunuluyor. Tahinli çıtır kabak, Hatay sofrası lokantalarında yediğimiz ( daha önce yemeyenlerin mutlaka tatması gerek ) bir tatlı. Yemek fotoğrafı çekecek arkadaşların hava kararmadan gitmesi tavsiye olunur, gece fotoğraflar bu mekanda pek iyi çıkmıyor :) Mekanla ilgili yapacağım bir eleştiri kullandıkları su markasıyla alakalı olacak. Tahammül edemediğim tek marka olan ünlü kola şirketinin d.... sularını sunmaları benim gözümde mekanların değerini düşürüyor. Zaten kar yapıyorsunuz bari daha iyi bir marka kullanın ( Konuyu işletme müdürüyle paylaştım, umarım düzeltecekler ) . Hesaba gelecek olursak biz 4 kişi 50 cl alkollü içecek ile kişi başı 130 gibi bir rakam ödedik. Genel olarak memnun ayrıldığımız, tekrar gitsem yine tercih edeceğimiz bir mekan oldu..9 yıl önce
Alaçatı'ya gelip İmren'e uğramamak olmazdı. Mekanın otantik dokusunu hissetmek için içeride oturduk. Sakızlı muhallebi, sakız tatlısı ve dondurmalı irmik sipariş ettik. Bu üçü de buranın favori lezzetlerinden. Canınız hangisini çekerse sipariş verebilirsiniz. Ben en çok dondurmalı irmiği beğendim. Sakızlı tatlılar bana hitap etmiyor ama yanımdaki kafile severek tüketti. Servis elemanlarında problem var, epey ilgisizler. İşletme sahibinin dikkatine..9 yıl önce
Alaçatı ve Çeşme'de çok iyi dondurmacılar var. Bunlardan birisi hatta bence en iyisi Rumeli Pastanesi. Türkiye'nin en iyi 10 dondurmacısı arasında boşuna seçilmemişler. Çeşitlerden favori ikili, damla sakızlı ve karadut. İkisi de mükemmel. Fakat bir de tahinli dondurma yapıyorlar ki , mutlaka tadın. Çeşme'de çarşıda yürürken dondurma yemek için buraya kesinlikle uğrayın9 yıl önce
Esnaf lokantalarini koruyalim mottosundan yola cikarak bu oglen Kucukcekmece Tepeustu'ndeki bu lokantaya geldim. Ismindeki Osmanli kelimesi sizi yaniltmasin, diger Osmanli lokantalarindaki padisah yemekleri yok. Lokantanin ici temiz ama tezgah arkasi icin ayni seyi soyleyemem. Patlican guvec, pilav, caciktan olusturdum menuyu. Yemekleri guzel, patlican yag icinde yuzmuyor. Pilav tereyagli olsaydi daha basarili olabilirdi. Sahipleri sanirim Edirne'li bu yuzden tereyag basmamis olabilirler. Uc cesit yemek 15 tl..9 yıl önce
Beyazıt kulesinin dibinde, İÜ Beyazıt kampüsünün arkasında yer alıyor. Büfe formatında bir dönerci. Banka veznesi tipi bir yerden siparişinizi veriyor, ödemesini yapıyorsunuz. Sonra duvar dibine sıralanmış taburelerde dönerin keyfini sürüyorsunuz. Gerek Türk insanı gerekse yabancılar tarafından epey ilgi vardı dün öğle saatlerinde. Önünde minimum 5 kişilik kuyruk ben kalkana kadar bitmedi. Döner alternatifleri güzel, Çeyrek, yarım veya tam ekmeğin içine bir, bir buçuk veya duble döner koydurabiliyorsunuz. Yarım veya tombik ekmek içine duble öneririm. Dönerin tadına tam olarak varabiliyorsunuz. İstanbul'un benim için en iyi 10 dönercisi arasında yerini aldı..9 yıl önce
Uzunçarşı caddesi meşhur Virginia Angus'un olduğu yokuşlu cadde. Bu caddenin en tepesinde, önünde toplanmış kalabalıktan tanıyabileceğiniz bir mekan Kokoreçciler Kralı Zülfü Usta. Kendine kral ünvanı vermesi beklentimi epey yükseltti ama bir kokoreçten ne bekleyebilirsiniz ki :) Benim için kriter yedikten sonra midede kötü bir intiba ( ekşime, yanma ) bırakmaması. Burada da keza öyle oldu. Oturma yeri yok. Herkes ayaküstü yiyor ya da alıp gidiyor. Zaten ufacık yerde 3 kişi çalışıyor, mini fabrika. Çeyrek 3, yarım 5 , üç çeyrek 7tl. Ara öğün olarak değerlendirilebilir..9 yıl önce
Eminönü'nde ultra salaş bir köfteci. Tahtakale'de Rüstem Paşa camisinin yanında. Seyyar satıcılıkla başlamış sonra dükkanı açmış. Bölgenin eskilerinden, müdavimi çok. Güleryüzlü, misafirperver bir işletme. Köfte ve kuzu şiş sipariş ettim. Köfte kömür ateşinde pişiyor. İçinde katkı yok, çok pişirilmemiş, içini açtığınız zaman hafif pembeliği görebiliyorsunuz. Evde yediğimiz köfteler kadar lezzetli, böylesi bir mekandan beklemezdim. Kuzu şiş ayrı bir olay. Değme steakhouselar ve restorantlarda bu lezzeti yakalamak zor. Lokum gibi. Porsiyonların yanında ısıtılmış ekmek servis ediliyor. Fiyatlar uygun. Mutlaka uğrayın dediğim bir yer Köfteci Yaşar..9 yıl önce
Hem otantik olsun hem kaliteli yemekler olsun diyorsanız doğru adreslerden. Mistik bir ortamda; kapının önündeki masalarda adını aldığı havuzdan şırıl şırıl akan su sesi eşliğinde yemeğinizi yiyebilirsiniz. Beğendili döner aldık, çok beğendik. Dönerin, lahmacunun yanına patlıcan yakışıyor. Dönere eşlik eden ayran sıradandı.9 yıl önce
Tabbah-u Sultan Aksaray'ın yenilerinden. Sultanın aşçıları manasına geliyor. Vatan caddesi üzerinde açılan mekanın işletmecisi uzun yıllar Tavacı Recep Usta'nın yanında çalışmış olan Ercan Öztürk. Filistin'li ortağıyla beraber burayı açmışlar. İki katlı, ferah oturma alanı mevcut. Menüsü Türk, Ortadoğu, Arap, Lübnan karışımı diyebiliriz. Etleri Diyarbakır'dan getiriyorlar. Arap salatası olarak bilinen Tebule ( Tabbule ) , Humus, Patlıcan Dolması ve İçli Köfte ile başladık. Özellikle içli köfte ve kuru patlıcan dolmasında Tavacı Recep'te aldığım tadı aldım, harikaydı. Ana yemek olarak Şaşlık ve Mansaf seçtik. Sütle marine edilmiş şaşlık iyiydi. Tahta üzerinde sunulmaması yönünde mekana gerekli uyarıyı yaptık. Mansaf, Ürdün'ün milli yemeği. Safranlı, bademli pilavın üstünde löp kuzu eti parçaları. Pilavın altına yufka parçaları serilmiş. Yemeği yerken yanında getirdikleri yoğurtlu sosu üstüne dökmeniz gerekiyor. Arap ülkelerinde bu yemeğin adabı elle yemekmiş. İlk defa tattığım bu yemeği farklı ve leziz buldum. Finalde baklava ve irmik ikram edildi, irmik lezzetsiz baklava ortalamaydı. Ortadoğulu turistlerin yanında Türk müşterileri de hedefleyen mekanı tavsiye ederim..9 yıl önce
Saraylı döner, gerçekten büyük bir yatırım. Çok büyük bir mekan, ayrıntılar iyi düşünülmüş. Tuvaletler pırıl pırıl ve şık, çocuklar için ayrı tuvalet ve lavabo var. İş çevresinin bu denli yoğun olduğu bölgede, toplumun neredeyse tamamının da döner sevdiği göz önüne alınırsa böyle bir yer açılmasının doğru olduğunu düşünüyorum. İyi döner, iyi çorba, dekorasyon, servis elemanlarının ilgisi ve güleryüzü, çocuk aktivite alanları gibi öğeler tam olunca başarı kaçınılmaz. Mercimek çorbası çok leziz. Et suyu ile yapılıyor, pas geçmeyin derim. İskenderi dönerin gölgesinde kalır. Sosu çok baskındı, üzerindeki biftek parçaları epey sertti. Fakat döneri fena. Odun ateşinde pişiyor, yanında tandırda lavaş ile geliyor. Saraylı pide adını verdikleri pidelerinden de tattık. Kaşar peyniri, döner ve antep fıstığı içeren bir pide. Tadımlık ortaya söylenebilir. Tatlı olarak sütlaç ve trileçe aldık. Sütlaç kendi yapımları, kaliteli. Buradaki trileçe sadece manda sütüyle yapılıyormuş. Yine trileçe'yi bulamadık bu da monoleçe oldu :) Alibeyköy'de Güven unlu mamülleri isimli firmadan geliyormuş. Servis elemanları kibar ve çok ilgili. Sorduğumuz her soruyu yanıtladılar. Haftaiçi 101 ( 19tl )hafta sonu 151 ( 29tl ) çeşit içeren kahvaltıları da varmış. Çizgilerini bozmadan devam ederlerse başarılı olurla9 yıl önce
Salaşlıkta dibe vurmak istiyorsanız doğru adres Tezveren Baba Ocakbaşı. Erkek erkeğe gidilmesi gereken bir yer. Sahipleri Mardin, ustalar Adanalı. Kelle paça ile başladık. İçinde dil de koymuşlar, nefis. Zaten kelleler girişte sergileniyor :) Devamında birer Adana, azar ciğer ile nirvanaya ulaştık. Ciğer iyi Adana çok iyiydi. Salatalar ikram, açık şalgam var. Salaş ocakbaşı arayanlara tavsiyemdir.9 yıl önce
Tarihi Ayaspaşa Rus Lokantası'nda uzun süren tadilat bitti ve tekrar açıldı. Eski halini bilmiyorum ama okuduğum feedbacklerde lezzetin artısından ve dekorasyonun eksilerinden bahsediliyordu. Gördüğüm kadarıyla evrim geçirmiş. Albenisi yüksek bir mekan haline gelmiş. Mekanın tarihçesine kısaca bakacak olursak; 1943 yılında Macar Judith Kreschanovsky ve Beyaz Rus eşi Boris Ivanovich Kreschanovsky tarafından açılan bir tarihi yerden söz ediyoruz. Burası Beyoğlu'nun en eski Rus lokantalarından. Sahibi Cemal OK 1963 yılında Madam Judith'in yanında komi olarak işe başlamış. 3 yıl burada çalışıp ustalık dönemini de yine bir kadın lokantasında Madam Fischer in yanında geçirmiş. 1976 da tekrar Rus lokantasına geliyor ve 1979 da kesin sahibi oluyor. 1984 Yılına kadar Madam Lucy Judith Kreschanovsky onlarla birlikte oluyor, sonra vefat ediyor. Cemal bey, oğlu Serkan OK beyefendi ile birlikte işin başında. Serkan beyin esas mesleği yönetmenlik. Çizgi film ve sinema filmi yönetmenliği yapıyor. Mekanın hatıralarından ve ailesine olan saygısından dolayı orada bulunuyor. Tüm yemek boyunca servisi bizzat kendi elleriyle yaptı. Rus yemeklerini bize tanıtmak için menümüzü kendisi oluşturdu. Yemekler hakkında bilgiler verdi. Bazı sırları gizemini korusun diye özellikle söylemedi. Mekanla ilgili paylaşmak istediğim bir başka not; En önemli müdavimleri arasında Bülent Ecevit ve Rahşan hanım geliyormuş. Hatta Bülent bey, Rahşan hanıma evlilik teklifini bu mekanda gerçekleştirmiş. Mekanın Belarus'lu aşçısı Natali'nin marifetli ellerinden çıkan yemeklere geçelim. 1-Marine Edilmiş Somonlu Şuba Salatası Şuba kelime olarak kat kat kürk anlamına geliyor. Rus mutfağında en önemli salatalardan biridir. Anladığım kadarıyla içeriğinde; marine edilmiş somon, yumurta, soğan, pancar ve patates içeriyor 2-Soğuk Ev Şarküteri Tabağı Dana dil ve Omletli Rulo Tavuk 3-Marine Tabağı Kendi marine ettikleri turşu, patates ve havuç 4-Pelmeni Rus Mantısı 5-Julyen Kaşar, mantar, soğan ve süt kremasından oluşan küçük güveçlerde fırınlanıp sunulan yemek 6-Manastır Balığı Hikayesi uzundur, kısaca; Rusya'da senenin toplamda 6 ayı oruç ile geçer, bir çok yiyeceğin orucu vardır. Levrek Balığı aristokrat ve burjuva balığıdır, Pahalı bir yiyecektir. Oruç dönemlerinde manastıra yardıma gelen burjuva, yüksek nişanlı memur ve aristokratları iyi yiyecekler ile doyurmak için icat edilmiş bir yemektir. İçinde levreğin dışında, smetana ile yapılmış özel sos, peynir, mantar ve fırınlanmış patates var. 7-Kievski Mekanın eski menüsünde uygulanan reçeteden daha farklı. Türkleştirilmemiş orjinal tarifle hazırlanıyor 8-Medovnik Görünüşü fotoğraflık. İlk önce aaa bisküvili pasta dedik ama yerken anladık ki değilmiş. Rusların bu ünlü keki bal ve süt reçeli de içeriyor. Ağır olmadığı için yemek sonrası mideyi yormuyor Yemekten keyif alanlar, Rus yemeklerini merak edenler, yemek yedikleri yerde ev sıcaklığını arayanlar sözüm sizlere. Bu mekana mutlaka gidin, ilk fırsatta gidin. Böyle tarihi değeri olan kaç yer kaldı ki İstanbul'da ?9 yıl önce
Beylikdüzü bölgesinin nezih kanatçisi. Ilk kez gittim. Büyük bir otoparki var ve vale karsiliyor. Otantik ve genis bir salon. Masa örtüleri temiz. Garsonlar kirmizi papyonlu, beyaz ceketli. Kuver olarak balon pide, tulum peyniri, tereyag ve litrelik su geliyor ( 3,5 tl ). Kanat gelene kadar içli köfte istedim. Kizartma geliyor ben haslama severim ( 6 tl ) . Yagi fazla çekmis ve kabugu oldukça sertti. Buranin spesiyali soslu kanat. Kanat sosu hafif acimsi güzel. Porsiyonda sekiz adet kanat var ( 18 tl )9 yıl önce
İstanbul yeni kompleski İSTWEST içerisindeki yeme-içme alanlarından birisi. Döner üzerine ihtisas yapmışlar. Şirinevler'de uzun zamandır esnaf lokantası formatında hizmet veren mekan, Özdilek AVM ve İSTWEST içerisinde 2 şube daha açtı. Ezogelin çorbası lezzetsizdi sanırım dibi tutmuştu ve istediğim sıcaklıkta değildi. İkram olarak kaygana getiriyorlar. Ekşi süzme yoğurdu dönere eşlik etti. İstanbul'da son yıllarda iyi dönerciler açılıyor. Sebat Lokantası da yaprak döneriyle ortalama üstü dönerciler arasına girer kanımca9 yıl önce
Bilenler bilir. Güngören'de Köyiçi diye geçen bölgeye " Küçük Gaziantep " denir. Sıra sıra kebapçılar, ocakbaşılar, kahke, katmer satıcıları, baharatçılar ve hatta nohut dürüm bile bulabileceğiniz yerler mevcuttur. Birçoğunu daha önce ziyaret etmiştim. Hepsi belli bir ortalamanın üstünde benim gözümde. Kilisli Hacıoğulları adlı mekana ilk kez gittim. Klasikleşmiş üzere iki salondan oluşuyor. Aile salonu ( 2015 Türkiyesinde ne demekse ! ) ve diğer salon olarak ikiye ayrılmış. İki erkek gitmemize rağmen mekanın boş olmasından mütevellit bize aile salonunda oturma şerefini ! yaşattılar. Neyse birer lahmacun istedik öncelikle. Lahmacunu 5 üzerinden 3 alır. Malzemesi az ama en azından gevrek. Kebapçı menülerinde yazan karışık kebap seçeneğini her zaman kendime göre uyarlamışımdır. Burada da içinde tavuk şiş, tavuk kanat, tavuk bilmem ne diye çeşitler içerdiğinden tavuksuz olmasını tercih ettim yine. Adana, Urfa, Domatesli kebap ve kuzu şişten oluşturduk karışığımızı. Bölgenin en vasat kebaplarını bu mekanda yediğimi söyleyebilirim. Domatesli haricindeki kebaplardan tat alamadım. Yancı mezeler de aynı şekilde lezzetsizdi. Fiyat olarak iki kişi 50 tl ödedik. Tekrar geleceğimi zannetmiyorum9 yıl önce
Sosyal medya baloncuları tarafından şişirilmiş bir yer daha. Cafe de Paris soslu döner dürüm aldım. Fiyatı 17,5 tl ve içinde 70 gram ( çocuk bile doymaz ) döner var. Döner haricinde dürüm karın doyursun diye dondurulmuş patates basmışlar. AVM kiraları yüksek diye bu politika uygulanıyor sanırım. Tekrar gelmeyi düşünmediğim bir mekan9 yıl önce
Güngören Köyiçi bölgesindeki kebapçıları sıra ile deniyoruz. Nizipli ocakbaşı da buranın sevilen mekanlarından. Girişte yine aile salonu saçmalığı ile karşılaştık. Aile olmayanların salonunda iskemle de oturduk. Ailem ile gitseydim, sandalyede oturma konforum olacaktı. Kebap öncesi gelen ikramlık acılı ezme vasat, salata kaliteli nar ekşisi dolayısıyla güzel, çiğ köfteler ise etsiz olduğu için bana hitap etmedi. Kızarmış içli köfte bol malzemeli ve lezzetli. Ortaya ciğer-yürek karışımı bir tabak istedik. Biraz yakmışlar ama olsun, ciger candır. Birer porsiyon adana ile devam ettik. Kebabını tavsiye ederim, çok güzeldi. Layıkıyla yapılmış. Fiyatlar uygun. İki kişi toplam 50-60 tl arası ödeyerek güzel bir ziyafet çekebilirsiniz9 yıl önce
Markiz Pastanesinin ilk yerinde Lebon pastanesi varmış. 19.yy ortalarında Fransız Büyükelçiliği’nin mutfağından ayrılan Eduard LEBON tarafından açılmış. Pastaları okadar meşhurmuş ki Orient expres treni ile İstanbul'a gelen misafirler öncelikle Lebon'a uğrayıp pasta yerlermiş. Hatta yurt dışına Lebondan pasta götürenler bile olurmuş. Lebon Pastanesi daha sonra yolun karşısına geçer ve 1940'larda kapanır.
Lebon'un müdavimleri arasında Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Namık Kemal gibi sanatçılar da bulunurmuş. Zamanında şapkasız beyefendi ve hanımefendiler giremezmiş. Bugün "Lebon", Burç Pastacılık tarafından işletiliyor. Lebon müdavimlerinin ağzında "Chez Lebon, tout est bon" slogan olmuş bir zamanlar (Lebon'da herşey güzeldir).
Mekanın tabelasında yazan 1886 tarihi oturma salonu atmosferine yansımamış. Daha farklı hayal etmiştim oysa ki .Son okuduğum kitapta bu pastanenin adı sık sık geçiyordu ( Meri Çevik Simyonidis – İstanbulum Tadım Tuzum Hayatım ) . Spesiyal ürünleri arasında Profiterol, Adisababa, Rokoko bulunuyor. Profiterol hamuru, kreması ve çikolata sosunu beğendim. İnci pastanesinin profiterolü ile epey benzerlik gösteriyor. Adisababa ise Baylan pastanesinde denemiş olduğuma benziyordu. Oturduğumuz süre içinde mekana girenlerin müdavimleri olduğu anlaşılıyordu. Tarihi değeri olan bu pastaneyi öneriyorum9 yıl önce
Beyoğlu'nun klasik mekanlarından. Butik bir kebapçı. Eskiden yeraltı kebapçısıymış, şimdi yeni yerinde hizmet veriyor. Önden bulgur pilavı, tava yoğurdu ve ezme. Pilav şahane, bulguru Antep'ten geliyormuş. Saat 17:00 gibi gittik. Kapanmak üzereydi. Buranın favorisi iki tane. Kemikli tavuk ve tavuk beyti. Kemikli kalmamıştı o saate. Tavuk beyti aldım. Enteresan ama lezzetli, tavsiye ederim. Kemikli tavuğu bir dahaki sefere denk getiririm umarım. Arkadaşım Adana aldı. Tattım, ahım şahım değil. Fiyatlar genel olarak uygun, gidilebilir bir mekan9 yıl önce
Bir arkadaşım müdavimiymiş mutlaka git ye demişti. Gitmesem de olurmuş. Küçük bir mekan. 30 senelik neredeyse. Akşam 7de kapatıyor. Servis vasat. Mercimek çorbası epey yoğun görünüyordu. Lezzet olarak beklentimi yükseltmiştim fakat çok kötüydü bence. Piyaz istedik. Fasulyeleri tatsız onu da beğenmedim malesef. Köfteleri bari iyi olsun dedik. Porsiyonda 6 köfte var. Diğer yediklerimden iyiydi en azından. Ama çok matah gelmedi bana o da9 yıl önce
Karadeniz yemekleri ağırlıklı lokanta. Yakuplu'daki şubesinden sonra Beylikdüzü'nde açtılar. Bu mekan diğerine göre daha şık. Kurufasulye, kavurma ve haşlama buranın tavsiye ettiğim yemekleri. Kendime karışık tabak hazırlattım. Biraz fasulye, pilav ve kavurma. Yanında çömlek yoğurdu ve turşu tabiki. Pilav vasattı diğer ikisini iyi yapıyorlar. Fiyatlar esnaf lokantası ayarında. Sulu yemek için bölgede tavsiye edebileceğim bir mekan9 yıl önce
La Madamoiselle, Senlikköy'de Beyti Et Lokantasi'nin yaninda yer alan ilginç konseptli bir cafe. Daha dogrusu cafe-butik-hediyelik esya dükkani. Etrafta gördügünüz her seyi begendiginiz takdirde satin alabilirsiniz. Duvardaki dekoratif esyalardan tutun da, takilara, hatta kahvaltiyi yaptiginiz tabaklara kadar. Ayni zamanda butik olarak hizmet veriyor. Üst katta kadin kiyafetleri satiliyor. Ayrica sirin bir kis bahçesi yapmislar, salincak bile var. Kahvalti serpme seklinde sunuluyor. Kisi basi 35tl. Alabildigine çesit yok ama özellikle peynir tabagi ve reçel çesitleri basarili. Reçeller "portakalbahçem" den. Ayrica kahvaltiliklarin kondugu tabaklar da çok hos. Özellikle kadinlara hitap eden bir cafe izlenimi veriyor. Florya'da hengame içerisinde açik büfe kahvalti veren mekanlardan sikildiysaniz, alternatif olarak La Madamoiselle'yi sizlere öneririm.9 yıl önce
Başlangıç olarak füme et ve peynir tabağı geldi. Füme etler gerçekten harikaydı. Kadayıf adını verdikleri didiklenmiş antrikottan elde edilen tabak biraz tuzlu olması haricinde başarılıydı. Tereyağ da yakışmıştı bu ete. Devamında Astek adını verdikleri volkanik taşın içinde üstünde cheddar ve sote sebzeler ile sunulan et, yanında getirdikleri küçük lavaşların içinde itinayla gömüldü. Peynir Soslu Şaşlık, Brezilya usülü sunuldu. Lezzet olarak diğerlerinin gerisinde kalsa da sunum olarak güzeldi. Köfte-Sucuk-Merguez üçlüsü ile devam dedik. Özellikle dana döşten yapılan Merguez sosislerine bayıldım. Etlerde öldürücü darbe Kaburga ile yapıldı. Etten ayrılıp kendini dağıtmaya can atan kaburgaya barbekü sos iyi gitmişti. Tatlı faslında Antep’li ustaların elinden katmer, ceviz tatlısı ve kireçte kabak denedik. Katmerde beklentim Antep’ten sonra epey yüksek olduğu için buradaki biraz zayıf kaldı9 yıl önce
Taksim'in genelinde 4-5 tane iyi pizza yapan mekan var. Bunlardan biri de Pizzeria Trio. Havanın güzel olması sebebiyle terasta oturduk. Manzarası çok iyi. Terasta yemek yemenin dezavantajı, hava kararınca önünüzdeki yemeği göremiyorsunuz. Tabağımı görememek beni biraz rahatsız etti. Ravioli ve Di Mare pizza aldım. İkisini de gözüm kapalı tavsiye ederim. Quattro Stagi pizza pek beğenilmedi, yiyenler patlıcanın yakışmadığından bahsettiler. Çok açsanız ravioli ile doymazsınız ama. Tatlılarını da mutlaka deneyin. Sufle de tiramisu da başarılı. Alkolsüz kişi başı 30-40 arası ödeyerek mekandan ayrılabilirsiniz9 yıl önce
İstiklal'in girişinde dikkatimi çekiyordu, dün akşam arkadaşlarla deneyelim dedik. Coffee blend istedim. Bunu yapan makine tam randımanlı çalışmadığı için kahveyi yapan arkadaş kıvamını beğenmediği için kahveyi size veremem dedi. Onun yerine moda olan syphon ( sifon ) kahve istedim. Çok beğendim. Onun haricinde kahve yanında gidecek güzem tatlılar ve hamurişleri girişte dikkat çekiyor, almamak için kendimi zor tuttum. Bu mekan olmuş9 yıl önce
İzmir'in meşhur kumrusunu yemeden dönmek olmazdı. Kumrucu Hüseyin'in Ilıca'da iki şubesi var. Mekanın 50 yıllık mazisi var. Ekmeği güzel, nohut mayasından yapıyorlar. Kumruyu eski kaşar ile hazırlıyorlar. İçine koydukları sucuk Tire sucuğu. Kumrucu Şevki ile birlikte en meşhur olan bu ikisi sanırım.9 yıl önce
En iyi dönerciler Anadolu yakasında konuşlanmış. Celal Usta da şehirde rahatlıkla ilk 10 içerisinde yer alır. Büyük bir salonu var. Biraz yemekhaneyi andırıyor. Siparişlerin alınması ve servis çok hızlı. İkramlık salata,turşu geliyor öncelikle. Köpüklü açık ayranın lezzeti yerinde. Döner yağlı ve gerçekten çok başarılı. Şöhretini hakedecek düzeyde. Patates kızartması taze patatesten, donmuş değil. Finalde mutlaka sütlaç alın. Kıvamı ve şekeri mükemmel ayarlanmış. Çayla harika gidiyor. Dönerin porsiyonu 19tl. Bayramoğlu, Tatar Salim, Ali usta, Celal usta arasında karar vermek size kalmış9 yıl önce
İstanbul'un tarihi semti Kurtuluş'ta ( eski ismiyle Tatavla ) bir muhallebici. 1965 yılında kurulmuş. Küçük, butik bir mekan. Akşam geç saatlere kadar açık. Sütlü tatlıları, tavuk suyu çorba, tavuklu pilavı meşhur. Yemek sonrası tavuk göğsü ve kazandibi için uğradık. Lezzeti mükemmel. Sarıyer muhallebicisinde yediğime göre daha sıkı, koyu kıvamlı. Tatlının yanında içtiğim çayı da uyduruk değil. İlk kez uğradığım bu mekandan son derece keyif aldım9 yıl önce
Ankara’da 06 Köfteci olarak nam yapıp İstanbul’a da şube açmışlar. İsmi sonradan Sereserpe Köfteci olarak değişmiş. Sunum tarzıyla şahsına münhasır bir mekan. Bostancı köprüsünden sahile inerken 100 metre sonra sağda kalıyor ama tabelası olmadığı için Valibey kebabın yanı olarak tarif edebilirim. Çatal bıçak kullanılmaması spesifik özellikleri. Yerimize oturunca garson masaya yağlı kağıt serdi ve önümüzde harika bir salata hazırladı. Hepsini kağıdın üzerine doğradı ve üzerine de bir limonu boca ederek şaşkın bakışlarımız eşliğinde uzaklaştı. Salata malzemeleri çok tazeydi, haliyle harika bir salata yedik. Sonra köfteler açılmış yarım ekmek üzerinde masaya yatırıldı. Tabi yine çatal bıçaksız :) Köfteler epey lezzetli, sulu sulu. Pişiren ustanın ellerine sağlık. Köfteler hazırlanırken izledim, itinayla çalışıyorlar. Umarım böyle devam ederler. Çatal-bıçaksız olması ve salatanın tabak yerine kağıt üzerinde hazırlanıyor olması hijyensizliği aklınıza getirmesin. Ortamda hijyen adına en ufak bir sıkıntı görmedim. Hatta bas-bırak el temizleme mendilleri yine özgünlüğünü gösteren bir başka unsur. Bir köfteciden ne beklersiniz bilmiyorum ama Sereserpe Köftecisi misafirlerini şaşırtan, leziz köfteleri olan bir mekan, tavsiye ediyorum9 yıl önce
Maksut Aşkar’ın Neolokal’i Anadolu’nun lezzetlerinin yeni yorumlarını sunan bir restaurant. Güzel bir manzaraya sahip. Maksut chefin Sekizİstanbul’da ortaya çıkardığı sanat eseri tabaklar beni Neolokal’e getirdi. Haftaiçi gitmemize rağmen epey kalabalıktı ve yemek zevkini düşüren yüksek sesli müzik yayını yapılıyordu. Açılalı kısa süre olmasına rağmen, bu doluluk oranı doğrusu beni şaşırttı. İsterseniz 5 veya 7 course servis edilen tadım menülerinden birini seçebilir, isterseniz alakart tercih edebilirsiniz. Tadım menüsü seçilecekse, tüm masanın seçmesi zorunluğu var. Biz alakarttan yürüdük. İkram olarak masaya karalahana çıtırları geliyor. Cips şeklinde, üzerlerinde hamsi ve mısır parçalarıyla birlikte servis edildi. Paylaşım tabaklarından keşkek, içindeki kızarmış nohut ve kuyruk yağı ile lezzet olarak ağır ama benim için mükemmel bir tabaktı. Başlangıç tabaklarından pastırmayı da tavsiye ederim. Kuru etle kombine edilmiş, içinde incir sirkesi kreması ve rakıyla sarhoş edilmiş incir reçeli var. Tatlı-ekşi uyumu açısından başarılı. Tereyağında sarımsaklı karides, kuzu kulağı ve limon kreması ile sunuldu. Tabaktaki mor şeyler, pancar suyu ve jeli. Görsel açıdan mükemmel bir tabak. Ana yemeklerde ilk gözüme çarpan Katmerli Dana Tirit oldu. Tarhanalı yoğurt kreması ve kuru tarhana parçaları ile geldi. Katmerin arasında tel tel bonfileden yapılmış tirit kısa sürede imha edildi ama tabaktaki yemeğin küçüklüğü buruk bir tat bıraktı. Ördek Sosis, bulgur pilavı ve pırasa-soğan eşliğinde sunuldu. Damak tadıma çok hitap eden bir yemek değildi, ben beğenmedim. Menüde Borani’yi görünce Urfa’da yediğim borani aklıma geldi ama burası neo-lokal bir mutfak olduğu için karşımıza başka birşey çıktı. Burada pancar yatağında kuzu eti, yoğurtlu bir sos ile geliyor, enteresan. Yemeklerin sunumları 10/10. Servis iyi yapılmaya çalışılıyor, her yemek ile birlikte ahçı gelip yemek hakkında bilgi veriyor. Servis elemanları vurdumduymaz, epey havalılar. Neolokal’de çalışmak çok önemli bir pozisyon olsa gerek. Yemeklerin fiyatlarıyla porsiyonların büyüklüğü ters orantılı. Başlangıçlar 25, ana yemekler 50 lira ortalamasında. Uzun uğraşlar sonucu oluşturulan menüyü, ekşi mayalı ekmeği, mottosunu takdir ediyorum ama bu fiyatlarla üst gelir seviyesine hitap edebilirler anca..9 yıl önce
Kasımpaşa'da 7/24 açık olan lokanta. Çok çeşit çorbaları ile tanınıyor. Onun haricinde sulu yemek ve mangal da var. Dün gece yaklaşık 15 çeşit çorba arasında seçim yapmakta zorlandık. Ben kelle-paça, arkadaşım kemik suyu çorba aldı. Gececiler, eve aç gitmek istemeyenler, alkolün etkisini söndürmek isteyenlere tavsiye ederim.9 yıl önce
Bu kadar methiyeler düzülmesine şaşırdım. Lahmacun konusunda Kadıköy'ün hatta Anadolu yakasının en iyisi diye gösterenler bile var. Bir defa mekanda hijyen yerlerde. Lahmacun için maydanoz istedik. Bir demet maydanozu suya sokup getirmişler. Getirdikleri kapta yüzüyorlardı. Lahmacuna gelince; benim bildiğim kıymadan yapılıyor ama buradaki domatesli lahmacundu. İçindeki az miktarda kıymaya benzer şeylerin ise ne olduğunu anlayamadım. Fiyatı da az buz değil 4tl. İmam Çağdaş'ta aynı fiyata lahmacun yediğimi hatırladım da Gaziantep'i bir kez daha özledim..9 yıl önce
Agapia, Kadıköy çarşıda tipik bir öğrenci cafe-lokantası. Midpoint, Kitchenette, Big Chef gibi fritöz mutfağının öncülerinin öğrenci işi çakması diyebilirim. Genel olarak sigara içilen bölümlerden oluşuyor. Sigara içilmeyen salon bomboştu. Rahat rahat yemeğimizi yedik. Hellime sarılı steak şişler fena değildi. Yanında gelen buharda sebzeleri de beğendim, diyete uygun. Yorumlardan baktığım kadarıyla mini hamburgerler çok övülmüş. Zannedersem 4 minik hamburgerin paylaşma kolaylığından olsa gerek. Hem de yanında soğan halkası ve patates de geliyor. Siparişimiz yanlış geldi. Mini yerine normal hamburger geltirdiler, sonra kabul etmediğimiz için değiştirdiler. Gelen hamburger ekmekleri bildiğiniz bayattı. En azından ısıtsalar daha iyi olabilirdi. Maliyet içeceklerle birlikte iki kişi 60tl.9 yıl önce
Gümüşsuyu’nda yolun altında kalmış. dışarıdan dikkat çekmiyor. Ufak tefek bir mekan. Sıcak bir aile ortamı var. Kendinizi bir an İtalya’da hissedebilirsiniz. Sıcak başlangıçlardan Kuşkonmaz ve Melanzane aldık. Kuşkonmaz üstünde parmesan ile servis edildi. Benim pek hazzettiğim birşey değil ama masada hastaları vardı. Melanzane ise domates soslu patlıcan, mozzarella ve parmesan karışımı lezzetli bir sıcak başlangıç. Paylaşmalık tavsiye ederim. Pizza seçimlerimiz Bravo ve Klasik oldu. Özellikle acılı, etli, hard pizza severler için kesin tavsiye budur. Pizzalar odun ateşinde pişiyor. Menüde domuz etli pizza seçenkleri de bulunuyor. Tatlı olarak garsonumuz tiramisu için ısrar etti ama başka mekanda tatlı planımız olduğu için bir dahaki sefere erteledik. Güzel bir ortamda iyi pizza yemek istiyorsanız Pidos doğru adres..9 yıl önce
Maltepe’nin meşhur dönercisi Ali Usta’ya henüz gidememişken, onlar bizim tarafa şube açtılar. Şirinevler E5 üzerinde olması ulaşım açısından çok rahat. Otopark sıkıntısını vale ile çözmüşler. Mekanda müşteri memnuniyeti ön planda. Bir dönerci için ciddi para harcamışlar. Fazla şaşalı olmuş bence bu kadarı gereksiz. İkramlık salata geliyor. Patates kızartması elde kesim, superfresh değil. Çorba orta karar, pek lezzetli değil. Döneri iyi denecek lezzette. Kolay kolay beğenmeyen çıkmaz. En iyi mi? Değil. Ama lezzetli. Fırın sütlaç eh işte. Köpüklü ayran tavsiye.9 yıl önce
Beyoğlu'nda Starbucks ve Gloria out,Mandabatmaz in. Yoğun telveli bu Türk kahvesi bir harika. Epey insan sirkülasyonu var. Müdavimi çok. Taksim'de kahve burada içile.9 yıl önce
Köşebaşı çizgisini bozmayan bir mekan. İş ve aile yemekleri için ideal. Toros salatası buranın spesiyallerinden. Kaburga ve alinazik aldık. İkisi de 4 yıldızlık. Kaburga daha iyi sanki, elinize alıp kemiklerini sıyırmanızı öneririm. Mezeler idare eder, porsiyonları küçük. Fırından çıkan her ürünü salonda dolaştırıyorlar istermisiniz diye. Bu şekilde hesap şişirme çabaları hoşuma gitmedi. Masama sürekli birnin gelip onu istermisin bunu istermisin demesi rahatsız edici. Tatlı olarak dondurmalı irmiği iki kişi paylaştık. Fiyatlar orta-üst9 yıl önce
Food court çok kalabalık olduğu için üst kattaki Go Meso’yu seçtik. Paylaşmalık dağ otlu pide söyledik. Hafif bir lezzeti var, boğazda kayıp gidiyor. Singapore Noodle ve Vietnam Noodle ile devam ettik. Özellikle Singapore Noodle çok başarılı, başlı başına doyurucu bir tabak. Kuzu Tikka ise acılı et sevenlere tavsiye edeceğim bir lezzet. Kuzu etleri acılı degghi mirch sosu ile marine edilmiş. Yumuş yumuş pek lezzetliydi. Tatlılardan mango sufle buranın baş tacı. Sufle varken diğer tatlıları menüden kaldırsalar yeridir. Yanında mango sosu ve manda sütlü dondurma ile harika bir sufle.9 yıl önce
Türk ve Osmanlı mutfak kültürünü ve yemeklerini tanıtım gayesinde olan Nar Lokantası, Nuruosmaniye’de Armaggan mağazasının 5. Katında yer alıyor. Daha çok turistlere yönelik olan işletmeye geçtiğimiz günlerde uğradık. Şık bir yemek salonu var. Başlangıç olarak karışık zeytinyağlı tabağı, karışık deniz mahsülleri tabağı aldık. Ana yemek tercihlerimiz kuzu kuşgömü, kuzu tandır ve islim kebabıydı. Fıstıklı gözleme dedikleri katmerimsi tatlı ikram edildi. Yemeklerin görseli şık, lezzetleri iyiydi. Bayıldık diyemem ama beğendik. 4 puan iyidir. Kişi başı ortalama 75tl ödedik9 yıl önce
Tokat kebabı diye birşey duydunuz mu? İstanbul'da bu lezzeti bulabileceğiniz adres burası. Gitmeden önce telefonla sipariş vermekte fayda var. 40 dakika civarında servise hazır oluyor. Tokat kebabı özel hazırlanmış odun fırınında pişiyor. Odun olarak is kokmaması için gürgen odunu kullanılıyor. Patlıcan, kuzunun arka budu, patates, kuyruk yağı, domates, sarımsak ve yeşil biber şişlere takılıyor. Sonra bu şişler fırına dik olarak asılıyor. Pişirme sırasında etlerin yağları alttaki hazneye akıyor. Bu yağlar sos olarak kullanılıyor. Sonunda ortaya bir sanat eseri çıkıyor. Yanında gelen lavaşlara dürerek lezzet patlamaları yaşanıyor. Midesine düşkünlerin mutlaka uğraması gereken bir yer Anadolu Sofrası9 yıl önce
Michelin yıldızlı chef Sergi Arola’nın restaurantı Arola, Raffles Otel bünyesinde yer alıyor. İstanbul’a son zamanlarda bu tip dünya markası restaurantların açılması umut verici. Sergi Arola’nın yardımcısı chef Omar Mosquera mutfağın başında. Garsonlar son derece nazik ve bilgili. Birçok lezzetten tatmak adına tadım menüsü aldık, hatta chefin yardımıyla iki tane tadım menüsünü birleştirip daha geniş bir menü oluşturduk. İçlerinden bazıları daha önce hiç tatmadığım lezzetlerdi, harika bir deneyim oldu.
Başlangıç olarak domates sos, toz sarımsak ve zeytinyağı birkaç kez mayalanmış ekmekler eşliğinde geldi. Ardından kalamata zeytinler sunuldu. Sonrasında şenlik başladı. Yemeklerin her biri gerek görsel, gerek lezzet açısından harikaydı. Şunu da beğenmedim diyebileceğimiz bir yemek olmadı. Sırasıyla saymak gerekirse Kral Yengeç Salatası, harika bir saksı sunumuyla gelen Karışık Sebzeler, Dana carpaccio ve Porçini mantarı servisiyle devamında nasıl şeylerle karşılaşacağımız hakkında ipuçlarını aldık. Özellikle toprak şeklinde görünen zeytin ezmesinin bulunduğu sebzelerin olduğu saksı alkışlık bir eserdi. Mürekkep Ekmeğinde Kalamar, Brava&Aioli soslu kızartılmış patatesler, Kimchi sos ile kızartılmış nefis sunumlu kanatlar, milföyün üzerinde sunulan Foie Gras ( kaz ciğeri ) ...... bitmedi. Arroz Negro dedikleri siyah mürekkep ile pişirilmiş deniz mahsülleri pilavı, peh peh peh diyorum. Ünlü bir blooger deyişiyle orgazmik bir lezzet. Sonra bir imza eser geldi : Arola Lambburger. Gömlek içinde kuzu eti, naneli ekmek arasında. Nasıl anlatsam bilemiyorum. Burgerde seviyenin buralara çıktığını bilmiyordum.
Tatlı olarak Vanilya Bombaları sunuldu. Hamur içerisinde vanilyalı dondurma, nefis.. ve son zamanların moda sunumuyla MOLEKÜLER meyve salatası ( Cem Yılmaz’a ne espiri çıkar bu moleküler yiyeceklerden ) . Altında kuru buz, üstünde tropik meyvelerin olduğu bir kaba veriyorsun sıvıyı, alttan dumanlar yükseliyor. Görselliği yüksek bir şov, ilgi çekici. Yemeklere Crianza şarabı eşlik etti. Ayrıca yemeğin başında aldığımız güney Barcelona’nın Segura Viudas şampanyası da harikaydı.
Restaurant’ın mutfağının bulunduğu bölümde chef table dedikleri diğer kısımlardan izole bir masa var. Bazı özel şartları ( belli bir miktar hesap ödeme koşulu ) sağladığınız taktirde chefleri izleyerek de yemeğinizi yiyebilirsiniz.
Kısaca biz Arola Restaurant’a gitmekten çok zevk aldık. Evet biraz pahalı, kişi başı ortalama 200 lira civarında ödemeniz gerekebilir ama ben buna değeceğini düşünenlerdenim. Orada olduğumuz birkaç saat içinde hem görsel hem de damak şovu yaşadık..9 yıl önce
Gaziantep baklavası Teşvikiye’de. Baklava denince akla kuşkusuz Gaziantep gelir. Oraya gidip meşhur yerlerde veya herhangi bir baklavacısında yiyenler İstanbul’da kolay kolay baklava beğenmezler. Anca bazı kebapçılar, steakçiler – baklavayı Antep’ten getirtiyoruz – derlerse beğenme ihtimali doğar. Ben de karışık duygularla gittim yeni açılan Pare Baklava Bar’a. Nişantaşı’na yakışır şıklıkta bir iç mimarisi var. Ev sahipleri güleryüzlü, misafirperver ve heyecanlı. Zahter çayı eşliğinde karışık tatlı tabağı ile başladık. Kare baklava, dolama, şöbiyet. Sonrasında havuç dilimi. Şehrin en iyi 5 baklavacısı sıralamasına girer bana göre. Gaziantep’ten sipariş vermeye gerek kalmamış. Amaçları da bu alışkanlığı yok etmek zaten. Akşam simit fırınının kahkesi, fıstıklı kurabiyeler, sadece Antep’lilerin bildiği fıstıklı helva diğer exclusive lezzetleri. Gaziantep’e gidemiyorsanız Pare Baklava Bar Gaziantep’i ayağınıza getirdi, deneyin..9 yıl önce
Moda’da Hola Panini Tapas adında minicik, ufacık, tefecik bir mekan açılmış. Çekirdek’in tam karşısında. Murat Mumcuoğlu tarafından açılmış. Murat bey yeme-içmeye oldukça meraklı. Kendisi hem işin başında hem mutfakta. Biz Pinchos çeşitlerini denedik. Pinchos İspanyolların kanepesi. Kürdana takılmış küçük ekmekler üzerine bir takım malzemeler konuyor. Burada önemli olan sanırım malzemenin kalitesi. Mesela ekmekler meşhur İpek Hanım Çiftliği’nden. Sardalyalı pinchostaki sardalya ve deniz ürünleri Gelibolu’daki Selahattin Konserve’den. İsli peynir Hollanda’dan. Kuru et Pendik Sapanbağları’nda Boşnak mahallesindeki kasaptan. Peynir helvası Çanakkale’deki Kadir Yaşar Usta’dan gibi... Bir diğer denediğimiz lezzet İspanyolların Tortillası. Türkçeye patatesli omlet olarak çevrilebilir. Güzel, lezzetli bir atıştırmalık. Açlığı bastırmaya birebir Tostas denen büyük ekşi mayalı ekmekler üzerinde gelen tapas çeşitleri ve Panini çeşitlerini de bir dahaki sefere deneyeceğim. Alkol ruhsatı alamadıkları için sangria, mojito yok ama onları aratmayacak içecekler hazırlıyorlar. Ayrıca ilk defa gördüğüm Erenköy Şerbetçisi diye bir butik markanın ürünleri de bulunuyor. Mekan Pazartesi günleri kapalı. İlk fırsatta gitmenizi öneririm.9 yıl önce
Topaz, Gümüşsuyu’nda harika manzarası olan bir restaurant. Daha çok iş yemekleri ve özel gün yemeklerine ev sahipliği yapıyor. Chef Bolu Mengen’li Tevfik Alpaslan. Hem alakart hem de iki çeşit ( Modern ve Geleneksel ) tadım menüsü var. Geleneksel Osmanlı Tadım menüsü tercih ettik. Kavrulmuş bademli terbiyeli kuzu gerdan çorbası, zeytinyağlı tabağı, saray usülü keklik etli piruhi, vişneli etli Manisa Alaşehir yaprak sarması, yineleyici olarak sorbe servis edildi. Ana yemek olarak sakızlı beğendi yatağında fırında süt kuzu sarması geldi. Tatlı olarak bordür kabak tatlısı üzerinde manda kaymağı, yanında yaban kızılcık sorbe ile birlikte geldi. Yemeklerin hepsi belli bir emeğin ürünü olmakla birlikte, beni çok şaşırtan herhangi bir yemek olmadı. Yine de bu mekanı özel günler için tavsiye ederim.9 yıl önce
PeyDerPey , Richmond Otel’in 6. Katında muhteşem manzara eşliğinde, Türk mutfağının harika yemeklerini sunuyor. Mekanın başında önemli bir isim var. Chef Vedat Başaran. Çırağan Palace Tuğra Restaurant, Feriye Lokantası, Nar Lokantası, Karakol Restaurant ve Surplus Restaurant gibi mekanların bu günlere gelmesinde önemli katkılar sağlamıştır. Tarihi yarımada manzarasını buradan daha iyi gören bir mekan yoktur sanırım. Akşam hava kararmadan yaklaşık 45 dk önce gitmeniz önerilir ki bu muhteşem manzarayı hem gündüz, hem de hava karardıktan sonra seyretmek için. Böyle iyi manzaralı, otel içindeki restaurantlardan haliyle öncelikle çekinilir. Fiyat yüksek, lezzet düşük gelir genelde. Fakat baştan söyleyelim ki bu algı burada geçerli değil. Biz ana yemeklerimizi seçtik gerisini masamıza gelip yemekleri anlatan chef Emre İnanır’a bıraktık.
Başlangıç olarak masaya nefis ekmekler eşliğinde Gaziantep’ten acur turşusu, halhalı zeytin ve peynir topları geldi. Sonra Tadımlık Seçimleri ile birlikte bahar menüsünden örnekler sunuldu. Zeytinyağlı bakla, zeytinyağlı çağla, zeytinyağlı enginar sapı, ısırgan otlu börek, nar ekşili yaprak sarma, levrek turşusu, kabak çiçeği dolması, kereviz, enginar, maş piyazı masaya peyderpey servis edildi. Hepsi ayrı ayrı birbirinden nefis tabaklar.
Ana yemek olarak frik pilavı ile servis edilen süt danası kemiğinde kuzu kebap, patlıcan söğürme ve ekşili pazı sarması ile servis edilen kuzu sırtı ve Karaman’ın Obruk peyniriyle yapılan kaçamak ve Türkiye mantarları ile servis edilen yaban mersinli incir soslu Ördek tattık. Tabaklar gerek sunum gerekse lezzet olarak tam puanı hakediyor. Masada 5 kişiydik ve beğenmedim diyen herhangi biri çıkmadı. Yemeğimize bir ara Vedat Başaran da sohbetiyle katıldı. Salon şefi Hilmi Akçay da yemek boyunca ilgisini eksik etmedi. PeyDerPey bu ekiple devam ettiği sürece adından daha çok söz ettireceğe benziyor...9 yıl önce
Adana, kuzu şiş ve ciğer tattım. Hepsi orta-iyi lezzette. Ciğerler biraz daha sulu kalabilirdi. İçli köfteyi haşlama severim ama kebapçıların yüzde 90 ında kızartma. Bu kızartma da fazlaca yağ çekmiş, harcı bol değil. Önden getirdikleri ezme ve salatayı çok beğendim. Mekan bölge için fazla salaş. Çalışanların birbiriyle koordinasyonu zayıf, mutlu çalışmıyorlar görüntüsü hakim. Mekanı denemiş olduk9 yıl önce
Kurtuluş caddesi'ndeki yılların Nazar Pastanesi, Baruthane'de oturma alanı olan bir şube açmış. Profiterolü yediklerim arasında en iyisiydi diyebilirim. Yapımında Belçika çikolatası, Pınar marka süt kullanmaları gibi ayırdedici özellikleri var. Kreması günlük hazırlanıyor, taptaze. Profiterol hamuru incecik. Sosu yoğun kıvamlı, her yerdeki cıvık sosu burada göremezsiniz. Dikkat çekmek istediğim diğer ürünü paskalya çöreği. Bu da bugüne kadar gördüklerimin en iyisi. İçindeki damla sakızı ve mahlebi hissederek yemenizi tavsiye ederim. Mekana benden 5 yıldız9 yıl önce
Fine dinning konseptli Laledan Restaurant’ta Kış Menüsü’nden örnekler tattık. Herkesin ismine özel menü hazırlanması, isimlerimizin önceden çalışılıp ismimizle hitap edilmesi, exclusive servis verilmesi Çırağan’ın neden Çırağan olduğunun birkaç örneği. Chef de Cuisine Ahmet Kara’nın elinden çıkan yemeklere Steak Tartare ile başladık. Türk insan popülasyonunun büyük kısmının kabullenemeyeceği bu Fransız lezzetini, işlenmiş çiğ et olarak tanımlayabilirim. Üzerindeki yumurta ve ete çok yakışan worcestershire sos ile harmanlayınca lezzeti daha da yükseldi. Daha önce denediğim iki mekanda da üstünde yumurtasız ve sossuz servis edilmişti.
İkinci course Kanada istakozlu ve bal kabaklı ravioli oldu. Gerek görsel gerekse lezzet olarak üst düzey bir sıcak başlangıçtı. Bu tabakta kilit lezzet noktası bence bal kabağıydı.
Ağız tadını yineleyici olarak fine dinning menülerinin olmazsa olmazı sorbe ile devam ettik. Lime ve nane sorbe hem serinletti hem de bizi yeni lezzetlere hazır hale getirdi.
Ana yemek olarak Norveç somon tabağı geldi. Üstündeki zeytin ezmesiyle ve yanında servis edilen kuşkonmaz ile mükemmel uyum içerisindeydi. Kırk yıl düşünsem somonun üzerine zeytin ezmesi sürmek aklıma gelmezdi.
Kars gravyer, Erzincan tulum, Kars eski kaşar, isli peynir, dil peyniri ve çeçil peynirinden oluşan tabağı Dolca 2012 Narince şarabı eşliğinde tattık.
Finali dünyadaki Kempinski otelleri tarafından yapılan yarışmada 66 tatlı arasından 2014 yılının tatlısı seçilen Siam Passion tatlısı ile yaptık. Bangkok’un Siam bölgesinin adını taşıyan tatlı Kempinski Bangkok şefi Alfred Merkel tarafından hazırlanmış. Bangkok’un tropik meyvelerinden hazırlanan tatlı; muzlu, vanilyalı krema, mango, cennet meyveli mus ve hindistan cevizli daquoise keki içeriyor. Tayland’tan yeni gelmiş biri olarak bu tatlıyı boğaza karşı yerken bir an gözlerimi kapatıp tekrar orada olduğumu hissettim. Oldukça spesifik olan bu lezzeti mutlaka denemenizi öneriyorum.
Otelin iletişim sorumlusu Cansu Baş, sohbeti, samimiyeti ve ilgisi ile hepimizin takdirini kazandı. Çırağan’a yakışan bir yüz olduğu gerçek. Bu davetiyle bizi onurlandırdı. Ayrıca Chef Ahmet Kara’ya, tüm mutfak ve servis personeline teşekkürlerimi sunuyorum..9 yıl önce
Güneşli’de Bulgar mutfağının temsilcisi. Deliorman, Kuzey Bulgaristan’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı Razgrad, Şumnu, Dobriç gibi şehirleri de kapsayan bölgenin ismidir. Mekanın dışarıdan albenisi yok ama içeri girince dizayna verilmiş otantik hava bir an kendimi Sofya’da hissettirdi. Tabaklar ve bardaklar yöresel öğeleri taşıyor. Topçeta çorbası ile başladık. Ekşili köfte çorbası da diyebiliriz. Şopska salatası bildiğimiz çoban salatanın üzerine peynir rendelenmiş hali. Kebabçe ve kaşarlı köftenin de tadına baktım. Kebabçe , Boşnakların cevapcicisinin Bulgar versiyonu. Uzun boylu bir köfte. Bulgaristan’da genelde domuz etiyle yapılır. Köftelerin lezzeti orta seviyede. Kırnaçe ise bir başka Bulgar köftesi. Görüntüsü mumbara, tadı ev yapımı sosise benziyor. Yediklerimizin en iyisi bu oldu. Tatlılardan trileçe ve hayrabolu tatlısı aldık. İkisi de vasatı geçemedi, bir baklava değiller. Fiyatlar uygun, servis sorunsuz. Mekana notum 3,59 yıl önce
Akdeniz mutfağının yenilikçi yorumlarını bulacağınız Flamingo, İnter Continental Otel’in giriş katında yer alıyor. İçeri girdiğimiz anda dikkatimizi zengin bir koleksiyona sahip iddialı barı, şarap kavı ve şarküteri reyonu çekti. İş, aile ve özel gün yemekleri için tercih edilebilir bir havası var. Her çarşamba canlı müzk performansı sergileniyor.
Tadımımıza leziz bir tarama ve ekşi maya ekmeğiyle panelenmiş çıtır hamsi ile başladık. Güzel bir atıştırmalık. Ceviche, Peru’nun milli yiyeceği. Çiğ balığın asidik ortamda marine edilmesiyle hazırlanıyor. Burada levrek, portakal suyu ve elma sirkesi ile marine edilmişti. İlk kez denedim, beğendim. İtalya’nın Burrata peynirinden de yedik. Dışı mozarella, içi krema-mozarella olan bu peyniri ekmek üstü yemeniz tavsiye olunur. Şarküteri tabağında manchego peyniri, parmesan peyniri ve prosciutto crudo di parma ( pişmiş domuz jambonu ) vardı. Özellikle parmesan peyniri mükemmeldi. Avokadolu kral yengeç salatası yemeklerin yanında hafif bir eşlikçi olabilir. Emre şefin avokadoyu sık kullanması dikkat çekici. Ahtapot carpaccioda yine avokado esintilerini bulduk. Deniz tarağı benim için mükemmel bir tabaktı. Kuzu göbeği mantarı, iç bakla, bisque ( kabuku deniz ürünleri çorbası, kremalı ) , bisque ( İtalyan işi mısır lapası ) ile servis edildi. Prosciutto cottolu gnocchi de makarna menüsünden tavsiye edebileceğim bir lezzet. Mantarlı ve kuşkonmazlı risotto sanki biraz fazla diri kalmıştı ama lezzeti yerindeydi.
Ana yemeklerden dana yanak ve jumbo karides tattık. İkisi de 5 yıldızlık tabaklar. Kırmızı şarap sosuyla fırınlanmış dana yanak çatalın değmesiyle birlikte kendini de dağıttı bizi de. Jumbo karidesler İskenderun’danmış. İskenderun’da çıkan bu jumbo karidesler dünyaca ünlüymüş haberimiz yok. Çok yakışıklı bir lezzet.
Tatlılardan çikolatalı karamelli tart, çilekli ekler, tiramisu ve mango cheese cake tattım ( Kan Glukoz seviyesi bu anlarda 300’ü geçti sanırım ) . Özellikle karamelli tart ve tiramisuya bayıldım diyebilirim.
Baştan aşağı ciddi emeğin sonucu ortaya çıkan menüde denemediğimiz onlarca lezzet var. Fiyatlar birazcık yüksek olsa da bahsettiğim gibi iş, aile ve özel gün yemekleri için ideal bir şık restaurant.9 yıl önce
Selimpaşa limanda şık bir restaurant. Geçtiğimiz günlerde Marmara denizine karşı bir ziyafet çektik. Balık çobası ile başladık. Balık olarak kırlangıç kullanılıyor. Tarama, ahtapot carpaccio ile devam ettik. Balık köftesi, kalamar, karides gibi ara sıcaklar tercih ettiğimiz diğer lezzetlerdi. Buranın en güzeli sanırım ahtapot ızgara, nefisti. Çok şey tadalım azar azar gelsin dediğimiz için bazılarının tadı damağımda kaldı. Meyve olarak ananas, tatlı olarak irmik ve kabak tatlısı geldi. Kabağı sevmeme rağmen yedim çok hafifti. Biz biraz abarttığımız için 200tl hesap geldi. Tavsiye edebileceğim bir mekan9 yıl önce
Yusuf Usta, Suadiye’de bir mahalle meyhanesi. Eski bir dekor, daimi müşterilerinin olduğu bir mekan havasında. Kebabını çok methetmişlerdi. Kebap öncesi domates salatası ( kahvaltıda iyi gider ) , vasat cacık, soğan ve maydanoz tabağı getirdiler. Yine istemeden mikro peynirli pide ve hayatımda yediğim ( daha doğrusu yiyemedim ) en kötü fındık lahmacun geldi. Lezzetsiz girişlerden sonra söylediğimiz adana ve patlıcanlı kebap geldi. Adana kebabı , bol kuyruk yağlı. Haliyle tadı epey ağır. Ben böyle severim ama herkese hitap etmeyebilir. Patlıcan kebabı da vasat. Patlıcanlarından pek lezzet alamadık, kabukları çıtırdamıyordu. 90 liralık hesaba eklenen 10 lira servis ücretini de zorla ödedik. Neyse denemiş olduk bu mekanı da. Notum 2,59 yıl önce
2014 nasıl trileçe yılı olduysa 2015’te de krep&pankekçiler ortalığı kasıp kavuruyor. Trileçe gibi basit bir ürün ama ilgi çekiyor. Wafflenin papucu dama atıldı. Şaşkınbakkal’daki The Crepe Escape de bu mekanlardan. Kahveleri Avusturya’nın ünlü markası Julius Meinl. Snickers ve Garnish adını verdikleri kreplerden tattık. Garnish’teki karamelize meyveleri uyumlu bulmadım. Snickerslı olan krep daha güzeldi. Kaloriden korkmayanlara mekanı tavsiye ederim9 yıl önce
Damak tadına güvendiğim kişilerden aldığım tavsiyeler üzerine geldik. Fatih bey bölgede yılların kasabı zaten. Burger ve steak işine yeni girmişler. Etler ve hamburger köftesi direkt kasaptan masaya servis edildiği için taze hazırlanıyor. Başta ikramlık sucuk, kavurma ve füme et geliyor. Bu ikramlar hem mekanın değerini yükseltiyor hem de beğendiğiniz ürünleri satın almaya teşvik ediyor. Özellikle kavurma ve sucuğu çok iyi, giderken paket almak için ideal. Steak olayına bir sonraki seferde gireceğiz o yüzden satır burger aldık. İçinde iri kıyım karamelize soğan, füme, cheddar ve marul var. Hamburger köftesine baharat basılmamış. Ben çok beğendim, gerçek hamburger diyebileceğim lezzette. Hamburgerde farklı bir boyut olduğunu düşünüyorum. Mekan sahibi Fatih bey hoşsohbet, anlatmayı seven biri. Dekorasyon konusunda eksikleri var, piknik masaları çok gitmemiş o ortama. Patatesler donmuş, taze değil. Hamburgeri tahta üzerine direkt koymuyorlar arada kağıt var fakat steakler direkt tahta üzerinde servis ediliyormuş. 200 grlık satır burger 25 tl. Mekana tekrar geleceğim..9 yıl önce
Vedat Milor'un meşhur ettiği Kastamonu lokantası. Bakırköy'ün merkezinde. Döneri, tiridi, pastırması, tandırı, sulu yemekleri için tekrar tekrar gelinir. Bol kimyonlu döneri ve nefis pastırmasını söyledim bu sefer. İkisi de başarılı. İçerisi her daim kalabalık, müşteri memnuniyeti olduğu ortada. Mekan sahibi ne zaman gitsem işinin başında. Bakırköy merkezde en iyi alternatif diyebilirim..9 yıl önce
Boşnak yemeklerini ve kültürünü tanıtma gayesi içerisindeler. Bizim haricimizdeki dolu olan iki masada da Boşnakça konuşuluyordu. Begova çorbası ile başladık. İçeriğinde kurutulmuş bamya, havuç, defne yaprağı, tavuk ve baharatlar bulunuyor. Yöresel çorba olduğu için tavsiye ederim. Kuru et 100gr servis ediliyor, is tadını hissediyorsunuz lezzetli. Soka, Balkan kaymaklı biberi. Biraz tuzlu ve aslında tam rakı mezesi ama denemenizi tavsiye ederim. Mekanda alkol yok bu arada. Mantiya yada börek mantı olarak bilinen kıymalı börekler çok lezzetli, Silivri çömlek yoğurdu eşliğinde iyi gitti. Börekleri pişirdikleri sac Bosna’dan getirilmiş. Oğlak tandır ile devam ettik. Herhalde tek memnun kalmadığım tabak bu oldu. Bol yağlı ve bol kemikli. Lezzetini de çok başarıl bulmadım. Tufahija ( tufahije ) olarak bilinen cevizli elma içi tatlısı olarak tanımlanabilecek bir tatlısı var. Üstü krema ile servis ediliyor. Elma yerine ayva da konabiliyor. 2014 yılının tatlısı trileçe burada haliyle menüde. Onun da tadına baktık, ara sıra yemek iyi geliyor. Kahve istediğinizde sunum Boşnak usülü yapılıyor. Kahve lokumuyla, cezvesiyle ve kulpsuz bardağıyla geliyor. Şık sunum, sert kahve. Yöresel mutfak deneyimi için mekanı tavsiye ediyorum. Notum 49 yıl önce
Yeşilköy merkezde lokasyon olarak çok iyi bir konuma açılmış. Biz de yakın ikamet ettiğimiz için denedik. Yeni açılmasına rağmen haftaiçi akşam epey kalabalıktı. Burma bıyıklı steakhouse çalışanı modası burada da var. Karşılama ve uğurlama ( memnun kalınmayan servise rağmen yüzde 10 bahşiş bırakılmasına rağmen ) sıfır. Rose şarap istedik, beyaz şarap getirdiler mesela. Söylemesek değiştirmeyeceklerdi. Söyledik garipsediler Neyse sıralı et istedik, little little. Lokum, yaprak antrikot, mama danası, kuzu pirzola, bacon cheese burger geldi. Etler genel olarak lezzetliydi, pişirme şekli istenen gibi geldi. Burger vasat tavsiye etmem. Çizik içinde tahtalar üzerinde servis ediliyor burada da ( modasının biteceği günü bekliyoruz ) . Etler iç alanda pişirildiği için ve salon çokça büyük olmadığı için üstünüz başınız kokuyor. Çıkışta direkt eve gitmekte fayda var. 1 kişi bir kadeh şarap içti, diğerleri soda meşrubat. 4 kişi için hesap 350 tl geldi9 yıl önce
Naan Bakeshop Moda'nın yeni mahale fırını. Moda tabirle ekşi mayalı ekmek üreten bir mekan. Kahvaltısı ile adından söz ettiriyor. Öğleden sonra aç karnımızı doyurmak için uğradık. Önden pırasalı mücver ve sürme tabağı, ardından da füme ricottalı makarna ve dana frankfurter sosis tabağı istedik. Başlangıçlar vasat, makarna ve sosis benim için daha lezzetliydi. Otlu ayran ( bu da moda içeceklerden ) güzel ancak bir bardak ayrana 8 tl çok bence. Başka bir zaman kahvaltısı için gelebilirim.9 yıl önce
İki Michelin yıldızlı dünyaca ünlü şef Wolfgang Puck’ın restorantı Spago, yakın zaman önce St.Regis otelde açıldı. Oscar törenlerinin aşçısı olarak bilinen şefin Türkiye’deki restorantına rezervasyon zorluğuna rağmen gidebildik. 10 günlük doluluk sonucunda uygun bir akşam için yer ayırttık. St.Regis otelin 7.katında muhteşem bir manzaraya sahip. Hele de yaz aylarının gelmesiyle teras kısmındaki masalarda oturmak çok keyifli olacak. Mutfak Puck’ın yanında çalışmış şef Peleg Miron’a emanet. Mekana girmemizle birlikte dikkat çeken ilk nokta iki bölüme ayrıldığı. Bir kısmı lounge , diğer kısmı fine-dining bölümü. Duvarlarda Wolfgang Puck’ın dünya starları ile çektirdiği fotoğraflar ( Bizim kebapçılardaki ünlülerle çekilen fotoğrafları düşününce gülme geldi birden ) . Onlarda Steven Spielberg, Cameron Diaz, Quentin Tarantino.. Bizde Alişan, Selami Şahin, Bülent Serttaş .İlgili bir karşılama, masaya yönlendirme sonrasında bilgili servis personelinin yardımlarıyla siparişlerimizi verdik.
Yıllanmış keçi peyniri, fesleğen ve balsamik eşliğinde mini pancar salatası yemeğin devamında nasıl bir sanatla karşı karşıya kalacağımız hakkında ipuçları verdi. Görsel olarak güzel süslenmiş bir tabaktı. Mac&Cheese; Amerikalı bir şefin restoratında olduğumuzun kanıtıydı. Amerika’nın milli yemeklerinden olan bu peynirli fırın makarna burada lezzetli icra edilmişti. Tuna tartar; avokado, zencefil turşusu,soya sosu ve chili sos ihtiva ediyor, güzel bir başlangıç.
Füme somonlu pizza, normalde lounge bölümünün menüsünde varmış ama isteğimiz üzerine getirdiler. Pizza hamurunu fırında pişirip, üstüne dere otlu creme fraiche ( bir çeşit ekşi krema ) sürülüyor, sonra frenk soğanu, somon incileri ve soğuk füme somon ekleniyor. Yaratıcı ve çok lezzetli bir course. Masadaki 5 kişiden de yüksek not aldı.
Menünün ana yemek seçenekleri olarak deniz ürünleri ve et tabakları dikkat çekiyor. Hong Kong usülü buharda pişmiş levrek, jasmine pirinç pilavı ile servis edildi. İçindeki zencefil ve chili yağı lezzetine lezzet katmış. Levrek yumuşacıktı. Izgara kuzu pirzola ve antrikot ızgara masadaki diğer arkadaşlarım tarafından sipariş edildi. Medium-well ve welldone pişmiş istedikleri için tatlarına bakmadım ama olumlu görüşlerini beyan ettiler. Ben kendime fillet mignon steak söyledim. Medium-rare tam istediğim gibi, biber sosuyla harika. Bayıla bayıla yedim, kusursuzdu.
Tatlılardan toffee cake; mandalinalı dondurma ile sunulan hurmalı ıslak kek. 2-3 kişinin yiyebileceği bir porsiyon. Sıradışı ve harika bir tatlıydı. Sufle de aynı şekilde büyük bir porsiyon olarak geliyor, tek başına bitirmesi zor gelebilir. İçinde yine creme fraiche denen ekşi krema var. Tatlılara 9/10 verilir rahatlıkla.
Fiyatlara gelince pancar salatası 32, tuna tartar 36, somonlu pizza 46, mac&cheese 25, levrek 72, etler 80-100 arası, tatlılar 28 tl idi. Hakeder mi haketmez mi yedikten sonra karar vermek gerek. Ben ödenenin karşılığını aldığımızı düşünüyorum. Ülkeye böyle iyi mekanların gelmesi sevindirici. Uzun soluklu olmasını dilerim.. #KanGurular9 yıl önce
Şirinevler'de ana caddede yer alan lokal bir steakhouse. Giderken beklentimi düşük tutmuştum, yanılmışım. Oldukça temiz görünen bir mekan. Epey de müşterisi vardı, demekki bölge halkı tarafından seviliyor. Menüde ızgaralar, kebaplar ve steak çeşitleri bulunuyor. Giriş katta bir dry aged dolabı da var. Kendilerinin aynı zamanda kasap olması dolayısıyla fiyatlar uygun. Yorumlarda ızgara köfte çok methediliyordu. Haliyle köfteyi çok lezzetli bekledim ama çok daha iyi köfte yediğim yerler olmuştu. Biraz yavan geldi açıkçası buradaki. Az-orta pişmiş olarak istediğim bonfile mükemmeldi. Hem pişirmesi hem de lezzeti. Burada da etler -moda olduğu üzere- hijyenik olmayan tahta servislerde getiriliyor. Servis elemanları hızlı çalışıyor ve yaklaşımları da iyi. Bu tarafa yolum düştükçe tekrar gelirim, mekan tavsiyemdir9 yıl önce
Eminönü'nde konumu gereği hep kalabalık olan mekan. En işlek noktadalar. Servis elemanları arasında ciddi kopukluk var. Siparişler iki kez yanlış geldi. Tavuk suyu çorba, tavuklu pilav, domates soslu saray köfte aldık. Kötü değiller ama çok da lezzetli değiller. Tatlılardan su muhallebisi ve damla sakızlı üstü kadayıflı muhallebi aldık. Yemeklerinden çok damla sakızlı muhallebiyi beğendim9 yıl önce
Koşuyolunda meydanda tam köşebaşı konumda. Civardaki en kalabalık yer. Pastane bölümündeki pastalar ve hamurişleri kendinizden geçirebilir. Çocuklu aileler için iyi seçim. Ferah ferah oturabilirsiniz. Kahvaltı tabağı, su böreği, bal-kaymak ve simit aldık. Peynirleri yağlı ve lezzetli. Kahvaltı haricinde menüsünde yemek dahil ne ararsanız var. Tekrar tercih ederim..9 yıl önce
Önünden her geçişimde bana soğuk gelen bir tarafı vardı buranın. Kazık ve lezzetsiz gibi bir imaj çizmişti gözümde. Yorumlarına güvendiğim iki arkadaşımın git demesi üzerine kapısına dayandık. Güzel karşılama ve ferah salonlar ilk gözüme çarpan unsurlar oldu. Çocuklu ailelerin oldukça rahat edeceği bir yer. Üst katta içi oyuncak dolu çocuk odası var. Tuvaletleri tertemiz. Zeytinyağlı büfesinden tabağınızı kendiniz hazırlıyorsunuz. Bizim tabak çok lezzetliydi söylemem gerek. Lahmacun 8tl idi sanırım ama oldukça büyük, bol malzemos ve gevrekti. İskender isteyen eşim tabağını bitirdi, bu beğendiği anlamına gelir benim için. Alinazik sipariş ettim. Kıymadan mı şişten mi yapıyorsunuz dediğimde yarım çöp şiş yarım urfa konduğunu söylediler. İlk defa böylesine denk geldim. Çok iyi çok da güzel olmuştu taam mı. Efsane diye bahsedilen dondurmalı irmiği, tatlının geldiği sırada üst katta oğlumla çocuk odasında olduğum için soğuk yedim ama yarısını tırtıklayan eşim çok başarılı bulduğunu söyledi. Bundan sonra o taraflara gittiğimde mekan tercihlerimde Namlı Kebap üst sıralarda yer alacak9 yıl önce
Yeşilköy-Florya'da vereceğiniz ücretin 1/3 üne balık yiyebileceğiniz alkolsüz balık lokantası. Ye-kalk modelli bir balıkçı. Öyle uzun uzadıya saatlerce oturup keyif yapılmaz. Servis pek güleryüzlü değildir. Taze balık yemek için tercih edilir. Yanında mutlaka nar ekşili ve peynir ilaveli salata alınır. Tatlıları vasat düzeydedir özellikle fırında helva hiperglisemiye yol açabilir. Sıra sıra birsürü balıkçının olduğu bölgede ilk tercihimiz bu mekan olur her zaman9 yıl önce
Beylikdüzü bölgesinde küçük bir dükkana sahip kebapçı. Kapısının önündeki kırık merdivenlerden ulaşması biraz zor. İkramlar bol. Fındık lahmacun, zırhla doğranmış salata gibi. Adana kebap, şiş ve ciğer söyledik. Adana içindeki bol maydanozuyla daha çok beytiyi andırıyordu. Eker ayran kullanmaları bir güzellik. İki kişi hesap 43tl9 yıl önce
Ortaköy gibi bir yerde bu kadar iyi kebap yiyeceğim aklıma gelmezdi. Yemekten anlayan bir arkadaşın ( sucukar moreno ) tavsiyesi üzerine Harbi Adana'ya geldik. Kebap, Adana'da yediklerimden farksız. Usülüne uygun pilavsız servis ediliyor. Çatal değince kendini bırakıyor. İçine kuyruk yağı basılmamış. Şalgam da İstanbul'da her yerde verilen kötü Doğanay şalgamı değil. Benden size bir tüyo; Adana'da kazbaşı, kartalbaşı yada yağlıkara olarak bilinen iri kuşbaşı etlerden burada sipariş edebilirsiniz. Menüde olmayan bu değerli kuzu etine ( eğer o anda ellerinde varsa ) bayılacaksınız. İyi ki gitmişim dediğim bir mekan oldu..9 yıl önce
Sosyal medyada okuduğum övgü dolu yorumlar sonucunda geç de olsa bu mekana gittim. Lahmacun da lahmacun deniyordu. Tanesi 8tl lik lahmacunlardan biz de denedik. Kuzu etinden , çıtır ve bol malzemeli. Yoğun rengi içindeki isottan alıyor. Fiyatını bölge kaldırır ama ortalamanın çok üzerinde ( Ege'deki beachleri saymazsak ) . Tillo dedikleri uçan daireye benzer haşlama içli köfteleri var. Siirtli büryancıların bulunduğu Kadınlar Pazarı'nda kitel denen içli köftelerle aynı. Haşlama içli köfteyi ev yapımı yemeye alışkın olduğumdan buradakilerin kabuğu çok kalın geldi. Büyük beklentilerle gidilmezse mekandan memnun kalınarak ayrılacağınızı düşünüyorum9 yıl önce
Açken sen sen değilsin sloganından yola çıkarak Bebek sahil yolunda seyir halindeyken önünde birden durasımız geldi. Ortaya güveçte sarımsaklı mantar, kendimize de feraye ve pampa köfte söyledik. Mantar çok başarılı, mutlaka denemelisiniz. Kızarmış mantı feraye için söylenecek söz yok, hamura dayanamayan ben çok beğendim. Arkadaş diyet olsun diye, cafe de paris soslu pampa köfte söyledi. Patates konmasın demesine rağmen bizi tam dinlemeyen garson patatesle getirdi. Ama dinlemediği halde hesaba servis ücreti eklemeyi ihmal etmediler9 yıl önce
Bebek tarafında hamburger yemek için iyi seçim. Burger ekmeği, içindeki malzemeyle uyumlu. Lokum burger aldım. Lezzetli ve doyurucu bir seçim oldu. ( 30 tl ) . Arkadaşım porsiyon lokum sipariş etti. ( 52 tl ) Üstüne cheddar koydurdu. 1.sınıf bir damak hazzı yaşayamasak da gitmiş olmaktan dolayı memnun ayrıldık9 yıl önce
Kapalıçarşı'nın Nurosmaniye çıkışı civarında. Öğle saatlerinde gittiğimde gerek içerisi gerek kapı önü doluydu. Kebaplar genelde dürüm tercih ediliyor. Adana, ciğer, et şiş, tavuk şiş ve ciğer. Önden yağlı kağıt üzerinde yeşil top biberler geliyor. Siz onları soyarken kebabınız hazırlanıyor. Et şiş dürüm tercih ettim. Marinasyonu çok iyi değil, biraz sertti. Ayrıca dürüm içine konan miktar bence az. Bir dürüme 1,5 et koydurmanız tavsiye olunur. Şiş dürüm 10tl9 yıl önce
Bu mekanın uzun yıllardır burada olması sevenleri-müdavimleri olduğu manasına geliyor olabilir. Pideleri benim için ortalama. Geçen akşam Atatürk Ormanı'na pikniğe giderken burada pideleri paket yaptırdım. En son herhalde 5 yıl önce uğramıştım buraya. O gün de aynı görüşlerim vardı, değişmemiş.9 yıl önce
Bu civarlarda en iyi sulu yemek çeşitlerini yiyebileceğiniz lokanta burası. Gerek işletmecisinin dürüstlüğü, gerek kullandığı malzeme kalitesi burayı tercih sebebi kılıyor. Özellikle köfte ve kuru fasulye yemenizi öneririm. Fiyatları etrafta lokantalardan bir tık yüksek ama güvenerek yediğimiz için önem arz etmiyor9 yıl önce
Son yılların gözde semti Karaköy’de geçtiğimiz aylarda hayli iddialı bir restaurant açıldı. Gazetelerde, dergilerde güler yüzlü, kıvırcık saçlı bir adamın hikayesini hepimiz okuduk. Hüseyin Özer’den bahsediyorum. Zorlu geçen çocukluk, gençlik yılları sonrası Londra’ya gidiş. Orada bulaşıkçılıktan başlayarak kendi lokantasını açması. İngiltere’ye Türk yemeklerini tanıtması ve restorantına konuk olan diplomatlar, sanatçılar hatta kraliyet ailesi. Böyle geçmişi olan bir kişinin İstanbul’da dibimizde restaurant açması bende merak uyandırıyordu. Tanıtım faaliyetleri, açılış heyecanı, düzenin oturması birkaç ayı bulur düşüncesiyle gitmek için uygun zamanın geldiğini düşündüm. İçeri girdiğinizde anlıyorsunuz ki Karaköy’ün bohem havasından uzak, epey ihtişamlı bir yer burası. Dev avizeler, lüks tuvaletler dikkat çekiyor. Duyduğuma göre burası için 8 milyon tl gibi bir rakam harcanmış. Gittiğimiz akşam mekanın dışarıdaki masalarının tümü doluydu. Özellikle yan masamızdaki BKM oyuncularının varlığı sayesinde kapı önünde magazin muhabirleri flaş patlatıyordu. Oturmamızdan kısa bir sonra Hüseyin Özer mekana geldi ve tüm masalara uğrayıp hal hatır sordu, sohbet etti. Memnuniyetimizi ölçtü. Tanıdığım kadarıyla kendisi canayakın, iş disiplini yüksek biri. Mezelerden çok çeşit tatmak isteyenler için 9’lu meze tabağı var. İki kişi paylaşımlık söyleyebilirsiniz. Humus kavurma , falafel, imam bayıldı, muska böreği, tabule, kuruyemiş salata, yoğurtlu iç bakla ve patlıcan salata gibi tadımlık mezeler içeriyor. Ayrıca bir kase humus ikramlık olarak geldi, lezzeti iyi. Kısa sürede ekmek üstünde yokettik. Okumuş olduğum yorumlarda keşkek yerlere göklere konamıyordu. Krema, istiridye mantar ve kuşkonmazlı keşkek beklentimi çok yüksek tuttuğum için beni tatmin etmedi. Belki alışık olduğum keşkekten farklı olması ( krema, kuşkonmaz vs. ) , belki de içinde et olmamasından kaynaklanıyor olabilir. Tarama da söyledik, benden başka pek yiyen olmadı. Balık yumurtası yemek herkese göre değil sanırım. Limonu bir parça daha az olsaydı çok daha iyi olabilirdi ama beğendiğimi söyleyebilirim. Kuzu etli tagine ( tajin ) ana yemek olarak sipariş ettim. Her ne kadar Fas mutfağına ait bir yemek olarak bilsem de; incir, erik ve üzümlü sosuyla Osmanlı yemeklerini andırıyor. İçindeki kuzu eti de iyi pişmişti, lime limeydi. Trio ızgara alan arkadaşlarım da çok beğendiklerini söylediler. Dana köfte, bonfile ve kuzu külbastı içeren bir tabak. Et çeşitleri yemek isteyenler için ideal seçim olabilir. Üçlü baklava tabağında bademli, cevizli ve fıstıklı baklava var. Şeker oranı az, oldukça hafif baklavalar. Fiyat bilgisine gelecek olursak Ağustos 2015 itibariyle 9’lu meze tabağı 35tl, tarama 12tl, trio ızgara 55tl, kuzu tagine 35tl, keşkek 20tl gibi. Karaköy’ün yenisi Sofra London gibi özenli işletmelerin uzun soluklu olmasını diliyorum..9 yıl önce
Canım tulumba çekti mi hiç üşenmem buraya gelirim. Zannımca şehrin en iyi tulumbası buradadır. Son gittiğimde paket aldık eve götürmek için. 7-8 tanesini arabada eve varmadan götürdüm. Ayrıca; tulumba, trileçe ve çöp şiş cenneti Alibeyköy'de birkaç mekanda küçük bir gastronomi turu yapabilirsiniz.9 yıl önce
Uygur yemekleri için iyi seçim. Ekip tamamen Uygur Türkü. Gördüğüm kadarıyla benim haricimdeki müşteriler de aynı kökenliydi. Masaya oturur oturmaz koca bir termosta ılık çay geldi, tüm masalar gibi ben de yemek boyunca bu çayı içtim. Özel soslu etli lağmen, samsa ve kebap sipariş ettim. Samsa; üçgen şeklinde etli börek. Sıcak servis ediliyor ve lezzetli ( dışarıdan gelip adetle de paket aldıklarını gördüm , tanesi 2 tl ) . Lağmen dedikleri uygur spagettisi. Makarnaları epey uzun, yemesi biraz zor ama çok güzel aldente pişirmişler. Üstünde et, sebze ve sos var, denemelisiniz. Menüde kebap diye geçen şey ise bizim şiş kebap, kuzudan ve baharatlı. Şiş adedi 4tl, tadımlık 2 şiş söyleyin. Söylediğim üç ürün de etliydi ve etler genel olarak bol kıkırdaklı. Fiyatları çok uygun tuttukları için hoşgördüm. Öğle yemeği hem ucuza geldi hem de sıradan şeyler yememiş olduk, mutluyuz9 yıl önce
Hem açık hem de kapalı alanda masalar tıkış tıkış. Full kapasite çalıştıkları zaman servise yetişemiyorlar. Zaten söylenenleri de garsonlar bu kalabalık yüzünden anlamıyorlar, siparişleri yanlış not ediyorlar. Şefe teslim söyledik. Ürünler tamam güzel ama madem etleri nasıl pişirelim diye soruyorsunuz bari söylendiği gibi pişirin. Bu mekanda etler söylenenin bir derece altı pişiriliyor ona göre sipariş verin. Orta istiyorsanız orta-iyi , az-orta istiyorsanız orta sipariş verin yoksa bizim gibi geri göndermek zorunda kalırsınız. Sağımdaki ve solumdaki masaya yaklaşık 40 dakika sonra siparişleri geldi, sinirden kudurdular haliyle. Tekrar bu şubeye uğrayacağımı zannetmiyorum9 yıl önce
Yanıbaşındaki Mado'ya alternatif mekan. İkisinden her zaman Zamane Kahvesi'ni tercih ederim. Cezvede kek ve Türk kahvesi sipariş ettim. Servis hızlı, nazik. İç mekan ferah, kapı önünde yer bulmak zor9 yıl önce
Son yılların gözde semti Karaköy’de geçtiğimiz aylarda hayli iddialı bir restaurant açıldı. Gazetelerde, dergilerde güler yüzlü, kıvırcık saçlı bir adamın hikayesini hepimiz okuduk. Hüseyin Özer’den bahsediyorum. Zorlu geçen çocukluk, gençlik yılları sonrası Londra’ya gidiş. Orada bulaşıkçılıktan başlayarak kendi lokantasını açması. İngiltere’ye Türk yemeklerini tanıtması ve restorantına konuk olan diplomatlar, sanatçılar hatta kraliyet ailesi. Böyle geçmişi olan bir kişinin İstanbul’da dibimizde restaurant açması bende merak uyandırıyordu. Tanıtım faaliyetleri, açılış heyecanı, düzenin oturması birkaç ayı bulur düşüncesiyle gitmek için uygun zamanın geldiğini düşündüm.
İçeri girdiğinizde anlıyorsunuz ki Karaköy’ün bohem havasından uzak, epey ihtişamlı bir yer burası. Dev avizeler, lüks tuvaletler dikkat çekiyor. Duyduğuma göre burası için 8 milyon tl gibi bir rakam harcanmış. Gittiğimiz akşam mekanın dışarıdaki masalarının tümü doluydu. Özellikle yan masamızdaki BKM oyuncularının varlığı sayesinde kapı önünde magazin muhabirleri flaş patlatıyordu. Oturmamızdan kısa bir sonra Hüseyin Özer mekana geldi ve tüm masalara uğrayıp hal hatır sordu, sohbet etti. Memnuniyetimizi ölçtü. Tanıdığım kadarıyla kendisi canayakın, iş disiplini yüksek biri.
Mezelerden çok çeşit tatmak isteyenler için 9’lu meze tabağı var. İki kişi paylaşımlık söyleyebilirsiniz. Humus kavurma , falafel, imam bayıldı, muska böreği, tabule, kuruyemiş salata, yoğurtlu iç bakla ve patlıcan salata gibi tadımlık mezeler içeriyor. Ayrıca bir kase humus ikramlık olarak geldi, lezzeti iyi. Kısa sürede ekmek üstünde yokettik. Okumuş olduğum yorumlarda keşkek yerlere göklere konamıyordu. Krema, istiridye mantar ve kuşkonmazlı keşkek beklentimi çok yüksek tuttuğum için beni tatmin etmedi. Belki alışık olduğum keşkekten farklı olması ( krema, kuşkonmaz vs. ) , belki de içinde et olmamasından kaynaklanıyor olabilir. Tarama da söyledik, benden başka pek yiyen olmadı. Balık yumurtası yemek herkese göre değil sanırım. Limonu bir parça daha az olsaydı çok daha iyi olabilirdi ama beğendiğimi söyleyebilirim. Kuzu etli tagine ( tajin ) ana yemek olarak sipariş ettim. Her ne kadar Fas mutfağına ait bir yemek olarak bilsem de; incir, erik ve üzümlü sosuyla Osmanlı yemeklerini andırıyor. İçindeki kuzu eti de iyi pişmişti, lime limeydi. Trio ızgara alan arkadaşlarım da çok beğendiklerini söylediler. Dana köfte, bonfile ve kuzu külbastı içeren bir tabak. Et çeşitleri yemek isteyenler için ideal seçim olabilir. Üçlü baklava tabağında bademli, cevizli ve fıstıklı baklava var. Şeker oranı az, oldukça hafif baklavalar. Fiyat bilgisine gelecek olursak Ağustos 2015 itibariyle 9’lu meze tabağı 35tl, tarama 12tl, trio ızgara 55tl, kuzu tagine 35tl, keşkek 20tl gibi. Karaköy’ün yenisi Sofra London gibi özenli işletmelerin uzun soluklu olmasını diliyorum..9 yıl önce
Has Otomotiv şirketler grubunun yatırımı olan D&D Döner, İstanbul'da 8 şube ile hizmet veriyor. Sade bir dekor ve siparişlerin başta kasaya söylenip ücretinin ödenmesiyle bildiğimiz burger fast-foodçularını andırıyor. Dönerde kıyma yokmuş, yalnızca parça et olduğu söyleniyor. Menüsündeki dönerli pizza dikkatimi çekmişti o yüzden bugün ziyaret ettim. Dönerli pizza değişik bir fikir, lezzet olarak aman aman değil. Üstünde kaşar ve mozzarella peyniri var. Küçük ve büyük boy pizza seçenekleri mevcut. Büyük boy pizza + içecek 20 tl. ( Büyük pizzayı 2 kişi paylaşabilirsiniz )9 yıl önce
Eminönü'nün lezzet sokağı Hocapaşa'nın girişinde bulunuyor. Cağ kebabını şehirde yiyebileceğiniz 3-5 yerden birisi. Kuzudan yapılan bu yatık dönerin porsiyonunda 2 şiş geliyor. Lavaşın içine çekerek, yanında manda yoğurdu, salata ve ezme ile götürüyorsunuz. Turistlerin epey rağbet ettiği bir yer. 4 Güney Kore insanı ile birlikte yedik. Masalarda tanımadığınız kişilerle oturma ihtimaliniz çok yüksek. Kadayıf dolması sipariş etmeyi unutmayın, mükemmel. Tabağa saçılan cevizleri çay kaşığı ile sıyırdım, o derece. Kişi başı 25-30 civarı vererek sağlam doyulur.9 yıl önce
Carluccio’s Nişantaşı şubesi havalı isimli Reasürans Çarşısı’nın içinde bulunuyor. İlk kez geldiğim bu çarşı, pasaj havasında. Paylaşımlık antipasto massimo tabağıyla başladık. Bresaola, dana bacon, füme hindi göğsü, kapari, bufalo mozarella gibi Türk milleti için eksantrik öğeler içeriyor. Minestrone adı verilen İtalyan için içinde ne ararsan var sebze çorbası tek başına doyurucu bir tabak. Porçini mantarlı Caprino pizza, Misto Carni pizza, kum midyeli linguine ve porçini mantarlı risotto aldık. Misto Carni içindeki dana eti ve köfte dilimleriyle benim için iyi seçim. Porçini mantarlı risotto da kötü değildi, beğendim. 4 kişi için alkolsüz kişi başı ortalama 40-50 tl arası hesap geliyor9 yıl önce
Beylikdüzü'nün yeni dönercilerinden. Yaprak döner lezzetli, bol yağlı. Tandırda lavaş yapıyorlar. 100-200 gr arası değişen porsiyon modelleri var. Açık ayranları güzel, ara sıra gidilebilir9 yıl önce
İstanbul'daki birkaç Bulgar lokantasından. Menüsünde kebapçe, kırnaçe, supa topçeta gibi yerel lezzetleri bulabilirsiniz. Kebapçe baharatlı uzun köfteler. Bulgaristan'da genelde domuz etli yapılıyor. Kırnaçe, görüntü itibariyle mumbara benziyor. Lezzet olarak ev yapımı sosis modunda, mutlaka deneyin. Farklı ülke mutfağı arayanlara, damak tadını geliştirmek isteyenlere öneririm.9 yıl önce
Akmerkez’in karşı sokağında İsviçre mutfağı deneyimlemek için adresimiz Crepe&Fondue. İlk kez yiyeceğimiz şeyler için heyecan var. Mekan sahibi Murat bey yabancısı olduğumuz yemekler konusunda bizi aydınlatıyor tek tek anlatıyor. Başlangıç olarak raclette peyniri geldi. Raclette bir İsviçre peyniri. Eritip sunuyorlar. Fransızca kazımak anlamına geliyormuş. Getirdikleri kaptan ekmekle kazıyarak yedik. Soğan turşusu, haşlanmış patates ve kornişon turşu ile servis ediliyor. Rösti denen diğer başlangıç ile devam ettik. Kabaca rendelenmiş patatesin kızartılması ile elde edilen bir yemek. Daha çok kahvaltılık gibi. Anlatılana göre ülkenin milli yiyeceklerindenmiş, bizim menemen veya muhlama gibi sanırım. Buranın esas olayı fondue. Bu fondüyü yiyene kadar , fondünün erimiş çikolataya çilek batırmak olduğunu sanıyorduk. Burada o da var fakat adına çikolata fondü diyerek kategorilendirmişler. Et fondü ve peynir fondü diye ikiye ayrılmış. Porsiyonları iki kişilik. Et fondü ( Fondue Chinoies ) ; Carpaccio bonfile etleri yanında getirilen kaynar sebze çorbası diyebileceğimiz bir kabın içinde 30-60 saniye gibi bir süre bırakarak pişirip yiyorsunuz. Pişirdikten sonra yanında servis edilen birtakım soslarla etinizi lezzetlendirebilirsiniz. Peynir fondü , erimiş İsviçre peynirlerine ekmek batırmaca. Hatta et fondüdeki etinizi pişirip bu peynire de batırabilirsiniz harika oluyor. Çikolata fondü bildiğimiz lezzet. Bir tabakta gelen meyve ve marshmallowları erimiş çikolataya ( Lindt marka ) batırıp yedik. Raclette-Rösti 15-20 , et ve peynir fondü 70-80tl aralığında. Fiyatlara göre porsiyonlar biraz daha büyük sunulabilir yada bu porsiyonlara daha uygun fiyatlar olabilirdi. Öyle yada böyle İsviçre mutfağını da denemiş olduk, iyi oldu..9 yıl önce
Tayland gezisinden ülkeye yeni dönmüştüm ki kendimi tekrar Thai mutfağında buldum. Gördüm ki Şişhane’deki Pera Thai bu mutfağı Tayland dışında iyi temsil ediyor. Sonra da düşündüm Türk mutfağını yurtdışında layıkıyla temsil eden kaç mekan vardır diye. Dönerciden öteye geçemiyoruz malesef. Pera Thai , gördüğüm kadarıyla ağırlıklı olarak yabancı turistleri ağırlıyor. Uzakdoğu gezilerinde bile yerel mutfaktan kaçıp ne yazık ki fast-fooda yönelen bizimkilerin İstanbul’daki Thai mutfağına rağbet etmeleri komik olur.
Başlangıç olarak hindistan cevizli kızarmış kalamar aldık. Oldukça lezzetli bir atıştırmalık. Yemekleri ortaya söyledik. Tayland’ın milli yemeği pad thai almasak olmazdı. Karidesli tercih ettiğimiz bu kızarmış noodle mutlaka denenmesi gerekir. Sizzling beef dedikleri fajita modunda etli-sebzeli yemek. Çok özel olmadığı için tercih edilmeyebilir. Kırmızı köri soslu karides acı severlere tavsiye edebileceğim bir yemek. Üzerine ilave edilmiş hindistan cevizi sütü ile harika bir seçenek. Vanilyalı dondurma ile servis edilen kızarmış muz güzel bir final niteliğindeydi. Tayland mutfağı denemek için İstanbul’da başka yer aramayın ve bu mutfağa karşı ön yargılarınızı bir kenara itin..9 yıl önce
Tv ekranlarında tanıdığımız Sahrap Soysal'ın çiçeği burnunda mekanı. Kendisi güleryüzüyle bizleri karşıladı, ilgilendi. Dekorasyon şık, tuvaletler tertemiz. Mezelerden kaya koruklu ahtapot salatası, köz patlıcan salatası, pancar cipsli levrek marin ve karidesli humus ısmarladık. Özellikle levrek marin tavsiyemdir. Etli pazı sarma tam ev tipi, harika olmuş. Adını ilk defa duyduğum lemis pidesi de tattık. Gümüşhane yöresininmiş. Kapalı bir pidenin içinde patlıcan var, lezzetli bir ara sıcak. Ege otlu mücver; üstünde isli yoğurtla sunuluyor. Yoğurttan is tadını alamadım. Mücvere bayılan biri değilim ama içindeki otlar lezzet katmıştı. Tattığım ana yemekler; kuzu şiş kebap, anadolu köfteleri tabağı ve balık buğulama. Sunum açısından güzel, lezzet olarak 4/5 lik diyebilirim. Bildiğimiz yemeklere farklı bakış açıları katılmış. Fiyatlara gelince; Kişi başı meze, ara sıcak, ana yemek alırsanız ( alkolsüz ) 60 tl gibi bir rakam ödersiniz #KanGurular9 yıl önce
Harika bir konumda denize nazır. Kahvaltı, tatlı veya yemek ne isterseniz bulabilirsiniz. Hepsinden denemiş biri olarak genel olarak olumlu ayrıldım buradan. Yoğunluktan dolayı serviste aksamalar olabiliyor, dert değil. Denize bakıp açılın. Dün öğleden sonraki ziyaretimizde kazandibi ve krem şokola yedik. Burada tatlı yiyecekseniz kazandibi ve tavukgöğsünden şaşmayın derim. 4 çay ile birlikte 35 tl ödedik9 yıl önce
Mekan olarak çok güzel. Mavi renkli sandalyeler ortama hoş bir hava katmış, otururken içiniz açılıyor. Dondurmalardan bal-badem, bodrum mandalinalı, narlı, kavunlu, çikolatalı ve limonlu denedim. Hepsinde taze meyve parçacıklarını içinde buluyorsunuz. Özellikle balbadem ve bodrum mandalinalı tatmanızı öneririm. Gidin, pişman olmayacaksınız9 yıl önce
Gurme Vedat Milor'un ziyaret ettiği mekanlardan olması sebebiyle ilgimi çekmişti. Sultanahmet'te tramvay caddesinin üzerinde olması nedeniyle müşterisi her daim var. Yabancı turistlerin de ilgisi yüksek. Döneri kötü değil ama İstanbul'da çok daha lezzetli dönerciler olduğu için ilk 10'a 10. sıradan girebilir9 yıl önce
Yöresel gazozları menüsünde bulundurmasıyla dikkat çeken mekan. Taksim'de Büyükparmakkapı sokaktan girince Suat Usta Tantuni'yi geçince bu cafeye ulaşabilirsiniz. Niğde gazozu, Bağlar gazozu, Zaman gazozu, Neşe gazozu, Ufuk gazozu, Özbağ gazozu, Topçam gazozu gibi çeşitler menüde. Gazozunuzu içerken solo test de oynayabilirsiniz. Benim gibi 80'leri görmüş olanlar solo testi hatırlayacaktır. Ayrıca masaya gazoza eşlikçi olarak nostalji gereği sarı leblebi getiriyorlar :)9 yıl önce
Bilice Kebap , Asmalımescit'e girdiğiniz zaman sağ kolda göreceğiniz dışarıdan pek dikkat çekmeyen salaş bir mekan. Tüm personel fes takıyor. Sahipleri Bingöl eşrafından. Kebap öncesi tepsi içinde eşlikçi mezeler geliyor. Adana ve ciğer yediklerimizin en iyileri sınıfına girmese de bu lokasyonda böyle bir mekan tanımaktan dolayı mutlu olduk. 1 adana, 1 ciğer ve 2 içecek için 50 tl ödendi9 yıl önce
Bakırköy'ün yerel meşhur dönercisi Morgül'ün Yeşilköy ayağı. Müşteri memnuniyeti yüksek , bizimle ilgilenen garson oldukça istekliydi. Döneri lezzetli ama içinde kıyma vardı sanırım. Temiz görünümü dolayısıyla tekrar tercih ederim. Porsiyon 18 tl9 yıl önce
Dün öğleden sonra 13:30 gibi Nato'daydık. Öğlen saatini biraz geçirdiğimiz için yemek çeşitliliği açısından biraz problemliydi. Enginar, kuzu haşlama ve döner sipariş ettik. Dönerin şişteki son porsiyonunu almamızdan dolayı biraz kuruydu ve usta yaprak şeklinde kesememişti. Daha çok cağ kebabını andırıyordu. Bu üç yemeğe 2 su ile birlikte 55 tl ödedik. Eski nostaljik lokanta falan iyi hoş ama o yemeklerin o fiyatları hakettiğini düşünmüyorum9 yıl önce
Gürpınar semtinde bulunan bu yerel meşhur köfteciye bir yıl sonra tekrar gittik. Öğlenleri her daim dolu. Mekan mahalle meyhanelerine benziyor, samimi ve sıcak. Köfte-Piyaz-Kemalpaşa üçlüsü klasik menümüz. Piyaza konan zeytinyağını beğenmedim. Oysaki iyi bir zeytinyağı lezzete lezzet katabilirdi. 2 arkadaşımla birlikte tadım yapmama rağmen, köfteleri hiçbirimiz sevemedik. Aşırı tuzlu olmuştu. Daha önce böyle tuzlu köfte yememiştim diyebilirim. O günün kazasıdır umarım bu durum. Üç köfte, duble piyaz, bir kemalpaşa ve üç ayran için 70 tl ödendi9 yıl önce
Meşhur Yeğenler Köftecisi, Karaköy'ün ara sokaklarında efendi bir mekan. Menüsü dallı budaklı değil. Köfte, biftek, tavuk şiş. Porsiyonda 6 tane minik tombiş köfte var. Kurutulmamış, çatalla bastırınca tabağa su akıyor. İçine baharat basılmamış. Fiyatlar ekonomik. Mekan hakkında genel görüşüm olumlu9 yıl önce
Takip Et
YORUMLAR
Sabah saatlerinde kahvaltı için uğradık. Kahvaltı serpme olarak sunuluyor. Menüde kaç kişilik olduğu belirtilmemiş ama 2 kişi için 1 kahvaltı söylemek yeterli. Yanında alınacak 1-2 sıcak desteği ile mükellef bir sofra haline gelir. Biz de aynen öyle yaptık. Serpme kahvaltıda ; Çeri domates, köy biberi, Çengelköy salatalık, zeytinyağlı zahter, Gemlik zeytini, Ayvalık zeytini, Girit ezmesi, acuka, keçi loru ve vişne reçeli, manda kaymağı, çam balı, Ezine peyniri, kaşar peyniri, tereyağı, çilek marmelatı ve nutella geliyor. Ürünler kesinlikle sıradan değil. Keçi loru, girit ezmesi, acuka, zeytin ve peynir çeşitleri, bal oldukça lezzetliydi. Yanına Fransız omleti ve Ricotta peynirli kiş söyledik. Mantarlı, mozzarellalı Fransız omleti ve ricotta peyniri, ıspanak ve fırınlanmış çeri domatesli kiş kahvaltıya keyif ve lezzet katan sıcak ürünler. Serpme kahvaltı yanında birer çay ikram ediliyor. Kahvaltı servisi saat 16’ya kadar sürüyor. Fiyatlar Nişantaşı için normal, başka semtlerle karşılaştırmak hata olur. Servis nazik ve güleryüzlü. Akşam servisini ve kokteyllerini de merak ettim. Kısa sürede bu kadar ilgi gösterilen mekanın gelecekte nerede olacağını hep birlikte göreceğiz.. 9 yıl önce
Trabzon evi de yörenin yemeklerini sunuyor. Muhlama, karalahana, hamsi-istavrit, kuru fasulye, Akçaabat köfte, fasulye turşusu gibi yöreselleri bulabilirsiniz. Ahşap dekorasyon ağırlıklı, açık ve kapalı salonları var. İşletmecileri sıcak samimi insanlar. Biz yemeklerimizi yerken yan masada teyzeler karalahana sarma sarıyorlardı.
Ekmekler haliyle Trabzon ekmeği. Buranın leziz muhlamasını bu ekmeği bandıra bandıra yedik. İster kahvaltıda ister bizim gibi öğle yemeğinde yiyebilirsiniz. Favori lezzetim muhlama oldu. Beklentimin yüksek olduğu ama bunu karşılamayan bir karalahana sarma yedik. İçindeki harcı çok lezzetsizdi. Nerede evde yediğim karalahanalar nerede bu sarma. Akçaabat köftenin tadı fena değildi, tercih edilebilir. Hamsinin nereden olduğunu sorduğumda Marmara-karadeniz karışık cevabını aldım ama bence tamamı Marmara hamsisiydi. Fiyatlar epey uygun, o taraflara yolunuz düşerse en azından bir muhlama yemek için tavsiye ederim… 9 yıl önce
Başta ikram olarak atıştırmalık acuka, yeşil zeytin ve kırmızı biber geldi. Sunumu şık ve lezzetliydi. Sonrasında istediğimiz karışık günün mezelerinden kuru dolma, yaprak sarma, çıltik dedikleri patlıcan kızartması oldukça iyiydi. Ana yemek söylemeye gerek kalmadı. Ermeni mutfağının zahmetli ve imza lezzeti topik konusuna bakış açımı burası değiştirdi. Çok beğendim, bir porsiyonla yetinmeyip ikinci porsiyonu da yuvarladım.
Tatlılardan üç tane denedim. Cheesecake, tiramisu ve kavanozda çilekli çikolatalı muhallebi. Cheesecake biraz kuruydu fakat diğer iki tatlı gayet başarılı. Tiramisu alkolsüz. Mekanın içki ruhsatı olmasına rağmen içki servisi yapılmıyor malesef. Fiyatları uygun. İster yemek için isterse yemek sonrası cafe ortamından faydalanmak için gülzeryüzlü hizmet, ferah mekan arıyorsanız Hima doğru tercih.. 9 yıl önce
6 çeşit soğuk meze tabağıyla başladık. Bunların arasında akılda kalıcı olan şekerli meksika biberi reçeliydi. Acı ve tatlının uyumu hoş damaklarda hoş bir seda bıraktı. Soğuk deniz ürünleri tabağında ahtapot carpaccio, somon gravlax, levrek marin var. Levrek marin lezzet olarak diğerlerinin önündeydi. Lorlu armutlu çıtır pizza ise hafif ve farklı oluşuyla takdirimi kazandı fakat benim damak tadıma hitap etmedi. Limonlu tavuk da tavuk sevmememden ötürü bana pek hitap etmedi ama bira ile iyi bir eşlikçi olabilir kanısındayım. Burada yediğim dana dil nefisti, tatmanızı tavsiye ederim. Bisque soslu deniz ürünlü makarna ağır yemek seven bana bile ağır geldi. Belki de öncesinde çok karıştırdığım için bu durum yaşandı. Görsel olarak epey iyi bir course ama. Erkan şef en iyileri en sona saklamış olacak ki , son 3 yemek de birbirinden güzeldi. Dana kaburga, kuzu karski ve buharda lagos balığı. Tüm yemeklere kendinden birşeyler katan inovatif şef Erkan Yeşil’in ellerine sağlık.
Yemeklerden sonra kokteyl sihirbazı Hüseyin Ziya şovu başladı. Salatalıklı kokteyl The Mykonos ile hafif bir giriş yaptık. Beyaz çikolatadan oluşmuş bir kase içinde baileys ve çikolata sos içeren kokteyl ile mest olduk. En iyisi en sonunda geldi. Patlıcanlı , kırmızı biberli ve sarı biberli kokteyller. Özellikle müthiş yakıcılığıyla biberli kokteyller muhteşemdi. Patlıcanlının adı Dark Power, kırmızı biberli hot fewer, sarı biberli sweet dream.
Fiyatlar Nispetiye caddesindeki böyle bir mekan için çok uygun. Erkan şefin lezzetli yemek yorumlarını ve Hüseyin Ziya’nın şahane kokteyllerini denemek için mekanı öneririm.. 9 yıl önce
Menü meze ve kebapla sınırlı. Fazla kafa karıştırıcı değil. Meze bölümünden mezeni al, kebabını söyle, içeceğinle ( alkollü veya alkolsüz ) sulandır. İki çeşit mezenin yanısıra çöp şiş ve kebap sipariş ettik. Mezelerin porsiyonu biraz küçük olsa da fiyatları yüksek olmadığı için rahatsız etmedi. Humusu tavsiye ederim. Kebabı lezzetli, kuyruk yağı oranı dengeli. Çöp şiş porsiyonu da mezeler gibi minimal ama lezzetini beğendim. Etler yanında usülüne uygun olarak pilav olmadan servis ediliyor. Sunumlar özenli, servis nazikti. Grup olarak rahatlıkla gelebilecek bir mekan olan Abrakebabra meze mangal tavsiyemizdir... 9 yıl önce
İki katlı mekanın üst katında güzel bir çocuk oyun alanı mevcut. Çocuklu aileler rahatlıkla tercih edebilir. Önem verdiğim bir diğer konu olan tuvaletler tertemiz. Bu sayede kafadan +1 puanları var gözümde. Menüde pide ve dönerin yanısıra ızgara çeşitleri de mevcut.
Pidelerde Trabzon’dan gelen tuzsuz tereyağı kullanılıyor. Pidenin yanında da üstüne sürmeniz için parça parça getiriyorlar. Klasiklerden kapalı kıymalı pidede ( 13tl ) kıstasım yedikten sonra midede ekşime yapmaması. Bu konuda içiniz rahat yiyebilirsiniz. Porsiyon olarak epey büyük, sipariş edince göreceksiniz. Trabzon’un olmazsa olmazı açık yuvarlak Trabzon peynirli pideyi ( 13tl ) ise zevkle yedik. Nasıl mı? Pidenin kenarlarından kopartarak ortasında sündüre sündüre.. Meşhur imansız peyniri ile yapılan pide bilindiği gibi kuymak yapımında da kullanılıyor. Peynir, yağı alınmış sütten yapılıyor ve uzadıkça uzuyor. Ayrıca haftasonları yöresel lezzetlerin olduğu brunch yapmak için de gidilebilir. Gerek lezzetli pideleri gerekse İlyas ustanın hoş sohbeti için Beylikdüzü veya Bahçelievler’e yolunuzu düşürmenizi tavsiye ederim.. 9 yıl önce
Set kebabın kapı komşusu olan mekan, 30-35 kişilik küçük bir kapalı salon ve bahçe kısmından oluşuyor. Beyaz örtülü masalar ve deri koltuklar bende iyi bir izlenim bıraktı. Arka tarafta hatırlı müşteriler için saklı bir vip odası var, görmenizi öneririm. Mutfak kısmı kapalı salonla iç içe. Gündüz sakin saatlerde gittiğim için sıkıntı yaşamadım ama akşam yoğun vakitlerde koku problemi yaşanabilir kanısındayım. Yemek servisi bittikten sonra DJ performansı ve kokteyl eşliğinde gece devam ediyormuş.
Fransız şef Arthur Vonderheyden’in icadı olan menü, Paris’te gittiğim meşhur Le Relais de l’entrecote restoranı hatırlattı. Cafe de Paris sosunun yaratıcısı bu mekanda da benzer bir konsept sunuluyor. La Boucherie menüsü kısaca salata, la boucherie steak ve limitsiz patatesten oluşuyor. Salata deyip geçmeyelim. Steak öncesi sunulan bu salata rokfor peyniri, yeşil elma, karamelize fındıklar ve sosuyla çok uyumlu. Yediğim en güzel salatalardan diyebilirim. Tadı damağımda kaldı. Keşke ana yemeğin yanında gelen patatesler gibi unlimited olsaydı. La Boucherie tabağı bol tereyağlı sosla servis edilen bonfile dilimleri ve tabağın kenarında bol miktarda patatesten oluşuyor. Kebap tabağını andıran metal tepsi üzerinde sunuluyor. Altında yanan mumlar eti sıcak tutmaya ve tereyağın donmasına mani olmaya yarıyor. Etin bu denli tereyağ sosunda olması biraz ağır geldi. ( bana kolay kolay bir yemeğin ağır gelmeyeceğini çevremdekiler bilir ) Tereyağı nereden temin ettiklerini sorduğumda Tikveşli markası olduğu söylendi. Tabağın kenarındaki patatesler lezzetliydi fakat yemesi epey güç. Fazla ince, uzun ve kıtır. Ne elle yeniyor ne çatalla : ) Yemeğin yanında Öküzgözü Boğazkere kırmızı tercih ettim. Tatlı menüsündeki creme brule, chocolate mousse, apple crumble ve chocolate cake gibi seçenekleri etten sonra daha ağırlaşmamak için yemek istemedim. Kahve ikramları ile yemeğim son buldu.
Gelelim fiyat konusuna ; salata ve et tabağından oluşan fix menü ( Şubat 2016 itibariyle ) 86 tl. Kadeh şaraplar 30-35 tl civarında. Şişe su 12tl, yorum sizin. Ana ürünlerin yüksek fiyatını tolere edebilen bir kişi olarak içecek fiyatlarının bu denli şişirilmesi beni rahatsız ediyor ama demekki rahatsız olmayan bir kitle var.
Kısacası , salata lezzetinin esas yemeğin lezzetinden daha akılda kalıcı olduğu bu mekan benim tekrar gitmeye can atacağım bir lokasyon olmadı 9 yıl önce
Neler yediğimize gelince :
1-Lagos Çorbası : Hindistan cevizi sütü, köri ezmesi, lagos balığı ve fesleğen içeriyor. Soğuk kış günlerinde, genzi yakan tadıyla özellikle hasta olanlara birebir.
2-Edamame : Olmazsa olmaz sıcak başlangıçlardan
3-Black Cod Gyoza : Japon mantısı diyebiliriz. Morina balığı, mantar, zencefil, sarımsak ve gyoza sos ile hazırlanıyor. Yanında gelen soya sosuna bandırarak yiyince daha bir lezzetli oluyor
4-Tuna Tartare : Hep steak tartare mi yiyeceğiz. Tuna tartar da güzel oluyormuş burada öğrenmiş oldum
5-Sake Nigiri: Sırlanmış somon, wafu sos ( pirinç sirkesi, zencefil ve soya ile hazırlanıyor ) ve avokado ile sunuluyor. Yediğim rollerin yanında lezzet olarak zayıf kaldı.
6-Tuna Special: Özel hazırlanmış ton balığı üzeri, somon balığı ve onun üstünde de tobiko olarak bilinen uçan balık yumurtası. Klasik sushilerden farklı, lezzet olarak üst düzey.
7-Sakura Roll: İçinde karides tempura, üstünde somon balığı ve sakura special sos ile. Henüz menüye girmemiş bu lezzet benim favorim oldu. Hem lezzet hem de sunum olarak.
8-Crab Crunchy Roll: Oyster soslu yengeç eti üstüne avokado kaplanıp üstünde ahtapot ile servis edildi. Nefisti.
9-Adını hatırlayamadığım tatlı: Creme brule gibi, içinde mango var. Yanında krokan ve lime ile servis ediliyor. Bana hitap etmedi pek. Klasiklerden kızarmış muz veya dondurma tercih ederim.
Sushi ile aramın çok iyi olmamasına rağmen bendeki sushi görüşünü değiştiren bir mekan oldu. Memnuniyetle tekrar giderim. Fiyatları mekanın sayfasından görebilirsiniz. Japon mutfağı müdavimleri, ben bu mutfağa yabancıyım denemek, başlamak istiyorum diyenler sizleri Sakura Sushi Tarabya’ya alalım, teşekkürler.. 9 yıl önce
Neler tattığımıza gelince ;
1-Crostini di Panella : Pane nohut üzerinde levrek parçaları. Nohut unu Hindistan’dan geliyor. Nefis bir başlangıç. Daha önce denemediğim bu gibi lezzetler bana heyecan veriyor
2-Arancini con Salsa Verde : Fesleğen soslu ve pirinçli kızartılmış Sicilya köftesi. Kısaca İtalyanların risotto pirinciyle yaptıkları içli köftesi diyebiliriz. İlk defa tattım, harika.
3-Ravioli Cinesi alla Griglia : Ev yapımı kıymalı İtalyan ravioli böreği
4-Pasta Chi Sardi : Sicilya usülü sardalyalı spagetti. Tadı damağımızda kalan lezzetlerden. Al dente pişmiş, makarnalar kendi ürünleri. Semolina unundan. Üst kısımda görülenler ekmek kıtırları. Kimine ağır gelebilir ama bence şarap ile birbirlerini dengelediler.
5-Rigatoni alla Vodka : Votka soslu, kremalı, jambonlu rigatoni makarna
6-Pizza la Porçini : Porçini mantarlı pizza
7- Margherita Pizza : Buffalo mozzarella, taze fesleğen ve taze domates sos ile
8-Pizza Broccolo alle Patate : Patates, parmesan peyniri, brokoli ve sarımsak sos ( Favori pizzam bu oldu )
9-Tiramisu : Orjinal tarifle, gerçek İtalyan tiramisusu. Rom yerine Marsala şarabı, labne yerine gerçek mascarpone peyniri ile yapılmış. Şehirde yiyebileceğiniz en iyi tiramisulardan.
10-Cannoli : Sicilya usülü ricotta peynirli nefis tatlı. Hamuru taptaze, çıtır çıtır. Tatlılardan seçim yapmak zor, ikisini de yiyin derim.
Yemeklerin üstüne limoncello ikramı ve kahvelerimiz geldi. Restorantın dikkat çekici tabakları Churchill imzası taşıyor. La Chitarra size keyifli bir yemek vaadediyor. Memnuniyet garantili, beğenmeyen beni bulsun.. 9 yıl önce
Bu lokanta Millet caddesi olarak bilinen Turgut Özal Bulvarı’nda, Haseki’ye yakın lokasyonda yer alıyor. İki katlı mekan, pek özelliği olmayan bir dekora sahip. Sadece duvarda çerçeve içinde yer alan dev mermerler dikkatimi çekti. Uygurlarla mermerin alakası olup olmadığını sorduğumda sadece dekor amaçlı olduğunu söylediler, enteresan. Gittiğimizde öğle saatleriydi ve mekan tamamen doluydu. Müşteri profili yüzde 90 Uygur Türk’lerinden oluşuyordu. Uygur lokantalarında masaya oturur oturmaz termosla çay getiriyorlar. Bizde yemek sonrası içilen çay, onlarda yemek öncesi geliyor ve tüm yemek boyunca içiliyor.
Neler yediğimize gelince ;
1-Şiş Kebap : Üzerinde 4-5 parça iri koyun eti var, istediğiniz kadar şiş sipariş edebiliyorsunuz. Etoburlara tavsiye ederim, pek lezzetli..
2-Göşnan : Uygurların çiğ böreği diyebiliriz. İçinde kuşbaşı parçaları var. Çok fazla yağ çektiği için biraz ağır geldi.
3- Gambian Soumian ( Kuru Kavrulmuş Makarna ) : Uygurlar spaghettiye benzer makarnalarını lağmen olarak adlandırmışlar. Kimi kaynaklarda legmen, leğmen olarak da geçiyor. Uygur lokantasına gittiğinizde mutlaka lağmen yemelisiniz. Makarnalar orada taze kesiliyor. Baharatlar , yesil ve kirmizi biber, kavrulmus et ve taze soganla harmanlanmis olarak geliyor. Sakızımsı kıvamda ve al dente pişiriliyor. Bizim makarnalar gibi pelte hale gelmiyor. Hatta İtalya’ya spaghettinin Marco Polo tarafından Türkistan’dan götürüldüğü söylenir..
4-Mantı : Hıngal gibi ici bol etli ve sulu. Yerken birşeyin eksikliğini hissettik. Arkadaşım da ben de bunun sos ve sarmısaklı yoğurt olduğunu onayladık.
Tekrar gelirmiyim ? Menüden deneyemediğim Uygur yemekleri ve diğer lağmen çeşitleri için.. 9 yıl önce
Puan Bağdat caddesi üzerinde Göztepe parkının karşısında kalıyor. Kendi ücretsiz otoparkları var. Temiz bir salon ve temiz giyimli çalışanlar. Mantı, çiğ börek ve içli köfte üzerine kurulu bir menü. Sırasıyla hepsinden tattım. Kıymalı çiğ böreği beğendim. Porsiyonunda 2 tane var. İçine birazcık daha kıyma koyarlarsa tam süper olur. İçli köfte haşlama veya kızartma olarak sunuluyor. Haşlamasına bayılırım. İnce olması hoşuma gitti fakat kıymasında anlayamadığım bir koku vardı. Porsiyonunda 2 tane var. Çesta mantı olarak geçen mantısı buranın en güzel ürünü. Kocaman bir tabakta gelen mantıya bayıldım. Mutlaka sarmısaklı yoğurt ve sos koydurunuz. Afiyetle yiyiniz 9 yıl önce
2-Zeytin yağlı Yaprak Sarması
3-Semizotu Salatası
4-Brokoli
5-Domates Dolması : Evde yediğimizden farkı yoktu, rahatlıkla tercih edebilirsiniz
6-Kaburga Kavurma : Gecenin favorilerindendi
7-Kuzu Kapama : Pazı ve domates altında saklı cennet kuzucuklar, gayet iyi.
8-Kuru Fasulye
9-Perde Pilavı : Başarılı yapılmış, kuru değil. Menüde perde pilavı seçeneği olması beni mutlu eder
10-Talaş Böreği/Kebabı : Benim için en iyisi buydu, bayıldım. Hamurunu kendileri yapıyorlar. Hazır milföy değil
11-Buhara Pilavı
12-Güveçte Yoğurt
13-Sütlü Osmanlı Kadayıfı
14-Antep Fıstıklı Muhallebi
15-Fırın Sütlaç
16-Aşure : Ev tipi
17-Karışık Komposto : İyi bir Türk lokantasında olması gerektiği gibi, başarılı
18-Nar çiçeği şerbeti : Biraz fazla tatlı gelmesiyle birlikte şerbet çeşitlerini menüde bulundurmaları güzel
Genel olarak yemekleri ortalamanın üstünde lezzetlere sahip. Hepsinin özenle hazırlandığı belli. Yakın geçmiş Türk mutfağının yemekleri sunuluyor. Öğrendiğimize göre epey çeşit çıkarıyorlarmış. Gerek öğle saatlerinde gerekse akşam yemeği için tercih edilebilir... 9 yıl önce
Tattığımız yemeklerden bahsetmek gerekirse ;
1-Tom Kha Kai Çorbası : Shitake mantarı, tavuk göğsü parçaları ve kişniş. Uzakdoğu esintisi, tam kış çorbası
2-Atom Karides
3-Ördek Roll : 16 saat pişirilmiş ördek but parçaları, lavaş, taze soğan, salatalık ve erik sos ile
4-Deniz Mahsüllü Kıtır Pizza
5-Kalamar Tava
6-Kum Midyeli Makarna
7-Limon Rendeli Makarna
8-Dondurmalı Profiterol : Gezi pastanesinin klasiklerinden
9-Brownie ; Vanilyalı dondurma ve sıcak çikolata sosu ile
10-Kaymaklı İncir Tatlısı : Fındıklı İncirliova inciri ve manda kaymağı ile
Yediklerimizin lezzeti ortalama üstü olmakla birlikte bence ön plana çıkanlar ördek roll, limon rendeli makarna ve brownie oldu. 9 yıl önce
İlk olarak tulum,terayağ ve mis gibi küçük yuvarlak sıcak ekmek üçlüsü bizi zevk-i sefaya hazırlıyor.Yanında ikramlık karışık turşu.Pek lezzetli.Önden az porsiyon karalahana çorba ile başlayalım.Ben karalahana çorbasını biraz yoğun kıvamlı severim.İçerken içindeki malzemesini dolu dolu hissetmek isterim.Buradaki kıvam olarak biraz sulu gelmiş olsa da lezzetliydi.Fena bir başlangıç sayılmaz.Çayeli kurufasulyesinden de birkaç kaşık alıyorum.Yoğun,az sulu,mis gibi tereyağı kokan bu fasulye gerçekten çok güzel.Tek başına bile doyurucu bir lezzet.Pidelerden önce ortaya bir porsiyon akçaabat köfte söylüyoruz.Pirinç pilavı,patates püresi,domates ve biber eşliğinde sunulan bu akçaabat köftesi pek leziz.Porsiyonunda 4 adet var ve köfteler çok büyük.Bir kişiyi rahat doyurur cinsten.Türkiye'min birçok ilinin köftesi meşhur ama Akçaabat köftesinin yeri ayrı.
Pide çeşitleri olarak seçenek bir hayli fazla olduğu için hepsini tek pidede barındıran İzhar spesiyal karışık pideden söyledim.İçinde kuşbaşı,Trabzon peyniri,kavurma,pastırma,sucuk,kaşar ve kıyma birbirine karışmadan dilim dilim sunuluyor.Böylece tüm pidelerden tatmış oluyorsunuz.Pidenin porsiyonu çok büyük.Bitirmek için çok aç olmak gerekiyor.Ya da benim gibi iştahlı.Pidenin yanında bir parça Trabzon tereyağı veriliyor.İsteyen pidenin kenarlarına sürüp lezzete lezzet katabilir.Fatih Karadeniz Pidecisinde yediğim pidenin lezzetini aratmıyor.Her diliminde kendimden geçe geçe yiyorum.Bu lezzetlerin yanında içecek olarak buranın spesiyal demirhindi şerbeti var.İlk birkaç yudumda lezzetli gelse de sonradan ağır gelen bir aroması var.Birçok hastalığa iyi geldiği iddia edilen bu şerbetin eminim ki müptelaları vardır.Alternatif arayanlara öneririm.
Bunca yemekten sonra midemdeki son küçük boşluğu üstü bol fındıklı leziz Hamsiköy sütlacıyla doldurup,bulutların üstüne çıkıyorum.Hesaba gelince,bu kadar çeşitten yedikten sonra bile el yakmıyor
Restaurantla ilgili tek eleştirim çalışanların tutumu hakkında.Garsonların yüzü hiç gülmüyor.Çok suratsızlar.Sanki zorla çalıştırılıyor havasındalar.Yemekten sonra tatlılarımız ile çay istedik.20 dakika bekledikten sonra,biz hariç neredeyse bütün masalara çay dağıtıldı.Ayrı ayrı 3-4 garsondan birden çay istememize rağmen çayımız gelmedi.Sonra açıklama olarak,çay bitti yeniden demliyoruz beklemeniz gerekiyor cevabını aldık.Yediğimiz bunca lezzetten sonra bu tarz davranış biçimi ile karşılaşmak beni İzhar'dan soğuttu.Ama benim için bunlar önemli değil ben sadece yediğime bakarım diyorsanız İzhar Restaurant iyi bir alternatif. 9 yıl önce
lüks. Haftasonu güneşli havadan faydalanmak için kendimizi buraya attık. Eşsiz bir köprü manzarası var. Sakin, huzurlu bir yer. Vaktim olsa saatlerce oturur kitabımı okurdum. Mekan aynı zamanda İzmir Lokmacısı olarak da biliniyor. Keyfimizi yaparken lokmalar bize eşlik etti. Yorgunluğu attık, stresi azalttık.. 9 yıl önce
Katlanmış pandispanya içinde kayısı marmelatı olan şerbetli hafif bir tatlı diyebiliriz. Tat olarak en yakın revaniye benzetebiliriz 9 yıl önce
Bundan sonraki kisim kinoa ile ilgili copy/paste sikici bilgiler içermektedir. Okumak istemeyenler burada kesebilir.
Kinoa, muhtemelen bir çogumuz için pek de tanidikbir isim degil. Oysa, ilk olarak 5 bin yil önce Güney Amerika'da Inkalar tarafindan yetistirildigi belirtilen bu tahil türü dünyanin çesitli yerlerinde sofralarda yerlerini aliyor. Son dönemde Türkiye'de de raftlari süsledigi görülüyor. Peki Kinoa'yi adina uluslararasi bir yil ilan edilmesini saglayan özellikleri neler?
Ana vatani oldukça soguk ve yüksek platolara sahip Güney Amerika'nin Bati Kiyisi’ndaki And Daglari bölgesi olan Kinoa, Kolombiya, Arjantin, Peru, Bolivya, Sili ve Ekvador'da yetistiriliyor. Bu tahil türünün hasadi ve harmanlanmasi çogunlukla elle yapildigindan, tüketime hazir hale getirilmesi de oldukça mesakkatli bir süreci içeriyor. Üretimi son dönemde, basta teknik, ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayi azalma gösteriyor. Fakat, hasat verimi potansiyeli yüksek oldugu için kinoanin üretimi dünyanin çesitli ülkelerine yayilmis bulunuyor. Yetistirilmesine gerekli toprak, gübreleme ve
böcek koruyuculari saglandiktan sonra kinoadan hektar basina 3-4 ton ürün elde edilebiliniyor. Tohumlari beyaz, sari, kirmizi, mor, kahverengi ya da siyah olabilen kinoa, kuraklik ve soguk gibi zorlu çevre kosullarina kolaylikla uyum saglayabiliyor. Son yillarda uluslararasi pazarda ürünün fiyati kilogram basina 1,5 Amerikan Dolara ulasmis durumda.
Yüksek miktarda protein ve temel aminoasitlerin (protein yapitasi) tamamini içeren tek bitkisel gida olan kinoanin baskin bir tadi olmadigi için birçok farkli tatli ve tuzlu yemek yapimina uygunluk gösteriyor. Pisirilmesi de oldukça kolay ve pek çok farkli sekilde tüketiliyor.
Kinoa insan gidasi disinda hayvan yemi, ilaç hammaddesi, böcek kovucu gibi amaçlarla da kullanilabiliyor.
Besin degeri oldukça yüksek dogal bir gida olmasi, yüksek biyoçesitliliginin gida güvenligine ulasma ve yoksullugun yok edilmesine saglayabilecegi katki ve bu konudaki Birlesmis Milletler (BM) Binyil Kalkinma Hedefleri'ne ulasilmasini
saglama potansiyeli açisindan 2013 yili BM tarafindan Uluslararasi Kinoa Yili olarak ilan edildi. Kinoa'nin beslenme, ekonomi, çevre ve kültürel açidan önemi hakkinda toplumsal duyarlilik olusturmak adina çalisilmasi da Uluslararasi Kinoa
Yili'ni kutlamak için yapilacak etkinliklerin esas amaci olarak belirtildi. Bu kapsamda kinoanin yenilikçi kullanimlarini tesvik etmek için bir çok dilde kinoa yemek kitaplari yazilmasi ve küresel kinoa günü olusturma gibi çalismalar yapilacak. 9 yıl önce
acuktuk" diyerek NAGA PUTRİKA'ya giriş yaptık. Mekan Moda caddesinin sonunda tarihi iskeleye inen yolun başında. Kat kat basamaklara masalar koymuşlar. Pazar günü olması sebebiyle oldukça kalabalıktı neyseki rezervasyonlu gittik. Genç, dinamik bir kadrosu var. Oldukça güeryüzlüler ve misafirperverler. Simit istedik mesela menüde olmamasına rağmen gidip sokak simitçisinden aldılar getirdiler. Menüsü özgün ve çok hoş. Kahvaltılara isimler vermişler. Zuğa, Hewsel, Köyceğiz, Çiçekdağı, Söğütçük, Velika. Hepsi bazı yöreleri hatırlatıyor. Mesela Zuğa Karadeniz'i , Hewsel Doğu'yu, Köyceğiz Ege'yi gibi... Serde Karadenizlilik olunca Zuğa'yı seçtik. Başta yazdığım mani Zuğa sayfasının başında yer alıyor. Bu arada
Zuğa lazcada Deniz anlamına geliyor. Kahvaltılar 1 veya 2 kişilik hazırlanıyor. Fiyat bilgisi menüden görülebilir. Ürünlerin tamamı yerinden diyebilirim ( Yerinden, çiftlikten diyen
kandırıkçı mekanlara selam olsun ) Reçeller Antakya'dan, Kavurma,kolot peyniri,kestane balı Rize'den, peynirlerin
çoğu Kars'tan, zeytinler Ayvalık'tan. Yediklerimizin hepsi mükemmeldi diyebilirim. Fırsat buldukça buraya gelip tüm menüyü sırayla denemek istiyorum. Benden mekana 5 yıldız 9 yıl önce
dolsun sürâhi vü sebû, boş durmasın peymâne hem " Nef'i , Sultan Dördüncü Murad'a yazdığı kasidede böyle söylemiş. Peymane Ocakbaşı, alışılagelmiş ocakbaşı havasından uzak bir mekan. İçerideki ocakbaşını görmeseniz, yanlış yere geldiğiniz hissine kapılabilirsiniz. Şık dizayn edilmiş salon, duvarlardaki tablolar dikkat çekiyor. Müzik olarak caz çalıyor. Ocakbaşı için çok enteresan ama farklılık adına bravo. Müşterilerin ağırlıklı olarak müdavimlerden oluştuğunu farkettim. Servis personeli son derece nazik ve bilgili. Mezelerden muhammara gayet iyi ama fazla acı olması herkesin hoşuna gitmeyebilir. Tahinli meze adını verdikleri yoğurt, tahin ve maydanoz karışımı güzel bir uyum yakalamış. Humusu beğenmedim, oldukça kuruydu, çok daha iyilerini gördüm. Et-kebap menüsünden tercihim Peymane Kebap oldu. Sarma beyti şeklinde, içinde peynir ve patlıcan ilavesi de olan bu kebap çok ağır olmaması sebebiyle herkese tavsiye edebileceğim bir tat. Şişhane'deki yeri açılalı 2-3 ay olmuş. Farklı bir ocakbaşı konsepti arayan herkese öneririm 9 yıl önce
İlk olarak bonfile suşi geliyor ki bu orjinal, güzel bir fikir. Fakat bayanlar pek rağbet etmedi. Arkasından birer bardak ilik suyu ikram edildi. Kış aylarında harika gider, şifa niyetine. Et seçimimizi birkaç şeyden tadalım diye sıralı seçtik. Sırasıyla lokum, şaşlık, kuzu incik ve kuzu pirzola olarak devam ettik. Etler herkesin isteğine göre pişirildi. Buranın şaşlığı marinasyonu itibariyle çok damağıma hitap etmedi. Diğer etler gayet lezzetliydi özellikle incik ve lokum harikaydı. Kuzu pirzolayı da gözümüzün önünde ayırarak görsel bir show gerçekleştirdiler. Etlerin yanında tulum peynirli salata aldık ki çok güzel hazırlanmıştı. Arada damak tazeleyici olarak ananas getirdiler, bu da iyi fikir..
Tatlılardan şehvet ve nirvana adlı eserlerini sundular. Şehvet; içinde un, şeker ve yağ kullanılmayan diyabetik bir tatlı. Keçiboynuzu pekmezi ve hurma içeriyor, pek bana göre değil. Bunu ikram ettiler. Nirvana ise çıtır kabak üstü tahin gibi birşey, fena değil.
Fiyatlara gelecek olursak; tulum peynirli salataya 40tl, 6 parça lokum 72tl, 2 sıra dana şaşlık 124tl, 2 parça kuzu incik 150tl, fotoğrafta görülen kuzu pirzolaya 245tl, kabak tatlısına 25tl yazılmış. Fiyatlar bence yüksek, takdir sizin. Alkolsüz 4 kişi 670tl hesap bence buraya çok fazla.. 9 yıl önce
tercihimiz Gaya oldu. Talimhane oteller bölgesinde Green Park altında yer alıyor. Kendi kültürlerini yansıtan figürlerin olduğu, sade bir salonu var. Bizim masa haricinde tüm masalarda Koreli misafirler vardı. Garson Cemal bey bize yemeklerin tanıtımını yaptı. Herşeyden tatmak istediğimizi belirtip, siparişlerimizi verdik. Başlangıç olarak KİMÇİ çeşitleri geldi. KİMÇİ turşu anlamına geliyor ve daha çok lahana turşusu olarak biliniyor. Salatalık, patates, patlıcan turşusu gibi çeşitleri de geldi. Bol sarmısaklı ve baharatlı, kokusu herkese göre değil. Ara sıcak olarak kızartılmış Kore mantısı aldık. İçi sebze dolu, lezzet olarak bana cazip gelmedi. Ana yemeklerden BULGOGİ, Türk damak tadına en uygun yemekleri. Aldığımız bilgiye göre Türk müşterilerin favorisiymiş. Soya sosuyla marine edilmiş sebzeli dana dilimlerinden oluşuyor. Herkesin beğendiği bir yemek oldu. BİBİMBAP isim olarak en hoşuma giden yemekleri. Karışık pilav manasına geliyor. Garsonumuz yanında getirdiği acı sosu içine katarak gözümüzün önünde hazırladı. Genel olarak kokusu hakkında kötü yorumlar yapıldı ama ben tat olarak beğendim. HAEMUL PAJUN, Kore işi mücver. Bol taze soğanlı, kalamar, karides ve midye de içeriyor. Soya sosu ile servis ediliyor, fena değil. Buradaki favorim DOKBOKKİ oldu. Kısaca tarif olarak pirinç keki diyebiliriz. Hem tatlı hem acı sosu ile birlikte harika bir lezzet, mutlaka bunu yemelisiniz. 4 kişi bu yemeklere 155 tl ödedik. Hesaba %10 servis ücreti ekleniyor. Kore mutfağıyla bu sayede tanışmış olduk :) 9 yıl önce
mekanlardan biri de Matbah Restaurant. Nar şerbeti ikramı ile başladık. Çok beğendiğim için yemeğin yanında da istedim. Ayrıca cevizli zeytin ezmesi getirdiler ikramlık, tadı vasat. Vişneli Yaprak Sarması (1844) , Kalamar Dolması (1851) ve Ballı Gemici Böreği (15.yy) başlangıç tercihlerimiz oldu. Hepsi orjinal lezzetler ama sarma pek hoşuma gitmedi, yavan bir tadı vardı. Kalamar dolması ve gemici böreğini ise beğendim. Ana yemeklerden Beğendili Kuzu İncik (1463) ve Kavun Dolması (15.yy) harikaydı. Kuzu incik ağızda dağılıyordu fakat beğendisi yediklerimin en iyisi değildi. Kavun dolması ise ilk kez denediğim mükemmel bir yemek. Kavuna bol malzemeli iç pilav dolduruluyor ve fırınlanıyor ortaya fotoğafta görülen eser çıkıyor. Herkese tavsiyemdir. Tatlı olarak dondurmalı sakızlı fırın sütlaç istedim. Sütlaç ile meyveli dondurmayı uyumlu bulmadım. Bir de sanırım ben sütlaçta damla sakızından hoşlanmıyorum. Mutancana, Kirde Kebabı, Erikli Kuzu Gerdan, Mahmudiye, Koruklu Yaprak Sarma, Badem Çorbası, Helatiye menüdeki diğer denemeniz gereken lezzetler. Diş kirası geleneği burada da uygulanıyor. Eşime giderken güzel bir kolye hediye ettiler. Fiyatlar biraz yüksek olmakla birlikte, bu mutfağı denemeyenlere alternatif olarak öneriyorum. #KanGurular 9 yıl önce
pizzacilarin da gerisinde oldugunu söylemek isterim. Fast pizza yemek istedigim anlarda tercihim Papa John's olacak bundan böyle, diger pizza çesitlerini denemek için.. #KanGurular 9 yıl önce
yiyebilirsiniz. Yemeklerin yanında içki olması, tercih etmeyi düşünenler için bir avantaj. Başlangıç olarak Karadeniz tabağı ( otlu patates, pazı diblesi, cevizli soğan kavurma, turşu kavurma ) aldık. Özellikle soğan kavurma ve pazı diblesini çok beğendim. Mısır ekmeği kalın mısır unundan, sıcak gelseydi daha memnun olacaktık. Muhlama, içerisindeki yayla peyniri, tereyağı ve mısır unu ile lezzet olarak iyi fakat yağını epey az koymuşlardı. Yağ içinde yüzsün istemem ama böylesi de çok az olmuştu. Hamsili pilav, burada mutlaka denemeniz gereken başka bir lezzet. Ortaya söyledik, 3-4 saniyede paylaşıp bitirdik. Normalde sadece çarşamba günleri çıkıyormuş. Şansımıza perşembe günü gitmemize rağmen günün menüsünde vardı. Silor adını verdikleri Karadeniz Mantısı, kızartılmış yufkadan
yapılan kıymalı mantı. Başlı başına doyurucu ve leziz. İçecek olarak otlu ayran iyi bir seçim oldu. Ana yemeklerden
seçimlerimiz Gulaş, Tere Soslu Antrikot ve Kuru Erikli Pehli oldu. Hepsinin tadına baktım. Lezzet olarak ön plana çıkan Kuru Erikli Pehli oldu. Altındaki bademli-nohutlu pilavıyla, üstündeki kuzu etiyle en iyisiydi. Karadenizin milli tatlısı Laz Böreği'ne burada bir şans vermek istedim. Trabzon ve Rize'de tatmış beğenmemiştim. O yüzden pek beklentim yoktu. Puding-baklava karışımı olan burada yapılanı daha başarılı buldum. Yöresel mutfak arayanlara Klemuri'yi öneririm 9 yıl önce
örneği. Yaptıkları şey ekmek arası tandır. Sadesi ve içinde bir takım sos ve baharatların olduğu çeşitleri var. İlgili bayan garsonun yönlendirmesiyle Tandır Candır adı verilen içinde kayakoruğu içeren model ile, Kekikli Tandır sipariş ettik. İkisini de yarıya böldürüp paylaştık. Zannımca kekikli tandır daha güzeldi. İçecek olarak acılı ayran güzel gitti. Bu da güzel fikir. Hatta arkadaşla konuştuk şakayla şişe güzelmiş giderken götürsek mi diye. Meğerse litrelik söylerseniz ayran
şişesini veriyorlarmış, mutlu olduk. Özgünlüğü olan bu mekanı denemenizi tavsiye ederim. #KanGurular 9 yıl önce
karşılaştığımız cafelere benziyor. Minik ve şirin. Napoli'de Teoloji eğitimi aldığı sırada katıldığı yarışmada yaptığı Tiramisu ile ödül kazanmış Cem Emre ile güzel bir sohbetimiz oldu. Tiramisu ödül aldığı kadar varmış. Lezzetine diyecek yok, bayıldım. Yanında Doppio Espresso eşlik etti. Kahveyi Kenya'dan temin edip, Türkiye'deki kahvelerle harmanlıyorlar. Espresso beklediğim kadar sert değildi ama kaliteliydi. İkram ettikleri bonibonlar masaya renk kattı. Sevdim bu mekanı.. 9 yıl önce
2 ekmek üstü adını verdikleri atıştırmalıktan aldık. Ekmek dilimlerinin birine roka, soğan marmeladı, füme et ; diğerinde taze otlu peynir üzerine marine edilmiş kurutulmuş domates konuyor. Lezzetli bir başlangıç fakat çok aç değilseniz midenizi bunlarla doldurup ana yemek yiyememe ihtimaliniz yüksek. Özellikle soğan marmeladı-füme et-roka uyumu güzeldi. Deli kebap adını verdikleri yemek bildiğimiz Çökertme kebabının benzeri. Biftek yerine içine kendi yaptıkları döneri koyuyorlar. Kibrit patates, yoğurt ve domates sosa ilave olarak patlıcan kızartma da ihtiva ediyor. Oldukça doyurucu bir tabak. Civarda öğrenci kesiminin yoğun olduğunu düşünürsek ilk tercih bu olabilir. Hamburgerlerini anne burger olarak adlandırmışlar. Son zamanlarda hamburger konusunda mekanlar arası yoğun rekabet yaşanıyor. Kötü değil ama daha iyi olabilir. Ekmek-köfte büyüklük dengesi yok. Ekmek biraz küçülüp köfte biraz büyüyebilir mesela. Fakat hamburgerin köftesinde evde annenizin köftesinin lezzetini bulabilirsiniz. Yemeklerimize kendi yaptıkları otlu ayran eşlik etti. Tatlılardan, kat kat kavanoz tatlısını mutlaka denemelisiniz. New York’taki Magnolia Bakery ile meşhur olan Türkiye’de de bir restorant zinciriyle tanınan magnolia tatlısının yorumlanmışı. Kavanozun dibinde kıtırlar, üstünde sırasıyla white magnolia, çikolatalı magnolia, karamel sos ve çilek parçaları. Yemekten sonra çay veya kahve ile iyi gidiyor. Kahve demişken çeşit çeşit kahveleri burada bulabilirsiniz. Kahve konusunda ilgili arkadaş size yardımcı olabilir.
Fiyatlara gelecek olursak; 2 ekmek üstü 18tl, anne burger 19tl, deli kebap 23tl, kat kat kavanoz tek kişilik 9tl iki kişilik 15tl, yani öğrenci ve genç nüfusun sokaklarda cirit attığı Kadıköy için uygun fiyatlar. Semtin gürültülü noktalarından uzak, gerek yemek için gerekse birşeyler içip dinlenmek için bu mekana yolunuzu düşürmenizi öneririz. 9 yıl önce
Lebon'un müdavimleri arasında Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Namık Kemal gibi sanatçılar da bulunurmuş. Zamanında şapkasız beyefendi ve hanımefendiler giremezmiş. Bugün "Lebon", Burç Pastacılık tarafından işletiliyor. Lebon müdavimlerinin ağzında "Chez Lebon, tout est bon" slogan olmuş bir zamanlar (Lebon'da herşey güzeldir).
Mekanın tabelasında yazan 1886 tarihi oturma salonu atmosferine yansımamış. Daha farklı hayal etmiştim oysa ki .Son okuduğum kitapta bu pastanenin adı sık sık geçiyordu ( Meri Çevik Simyonidis – İstanbulum Tadım Tuzum Hayatım ) . Spesiyal ürünleri arasında Profiterol, Adisababa, Rokoko bulunuyor. Profiterol hamuru, kreması ve çikolata sosunu beğendim. İnci pastanesinin profiterolü ile epey benzerlik gösteriyor. Adisababa ise Baylan pastanesinde denemiş olduğuma benziyordu. Oturduğumuz süre içinde mekana girenlerin müdavimleri olduğu anlaşılıyordu. Tarihi değeri olan bu pastaneyi öneriyorum 9 yıl önce
Başlangıç olarak domates sos, toz sarımsak ve zeytinyağı birkaç kez mayalanmış ekmekler eşliğinde geldi. Ardından kalamata zeytinler sunuldu. Sonrasında şenlik başladı. Yemeklerin her biri gerek görsel, gerek lezzet açısından harikaydı. Şunu da beğenmedim diyebileceğimiz bir yemek olmadı. Sırasıyla saymak gerekirse Kral Yengeç Salatası, harika bir saksı sunumuyla gelen Karışık Sebzeler, Dana carpaccio ve Porçini mantarı servisiyle devamında nasıl şeylerle karşılaşacağımız hakkında ipuçlarını aldık. Özellikle toprak şeklinde görünen zeytin ezmesinin bulunduğu sebzelerin olduğu saksı alkışlık bir eserdi. Mürekkep Ekmeğinde Kalamar, Brava&Aioli soslu kızartılmış patatesler, Kimchi sos ile kızartılmış nefis sunumlu kanatlar, milföyün üzerinde sunulan Foie Gras ( kaz ciğeri ) ...... bitmedi. Arroz Negro dedikleri siyah mürekkep ile pişirilmiş deniz mahsülleri pilavı, peh peh peh diyorum. Ünlü bir blooger deyişiyle orgazmik bir lezzet. Sonra bir imza eser geldi : Arola Lambburger. Gömlek içinde kuzu eti, naneli ekmek arasında. Nasıl anlatsam bilemiyorum. Burgerde seviyenin buralara çıktığını bilmiyordum.
Tatlı olarak Vanilya Bombaları sunuldu. Hamur içerisinde vanilyalı dondurma, nefis.. ve son zamanların moda sunumuyla MOLEKÜLER meyve salatası ( Cem Yılmaz’a ne espiri çıkar bu moleküler yiyeceklerden ) . Altında kuru buz, üstünde tropik meyvelerin olduğu bir kaba veriyorsun sıvıyı, alttan dumanlar yükseliyor. Görselliği yüksek bir şov, ilgi çekici. Yemeklere Crianza şarabı eşlik etti. Ayrıca yemeğin başında aldığımız güney Barcelona’nın Segura Viudas şampanyası da harikaydı.
Restaurant’ın mutfağının bulunduğu bölümde chef table dedikleri diğer kısımlardan izole bir masa var. Bazı özel şartları ( belli bir miktar hesap ödeme koşulu ) sağladığınız taktirde chefleri izleyerek de yemeğinizi yiyebilirsiniz.
Kısaca biz Arola Restaurant’a gitmekten çok zevk aldık. Evet biraz pahalı, kişi başı ortalama 200 lira civarında ödemeniz gerekebilir ama ben buna değeceğini düşünenlerdenim. Orada olduğumuz birkaç saat içinde hem görsel hem de damak şovu yaşadık.. 9 yıl önce
Başlangıç olarak masaya nefis ekmekler eşliğinde Gaziantep’ten acur turşusu, halhalı zeytin ve peynir topları geldi. Sonra Tadımlık Seçimleri ile birlikte bahar menüsünden örnekler sunuldu. Zeytinyağlı bakla, zeytinyağlı çağla, zeytinyağlı enginar sapı, ısırgan otlu börek, nar ekşili yaprak sarma, levrek turşusu, kabak çiçeği dolması, kereviz, enginar, maş piyazı masaya peyderpey servis edildi. Hepsi ayrı ayrı birbirinden nefis tabaklar.
Ana yemek olarak frik pilavı ile servis edilen süt danası kemiğinde kuzu kebap, patlıcan söğürme ve ekşili pazı sarması ile servis edilen kuzu sırtı ve Karaman’ın Obruk peyniriyle yapılan kaçamak ve Türkiye mantarları ile servis edilen yaban mersinli incir soslu Ördek tattık. Tabaklar gerek sunum gerekse lezzet olarak tam puanı hakediyor. Masada 5 kişiydik ve beğenmedim diyen herhangi biri çıkmadı. Yemeğimize bir ara Vedat Başaran da sohbetiyle katıldı. Salon şefi Hilmi Akçay da yemek boyunca ilgisini eksik etmedi. PeyDerPey bu ekiple devam ettiği sürece adından daha çok söz ettireceğe benziyor... 9 yıl önce
İkinci course Kanada istakozlu ve bal kabaklı ravioli oldu. Gerek görsel gerekse lezzet olarak üst düzey bir sıcak başlangıçtı. Bu tabakta kilit lezzet noktası bence bal kabağıydı.
Ağız tadını yineleyici olarak fine dinning menülerinin olmazsa olmazı sorbe ile devam ettik. Lime ve nane sorbe hem serinletti hem de bizi yeni lezzetlere hazır hale getirdi.
Ana yemek olarak Norveç somon tabağı geldi. Üstündeki zeytin ezmesiyle ve yanında servis edilen kuşkonmaz ile mükemmel uyum içerisindeydi. Kırk yıl düşünsem somonun üzerine zeytin ezmesi sürmek aklıma gelmezdi.
Kars gravyer, Erzincan tulum, Kars eski kaşar, isli peynir, dil peyniri ve çeçil peynirinden oluşan tabağı Dolca 2012 Narince şarabı eşliğinde tattık.
Finali dünyadaki Kempinski otelleri tarafından yapılan yarışmada 66 tatlı arasından 2014 yılının tatlısı seçilen Siam Passion tatlısı ile yaptık. Bangkok’un Siam bölgesinin adını taşıyan tatlı Kempinski Bangkok şefi Alfred Merkel tarafından hazırlanmış. Bangkok’un tropik meyvelerinden hazırlanan tatlı; muzlu, vanilyalı krema, mango, cennet meyveli mus ve hindistan cevizli daquoise keki içeriyor. Tayland’tan yeni gelmiş biri olarak bu tatlıyı boğaza karşı yerken bir an gözlerimi kapatıp tekrar orada olduğumu hissettim. Oldukça spesifik olan bu lezzeti mutlaka denemenizi öneriyorum.
Otelin iletişim sorumlusu Cansu Baş, sohbeti, samimiyeti ve ilgisi ile hepimizin takdirini kazandı. Çırağan’a yakışan bir yüz olduğu gerçek. Bu davetiyle bizi onurlandırdı. Ayrıca Chef Ahmet Kara’ya, tüm mutfak ve servis personeline teşekkürlerimi sunuyorum.. 9 yıl önce
Tadımımıza leziz bir tarama ve ekşi maya ekmeğiyle panelenmiş çıtır hamsi ile başladık. Güzel bir atıştırmalık. Ceviche, Peru’nun milli yiyeceği. Çiğ balığın asidik ortamda marine edilmesiyle hazırlanıyor. Burada levrek, portakal suyu ve elma sirkesi ile marine edilmişti. İlk kez denedim, beğendim. İtalya’nın Burrata peynirinden de yedik. Dışı mozarella, içi krema-mozarella olan bu peyniri ekmek üstü yemeniz tavsiye olunur. Şarküteri tabağında manchego peyniri, parmesan peyniri ve prosciutto crudo di parma ( pişmiş domuz jambonu ) vardı. Özellikle parmesan peyniri mükemmeldi. Avokadolu kral yengeç salatası yemeklerin yanında hafif bir eşlikçi olabilir. Emre şefin avokadoyu sık kullanması dikkat çekici. Ahtapot carpaccioda yine avokado esintilerini bulduk. Deniz tarağı benim için mükemmel bir tabaktı. Kuzu göbeği mantarı, iç bakla, bisque ( kabuku deniz ürünleri çorbası, kremalı ) , bisque ( İtalyan işi mısır lapası ) ile servis edildi. Prosciutto cottolu gnocchi de makarna menüsünden tavsiye edebileceğim bir lezzet. Mantarlı ve kuşkonmazlı risotto sanki biraz fazla diri kalmıştı ama lezzeti yerindeydi.
Ana yemeklerden dana yanak ve jumbo karides tattık. İkisi de 5 yıldızlık tabaklar. Kırmızı şarap sosuyla fırınlanmış dana yanak çatalın değmesiyle birlikte kendini de dağıttı bizi de. Jumbo karidesler İskenderun’danmış. İskenderun’da çıkan bu jumbo karidesler dünyaca ünlüymüş haberimiz yok. Çok yakışıklı bir lezzet.
Tatlılardan çikolatalı karamelli tart, çilekli ekler, tiramisu ve mango cheese cake tattım ( Kan Glukoz seviyesi bu anlarda 300’ü geçti sanırım ) . Özellikle karamelli tart ve tiramisuya bayıldım diyebilirim.
Baştan aşağı ciddi emeğin sonucu ortaya çıkan menüde denemediğimiz onlarca lezzet var. Fiyatlar birazcık yüksek olsa da bahsettiğim gibi iş, aile ve özel gün yemekleri için ideal bir şık restaurant. 9 yıl önce
Yıllanmış keçi peyniri, fesleğen ve balsamik eşliğinde mini pancar salatası yemeğin devamında nasıl bir sanatla karşı karşıya kalacağımız hakkında ipuçları verdi. Görsel olarak güzel süslenmiş bir tabaktı. Mac&Cheese; Amerikalı bir şefin restoratında olduğumuzun kanıtıydı. Amerika’nın milli yemeklerinden olan bu peynirli fırın makarna burada lezzetli icra edilmişti. Tuna tartar; avokado, zencefil turşusu,soya sosu ve chili sos ihtiva ediyor, güzel bir başlangıç.
Füme somonlu pizza, normalde lounge bölümünün menüsünde varmış ama isteğimiz üzerine getirdiler. Pizza hamurunu fırında pişirip, üstüne dere otlu creme fraiche ( bir çeşit ekşi krema ) sürülüyor, sonra frenk soğanu, somon incileri ve soğuk füme somon ekleniyor. Yaratıcı ve çok lezzetli bir course. Masadaki 5 kişiden de yüksek not aldı.
Menünün ana yemek seçenekleri olarak deniz ürünleri ve et tabakları dikkat çekiyor. Hong Kong usülü buharda pişmiş levrek, jasmine pirinç pilavı ile servis edildi. İçindeki zencefil ve chili yağı lezzetine lezzet katmış. Levrek yumuşacıktı. Izgara kuzu pirzola ve antrikot ızgara masadaki diğer arkadaşlarım tarafından sipariş edildi. Medium-well ve welldone pişmiş istedikleri için tatlarına bakmadım ama olumlu görüşlerini beyan ettiler. Ben kendime fillet mignon steak söyledim. Medium-rare tam istediğim gibi, biber sosuyla harika. Bayıla bayıla yedim, kusursuzdu.
Tatlılardan toffee cake; mandalinalı dondurma ile sunulan hurmalı ıslak kek. 2-3 kişinin yiyebileceği bir porsiyon. Sıradışı ve harika bir tatlıydı. Sufle de aynı şekilde büyük bir porsiyon olarak geliyor, tek başına bitirmesi zor gelebilir. İçinde yine creme fraiche denen ekşi krema var. Tatlılara 9/10 verilir rahatlıkla.
Fiyatlara gelince pancar salatası 32, tuna tartar 36, somonlu pizza 46, mac&cheese 25, levrek 72, etler 80-100 arası, tatlılar 28 tl idi. Hakeder mi haketmez mi yedikten sonra karar vermek gerek. Ben ödenenin karşılığını aldığımızı düşünüyorum. Ülkeye böyle iyi mekanların gelmesi sevindirici. Uzun soluklu olmasını dilerim.. #KanGurular 9 yıl önce
İçeri girdiğinizde anlıyorsunuz ki Karaköy’ün bohem havasından uzak, epey ihtişamlı bir yer burası. Dev avizeler, lüks tuvaletler dikkat çekiyor. Duyduğuma göre burası için 8 milyon tl gibi bir rakam harcanmış. Gittiğimiz akşam mekanın dışarıdaki masalarının tümü doluydu. Özellikle yan masamızdaki BKM oyuncularının varlığı sayesinde kapı önünde magazin muhabirleri flaş patlatıyordu. Oturmamızdan kısa bir sonra Hüseyin Özer mekana geldi ve tüm masalara uğrayıp hal hatır sordu, sohbet etti. Memnuniyetimizi ölçtü. Tanıdığım kadarıyla kendisi canayakın, iş disiplini yüksek biri.
Mezelerden çok çeşit tatmak isteyenler için 9’lu meze tabağı var. İki kişi paylaşımlık söyleyebilirsiniz. Humus kavurma , falafel, imam bayıldı, muska böreği, tabule, kuruyemiş salata, yoğurtlu iç bakla ve patlıcan salata gibi tadımlık mezeler içeriyor. Ayrıca bir kase humus ikramlık olarak geldi, lezzeti iyi. Kısa sürede ekmek üstünde yokettik. Okumuş olduğum yorumlarda keşkek yerlere göklere konamıyordu. Krema, istiridye mantar ve kuşkonmazlı keşkek beklentimi çok yüksek tuttuğum için beni tatmin etmedi. Belki alışık olduğum keşkekten farklı olması ( krema, kuşkonmaz vs. ) , belki de içinde et olmamasından kaynaklanıyor olabilir. Tarama da söyledik, benden başka pek yiyen olmadı. Balık yumurtası yemek herkese göre değil sanırım. Limonu bir parça daha az olsaydı çok daha iyi olabilirdi ama beğendiğimi söyleyebilirim. Kuzu etli tagine ( tajin ) ana yemek olarak sipariş ettim. Her ne kadar Fas mutfağına ait bir yemek olarak bilsem de; incir, erik ve üzümlü sosuyla Osmanlı yemeklerini andırıyor. İçindeki kuzu eti de iyi pişmişti, lime limeydi. Trio ızgara alan arkadaşlarım da çok beğendiklerini söylediler. Dana köfte, bonfile ve kuzu külbastı içeren bir tabak. Et çeşitleri yemek isteyenler için ideal seçim olabilir. Üçlü baklava tabağında bademli, cevizli ve fıstıklı baklava var. Şeker oranı az, oldukça hafif baklavalar. Fiyat bilgisine gelecek olursak Ağustos 2015 itibariyle 9’lu meze tabağı 35tl, tarama 12tl, trio ızgara 55tl, kuzu tagine 35tl, keşkek 20tl gibi. Karaköy’ün yenisi Sofra London gibi özenli işletmelerin uzun soluklu olmasını diliyorum.. 9 yıl önce
Başlangıç olarak hindistan cevizli kızarmış kalamar aldık. Oldukça lezzetli bir atıştırmalık. Yemekleri ortaya söyledik. Tayland’ın milli yemeği pad thai almasak olmazdı. Karidesli tercih ettiğimiz bu kızarmış noodle mutlaka denenmesi gerekir. Sizzling beef dedikleri fajita modunda etli-sebzeli yemek. Çok özel olmadığı için tercih edilmeyebilir. Kırmızı köri soslu karides acı severlere tavsiye edebileceğim bir yemek. Üzerine ilave edilmiş hindistan cevizi sütü ile harika bir seçenek. Vanilyalı dondurma ile servis edilen kızarmış muz güzel bir final niteliğindeydi. Tayland mutfağı denemek için İstanbul’da başka yer aramayın ve bu mutfağa karşı ön yargılarınızı bir kenara itin.. 9 yıl önce