Brunelle restaurant, Kadıköy/Moda’da, St. Joseph okuluna ait mezunlar tarafından kullanılan sosyal tesisin içerisinde faaliyet gösteren, şık dekorasyonlu, okula ait spor tesislerin ve havuzun hemen yanında, yeşiller içinde keyifli bir alan.
Brunelle ismi, Latince kökenli lavanta familyasından bir bitkini ismi. İsmiyle ödeşircesine, bahar gelince yeşiller içesindeki bahçesinde, yemek yeme imkanınız oluyor
Mekanın sahiplerinde Erkay bey, hem akademisyen hem de bu işleri keyifle yapmaya çalışan birisi. Geçtiğimiz kış boyunca, her Perşembe ve Cumartesi akşamı, yemeğinizi yerken canlı müzik ziyafeti sunarak, yemeği daha da keyifli bir hale getirmeye çalışıyor. Bugünlerde gidecekler dikkat. Rezervasyonsuz giderseniz yer bulmanız zor.
Menüye koyduğu her yemeği, yılların birikimi ile özenle seçmiş. Farklı ve lezzetli yemekler yapmak hevesiyle, endüstriyel mutfak sunan bir çok mekana fark yaratacak şekilde bir menü oluşturmuş.
Menüden GRAVYER PEYNİRİ GRATİNE FRANSIZ SOĞAN ÇORBASI, EV YAPIMI PEYNİRLİ AGNOLOTTİ (ISPANAK VE ÇAM FISTIKLI KREMA SOSU ile) ve BAKLAVA HAMURUNA SARILI LEVREK yedim.
Her bir yemek ayrı bir lezzet ve farklı tatlardı. İncelerinden en çok Agnolotti’yi beğendim. Çam fıstıklı krema sosu lezzetini daha yukarı çekmişti.
Bu kadar yemeğin üstüne, yer kalırsa (ki bende kaldı) tatlı yemeden mekandan çıkmayın. Üstü susamlı Kestaneli Sufle ise, en başta tercih edilmesi gereken tatlıların başında. Oldukça başarılı ve yemesi keyifli bir tatlı. Yanında verilen dondurmasıyla güzel bir ikili oluşturmuş. Fiyat performans olarak başarılı bir mekan. Özel yemek ve davetler için çok ideal.
St. Joseph mezunlarına ekstra indirimleri var. Mekanı öneririz. #KanGurular9 yıl önce
Sapphire
AVM çarşının içinde yer alan mekan önceden metro katındayken şimdi ise bir üst kat olan yemek katında (2. kat) yer almakta. Karadeniz lokantası olup, yöresel Karadeniz yemeklerini bizlere sunan mekanın menüsü oldukça zengin.
Dekorasyonda göze hoş gelen çeşitli turşu dolu kavanozların görüntüsü ilk dikkat çeken unsurlardan. Işıklandırması yerinde ve gözü almıyor. Ahşap masa ve sandalyeler genel olarak dörderli gruplara göre düzenlenmiş.
Gelelim yemeklerine: Mısır ekmeği ile birlikte sunulan; pirinç, havuç, maydanoz, kuru soğan, barbunya fasulye, mısır yarması ve mısır unu ile yapılan kara lahana
çorbası başarılı olmuş. Mısır ekmeğini küçük parçalara ayırıp içine katıp
yemeniz işin raconu. Başlangıçlardan ise galdirik gaygana, fasulye turşusu
kavurması, kuymak-mıhlamayı denedik. Fındık ağacı dibinde yetişen galdirik otu;
yumurta, soğan, maydanoz ve baharatlarla karıştırılıp sunulmakta olup oldukça
lezzetliydi. Görüntüsü ve yemesi bir nevi omleti andırıyordu. Fasulye turşusu
kavurması, Karadeniz mutfağının demirbaşlarından olup; fasulyeyi turşu yapıp
sonra da kavurmak ekstrem bir durum. Ve ortaya çıkan lezzet de yine aynı tabi. Sıcaklığını kaybetmemesi için altında yanmakta olan mum düzeneğiyle gelen; Karadeniz çeçil peyniri, fırınlanmış mısır unu ve Trabzon tereyağı ile hazırlanan kuymak ise lezzet olarak ortalama düzeydeydi. Daha önce kolot peyniri ve tel peynir ile denemiş olduğumdan öncekilere göre farklı bir lezzet oldu. Ana yemeklerden fırında Akçaabat köfte, ilk kez denediğim ve ızgarasına göre çok daha başarılı bulduğum bir seçenek oldu. Trabzon tereyağı, domates ve sivri biber ile güveçte pişen yemek damağımda hoş bir tat bıraktı. Balıklardan hamsi çıtıratma, pul biber, sarımsak ve olmazsa olmazlarından Trabzon tereyağıyla pişirilmişti. Damağımda kalan Akçaabat köftesinden dolayı ikinci planda kaldı doğrusu. Tatlı olarak denediğimiz Laz böreği daha önce yediklerime nazaran yufkasının çıtırı ve şeker oranı yerinde güzel bir lezzet olmuş.
Sapphire AVM içinde fast food (çabuk yemek) tarzı yiyecekler yemek yerine yöresel yemeklerle ilgileniyorsanız burası tercih edebileceğiniz yerler içinde ilk sıralarda olmalı derim.
#KanGurular9 yıl önce
Hima Galata adlı mekanın daveti üzerine grup olarak akşam yemeği için buraya geldik. 1875 yılından kalma tarihi bir bina düşünün. Mekanın olduğu alanın bir kısmı çok önceleri bakkal, bir kısmı ise kıraathane olarak kullanılmış. Kısa bir dönem yine başka bir isim altında kafe olarak faaliyet göstermiş. Bina, ikinci derece tarihi eser olduğu için zorlu bir restore sürecinden geçerek temizlenmiş. Günümüzde ise üst katında bir apart otel yer alıyor. Mekan, 2015'in sonlarında açılmış. Binanın giriş katı L şeklinde yüksek tavanlı, tuğla duvarlı ve samimi bir mekan. Yüksek pencereler sayesinde iç mekan oldukça aydınlık ve ferah. Hima ‘Ermenice’ şimdi anlamına geliyor. Mekan sahipleri Natali Hanım ve Nubar Bey kardeşler. Bu ismi koyarak mekanda bir nevi carpe diem felsefesini yaşatmak istemişler. Bunu bir ölçüde başardıklarını söyleyebilirim. İçeri girer girmez mekanın loş ve huzurlu ortamı sizi etkisine alıyor. İçerisi nostaljik ve dekoratif objelerle dolu. O anın tadını çıkarmak size daha cazip geliyor.
2 mart akşamı yoğun yağmura rağmen mekanda toplanmayı başardık. Tadımımız ev usulü az mercimek çorbası ile başladı. Çorba, süzme değil bol malzemeli ve lezzetliydi. İçinde un vb. katkılar yoktu. Zaten yemeklerin hemen hepsine annelerinin eli değiyor. Mutfakları bu açıdan oldukça şanslı. Mekan bu anlamda başarılı bir aile işletmesi olmuş. Ardından masamıza serpme şeklinde mekanda mevcut zeytinyağlı soğuk mezeler getirildi. Çıltik (patlıcan kızartması), barbunya, yoğurtlu kabak kızartma, kereviz, patlıcan salatası, tavuk salatası, sürpriz yeşil, kurutulmuş biber ve patlıcan dolması, zeytinyağlı dolma. Bunların dışında İstanbul'da sayılı yerde yiyebileceğimiz topik geldi. Şahsen topiği çok severim. Bu meşhur mezenin yapımı zahmetlidir ama çok lezzetlidir. Burada yediğim topik daha önce yediklerimin aksine daha hafifti. İç malzeme dolgusu daha gevşek tutulduğu için kesimi çok kolaydı. Nohut ezmesi katmanının altında bazen yaptıkları gibi aşırı bir sıkışıklık olmadığı için yemesi de rahattı. Genel olarak tüm meze çeşitleri ortalamanın üstüydü. Sürpriz yeşil, dolma çeşitleri, çıltik ise efsane düzeydeydi diyebilirim. Bunlar haricinde ikram olarak gelen aperatif mezelere değinecek olursam yemek öncesi üç mini kasede servis edilen acuka, özel yeşil zeytin ve kırmızı biber turşusundan oluşan bir üçlü düşünün. Her biri özgün lezzete sahip, benzerini bulmanızın çok zor olduğu iştah açıcılardı.
Ara sıcak olarak beşamelli ıspanak yedik. Güveçte ince bir tabaka halinde gelen ıspanak, hafif bir beşamel sos ile sunulduğu için başarılıydı. Ana yemek olarak ise julyen ızgara sebzeler ve tavuk suyu ile yapılmış pilav eşliğinde anne köftesi vardı. Köfteler çok yağlı veya baharatlı değildi. Dokusu da klasik köfteye göre daha sertti. Evlerimizde yaptığımız geleneksel kuru köfteye benzer bir kıvamdaydı. İsminin hakkını veren bir lezzetti. Yemek esnasında kendi yapımları olan limonatanın da tadına baktık. Özellikle çok şekerli olmayışı ve portakal dilimi eklenerek servis edilmesini çok beğendim.
Tatlı olarak ise cheesecake, tiramisu ve mozaik pastadan oluşan karışık bir tabak sundular. Bunlardan özellikle cheesecake ve mozaik pastayı başarılı buldum. Sunulan lezzetin kalitesine göre fiyat düzeyi özellikle Karaköy bölgesi için çok makul. Hesaplı öğle menüsü seçenekleri de var.
Mekan açılalı kısa bir süre olmuş henüz. İlk bakışta insana bir pastane veya kafeymiş gibi gelse de bundan çok daha büyük bir potansiyeli var. Konumu çok harika bir yerde olsa da biraz gözden uzakta kalıyor. Bulunduğu muhit gereği alkol ruhsatı olmasına rağmen şimdilik alkol servisi yapılamıyor. Alt katında tarihi bir sarnıç da mevcut. Şahsen burası bir meyhaneden çok şarap evi ambiyansına uygun bir mekan. Yoksa bu kalitedeki mezelerle güzel bir rakı sofrası da kurulur.9 yıl önce
Dokuzuncu ve son lezzet durağımız, uygun fiyata başarılı kahveler sunan 3. dalga kahvecisi, Coffeetopia.
Ortamı, dekorasyonu ve personelin kahve bilgisiyle tam bir kahve mekanı. Sorduğunuz her soruya bilgili ve incelikli cevaplar alabiliyorsunuz. Sabırla sizin karar vermenizi bekleyip, beğeninize göre tavsiyelerde bulunuyorlar. Soğuk olmasına rağmen, mum ışığı imajlı küçük masa lambalarıyla aydınlanmış dış ortamı tercih ettik. Kalabalık olmamasının avantajıyla keyifle yorgunluk kahvelerimizi yudumladık. Tercihimiz, nitelikli kahve olarak servis edilen Red eye oldu. İçeriği, başarılı bir çekirdekle hazırlanmış filtre kahveye, 1 shot espresso ilave ediliyor. Yoğun aromalı kahve sevenler için başarılı bir tercih. Daha yoğun sevenler için Black eye (2 shot), Dead eye (3 shot) seçenekleri de var. Sıcak çikolata, yanında marshmallow ile hoş bir kupada servis ediliyor. Çocuklarınız için de bu tercih başarılı olabilir. Kahveleri şeker ile servis ediyorlar fakat kahvenin aromasını tam anlamıyla hissedebilmek için kullanılmamasını tavsiye ediyorlar ki doğrusu da bu. 3. dalga ile siz de sörf yapmak istiyorsanız, uğranılacak bir mekan.. Red eye 9 TL.9 yıl önce
Sekizinci lezzet durağımız, dondurmalı irmik helvasıyla ünlü mekan, Hacı Şerif.
Büyük olasılık kapanmıştır dediğimiz mekana, son 10 dk. sında yetiştik. Acil olarak, karton kutularda servis edilen dondurmalı irmik helvalarımızı sipariş ettik. Bu sırada da tabii ki resim çekimlerimize devam ettik. Makinanın önünde helvaları hazırlayan hanım ablamızı çekerken, ne oldu dersiniz? İlk uyarımızı aldık. Neymiş efendim? Makina çok özelmiş, resim çekilmesi yasakmış. Gören de atomu parçalayan bir mekanizmayı çektiğimizi sanır :) Hepi topu soğuk dondurma ile sıcak helvayı aynı ortamda bulunduran bir alet. Neyse peki dedik ve helvalarımıza yumulduk. Denizli'de ki Hacı Şerif'te de denediğimiz helva, maalesef aynı lezzette değildi. Belki de akşam olduğu ve uzun süredir makinada bulunmasından kaynaklanıyordur. Sonuç olarak tattığımız helvayı pek beğenmedik. Küçük boy 4,5 TL, Büyük boy 6,5 TL.9 yıl önce
edinci lezzet durağımız, hızlıca kebap yiyebileceğiniz ciğer ve kuzu şişi beğenilen bir mekan, Dürüm Büfe.
Alışveriş için gezinirken, mekanın önünde duran doğu usulü sini ve tabureleriyle, içeride ocakbaşı türü ızgarasıyla sizi cezbedebilecek bir mekan. Bizi cezbeden ise tabii ki lezzetleri. Ciğer şiş ve çöp şiş niyetiyle girdiğimiz mekanda, ciğer şişin kalmadığı öğrenmemize rağmen yine de oturduk. Daha önce de söylediğimiz gibi, hayal kırıklığına uğramamak için bu bölgede erken yemek yemekte yarar var. Çöp şiş ve Adana kebap sipariş ettik. Çöp şiş lezzetli ve yumuşacıktı. Adana kebap sıkı ve lezzeti ortalamaydı. Adana kebap için gelinmez. Eminiz ki ciğer şişleri de başarılıdır. Şişleri için es geçilmemesi gereken bir kebapçı. Fiyatlar uygun. Ciğer 15 TL, Çöp Şiş 15 TL.9 yıl önce
Altıncı lezzet durağımız, baklava ve katmer için uğranması gereken bir mekan, Develi Baklava.
Bu bölgedeyseniz buranın önünden mutlaka geçmişsinizdir. Akşam olduğu ve bölgede esnafın dükkanları kapattığını görünce adımlarımızı biraz daha hızlandırdık. Giderken vitrininde bize yeşil yeşil parlayarak selam veren baklava tepsileri, döndüğümüzde maalesef tükenmişti. Baklavalarını tadamadığımız için diğer başarılı lezzetlerinden biri olan katmeri tercih ettik. Dış tabureli masaların boşalması ile hemen yerimize yerleşip katmerlerimizi beklemeye başladık. Bir süre sonra üzerinde dumanı tüten katmerlerimiz masaya teşrif etti. Mutluluktan hepimizin ağzı kulaklarına vardı. İstanbul için oldukça başarılı bir katmer yedik. Çayımızı da içtik, gayet mutlu mekandan ayrıldık. Katmer (İki kişilik) 25 TL. Fıstıklı baklava kg. 55 TL, porsiyon 10 TL. Özel kare baklava kg. 66 TL, porsiyon 11 TL.9 yıl önce
Beşinci lezzet durağımız, bu bölgede yaptığı lezzetli kokoreç ile ünlü mekan, Kokoreççiler Kralı Zülfü Usta.
Buraya mekan demek biraz garip olabilir çünkü işporta tezgahının sadece kapalı bir alanda olan versiyonu gibi bir yer. Dış bölgesinde ayak üstü kokoreçlerinizi yedikten sonra yolunuza devam ediyorsunuz. Biz gittiğimizde akşam olmasından dolayı tükenmiş olan İzmir usulü kokoreçlerinden tadamadık. Biber ile kavrulmuş kokorecinden yedik. Bol acılı, lezzetli ve uygun fiyatlı idi. Çeyrek ekmek aldık fakat boyutu gayet başarılıydı. Bu bölgeden geçerken pas geçilmemesi gereken bir lezzet. Çeyrek ekmek 3 TL, Yarım 5 TL.9 yıl önce
Dördüncü lezzet durağımız, Nişantaşı’na ikinci şubesini açan bölgenin popüler steakhouse’u, Virginia Angus.
2-3 sene öncesine kadar sadece ara sokak lezzet kaşiflerinin bildiği mekan, son yıllarda oldukça revaçta. Biz gittiğimizde de önünde uzunca bir kuyruk vardı. Mekan küçük olduğu için zaten 20-25 kişi ile doluyor. Özellikle hafta sonu kalabalık gelirseniz beraber oturmanız nerdeyse imkansız. Uzunca bir süre sıraya girip girmemekte kararsız kaldık fakat programımızı da bozmamak için bu beklemeyi göze aldık. 20-25 dk.’lık bir beklemeden sonra bir masaya yerleşebildik. Şefe Teslim menü ve 200 gr.’lık Virginia burger sipariş ettik ve hepsinin orta pişmiş olmasını istedik. Şefe teslim menü olarak, önden füme et, kasap köfte, kaşarlı köfte ve mini Virgina burger, arkasından sucuk, bonfile ve antrikot servis ediliyor. Tüm lezzetler için ortalama üzeri denilebilir. Ortadan kesilmiş burgeri ızgara ederken yakmazlar ise Virginia burger oldukça başarılı. Patates kızartmasını çok yağlı bulduk. Servis tahtaları bol çizikliydi ve hiç steril gözükmüyordu. Bu kadar uzun süre beklemeyi hak edecek bir mekan mı? Pek sanmıyoruz. Şefe teslim menü 50 TL, 200 gr.’lık Virginia Burger 24 TL.9 yıl önce
Üçüncü lezzet durağımız Tahtakale'nin tavuklu ve nohutlu pilavı ile ünlü mekanı, Tahtakale Pilavcısı.
Bildiğiniz pilav arabasının küçücük bir dükkanın önüne yanaşmış hali. İçerde küçük bir oturma alanı ve dışarıda tezgahın etrafında ve sokağın karşısında tabureli ufak masaları var. Biz gittiğimizde kalabalıktı fakat oturabilecek kadar tabure bulabildik. Büyük boy tavuklu ve nohutlu pilavlarımızı sipariş ettik. Önümüzde hızlı bir şekilde hazırlanan tavuklu ve nohutlu pilavı bazılarımız beğendi bazılarımız ise ortalama buldu yani karışık duygular hissettik:) İstememiş olduğumuz halde yanında ayran da servis edildi. Olsun o da iyi oldu. Etrafımızdaki müşterilerin pilavı ketçapla yemeleri garipti. Bizce o lezzeti katkılı ketçaplarla bozmanın hiç gereği yok. Bu bölgede hızlıca lezzetli karın doyurmak için başarılı bir mekan. Büyük boy tavuklu pilav ve ayran 6 TL.9 yıl önce
İlk lezzet durağımız, esas olarak lahmacunları ile ünlü Tarihi Ş.Urfa Kebap ve Lahmacun.
Yeni Camii'nin arka taraflarında bulunan mekan, çok hareketli olmayan bir bölgede. Dışarıdan baktığınızda bu semtte turistleri cezbedebilecek tipik bir mekan görünümünde. Bazı ürünlerinin başarılı olduğunu bilmesek girmekte tereddüt edebilirdik. Hava uygun olduğu için mekanın önünde bulunan dış masaları tercih ettik. Başarılı olduğunu duyduğumuz ve bildiğimiz ürünlerini sipariş ederek lezzet turumuza başlamış olduk. Lahmacun, Antep lahmacunu ve içli köfte tercihlerimiz oldu. Önden müessesenin ikramı çiğ köfte, lahmacunlar için de domates söğüş ve yeşillik masaya teşrif etti. Kebapların sergilendiği dolabın hemen yanı başında sempatik bir amca lahmacunları açıp fırına atıyor. Azar azar tattığımız lahmacunlar çıtır, malzemesi bol ve kaliteli. İçinde soğanla çoğaltılmış bir kıyma harcı yok yani. Lahmacunun acısı bol, Urfa Usulü. Antep biraz daha az acılı, bol kıymalı. İçli köftenin dış kabuğu kalın ve kuruydu, bizce başarısızdı. Lahmacun 4,5 TL, Antep Lahmacun 6,5 TL, İçli Köfte 5 TL. Lahmacun fiyatı biraz yüksek gibi gelse de kullanılan harcın başarılı olmasından durumu kurtarıyor. Lahmacunu için gelinebilecek bir mekan.9 yıl önce
Şişhane'nin ara sokaklarından birinde bir köşebaşında yer alan mekan küçük ama samimi. Has Karadenizli bir arkadaş var yetkili olarak, Ömer Bey. Menü çok zengin değil. Daha çok kahvaltı çeşitleri ağırlıklı. Mekanın iç kısmında 4-5 ; dış kısmında ise 2-3 masa var. Bir köşede de çay ocağı. Duvarlar farklı müzik aletleri ile dekore edilmiş. Mekan aslında 2013'de bir müzik atölyesi olarak kurulmuş. Daha sonradan bu yemek işini bünyesine katmış. Müzikle iç içe olan bir mekan. Muhlama (15 TL) ve kavurmalı kaşarlı sote (23 TL) sipariş ettim. öncesinde küçük bir söğüş tabağı ikram olarak geldi. Muhlama ilk başta fazla tereyağlı ve cıvık kıvamlı gelse de yemeye başladıkça yanıldığımı anladım. Tereyağının cıvıklığı peynirin yoğunluğunu dengeliyordu ve tabağın sonuna doğru muhlama sertleşmeye başlamıştı. İçinde Ömer bey'in yayla peyniri dediği yumuşak dokulu bir peynir varmış. Sanırım kolot peynirine verilen bir diğer isim yayla peyniri. Muhlama başarılıydı.
Kavurmalı et sote biraz tuzlu olsa da içine eklenen domates, biber ve kaşar ile uyumlu ve lezzetliydi. Her iki çeşit de bakır sahanda ve yanında dev dilimli vakfıkebir ekmeği ile servis edildi. Yanında içtiğim çay da Karadeniz'e yakışacak şekilde demliydi. Yöresel lezzetleri denemek için doğru bir adres. Mekanda yemek yerken çalan yöresel müziklerle de ruhunuza da müzik ziyafeti verebilirsiniz.9 yıl önce
Karaköy’ün tarihi doku ve dekorlarını koruyarak yapılan kafe ve restoranlarından farklı olarak, şık dekoruyla hoş bir ortam sahip Cano Restoran, 26 yıldır sektörde çalışan Candan hanımın göz nuru.
Cano Restoran, İtalyan mutfağı ağırlık oluşan bir menüye sahip. Fakat menüyü ilerleyen aşamalarda biraz daha genişleteceklerini, Türk Yemek çeşitlerinin de menüde yer alacağını belirttiler.
Menüden iddialı oldukları Flettoai Pepe, yani ızgara dana bonfile, biber ve krema sosu ile servis edilen yemeği seçtim. Tabakta bonfile hariçinde, kızarmış patates ve haşlanmış sebzeler vardı. Lezzetini genel olarak tatminkar.
Mekan hem dekor , hem de Candan Hanım'ın tecrübesiyle, Karaköy’e renk ve fark yaratacak bir restoran. Genel olarak öğlen ve akşam yemekleri için tercih edilebilecek mekan da, hafta sonları sabah kahvaltısıyla da hizmet verecek.9 yıl önce
Nişantaşı Atiye Sokak’ta, Anadolu Grup bünyesinde kafe & restoran olarak hizmete giren Chimp&Zee isimli gastro pub tarzındaki mekan henüz çok yeni olup binanın özelliklerinden yola çıkılarak yapılan düzenlemeyle yaklaşık 550 m
kullanım alanında, birbiriyle uyum içerisinde olacak şekilde üç farklı konsept olarak karşımıza çıkmakta. Binanın üst katında gastro özelliklerinin ön plana çıktığı bir oturma düzeni var. Alt katında ise, haftanın her günü saat 18.00’den sonra hizmet veren, pub kültürünün temalarını yansıtan sıcak bir ortam oluşturulmuş. Ön,arka ve yan bahçelerde ise yine pub tarzının ve kafe kültürünün buluştuğu açık alanlar mevcut.
Mekanadını, iki sevimli şempanze olan Chimp ile Zee’den almakta. Chimp, hayatını keyife, dostluğa ve mesleğine adamış bir barmen; Zee ise mutfakta yarattığı lezzetleri misafirleriyle paylaşmayı seven bir aşçı olarak kurgulanmış.
İkilinin birbirlerine ve mesleklerine duymuş oldukları aşkın meyvesi de böylece Chimp&Zee Gastro Pub olarak doğuyor.
Mekan özellikle bira kültürünü yansıtan Draft bira servisini en iyi şekilde sunabilmek için her katında 12’lik tap(musluk) sistemi ile hizmet vermekte. Farklı markalardan seçenekler sundukları şarap menüleri ile geniş bir yelpazeye
sahip kokteyl tarifleri de bizlerin beğenisine sunulmuş. Menüsündeki klasik olan tatların dışında kendilerine özgü, yaratıcı lezzetler bulabilirsiniz.
Menüsünden tercih ettiğimiz lezzetlere bakalım:
Yabanturbu Soslu Tekir : Soğuk başlangıçlardan olan, limon marinesinde bekletilerek ‘pişmiş’ kıvamına getirilen tekir balığı altında yabanturbu ve ceviz sosu ile servis edilen, bu lezzet damaklarınızda harika bir tat bırakmakta.Tek kelimeyle kusursuzdu.
Bonito Patlıcan : Ara sıcaklardan olup, balık suyunda marine edilmiş ızgara patlıcan üstünde kurutulmuş palamut balığı yongaları ile servis ediliyor. Tek kusuru yongaların daha kalın rendelenmiş olmasını beklerdim.
Steak Orkinos : Kimyon ve zencefil sosuyla pişirilmiş olan orkinos (ton) balığımız; mısır,mercimek garnitürü ile tatlı hardal tohumlarıyla harmanlanmış reyhan & roka kombinesinden oluşan salata ile sunuldu. Garnitürü gereksiz buldum. Steak orkinos içi az pişmiş şekilde sulu ve lezzetli olmuştu. Gayet güzel bir şekilde soslanan salata ise iyi bir kombin oluşturmuş.
Konyaklı Sufle : Tatlı olarak tercih ettiğimiz bu seçenek de kendi dalında başarılı olmuş. Malzemeler tam ayarında oranlanmış ve kıvamında pişirilmişti.
Menülerindeki lezzetlerde kendi yapımları olan ürünler bulunmakta. Merdivenlerden çıkarken raflarında görebilirsiniz. Mekanın duvarlarını süsleyen gerek afişler gerekse de fotoğraflar Chimp & Zee’nin karakterlerini anlatıyormuşçasına çok başarılı olarak tasarlanmış. Adem bey mekanın salon şefi. Servisimizle ise İrem hanım ilgilendi. Samimiyet ve güleryüzle karşılayan ve sorularımızı yanıtsız bırakmayan personele teşekkür eder Nişantaşı’na olması gereken kalitede bir mekan kazandıran kurucularına da başarılar dilerim9 yıl önce
Galata’da Ağustos 2015’te açılan Nola İstanbul, dört ortaklı bir restoran. Kamil Uzel, Yeşim Erdemir, Tuğrul Tokgöz ve Hüseyin Dönmez mekanın bulunduğu binayı dört yıl önce metruk bir haldeyken görmüşler ve ‘Burayı bir restorana çevirmeliyiz.’ demişler. Mekanın işletmeciliğini 8 yıl yiyecek-içecek sektöründe çalışan Hüseyin Dönmez üstlenmiş. İki katlı, yaklaşık 250 kişi kapasiteli Nola İstanbul, Galata Kulesi’nin orijinal surlarından bir parçasının hemen önünde yer almakta.
Nola İstanbul, tarih ve kültür başkenti olarak kabul edilen İstanbul’da yaklaşık 1200 yılık bir geçmişi olan ve tarihin en önemli sahnelerine tanıklık etmiş bir sur duvarına sırtını almış. Arka cephesini boydan boya saran bu duvar, Cenevizliler’in yaptığı dev surlardan kalan ve tarihsel değeri olan bir parça. Bugün tarihi dokusuna hiçbir zarar verilmeden restore edilen sur duvarı, çok özel bir mimari çalışmayla yeniden şehre kazandırılmış.
Saat 10.00’dan 01.00’e kadar açık olan Nola İstanbul’da, mutfak cuma ve cumartesileri 02.00’de, diğer günlerde 01.00’de kapanıyor. Restoranın atmosferi 22.30’dan sonra değişiyor. Tabi ki bundaki en büyük etken barın ve bahçe içindeki dekorasyonun uyumu. İç mekan da tarihi dokusuyla beraber gerek seçilen mobilyalar gerekse de ışıklandırmasıyla oldukça hoş bir şekilde dekore edilmiş. Yine kapalı alanındaki hemen girişindeki bar da sade ve şık bir şekilde dizayn edilmiş. Mekanda chill out, lounge türü müzikler çalıyor. Kış mevsiminde bahçede oturmayı tercih ederseniz ısıtıcılar mevcut.
Akdeniz mutfağı ağırlıklı mekanda sıcak paylaşımlardan; deniztarağı lolipop, ıspanaklı ve pastırmalı börek, kabak çiçeği dolması ve peynirli ‘Nachos’ ; salatalardan firik salatası ; ana yemek olarak deniz mahsülleri risotto; tatlılardan ise vanilya dondurmalı profiterol tercih ettik. Deniztarağı lolipop, güzelce yağını çekmeden kızarmış bir şekilde üstünde roka yaprağı yanında tartar sosuyla çok başarılıydı. Yoğurt yatağında minimal yeşilliklerle görsellenen küçük bohça şeklindeki ıspanaklı ve pastırmalı böreklerde, çemensiz pastırma miktarı az olup hafif bir lezzetti. Yoğurtla birlikte mantımsı bir tadı andırıyordu. İçi peynirle doldurulup kızartılmış olan kabak çiçeği dolması da ağzınızda güzel bir tat bırakmakta. Görsel olarak insanın gözünü alan, dört farklı sosuyla (avokado guacamole sos, krema sos, domates sos, kıymalı Meksika fasulyeli sos) servis edilen peynirli ‘Nachos’lar tek kelimeyle bira eşliğinde 10 numaraydı. Firik buğdayı, biber, salatalık, kurutulmuş kayısı, ceviz, kekik, nane ve nar ekşisi sosla yapılan firik salatası olabilecek en güzel halde sunulmuş olup özellikle vejeteryanların tercih edebileceği bir seçenek. İçeriğinde kalamar, ahtapot, karides; üzerindeyse somon parçaları ve parmesan peynir dilimleriyle suyu çektirilmiş ve bol malzemeli güzel bir ana yemek olmuş. Hamur topların arasına konulmuş olan vanilya dondurması, üstüne çikolata sosu ve yer fıstıklarıyla süslenen vanilya dondurmalı profiterol, hamurunun sert olması dışında lezzet olarak iyiydi.
Mekanda kokteyller çok tercih edilmekle birlikte Türk şarapçılığını desteklemek için yerli şaraplara önem verilmekte. Mekan İstanbul’un tarihsel dokusunda Akdeniz Mutfağı’nı zengin bir gusto ile harmanlamakta.9 yıl önce
İstanbul’un Beyoğlu ilçesine bağlı Tomtom Mahallesi’ndeki Galatasaray Lisesi’nin yanından yokuş aşağıya inen Yeni Çarşı Caddesi’nin sağ kolunda göreceğiniz bu yeni açılan mekanın girişinde 4’er kişilik olan 5 masa bulunmakta. Masaların üstüne tuzluk ve karabiberlik ile birer kaktüs konularak sade bir dekor oluşturulmuş. İçeriye doğru ilerlerken koridorun sağ tarafında bar tarzı sandalyeler düşünülmüş. Duvarın boydan boya ayna ile kaplanması ışıklandırmanın da etkisiyle ortama derinlik kazandırmış. Hemen karşısında bulunan mutfak oldukça temiz ve düzenli. Mekan sahibi olan Melek Hanım, mermer tezgahın üstünde açtığı incecik pizza hamuruna, taze ve günlük malzemeleri katıp fırına veriyor. Birçok mekanda görme fırsatı bulamadığınız yemeğinizin hazırlanışını, aynanın yansımasından da canlı olarak izleyebilirsiniz ;) Menüsünde 13 çeşit pizza seçeneği mevcut olup vegan ve vejetaryenler de düşünülmüş. Fiyatlar 17 – 25 TL aralığında.
Pizzaların boyut olarak büyük olacağını düşünerekten iki farklı seçeneği tek bir pizzada deneme ricamızı kırmayıp hazırlama inceliğinde bulunan Melek Hanım’ın çıtır cips şeklinde bol malzemeli lezzetli pizzalarının tadına baktık. Pizza Quattro Formaggio (Mozzarella peyniri, grana padano, gorgonzola, ricotta peyniri, domates sosu, roka, acı yağ) ile Pizza Tomtom’u (Mozzarella peyniri, domates sos, sucuk, mantar, kekik); Pizza Vegetarian (Mozzarella peyniri, patlıcan, yeşil ve kırmızı tatlı biberler, kabak, mantar, parmesan peyniri,domates sosu) ile de Pizza Vegan’ı (Domates sos, patlıcan, kabak, kımızı ve yeşil biber, zeytin, mantar, kekik, roka, zeytinyağı) birleştirdik. Hepsi de kendi türünde
başarılı lezzetlerdi. Tatlı olarak yine kendi ürünleri olan cam bardakta sundukları tiramisuları da mascarpone peyniri ve kedi dilleriyle oldukça başarılıydı. İçki ruhsatı olmadığından tiramisunun hamuruna alkol koyamıyorlar ;) Akşam saatlerinde gittiğimizde tesadüfen boş gördüğümüz masaların yaklaşık bir saat içinde tamamının dolmasını kaliteden ödün vermemenin karşılığı olarak düşünüyorum. Midenize oturan o kalın dilimli ve 2. sınıf malzemelerle yapılan pizzalardan uzak durup gerçek pizza lezzetiyle tanışmak istiyorsanız tercih edilebilecek mekanlardan biri.9 yıl önce
Karaköy'ün yeni mekanlarından Finn'i denemek için bir öğle vaktini tercih ettik. Önceden online rezervasyon yapmamıza rağmen personel bundan haberdar değildi. Servis saati 12.00 olarak gözükmesine rağmen vardığımızda ters duran sandalyeleri ve personelin rahat tavırlarını görünce mekandan servis ümidimi kestim. Barmen yemek servisi olup olmadığını aşcıya soruyordu. Neyseki personel bizi görünce kısa sürede çekidüzen verdi kendine ve hızla servise başladı.
Başlangıçlardan falafel (21 TL) ve pancarlı somon grawlax (32 TL) makarnalardan calamarata, (39 TL) ana yemek olarak ise körili tavuk tajine (34 TL) sipariş ettik. Yemekten önce zeytinyağında otlu tuzsuz peynir topları geldi aperatif olarak. Falafel ve somon tabakları oldukça renkli, görsellik ve lezzet açısından başarılıydı. Falafel topları, yanında çok renkli bir salata ve ikiye bölünmüş pita ekmeği ile sunuldu. Pancar suyuna batırılmış somonun yanında ise arpacık soğanları ve Rus salatası garnitürü vardı. Tajine hafif acılı, yoğun kıvamlı bir köri sosu içinde yanında sade pirinç pilavı ile bereber servis edildi. Tavuk parçalarının üzerine az miktarda yoğurt konmuştu. Calamarata bence tajine göre daha başarılı ve bol deniz mahsüllü bir yemekti. İçinde somon, midye, ahtapot, kalamar, karides vardı. Kremalı sosu bana biraz ağır ve porsiyon miktarı az geldi. Yine de sonradan doyduğunuzu hissediyorsunuz. Kokteyl menüsünden herhangi bir seçim yapmadık ama menüde fiyatların yazılı olmaması dikkatimizi çekti. Sonradan menünün en altında alkollülerin 35 TL alkolsüz kokteylerinse 20 TL sabit fiyat şeklinde yazıldığını farkettik. Yemek menüsündeki şeffaflık alkol için geçerli değil anlaşılan.Yemek boyunca içinde limon kabuğu ve taze fesleğen bulunan bir su servis edildi. Güzel bir detaydı. Su için ücret alınamdı ve kahve ikramı yapıldı.
Mekanın ortamının fazla bir özelliği yok. Kadife perdeli bir kapıdan giriş yapıyorsunuz. Mekanın ışık alan tek bir cephesi var. O da sokağa bakıyor. daha çok bar atmosferi ön plana çıkıyor. Küçük L şeklinde bir alan ve barı gören cephe aynayla kaplanarak mekan ferah gösterilmeye çalılışmış. Öğle saatleri giderseniz servisin başlaması biraz zaman alabilir. Servis saatlerini netleştirmeleri lazım. Gerekirse hazırlıklarını bitirip mekanı daha geç açabilirler. Fiyatlar bir Karaköy klasiği olarak ucuz değil elbette. Ancak lezzet üst düzeyde olduğu için bunu bir ölçüde telafi ediyor.9 yıl önce
Kılıç Ali Paşa Cami'ne çok yakın bir konumda yer alan mekanı geçen Cuma günü öğle yemeği vaktinde deneyimledik. Mekan dışarıdan küçük bir yermiş gibi gözükse de içeriye girer girmez yanıldığınızı anlıyorsunuz. Oldukça ferah ve iki katlı bir mekan. Sıcak bir dekorasyonu var. Az porsiyon dereotlu bakla çorbası, sebzeli dil balığı buğulama ve fırında kuzu tandır sipariş ettik. Çorba bol malzemeli ve lezzetliydi. Dil balığı son derece hafif ve çok lezzetli bir suyu olan bir yemekt. Köy eriştesi üstünde servis edilen kuzu tandıra biraz keş rendesi eklenmişti. Balığa göre oldukça ağır ama eti harika pişmiş bir yöresel yemek olmuştu. Batı Karadeniz'de cevizli, keşli erişte sık karşınıza çıkan bir yemektir. Bana göre keş miktarı biraz daha fazla olabilirdi.
Tatlı olarak ekşi elmalı ve kaymaklı ayva tatlıs ile badem krokanlı muhallebi istedik. Ayva tatlısı tek kelimeyle mükemmeldi. Baharatı, kıvamı, elmanın uyumu harikaydı. Muhallebi de hafif sakız aromalı ve son derece hafif bir tercih oldu. Fiyatlar özellikle öğle menüsü dışında biraz yüksek. Et yemeklerinin fiyatları biraz daha uygun olabilir ama lezzet konusunda ortalamanın epey üstünde bir yer. Tatlı ve çorba fiyatları normal.
Mekanın aşçısı ve ortaklarından biri olan Seray Öztürk sektörde deneyimli, biri ve işini özenle yapıyor. İkram ettiği kahvelerimizi içerken biraz sohbet ettik. Anadolu yemekleri ağırlıklı bir menüye destekleyen malzemeler mümkün olduğunca yöresinden getiriliyor. Organik tavuk Samsun'dan, yumurtalar Bolu'dan, etler belirli bir kasaptan gibi. Mekan, uzun kahvaltılar için de güzel bir atmosfere sahip. Adını yansıtmayı başarıyor.9 yıl önce
Acıbadem'de yaklaşık 2 aydır açık olan mekana, çok noodle sever olmasak da denemek için uğradık. Mekan L şeklinde bir plana sahip. Mekana girdiğinizde, sol tarafında tek sıra masa olan dar bir koridordan geçip mutfağın olduğu biraz daha genişçe bir alana çıkıyorsunuz. Buradaki açık mutfakta siparişleriniz, taze olarak hızlı bir şekilde hazırlanıyor. Bu durum sunum hızını biraz yavaşlatsa da, lezzeti artırıyor.
Girişte dar koridorda bulunan panodaki resimler, düşünmeye zorlayan ve ilgi çekici resimler. Masa başlarında bulunan duvar boyaması ünlüler de eğlendirici ve farklı olmuş. Küçük ve kullanımı zor planlı bir mekan, bu tip farklı çalışmalarla cazip hale getirilmiş. Bu anlamda dekor ve ambiyans hoş denilebilir. Açık mutfak, kıyafetleriniz için riskli olsa da yediğinizin nasıl hazırlandığını ve temizliği görmek için başarılı bir uygulama.
Önden tek çeşit çorba olarak sunulan acılı ekşili çorbayı denedik. Buranın en meşhur lezzetiymiş. Sipariş verildiğinde taze olarak hazırlanan çorbanın içinde havuç, beyaz lahana, soya filizi, kabak, tavuk ve yumurta var. Kıvamı ve lezzeti yoğun. Ekşiyi sevenler için harika bir lezzeti var. Tam bir kış çorbası, çok beğendik. İkinci tabak olarak, Gyoza yani Japon mantısı sipariş ettik. İç malzemesi bol ve lezzetli. Yanında sundukları sos da çok başarılıydı. İkram olarak tadımlık bir adet falafel sundular. Falafeli çok sevmesem de naneli yoğurt ve acı sos ile başarılıydı fakat tercihte bulun deseler, ilk iki tabağı tercih ederim.
Sıra geldi noodle'lara, iki farklı tabak noodle tercih ettik; birisi karidesli diğeri de etli noodle. Noodle'da kullanılan sebzeler taze olarak ilave edildiği için lezzeti başarılı. İçindeki sebze malzemesi de oldukça bol. Karidesli noodle'da ki karidesler dondurulmuş değil taze. Bunun sonucu olarak lezzet tabii ki harikaydı. Etli noodle'a gelirsek, ince bir parça olan et maalesef çok piştiği için suyunu ve lezzetini kaybetmişti. Bu anlamda, bu tabağı başarısız buldum. Sipariş verirken etin az pişirilmesi için uyarmak lazım. Haşlanmış soya fasulyesi olan Edamame, kıvam ve lezzet olarak yeterli bir tabak. Tatlı olarak sipariş etmeyi düşündüğümüz Churro, menüde görünüyor olmasına rağmen şimdilik sunulamıyor. Onun yerine sunulan tek tatlı olan, Çikolata soslu, antep fıstıklı kızarmış dondurma sipariş ettik. Tatlı da porsiyon boyutu ve lezzet olarak başarılıydı.
Sonuç olarak mekan, taze malzemelerle, hızlı ve taze hazırladıkları yemekler konusunda doğru yolda ve bu yolda devam ederlerse uzun soluklu olacaklarından eminim. Noodle'da ki et haricinde genel olarak tüm lezzetler yeterli ve başarılıydı. En başarılı tabak hangisiydi? diye sorarsanız, acılı ekşili çorba ve karidesli noodle diyebilirim. Yediklerimiz için toplam 81 TL ödedik. Fiyatları da bizce uygun. Anadolu yakasında denk geldikçe uğrayacağım bir mekan, yolları açık olsun... #KanGurular9 yıl önce
Karaköy mekanlarının hızına yetişilmiyor. Daha yeni olarak bilinen bir mekan daha tam faaliyete geçti derken yeni bir isimle karşınıza çıkıyor. Una pizza buna güzel bir örnek. Geçen hafta öğlen saatlerinde Una pizza niyetiyle gittiğim mekanın Birdies adıyla çalıştığını öğrendim. Henüz iki haftalık. Çok yeni bir mekan. Henüz resmi açılışı bile yapılmamış. Menüsü ve konsepti tam oturmamıştı. Menüde o anda sadece pizza seçenekleri olduğu için başlangıç veya günün çorbası tadamadım. Daha farklı lezzetleri deneyebilmek için bir pizzanın dört peynirli ve porcini pizza olarak yapılmasını rica ettim. Pizzayı yapan arkadaş ricamı kırmadı ve önlüğünü giyerek açık mutfağın başına geçiverdi. Pizzayı ek bir hamurla ikiye bölerek kısa sürede pişirdi. kullanılan malzemeler kaliteliydi ama dört peynirli kısım için daha çok malzeme kullanmasını tercih ederdim. Porcini mantarlı kısmını daha çok sevdim pizzanın. Mekan oldukça küçük. Aynalar ile iç mekan ferahlatılmış. Kısıtlı sayıda iç oturma alanı mevcut. Daha çok ye-kalk havasında ve paket servisleri de var.
Mekan sahibi Gökhan Bey'in daha önce Teşvikiye'de Leon adlı bir pizzacı işlettiğini öğrendim. İtalya'da kazandığı pizzacılık deneyimini bu mekanda sürdürüyor. Napoli tarzı bir odun fırını kullanmıyor ama Napoliten pizza yapıyor. Fırının dış cephesi Napoli tarzını andırıyor ama ilk bakışta. Kırık seramikli bir süslemesi var. Una pizza döneminde Romana tarzı pizza yapılıyormuş. Romana tarzında klasik pizza hamuruna zeytinyağı ve/veya şeker de ilave ediliyor. Pizza boyutları oldukça büyük. 32 cm. Hamuru ince. Dış tarafı hafif çıtır ve yumuşak. Yakılmadan pişirildi. Gökhan Bey suda mozzarella kullanıyor ama müşteri talebine göre blok mozzarellaya dönebileceğini söyledi. Umarım bunu yapmaz. Tatlı olarak sufle denedim.(12 tl) Bitter sarelle kullanarak yapılmış sanırım. Krema ve pudra şekeriyle şık bir şekilde servis edildi. Kıvamı da biraz suluydu ama kurutulmadan pişirilmişti. Kalıcı bir yer olursa menüdeki diğer lezzetleri denemek için tekrar gelirim. Karaköy'deki pizzacı eksiğini kapatmasını umarım. Soda dahil maliyet 44 tl.9 yıl önce
Bakırköy incirli caddesinde güzel bir Antep sofrası. Başlangıç olarak masaya tulum-tereyağı ve ezme geliyor. Sıcacık puf ekmekle birlikte tulum ve tereyağı harika gidiyor. Turşuları da çok başarılı. Lahmacunu Antep usulü tavsiye ederim, malzemesi ve tadı tam yerinde. #KanGurular9 yıl önce
Florya Menekşe sahilinde okyanus esintisi Galapagos Restaurant, tarz olarak farklı bir hava, yeni bir soluk getirmiş. Balık ve meze çeşitleri başarılı ve bu çeşitleri sunan ekip de aynı şekilde tecrübeli ve işlerinin ehli. Sunulan balıklar arasında canlı olarak getirilen tilapia ve pirana da mevcut. Pirana'yı Kılıç Balığı, kırlangıç vb. varken sadece tadını deneyimlemek açısından düşünebilirim. Lagos balığı içinde karides, mantar, ceviz gibi ürünlerin bulunduğu lagos lokumunu, levrek marin ve karides'i beğendim. Balık olarak okyanustan getirilen tarator sos ile birlikte sunulan Tilapia geldi (ismini doğru yazmışımdır umarım). Cafes Usta ve Alin Avadan'ın başarılı tatları için rahatlıkla iş yemekleri için de gelebileceğimiz bir mekan. Tatlılardan bahsetmeden geçilmemeli çünkü ince baklava (ismini hatırlayamadım), kabak tatlısı, irmik helvası harikaydı. #KanGurular9 yıl önce
Grup etkinliğimizi bu tarihi ve özel mekanda yaptık. Doğru bir karar verdiğimizi, ortam, lezzet ve servis doğruladı. Mezelerden tarama, somon füme, lakerda,midyeli lahana dolması söyledik. Tarama, sunum ve lezzet açısından çok başarılıydı. Somon ve lakerda da sınıfı geçer. Lahana dolması zaten buranın spesiyali. Ara sıcak olarak ahtapot ızgara, yaprak ciğer tava, karides güveç istedik. Ahtapot yumuşak ve lezizdi ama sos oranı biraz fazlaydı. Kömür ızgarasının tadını bastırmaması ve ahtapot lezzetini kuvvetlendirmek için azaltılsa daha iyi olabilir. Karides güveç tereyağlı, hafif acılı ve klasikti. Ciğerden tadanlar genel olarak beğendi. Ana yemek olarak ortaya ikişer porsiyon çinekop ızgara ve tekir tava aldık. Balıklar hakkıyla pişirilmişti. Tatlı olarak ise kabak tatlısı ve fırın helva söyledik. Helvanın kıvamı güzel ama bayacak kadar çok tatlıydı. Limonla falan dengelenmesi iyi olabilir. İkram edilen vişne likörleri de düşükalkollü ve fazla tatlıydı. Boğazı yakacak kıvamda olmalıydılar. Artun Ünsal'ın da kitabında adı geçen bu geleneksel mekan, toplu sohbetler için ideal. Ortam ve müzikler yormuyor. Garsonların servisi hızlı ve düzeyli. Hiç aksama olmadı. Sahil yolunda oluşuyla güzel bir deniz manzarası da sağlaması cabası. Tüm bu yediklerimiz, (hepsinden ikişer porsiyon) bir şişe şarap ve bir büyük rakı ile birlikte 700 tl tuttu. #KanGurular9 yıl önce
Akatlar-Etiler bölgesinde, MKM içerisinde güzel, sempatik ve lezzetli bir pizzacı. Pizza hamuru güzel ve kullandıkları malzemeler kaliteli. Öğle yemeği için de rağbet gören bir mekan. Özellikle domates çorbası başarılı. Bahçe bölümü rahat bir ortam sağlıyor. Kredi kartı, yemek kartları geçiyor. Personel ilgili, güler yüzlü, hizmet de başarılı. #KanGurular9 yıl önce
Bugünün öğlen menüsünde fettucine alfredo bulacağımızı sanarak geldik buraya. Meğer menüyü değiştirmişler. Gördüğümüz menü pazartesi gününe aitmiş. Bugün için mercimek çorba, piliç pirzola ve içecek vardı. Çorba fazla acı olmuştu. Soğuk bir gün olsa dayanılabilirdi ama bugün değil. kısmen içebildik. Arkasından yediğimiz piliç pirzola ise haşlanmış sebze garnitürü ile oldukça güzeldi. #KanGurular9 yıl önce
Güzel bir döner yedim diyebileceğiniz, dönerde haklı bir değere sahip olmuş bir isim. Kalite politikaları olarak vurguladıkları husus önemli: "Firmamızda sürprizlere ve tesadüflere yer verilmemektedir". Döner siparişinizle birlikte masaya ufak bir salata tabağı ikram geliyor. Görüntü ve lezzet olarak yerinde. Çorba'nın tadı fena değil. Açık ayranı tavsiye ederim, Susurluk ayranı tarzında. İçecek olarak şıra'nın da olmasından yanayım. Nakit ve kredi kartı haricinde yemek kartları geçmemesi bir eksiklik. Vale hizmeti mevcut, otopark sorunu olan bu bölge için önemli bir konu. #KanGurular9 yıl önce
Kanlıca iskelesinin hemen yanında bulunan Yakamoz Restaurant size boğazın sularının üzerinde bir yemek yeme fırsatı veriyor. Bir tarafta Fatih Sultan Mehmet köprüsü karşınızda Emirgan, bu harika manzaranın eşliğinde güzel bir lezzet ve kaliteli bir hizmet alabilirsiniz. Bugün biz pazar kahvaltısı için tercih ettik. Pazar günleri iki kişilik serpme kahvaltı 80 liraya servis ediliyor. 6 çeşit, Ezine, tulum, eski kaşar, örgü, tel ve otlu, peynir bulunuyor. Peynirler taze ve çok lezzetli yöresel peynirler. Kaymak, bal, Tereyağ ve ev yapımı reçel gayet başarılı. Paçanga Böreği bu lezzetler arasında maalesef kayboluyor hem kurumuş hem de olması gerekenden çok daha yağlı, biz beğenmedik. Omlet, Menemen, sahanda veya rafadan yumurta seçimi yapabiliyorsunuz. Biz karışık Omlet denedik oldukça başarılıydı. Sıcak simit ve lavaş ekmek servis ediliyor ayrıca sınırsız çay servisi bulunmakta. Bu sıcak mekan kaliteli servisiyle pazar kahvaltımızı renklendirdi. #KanGurular9 yıl önce
Çin, Japon, Thai mutfağından yemeklerin yer aldığı geniş bir menüye sahipler.Eski Mori ekibi olarak altyapıları sağlam bir ekip oldukları belli.Başlangıç olarak gelen Edemame (Haşlanmış soya fasulyesi ) çerez gibi gitti. Aperatif olarak shot apple mojito verildi. Sıcak başlangıç olarak Chicken roll,(Tavuk, peynir ve sebze karışımı) Ama Ebi Tempura (acı soslu tatlı su karidesi) ve avokadolu tofu ve semizotu salatası geldi. Chicken roll'u fazla yağlı bulduk avakadolu semizotu salatası iyi bir yeşillik alternatifi oldu. İçecek olarak beyaz ve kırmızı şarap seçtik. Sonrasında karışık sushi tabakları ardı ardına geldi. Dragon roll, California roll, Volcano, Ebi tempura,Tornado crab roll, Crunchy roll. Tüm çeşitlerin tadına bakmaya çalıştık ki hepsini değerlendirelim ve ona göre yorum yapalım. Garson bey bazı sushi çeşitlerinin haşlanmış olduğunu söyledi.Çiğ olarak tüketme fikrine henüz toplum olarakta alışık değiliz sanırım.Biz tüm cesaretimizle Nigiri ve Sashimi istedik hatta bunlardan sonrada Maki roll (Yosunla kaplanmış sushi rulosu) tadına bakmayı da arzu ettik sağ olsun kırmadılar ve tadım menüsünde olmamasına rağmen bize servis ettiler.Nigiri ve Sashimiler grup olarak en hoşumuza giden lezzetler oldu.Maki roll'larda yosundan dolayı çiğnemek zor olsada hoşumuza gitti doğrusu. Sos olarak adet gereği soya sosu ve Wasabi geldi.Wasabiyi soya sosuna biraz karıştırmak yetiyor çünkü oldukça acı.Sushi yerken olmazsa olmazı bu sos bence. Tatlı olarak masamıza kestaneli incir tatlısı ,kızarmış dondurma,ve çıtır bal kabağı dondurma ile servis edildi. Kestaneli İncir tatlısı kulağa geldiği kadar damağımızda lezzet patlaması yaptıramadı fakat hiç tahmin etmediğim Hatay usulü çıtır balkabağı o lezzet patlamasını yaptı.Kızarmış dondurma ilginçtir kızarmış gibi değildi. Biz bu mekanı sevdik Sushi severler için sakin güzel şık bir mekan. #KanGurular9 yıl önce
Sevinç Simit bir aile şirketi ve 1983 yılında tezgahta simit satmakla başlamış bu işe Unkapanında 1994 yılında simit fabrikalarını açmışlar İlk şube de 2002 yılının Fındıkzade’de açılmış. Önceleri sadece simit satarken daha sonra açma,poğaça,pasta çeşitleri derken ürün yelpazemiz genişlemiş. 2004 yılında Halaskargazi Osmanbey'de ikinci şubemizi açtıktan sonra 2006 yılında Mecidiyeköy Fulya , 2009 yılında Mecidiyeköy Gökfiliz şubesi ve 2010 yılında Yusufpaşa şubesi ile devam ediyorlar. Fabrikaları Mecidiyeköy de dağıtım buradan gerçekleşiyor. Aksaray şubesinin önünden geçerken tesadüf eseri uğradım, canım simit çekmişti ve sokaktan değilde şöyle güzel bir fırından almak istedim tam da bu esnada buraya denk geldim. Susamlı kebap nede olsa bu, zenginin de fakirinde her zaman yiyebileceği yegane lezzetlerimizden.Simidin içine kaşar peynirini koyduktan sonra iyi demlenmiş güzel bir çayla yemek hangimizi mutlu etmez ki ?.. #KanGurular9 yıl önce
Bu öğlen KanGuru arkadaşlarla buluşmak için yemeğin ardından buraya geçiş yaptım. Önceden yemek yediğim için irmik helvası söylemekle yedindim. Cuma spesiyali yoğurtlu kebap yine masanın gözdesiydi. Leziz bir sohbet oldu. Üst kata çıkmak daha az kokuya maruz kalmak demek. Bu yüzden öyle yaptık. #KanGurular9 yıl önce
Etini seç ve pişirsinler. İstanbulda bu konsepti uygulayan ilk mekanlardan birisi Afiyet Et. Bu konsept o kadar çok talep gördü ki sadece kasap olan diğer şubelerinde de aynı konsepti uyguladır. Alt katta kasap reyonunda etlerinizi seçiyorsunuz, yanına içecek, salata, ekmek v.s. de alıp üst kata pişirme kısmına geçiyorsunuz. Kuzu, dana, tavuk, sakatat, tavşan v.s. et çeşitleri mevcut. Etin çeşidine ve miktarına göre bir pişirme bedeli alınıyor. yine de herhangi bir restoranda burada yediklerinizi yeseniz en az 2 katı para ödersiniz. Hafta sonu inanılmaz yoğun oluyor. #KanGurular9 yıl önce
Aksaray Horhor bilindiği üzere kebapçı mekanı. İnsanlar İstanbulun birçok yerinden buraya kebap yemeye geliyorlar. Horhora yaklaştığınızı etrafa yayılan kokulardan anlayabiliyorsunuz. Burada işinde iyi birçok mekan var. Bunlardan bir tanesi de Urfa Zaman Babonun yeri. Babo hem Aksaraya hem de Beylikdüzü taraflarında da yerler açtı yada akrabaları açtı,Horhor ışıklardan girdikten sonra sağdaki küçük dükkan en popüler yeri. Burada ciğer, Adana kebap yemenizi tavsiye ediyorum. Urfa usulü yanında gelen ezme enfes oluyor.Açık ayranları da birçok yere göre iyidir. Kredi kartı geçmez buna göre hazırlıklı olmanız lazım.9 yıl önce
MMY Tantuni İstanbulda Mersin tantuniyi en iyi yapan yerlerin başında geliyor. Basın ekspres yan yolda bir benzicinin içinde başlayan küçük bir işletme, şimdilerde 4-5 yerde şubeleri ile kalitesini bozmadan devam ediyor. Hizmet anlayışı ve müşterisine verdiği önem her zaman kendini hissettirmektedir. Tantuninin tadını en iyi şekilde almak istiyorsanız yarım ekmek tantuni acılı ve soğanlı alın. Bunun yanısıra ciğer ve kuzu şişleri de çok iyidir. Mercimek çorba, tavuk pilavları da oluyor onları da iyi yapıyorlar. Fiyatları diğer tantunicilere göre yüksek olabilir ancak ekmeğin içinde gördüğünüz etin en iyi kısımlardan seçilmiş ve hazırlanmış olduğunu göreceksiniz.9 yıl önce
illy 1933 yılından bu yana hayatının kalitesine önem veren insanlara, doğanın yetiştirebileceği en iyi kahve çekirdeklerini sunmayı amaçlamış ve bu amaçla, illy dünyaya eşsiz İtalyan kahvesini tanıtmak için Espressamente illy'yi kurmuş Espressamente illy, dünya çapında 34 farklı ülkedeki 200 kafesiyle, 2009 yılından bu yana da Türkiye'de de bulunmakta .Eşsiz İtalyan kahvesinin dünyadaki elçiliğini yapan Espressamente illy'nin Kanyon şubesindeyiz.Buranın diğer Avm içi kahvecilerinden farklı yanı kendinizi dışarda ve cadde üstü bir cafede hissetmenizi sağlaması sanırım.Oturduğumuz süre boyunca havanın kararmasını ve serinlemesini hissedebiliyorsunuz. Bu serin havada içimizi ısıtacak bir kahve molası vermek için ideal bir mekan. Americano kahvelerimizi söyleyip sohbete başlıyoruz kahvenin içimi ve aroması yerinde ve dahada önemlisi kokusu insanı rahatlatıyor. Muhabbet her yudumda koyulaşıyor, her yudumda kahvenin hatırı kalıyor bizde.Biraz hatırımız varsa bizi dinleyin ve burada sıcak bir mola verin kesinlikle tavsiye ediyoruz.9 yıl önce
Başakşehir'de İstanbul temalı, Osmanlı motifli hoş dekorasyonu ile kahvaltıdan akşam yemeğine tercih edilen bir restoran. Hafta içi ve hafta sonu açık büfe kahvaltı sunuluyor. Çocuk oyun alanı, otopark ve vale hizmeti, Osmanlı ve Klasik Türk Mutfağı yanı sıra Kebap, Izgara ve Pide çeşitleri de mevcut. Kahvaltı çeşitlerinde ıspanaklı börek ve ev yapımı reçel gayet başarılı. Bence bu kadar tatlı ve pasta çeşidine gerek yok, kahvaltıda aslolan kaliteli ve yeterli çeşitliliğe sahip olmak. Çayın termoslu çaydanlıkla masaya bırakılması pratik bir uygulama ama kimi açık çay, kimi koyu çay sever. Tercihe göre sunulmasında fayda var.9 yıl önce
Hocapaşa Sokağının iddialı Cağ Kebapçısına, bizim gitmemiş olmamız yakışmazdı. Mekan küçük ve salaş. Bölge itibari ile turistler için de popüler. İstanbul'da cağ kebabının en lezzetli yapıldığı mekanlardan birisi. Cağ şişlerinin tadı damağımızda kaldı. porsiyonda iki şiş veriliyor ve 14 TL. Önden aldığımız mercimek çorbası ise tam bir hayal kırıklığıydı. Böyle bir mekan herkesin sunabildiği bir çorbayı iyi yapmak durumunda diye düşünüyoruz. Bunlar dışında yanında verilen soğan-domates tabağı ve sipariş ettiğimiz yoğurt ortalamaydı. Cağ Kebabı için her zaman gelinebilecek mekan.9 yıl önce
İstanbul’un büyük otellerinden biri olan Hilton İstanbulBomonti Cloud 34 ile şehrin en yeni keyif ve eğlence noktaları arasında yer alıyor. Otelin 34. katında bulunan bar, DJ performansları, harika İstanbul manzarası, zengin barı, özel kokteylleri ve atıştırmalık lezzetleriyle misafirlerine unutamayacakları bir eğlence yaşatmakta.
KanGurular ekibi olarak bu mekanda Koktey yapım etkinliğine davet edildik. Zaten mekana gelmeden önce yaptığımız araştırmada kokteyl konusunda Cloud 34 ün özellikle “Bartender’s Garden” konseptiyle sunulan kokteylleri ile dikkat çektiğini tespit ettik. Tabiki bu da bizi meraklandırdı.
Etkinlik esnasında yapılan Bosphoros (Rom 4 cl, Blue Curocao 2 cl, Limon suyu 3 cl ,Biberiye, Elma suyu 6 cl) , rakı severler için yapılan Lions Milk ( Rakı 1 cl, Limon suyu 3 cl, Nane Likörü 3 cl, Elma suyu 6 cl), Turkish Coffee Martini (Votka 4 cl, Martini Dry 4 cl, Soğuk Türk Kahvesi 4 cl) ve West Wing (Rom 2 cl, Çilek Püresi 2 cl, Limon suyu 1 cl)
Yukarıda belirttiklerim tadımından hoşlandığımız Kokteyllere ilişkin muhteviyat paylaşımlarıydı. Bunun dışında, Bomonti Breeze, 230, Cosmopolitan, Basil Pleasure, Bomonti Mary ve Lions Gate kokteyllerinin de icrası yapıldı.
Bir binanın 34. Katından İstanbul'a baksanız İstanbul size gülümser, ancak Hilton'dan bakarsanız bunun cevabını orada siz görün :)9 yıl önce
Dün KanGurular olarak öğle yemeğinde Saraylı Döner’i ziyaret ettik. Burası İkitelli Organize Sanayi içinde çok kısa süre içinde açılmış bir mekan. Çok ciddi bir yatırım yapılmış. Asıl işleri döner, ama kısa bir süre önce kahvaltıları da başlamış. İlerki zamanlarda steak işine de gireceklermiş. Kapıdan içeri girerken kendinizi bir saraya gelmiş gibi hissediyorsunuz. İçerisi geniş ve ferah. Yemek olarak mercimek çorba, İskender, sade döner, Saraylı pide , trileçe ve sütlaç denedik. Gelen tüm müşterilere demirhindi şerbeti de ikram ediliyor. Mercimek çorbası tereyağlı ve et suyu ile yapıldığı için çok lezzetliydi kıtır ekmeklerle güzel bir başlangıç oldu. İskender kebap yaprak döner olduğu için sade döner yemeyi tercih ederiz. Üzerine et parçaları ve yanında patlıcan közlemede vardı aynı Bursa İskendercileri gibi. Et biraz sertti, tereyağı kaliteli idi. Döner odun ateşinde pişiyor ve yağı kıvamında. Saraylı pide kendi geliştirdikleri bir ürün sanırım pide içinde döner ve fıstık vardı. Sütlacını da beğendim belki biraz daha yoğun olabilir. Kendilerinin yapması da bir artı. Trileçe ise orta seviye buldum. Buraya gelip sade dönerin keyfini çıkarın. Kahvaltısını da denemek için sabırsızlanıyorum.Hafta içi 101 çeşit kahvaltı 19 TL. Misafirperverlikleri için başta Ercan bey ve ekibine çok teşekkür ediyoruz. #KanGurular9 yıl önce
Dudullu Organize Sanayi bölgesinde böyle bir mekana ihtiyaç vardi dogrusu. Imes'in içinde genis, ferah ve sik bir atmosfere sahip. Döneri pisirme yöntemleri güzel. Hem daha agir pisiyor, hem de yanik olmuyor. Döner ve Iskender lezzet olarak fena degil ama bu mekana daha iyi bir tat yakisir. Fiyatlar uygun. 120 gr. döner 15,50 TL. Iskender 18 TL.9 yıl önce
Özdilek Park AVM'de dolaşırken sadece çay kahve içebileceğimiz bir yer ararken burayı gördük. DAha önce aynı mekanın Kozzy AVM şubesine gitmişliğimiz vardı. O zaman risotto ve suflesi ön plana çıkmıştı bizim için. Bu şubesi oldukça büyük ve ferah. Bu kez iki çay, iki kahve, bir bira içtik. İçeceklerin yanında kurabiye, kuruyemiş tabağı gibi destekçiler de ihmal edilmedi. Maliyet 30 TL. Bizden başka kimse olmayınca mekan bize kaldı.9 yıl önce
Kırmızı adını kırmızı ile yazarsanız ne olur. Tabii ki dikkat çekici olur. Kırmızı Barbekü dikkat çekecek bir şekilde hazırlanmış olan tabela ile Küçükyalı sahilde istemeseniz de gözünüze çarpıyor. Konumu itibariyle ulaşım rahat.
Adını mekanın her yerinde hissediyorsunuz. Ya biz nereye gelmiştik ya da geçende barbekü yediğimiz yer neresiydi gibi soruları havada bırakmayacak seviyede adını hafızalarımıza kazıdı. Çünkü kırmızı havalandırma bacaları ile döşenmiş bir yeri unutmak zor olsa gerek. Burada bizim alışmış olduğumuz klasik masa düzeni yok. Çünkü her masada bir barbekü ya da bizim Türk usulünde bildiğimiz ocak başı var. Ocak başından tek farkı burada usta bana oraya bir Adana at demiyorsunuz. Maşa neredeydi diye masanın geneline soruyu sorup etleri kendiniz pişiriyorsunuz, istediğiniz kıvamda. Barbekü etrafında tabakları koyduğumuz alan siyah mermerden yapılmış. Masanın ortasında iki tarafa eğimli bir ızgara bulunuyor. Bu ızgaranın altında ise uyuyan güzel var. Uyuyan güzeli uyandırmak için öpmek gerekmiyor. Izgara altındaki külleri biraz alt üst etmek yeterli. İşte ızgaranın altında yatan fındık kabuklarının ahengi ile oluşmuş ateş açığa çıkıyor ve için için yanıp ızgaranın ısınmasını sağlıyor.
Masaya oturmadan ne yemek istiyorsak siparişini verdik. Etlerimizle beraber tabii ki bir mangalda olmazsa olmaz soğan, domates, biber ve kaşarlı mantar yerini aldı. Masada gavurdağ salatası, bulgur pilavı, terleten ( atom, eroin....vb.), kremalı pazı mantar kavurması ve tabii ki patlıcan ezmesi vardı. Masaya ufak kâselerde hardal geldi. Ancak o ana kadar yediğim etlerle beraber deneme gereği duymadım. Assolist olan ve önden sipariş ettiğimiz içerideki döküm ızgarada pişen T bone etimiz geldi. Assolist tahta tabakta patates ve sebze ile servis edilmişti. Israrlı bir şekilde hardal tekrar karşıma çıktı. Bu sefer denemek için teşebbüste bulundum. Etimden bir parça aldım ve bıçağımın sivri ucunun ucu ile aldığım hardalı etimin sulu ve kırmızı olan iç kısmına sürdüm. Acılığını ağzımda hissettiğim hardalın beynimde tam tur attıktan sonra gözlerimden çıktığını sandım. Bir anda etrafımda konuşulan sesleri duymaz oldum. Geçici felce yol açtı sanki. Etkisi uzun sürmeden ortama beyin olarak geri döndüm. Hardalı oradaki mutfakta yapıyorlarmış. Ustanın ellerine sağlık ancak kısa süreli beyinde şalter kapatılmasına sebep oluyor. Ben etin yanında tercih etmek istemem çünkü etin geçek tadını alabilmek için masadaki lezzetlerden bir tur daha döndüm. Etin tadını almaya başladığımda ise gerçekten çok lezzetli olduğunu anlayabildim. Bu hususta emeği geçen çok pozitif, bizle mekanda da iyi ilgilenen chef Engin Zengin beye teşekkür ederiz.
İşletme etleri sadece Keşan'dan alıyorlarmış. Özel besi hayvanlarını tercih ediyorlarmış ki et yağlı ve yumuşak olsun. Bu yüzden de eti önden marine etmiyorlar ve marine işlemine karşılarmış. Sahipleri Mengen’li ve babadan oğula geçen bir serüvenin eseri bu mekân. Henüz bu şube 2 ay önce açılmış. Mekanda sadece olumsuz olarak söylebileceğim tek konu ise tuvaletin konumu ve gidiş yolu. Et reyonunun yanında arkaya doğru giden bir geçiş ve o geçişin yanında bir çay ocağı vardı. Bana ilk bakışta tamamen mutfak izlenimi veren akışta aslında oranın bir koridor ve tuvaletin onunda arkasında olduğunu anladım. Sıcak bir ortam için bu kadar yatırım yapmış mekanın bu konuda da bir iyileştirme çözümü bulmasını tavsiye ederim.
Kanguruları temsilen Kırmızı Barbeküde davetli olduğumuz, Nahide Mutlu hanımın organize ettiği tadım etkinliğine katılmaktan memnuniyet duyduk. Gerçekten de keyifli bir gece yaşadık. Kendisine teşekkür ederiz.
Ailenizle, arkadaşlarınızla beraber güzel sohbetler yapacağınız ve yanında da lezzetli etler yiyeceğiniz bir mekan.
Mekanı tavsiye ederim.9 yıl önce
Sirinevler civarindaysaniz denenebilecek güzel bir esnaf lokantasi. Karadeniz yemekleri ve döneri meshur. Döner yaprak döner ve kalin kesiliyor. Sade yada pilav üstü deneyeceksiniz. Iskenderi çok iyi olmaz yaprak dönerin. Dönerleri güzel ve lezzetli. Pazi sarmasi, komposto deneyebilirsiniz.Servis çok hizli. Genel olarak esnaf lokantalarinda oldugu gibi. Kuru fasulye daha iyi olabilir kullandiklari fasulye kaliteli ama lezzet orta seviyede.9 yıl önce
Ataşehir'in başarılı mekanı. Hafta içi sabah kahvaltisi için ugrak yerimiz. Lezzetli börek ve sandiviçleriyle güne baslangiç noktasi.
Kurabiyeleri, pastalari, sarküteri bölümüyle ve mezeleri ile fark yaratiyor.
Özellikle kavurmali yumurtasi ve pastirmasi harika. Fiyatlar biraz yüksek. Bazı başarılı lezzetleri için tavsiye ederiz..9 yıl önce
Sisli de Hem kasap hemde Steak Hause tadinda bir mekan açilmis.Duyduk ve geldik deneyelim dedik. Silahsör caddesindeki mekanin aslinda yillardir bu caddede kasaplik yapan kasap Dursun oldugunu ögrendik.Hemen karsisinda olan kasap dükkanlari faaliyetin sürdürmekte, bu mekanida Eylül ayinda açtiklarini ögrendik. Dry Aged buzdolaplari mevcut etlerini 28 gün dinlendirdiklerini söylediler.Etlerini Amasya,Bursa ve Çanakkaleden getirttiriyorlarmis ve iki günden fazla tezgahta et kalmiyormus.Fiyatlarida gayet makul resimlerde paylastigimiz fiyat listesini ve menüyü görebilirsiniz.Lokum denemek istedik steak tahtasiyla servis edilen Lokum un yaninda haslanmis sebzeler ve patates geldi.Gayet doyurucu bir porsiyondu. Bu tip yerleri kesfetmek iyi oluyor çok göz önünde olmadigi için fiyatlar çok iyi geldi bize.Mekana gelecek olursak yeni oldugu için hos bir dekoru var.Ates tugla duvarlari arka taraftaki bahçesiyle sakin nefes alinacak güzel bir ortam yaratmislar.Yemegin arkasindan güzel çaylarini mutlaka için.Kesinlikle tavsiye ederiz.9 yıl önce
Elit bölgenin elit ciğercisi. Ocakbaşı mekanın ortasında. İkramlar sıradan değil. Özellikle salatadaki nar ekşisinin lezzeti mükemmel çünkü Hatay'dan geliyor. Zeytinyağı ise Balıkesir'den. Sunumlar görüldüğü gibi hoş. Baharatlar ciğerin yanına dizilmiş. Ciğerin kıvamı tam istediğim gibi. İçi sulu sulu. Trakya kıvırcık kuzu ciğeri kullanılıyor. Ardından denediğim çöp şiş de lezzetliydi. Arkadaşım da yerken beni onayladı. Markalı şalgamlar arasında içebileceğiniz en iyisi burada. Ali Göde şalgamını için farkı görün. Tatlı olarak İmam Çağdaş'tan baklava geliyor, bu da çok önemli bir konu. Detaylara önem vermişler. Sosyal medyanın gücüne inanan bir işletmecisi var. Fiyatlar bölgeye göre normal sayılır. Hayırlı olsun diyoruz :)9 yıl önce
Tuzlanin herkes tarafindan bilinen sahil kesiminin yaninda, sahilden söyle yukari dogru yürümeye basladiginizda eski ahsap cumbali evleride görürsünüz. Aslinda görünen yüzünün yaninda görünmeyen tarihi bir yüzüde vardir. Bu tarihi dokunun içinde tarihi çok çok eskilere dayanan bir firin "Has firin"... Geçtigimiz yillarda bu konsept hemen yani basina Has firin plus adi altinda bir kafede açti. Artik bu essiz güzellikteki lezzetlere eve gitmeyi beklemeden de ulasmaniz mümkün. Son zamanlarin tabiri caizse moda tatlisi Trileçe de yapiliyor Has Firinda. Eger yolunuz Tuzlaya düserse mutlaka bu tarihi sokaklari arsinlamali, Has firinda bir mola vermelisiniz..9 yıl önce
Historia Avm'de yemek mekanlari içinde fazla alternatif olmamasindan dolayi tercih ettigimiz bir mekan Köfteci Ramiz. Genel olarak zincir markalardan haz etmesekte konu et olunca bir ilgimizi çekmiyor degil. Salata bari oldukça basarili Orta boy salata tabagi 8 TL doldur doldurabildigin kadar.Bir köfte bir de Antrikot istiyoruz ve özellikle Antrikotun az pismesini tembihliyoruz.Antrikot incecik yaprak ciger gibi ama tembihimizi dinlemis çok pisirip kurutmamislar.Köftesi orta derecede ne çok lezzetli nede çok yavan. Yemek sonrasi çayda ikram ettiler.Mekanin terasinin olusu iyi bir avantaj sagliyor kendilerine. Antrikot 19 TL fiyat iyi ama porsiyon küçük.köfte 13 TL.9 yıl önce
Armada teras Istanbul yaz gecelerinin klasigi olmus konum itibariyle essiz bir mekan.Bir tarafta Marmara Denizi ,Adalar,Kadiköy diger tarafta ise Ayasofya Sultanahmet Camii manzarasiyla çevrili tarastan Istanbul silüeti doyasiya seyredilmekte. 1994 yilinda kurulmus Armada Otelin bünyesindeki Restorant hem otel müsterilerine hemde misafirlerine hizmet vermekte.
Kahvalti için gittigimiz mekanin kapali teras bölümüne oturduk. Güzel havalarda manzaranin tadina doyum olmuyor. Açik büfe seklinde sunulan kahvalti çesitleri çok zengin olmasa da yeterliydi.Semaverde gelen porselen demlikli çayimiz harikaydi. Terasta bizi sik sik ziyaret eden martilar kahvaltimiza eslik ettiler.Kisi basi kahvalti 35 TL. 12 yas alti çocuklardan ücret almiyorlar.Kapali otoparklari mevcut. (Ücretli)
Sef Garsonumuz Vahdettin bey'in bizi kapida karsilamasi,mekandan ayrilana kadar Ismimizle hitap etmesi,merak ettim nerede kaldiniz demesi, ayrilirken bizi sereflendirdiniz deyip kahvemizi içmeden birakmayiz demesi asansöre kadar ugurlamasi bizi hem sasirtti hemde onere etti dogrusu.Her mekana böyle Vahdettin bey gibi Sef Garsonlar lazim gerçekten.Profesyonellik böyle bir sey olsa gerek.Memnun kalmaniz için her seyi yaptilar her ricamizi memnuniyetle yerine getirdiler.Servis adina tam puani hakettiler. Mekani kesinlikle tavsiye ederim.9 yıl önce
Üsküdar'da önünden her geçtiğimizde bizi cezbeden ve içeri girdiğimizde de bizi mutlu eden esnaf lokantası. Fiyatlar esnaf lokantası olmasa da orta gelir grubunun favorisi. İçerisi her daim dolu. Biraz uğultu, biraz gürültü, her yer yemek, her yer tatlı, koşuşturan garsonlar, "Kredi kartı geçmiyor mu? Nasıl olur?" cümleleri, mekanın biraz özeti. Bazı etli yemekleri ve zeytinyağlıları gerçekten başarılı. Önden mercimek çorba, zeytinyağlı enginar ve lahana dolması aldık. Çorbada kemik suyu olduğu belliydi, lezzetli. Zeytinyağlı enginar başarılı, zeytinyağlı lahana dolması muhteşemdi. İki kişi içeceklerle 30 TL civarı hesap ödedik. Sağlıklı yemekler yeyip, mekandan mutlu ayrıldık..9 yıl önce
Istanbulda gözü kapali lezzetli Sac Tava yiyebileceginiz mekanlardan bir tanesi Saraykapi. Avrupa yakasinda farkli lokasyonda yerleri var. Burası Esenyurt'ta bulunan şubesi. Kuzu etinden olanin lezzeti nefis oluyor. Her gittiginizde ayni lezzeti ve hizmeti bulabilmemiz de önemli.Ayva mevsimi bu aralar giderseniz kaymakli ayva tatlisi denemenizi tavsiye ederim. Afiyet olsun..9 yıl önce
Mecidiyeköy'ün arka sokaklarında bulunan bu kebapçı genelde öğlen arası çalışanlara hizmet veriyor. Hafta sonu bu bölgede karnımız acıktığında burayı denemeye karar verdik. Mekanın ortamı bildiğiniz kebapçı. Masaya oturup sipariş verene kadar önden ezme, salata, kaşarlı ezmeli kızarmış lavaşlar servis ediliyor. Adana, çöp şiş ve kanat sipariş ettik. Adana ve kanat ortalama, çöp şiş fena değildi. Salata ve ezme başarılıydı. Ezmeli kaşarlı lavaşlarda, ezme fazla geldiği için biraz suluydu. Ezmeli ve kaşarlı lavaşı, ilk defa bir kebapçıda tadıyoruz, değişik bir çalışma. Aslında lezzet notumuz 3,5 yıldız. Tıka basa doyuyor ve üç kişi tüm yediklerimiz ve üç ayran için 45 TL ödüyoruz.9 yıl önce
Yaklasik 1,5 ay önce açilan bu mekani deneyelim istedik. Vaktimiz fazla olmasa da mekanin rahatligi ve çalisanlarin pozitif havasi hosumuza gitti. Bir koltukta kedi ve yavrulari uzanmisti. Çogu kisi disarda oturmayi tercih etmisti pastirma yazi nedeniyle. Mekan eski Frenk by Chef'in yerine açilmis. Dekorasyon yine sade ama bu kez kitap, dergi, kahve fincani gibi objelerle biraz doldurulmus. Iyi de olmus dogrusu. Turistik brosürler, kahve ile ilgili dökümanlar ve fonda Irlanda müzigi. Kahve yaninda sunulan kurabiye ve kek çesitleri de var. Tok oldugumuz için denemedik ama güzel görünüyordu. 16 saat kadar dinlendirilen, daha hafif bir kahve türü de vardi. Mahalo kelimesinin felsefesini ayrica anlatiyorlar. Hirdavatçilar Çarsisi'nin dibinde böyle bir mekanin varligi tam bir sürpriz. Karaköy'ün çehresi her gün degisiyor.9 yıl önce
3. KanGurular Etkinliğimizi bu mekanda yaptık. Bu bölgeyi ve burayı tercih etmemizin birinci sebebi iki yakadan gelenler için ulaşımı kolay bir noktada olması (Altunizade Metrobüs durağına yakın) ikinci sebebi ise bu şekilde yapılan grup toplantıları için sakinliği itibariyle uygun olmasıydı. Önünde bulunan ücretsiz otopark araçla gelenler için çok kullanışlı. İç mekan ferah ve çevresi kapalı olan bölmeler var. Bahsedilen böyle sakin bir bölgeye oturup etkinliğimize başladık. Genel olarak tüm köfteler tadılmak istendiği için karışık köfte tabağı alındı. Karışık köfte tabağı, parmak köfte, bizim köfte, kaşarlı ve acılı köfteden oluşuyor. Genel olarak köftenin lezzeti ortalama bulundu ve en çok kaşarlı köfte beğenildi. Köfteden önce ortaya köz patlıcan, kırmızı biber ve piyaz söylendi. Hepsi fena değildi. İkram olarak da biber turşusu, biber sos ve sıcak sıcak minik pideler geldi. Biber sos ve pideler başarılıydı. Yemeğin üzerine alınan tahinli kemal paşa tatlısı da beğenildi. Yemeğimiz bittikten sonra defalarca çay ister misiniz? diye soruldu ve mekan kapanana kadar çay servisi yapıldı. Fazladan alınmış çaylar da adisyonda yoktu. Bu bakımdan mekanı tebrik ederiz. 8 kişi 222 TL hesap ödedik. Keyifli ve hoş sohbetin olduğu başarılı bir etkinlikti.9 yıl önce
Dönem dönem degisik mutfaklari sunan Osmani, suan Mardin yöresine ait yemekleri sunuyor. Patlican sögürme bunlardan biri. Patlican sevenler için güzel bir lezzet.
Üzerinde nohuttan biraz daha büyük köfte ile servis ediliyor. Bazi yerlerde kiyma ile servis yapilan yemek, Mardin'deki kadar basarili olmasada, gayet güzel.
Lezzet olarak iyi bir restoran olan Osmani, servis olarak her gittigimde geriye gidiyor. 3 farkli garsondan 3 kere su istememe ragmen, bir türlü masaya su gelmedi.
Yemek sonu çay istedik o da gelmedi.9 yıl önce
Kral Burger 1971 yilindan beri 1.Levent Aytar caddesinde bu isi yapmakta. Yani sadece hamburger satiyor. Bu konuda Kristal ile birlikte en eski firmalardan biri. Bu defa cheseburger denedik yine o meshur zeytinli sosundan koydurduk. 2 sene önce Kral burger hakkinda ilk yaptigim yorumda lezzetine 5 yildiz verdigimi farkettim. Simdi düsünüyorumda hayatimiza gire gurme burgercilerden sonra artik buranin lezzeti bana çok iyi gelmiyor.Sadece sosunu begeniyoruz gibi.Yinede 43 yillik bir aliskanlik oldugu için umarim uzun seneler daha devam ederler. Ama tavsiyem Hamburger çesitlerini ve özellikle soslarini zenginlestirmeleri.9 yıl önce
Gaziantepte geçirecegimiz kisa zaman sürecinde tadim aktivitesi olarak planladigim 3 istasyonun ilk ayagi Orkide Pastanesiydi.
Havanin kapali, arada sira çiselemesi ve üzerine de oldukça kuru olmasi, biraz kendi içimizde keyifsizlik olmasa da belli seviyede olusmus kasveti iyiden iyiye hissetmemize neden oldu. Imdadimiza Orkide Pastanesi yetisti.
Mekanin dis tarafinda bulunan masalardan köseye yakin bir yere yerlesir yerlesmez, içimde heyecan ve merak dolu bakislarla bu kadar methedilen mekanin ürünlerini incelemek maksadiyla kendimi pastanenin iç kismina attim.
Pastanenin iç dekoru gerçekten görsel bir keyif verirken, tezgahinda bulunan ürünleriyle müsterilerini kendine çekebilecek bir albeniye sahip oldugunu hissettirebiliyordu.
Sabah kahvaltisini evde yapmistik. Bundan dolayi pisman da degildim. Iyi bir kahvaltiydi. Orkideye has unlu ürünleri ve sütlü tatlilarin esliginde yeme niyetindeydik. Nitekim de bu sekilde gerçeklesti.
Lezzetleri harikaydi. Mekanda içtigimiz çay hosuma gitmedi, aciydi ve bunu garsonlarla paylastim. Garsonlarin servisini yeterli bulmadim. Kendi aralarinda fazla konusup sohbet ediyorlardi.
Genel itibariyle mekan tercih edilebilir. Ancak halkla iliskileri biraz düzeltmeleri gerekiyor.
Mekani tavsiye ederim9 yıl önce
Evimize yemek sepetini kullanarak verdigimiz siparisle gelen Papa John's pizzasi hosumuza o kadar gitti ki isletmenin bulundugu yerden geçerken, evdeki lezzeti aklimiza takilmis ki yerinde gidelim yiyelim dedik.??
Yemegimizi yedikten sonra bu isletme üzerine yorum yazma karari aldim.
Babasinin islettigi mali yapisi düsük olan restoranta destek maksadiyla sattigi 1971 model Camaro Z28 arabasiyla aldigi firinda, pizza yapmaya baslamis bir kisiden bahsetmek istiyorum.
Ilk subesini 1985 yilinda Kentucky’de açan Papa John’s Pizza Restoranlari, bugün toplam 32'yi askin ülkede 4.000 restorani ile hizmet vermekteymis.
Papa John's Pizza'nin kurucusu John Schnatter kariyerine, lisede okudugu dönemde, lokal bir pizzacida çalisarak baslamis ve bu dönem boyunca, pizza endüstrisindeki en büyük eksigin, üstün kalitedeki pizzalari müsterilerin kapisina kadar ulastirmak oldugunu kesfetmis.
Bu sekilde degisik hayat hikayeleri olan, kazanmayi amaç edinmis birçok firma var. Çogunu denemedim ancak bu isletmenin yedigimiz Süper Papa ve Küçük Italya çesidi olan pizzalarini çok begendik. Firmanin çok degisik kampanyalari olabiliyor. Biz o zaman 1 tane alana 1 bedava kampasina tabiydik.
Gittigimizde çalisanlarini güleryüzlü ve sicak gördügümüz bu mekani tavsiye ederim.9 yıl önce
Adını sıkça duyduğumuz bu iki aylık mekanı, bir de biz deneyelim dedik. Oturma alanı olarak küçük olan iç mekan, sade ve hoş dekore edilmiş. Yüksek tavanlı olmasından dolayı ferahlık söz konusu. Kibar bir şekilde içeriye buyur edildik ve hemen menülerimizi istedik. Menüde fiyatlar ne ucuz ne de çok pahalı sanki tam kararında gibi. Zaten yediğiniz yemekten sonra bu fiyat onun hakkıdır diyorsunuz. Hiç başlangıç vs. ye girmeden direkt ana yemeklerimizi sipariş ettik. Mekanda taş fırın olmadığı için tercihlerimizden birini pizza olarak kullanmadık. Kuzu incik ve yaban mantarlı risotto ve ızgara atlantik somonu sipariş ettik. Önden ikram olarak harika ekmekler ile sarımsak, sirke, zeytinyağı karışımı geliyor. Zeytinyağı ile birlikte yağlı ekmekler biraz ağır olsa da oldukça lezzetli. Mekanın cabernet sauvignon ev şarabından istiyoruz fakat 75cl olarak sipariş edebileceğimizi öğreniyoruz. Yarım karaf olmaz mı? isteklerimizi servis yapan arkadaş kırmıyor ve o şekilde servis ediyor. Bizce de iki kişi gelip yedikleriyle hafif alkol almak isteyenler için yarım karaf uygulaması da yapılmalı. Sipariş ettiğimiz kuzu incik ve yaban mantarlı risotto gerçekten çok başarılı. Et lezzetli ve yumuşacık. Risottonun diriliği de tam kıvamında. Tabağın içinde gelen şekerli turuncu malzemenin soğan reçeli olduğunu öğreniyoruz. O da risottoya güzel bir lezzet katmış. İki kişi 120 TL gibi bir hesap ödüyoruz. Menüler de resimler de görülebilir. Hoş bir ortamda, lezzetli yemekleri, fiyat olarak çok da uçmadan yiyebileceğiniz bir mekan.9 yıl önce
Taksim'de ocakbaşı denince ilk akla gelen mekan burası. İçeri girince bunun haklılığını gösterir şekilde buram buram nefis kebap kokuları her yerde. Önden patlıcan salatası, yoğurtlu semiz otu, soğan söğüş, bol maydanozlu salata alarak başlıyoruz. Özellikle patlıcan salatası çok başarılı. Ara sıcak olarak ciğer istiyoruz. Bu mekanın ciğerini çok sever ve başarılı bulurum. Harika pişmiş, içi sulu, yanmadan, kurutmadan servis edilmiş bir lezzet. Sonrasında kaburga, adana ve çöp şiş istiyoruz. Kaburga ızgara bir harika. Bir kebapcıya yakışacak lezzet ve kalitede. Bu mekanın farkını koyan bir lezzet. Mekan her daim çok kalabalık ve turistler tarafından da keşfedilmiş bir yer burası. En üst . bulunduğumuz katta, 5 masada turist vardı. Kokuyu onlarda almış. :) Kapıda, içeri girmek isteyen turiste 4 gün sonrasına rezervasyon yapıyorlardı. Burasıda turistik bir yer olmasına karşın, lezzetlerini koruyan bir yer. #KanGurular9 yıl önce
Daha önce çeşitli şubelerini denediğimiz mekanın bir de Başakşehir Mall of İstanbul'da bulunan şubesini denedik. Beeves Burger Special menü olarak doyurucu, 140 gr. dana eti kullanılıyor. Tat olarak ve içerik olarak gayet iyiydi. Sarımsaklı mantar güzel bir tat vermiş. Özellikle çocuklara burger yedireceklerse bu tarz yerleri tercih etmelerini tavsiye ederim.9 yıl önce
Takip Et
Brunelle ismi, Latince kökenli lavanta familyasından bir bitkini ismi. İsmiyle ödeşircesine, bahar gelince yeşiller içesindeki bahçesinde, yemek yeme imkanınız oluyor
Mekanın sahiplerinde Erkay bey, hem akademisyen hem de bu işleri keyifle yapmaya çalışan birisi. Geçtiğimiz kış boyunca, her Perşembe ve Cumartesi akşamı, yemeğinizi yerken canlı müzik ziyafeti sunarak, yemeği daha da keyifli bir hale getirmeye çalışıyor. Bugünlerde gidecekler dikkat. Rezervasyonsuz giderseniz yer bulmanız zor.
Menüye koyduğu her yemeği, yılların birikimi ile özenle seçmiş. Farklı ve lezzetli yemekler yapmak hevesiyle, endüstriyel mutfak sunan bir çok mekana fark yaratacak şekilde bir menü oluşturmuş.
Menüden GRAVYER PEYNİRİ GRATİNE FRANSIZ SOĞAN ÇORBASI, EV YAPIMI PEYNİRLİ AGNOLOTTİ (ISPANAK VE ÇAM FISTIKLI KREMA SOSU ile) ve BAKLAVA HAMURUNA SARILI LEVREK yedim.
Her bir yemek ayrı bir lezzet ve farklı tatlardı. İncelerinden en çok Agnolotti’yi beğendim. Çam fıstıklı krema sosu lezzetini daha yukarı çekmişti.
Bu kadar yemeğin üstüne, yer kalırsa (ki bende kaldı) tatlı yemeden mekandan çıkmayın. Üstü susamlı Kestaneli Sufle ise, en başta tercih edilmesi gereken tatlıların başında. Oldukça başarılı ve yemesi keyifli bir tatlı. Yanında verilen dondurmasıyla güzel bir ikili oluşturmuş. Fiyat performans olarak başarılı bir mekan. Özel yemek ve davetler için çok ideal.
St. Joseph mezunlarına ekstra indirimleri var. Mekanı öneririz. #KanGurular 9 yıl önce