"Livar Balıkevi tam manasıyla manzarasını satan bir yer. Zaten burayı keşfetmem de, “Yaa şurasının manzarası ne güzelmiş, nasıl çıkılır ki o yukarı” demem vesilesi ile olmuştur. Genel olarak diğer Arnavutköy balıkçılarına kıyasla daha uygun fiyatlı olan Livar, sıcak ve samimi ortamıyla içinizi ısıtır. Oturacaksanız kesinlikle terası veya ikinci katı tercih edin, rezervasyon yaptırmayı unutmayın.
İlk başta masanıza teşrif eden mısır ekmeği çok güzel. Mezeler ortalama seviyede, peynir ezme bir miktar öne çıkıyor. Soğanlı ve nar ekşili domates salatası zaten tam bir klasik, bol zeytinyağı ile kendini buluyor. Ara sıcaklardan sadece kalamarı denemiştim, dondurulmuş vasat bir kalamardı. Gayet doyduğumuz için balık kısmını es geçtik ve mekan ikram olarak dondurmalı irmik helvası getirdi. Tatlı başarılıydı, yemekten mutlu kalkmamızı sağladı. Ortalama lezzetleri, görece uygun fiyata, müthiş bir manzara eşliğinde tatmak isterseniz buraya bir şans verin derim."
"Şair Leyla, ismini aldığı sokağa güzel bir hava katan, şirin bir mekan. Hafta sonları baya kalabalık, rezervasyonsuz yer bulmak zor, zaten hafta sonu giderseniz mutlu olmanız da zor çünkü servis aksıyor; en iyisi hafta içi tercih etmek. Sohbet etmek istiyorsanız ya üst katta ya da dışarıda oturacaksınız yoksa müziğin yüksek sesinden birbirinizi duymakta zorlanırsınız. Müziğin sesini bu kadar açmaları çok saçma, hatalarının da halen farkına varmış değiller. Yemeği başka yerde yiyip kokteyl veya bira içmek için gelin buraya çünkü yemekler yavan ve tatsız, isim var, görüntü var ama içerik yok.
Buradaki kokteylleri yaparken uğraşıyorlar, belirli bir seviye tutturulmuş; o nedenle en makulü -mojito hariç- onlardan denemek. Hatta siz en iyisi mekana has kokteyllerden deneyin, mesela “kara üzüm”, “mastika” gibi. Biraz popüler olduğu için bozan mekanların arasında saydığım Şair Leyla her halükarda halen fena değil, civarda takılanlar için tercih edilebilir bir seçenek."
"Pişi keşfettiğim günden sonra aşırı popülerleşen bir yer oldu, eskiden hafta sonu buraya gitmek bir keyifken, artık yorgunluğumu artıran bir hal aldı. Durmadan koşturan garsonlar, önünde sıra bekleyen tonlarca insan… Tabi bu kadar talep mekanın kalitesinin zaman içerisinde düşmesine neden oldu, bütün bu sebeplerle artık ancak hafta içinde kahvaltı yapmak istersem burayı tercih ediyorum.
Burger kısmını hiç denemediğim Pişi’nin kahvaltısının genel lezzeti biraz gerilese bile halen fena değil, fiyatlar uygun. Öncelikle bir serpme kahvaltı söylersiniz, onu karışık pişi tabağıyla destekler, pestolu tostu da ortaya tadımlık olarak alırsınız. Bu güzel menünün tamamlayıcısı ise hiç şüphesiz güzel bir muzlu süttür. Verdiğim menü sayesinde hem klasik kahvaltı yaparsınız, hem de farklı lezzetlerden tadarsınız. Çay seven bir insansanız Pişi size itekler, serpme kahvaltıyla sadece tek çay verir, ondan sonra her bardağınıza 2 TL keser, buna dikkat edin. Bütün bunların haricinde Beşiktaş’taki kahvaltıcı enflasyonunun geldiği son nokta artık sıkıcı olmaya başladı, o nedenle alternatiflere yönelmekte fayda var."
"Gecenin bir körü Avrupa yakasında eğlendikten sonra kalkıp taa buraya kadar o mükemmel kebaplardan yemek için geliyorsak Kilisli Fiko’nun lezzeti hakkında başka laf etmeye gerek yok. Müthiş, müthiş, müthiş!
Ustanın tam kıvamında pişen kebabı alıp önceden ısıttığı o sandviç ekmeğinin içine koyuşu, sonra tek lokmalık parçalar halinde dilimlemesi ritüelini izlemek sizleri daha da acıktıracaktır. Ayran bu sandviçin vazgeçilmez yancısıdır. Ama damağınızı coşturan, lezzet patlamaları yaratan nedir diye sorarsanız sandviç ile beraber servis edilen o salatası derim. Altın vuruş o salatayı yemeğe katık ettiğinizde yapılmış oluyor, ikisinin ağızdaki karışımı sizi ayrı dünyalara götürüyor. Yiyin, yedirin!"
"Kantin’in modern esnaf lokantası olarak tanımlanabileceğini düşünüyorum. Her gün değişen menüsü ve içerideki samimiyeti ile tatlı bir yerdir burası. Mekanın sahibi ve şefi Şemsa’nın “Kulaktan Dolma Tarifler” blogunu düzenli takip eden biri olarak söyleyebilirim ki yapılan bütün yemeklerde özen, yaratıcılık ve emek vardır.
Yemeklerdeki lezzet standardının hiçbir zaman düşmediği Kantin’de şunu yiyin, bunu yiyin diye özel bir öneri yapmak bana anlamsız geliyor çünkü ne yeseniz gerçekten “bir dokunuş” olduğunu hissedecek ve ondan keyif alacaksınız. Hangi malzemenin iyisi/mevsimi olursa, ona göre değişen ve güncellenen menüsü size bol bol sürpriz yapacak.
Peki madem bu kadar övüyorsun mekanı neden 4 yıldız verdin derseniz, Kantin’in pahalı olmasından dem vururum sizlere. Bu kadar yüksek fiyatlar bana her zaman anlamsız geliyor, biraz daha uygun bir fiyatlandırma politikası güdülebileceğini düşünsem bile istedikleri ciro ve karı elde ediyorlarsa uygundur. Ancak kıytırık bir zincir kafede bir yemeğe 30-40 TL vermektense, bence 10 TL daha fazla vermeyi göze alın ve gelin Kantin'de yiyin."
"Çukur Meyhane'ye severek gider ve Aret'i orada görürdüm. Sonra bir baktım ki Aret ayrılmış ve kendi yerini açmış; eh genel olarak da yorumlar olumlu. Gitmeli dedim ve hafta sonu için rezervasyon yaptırdım, özellikle hafta sonu rezervasyonsuz yer bulmak imkansız gibi.
Geçe bırakmadan bir hususu belirtmekte yarar var: Servis inanılmaz aksıyor. Masalar dip dibe yerleştirilmiş, ne kadar kişi sığdırılabilirse o kadar kişi sığdırılmış, zaten bu beni rahatsız etti; üstüne üstlük bu kadar kişiyi kaldıracak kadar garson yok etrafta, garson yanınıza gelip siparişinizi alırken bir şeyi unuttuysanız yandınız çünkü bir daha garson bulmak gerçekten büyük mesele.
Soğuklara gelirsek; topik boyutuna kıyasla pahalı, lezzeti fena değil. Pilaki eh işte, Girit Ezme kötü, fazla sulanmış, evde de yaptığımız bir meze olduğu için iyisini yemiş biri olarak tatmin olmadım. Atom aralarında en başarılı olanı, acıdan yakıyor ama mutlu ediyor. Kısaca soğukların pek bir numarası yok. Yalnızca Hardal Soslu Uskumruya ayrı bir parantez açmak lazım, gerçekten beğenilen yegane üründü.
Ara sıcaklardan ilk gelen humus, yalnız humusu yaparken nohutların dış kabukları soyulmamış, yerken anlayabiliyorsunuz, lezzetsiz, sınıfta kalıyor. Yaprak ciğer geceyi kurtaran ürün oluyor, her şeyiyle kıvamında, çok lezzetli. Bundan sonra gelen balık köftesi, mantısı vs. denenmiş ama olmamış ürünler kategorisinde, baharat ve tuz oranlarını ayarlamakta başarısız olmuşlar.
Bir sürü şey yiyip hepi topu 2-3 ürünü beğenince mutsuzluğumuz tavan yapıyor, tatlı yemeden kalkalım diyoruz. Tabii hesabı masaya istemek ne mümkün, çıkışa yöneliyor, zar zor bir garson bulup hesabımızı ödüyor ve mekandan hayal kırıklığıyla ayrılıyoruz."
"Öğlenleri çok kabalalık olmasına rağmen servis aksamıyor, garsonlar güleryüzlü ve yardımsever. Yemek çeşitliliği gerçekten fazla, ülkenin her yöresine has yemek yapmaya çalışıyorlar. Sizler camekanın arkasından yemekleri merakla incelerken aşçılar her yemek hakkında bilgi vermekten geri durmuyorlar.
Tek eksiği yemekler fazla etli, eti çok sevmeyen biri iseniz kendinize göre sıcak bir yemek bulmanız zor. Mekan bu handikabı zeytinyağlı bölümü ile kapatıyor. Mezeleri tek tek seçerek zeytinyağlı tabağınızı oluşturabilirsiniz. Döner başarılı, yağ oranı makul, yanında gelen ince lavaş kendi üretimleri.
Yemeklerde yağ bol kullanılmış ancak midenizi rahatsız edecek kalitesiz bir yağ değil, yine de ortalama bir ürün. Özellikle Rize Kavurması olan günler, bu yemeğin tadına bakmanızı öneririm. Genel olarak idare eder seviyede bir restoran."
"Yemekleri fena değil ancak öyle efsane sıfatını hak edecek bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Suratsız garsonlar, genel olarak kötü servis, müşteriyi düşünmeyen bir işletme havası hakim.
Fiyatları uçuk, yediğinizin hakkı bu değil. Sadece nakit çalışmaları bu dönemde bana göre saçmalık. Bu kadar zorlamaya lüzum yok. Adına kanıp da buraya gitme gafletine düşmeyin."
"Karadeniz Lezzet Lokantası'nın yemeklerine diyecek pek bir şey yok, gerçekten herkesin damak tadına uyacak, güzel yemekler yapıyorlar. Günlük olarak pek çok farklı çeşit ev yemeği sunuyorlar, bunun yanında ızgara seçeneği de her zaman mevcut. Pideleri mükemmele yakın, kavurmalısını denemeniz lazım.
Buna karşın, öğlenleri aşırı bir yoğunluk var; masa bulmanız, sipariş vermeniz ve sonrasında hesabı ödemeniz mesele haline geliyor. Ayrıca sundukları lezzete kıyasla yemek fiyatları insafsızca yüksek tuttuklarını düşünüyorum. Kısaca yemekler güzel mi? Güzel. Ancak bu fiyatlara hak ettiklerini söylemek zor, bu nedenle puan kırdım."
"Pendik Marina'da yer alan Sandzak Balkan Mutfağı, ağırlıklı olarak boşnak yemekleri sunuyor. Başlangıç olarak füme ve kuru et alıyoruz. Füme et güzel, olması gerektiği gibi. Kuru et ise eh işte, ayrıca zaten kuruduğu için yeterince tuzlu olan kuru etin üzerine bir de deniz tuzu serpmelerine anlam veremedim.
Başka balkan lokantalarında da yediğim böreğin hiçbir numarası yok, hamurdan ibaret, geçiniz diyorum; ancak diğer lokantalarda da böreğin böyle sunulduğunu belirteyim; herhalde olması gerekeni bu.
Başlangıçlardan sonra ana yemek olarak et söyledik, etler sulu bırakılmış fena pişirilmemişti; yine de mühürlemeyi tam olarak becerdiklerini söyleyemeyeceğim. Etlerle beraber gelen ev yapımı hardalları gayet başarılı ancak baya acı, burnunuzdan solurken bile acısını hissediyorsunuz, uyarayım.
Mekanın en kötü yanı ise turistik bir havaya bürünmüş olması, kendimizi garsona bırakalım dedik ve büyük bir hata yaptık; masaya ne var ne yok bol bol getirdi, makul ve tadımlık porsiyonlar ayarlayamadı. Bu nedenle, fazla doyduğumuz için yemekleri bitiremedik, israfa üzüldük. Böyle bir muameleye gerek yok. Ayrıca 33'lük biranın fiyatı 15-17 TL civarında, fazla pahalı. Mekan genel olarak fena olmasa da yüksek fiyat politikası nedeniyle bir daha gideceğimi sanmıyorum."
"İş Kuleleri’nin yemek katında bulunan Wos, eski dükkanını kapatarak, daha geniş ve ferah bir yere taşındı; artık hizmete yeni yerinde devam ediyor. Mekan daha çok hızlı atıştırmalıkları olan tost ve wrapleri için tercih ediliyor.
Öğle yemeği için denediğimiz restoranda servis pek aksamadı ancak bunda restoranın görece tenha olması da etkili diye düşünüyorum. Yemek olarak “Wos Beyaz” isimli tostu sipariş ettim, yanına da ayran söyledim. “Wos Beyaz”, beyaz peynir, kaşar peyniri, mısır, zeytin, maydanoz ve domatesten oluşuyor. Ayrıca tostta kullandıkları ekmek kendilerine özel.
Malzemesi yeterli seviyede bulunan tost ise lezzet olarak sınıfta kaldı, öncelikle çok kuruydu, ağızda dağılan o lezzetli tostları arattı. Ellerini korkak alıştırmadan tereyağı veya zeytinyağını daha çok kullanmalarını öneririm mekana, bunun yanı sıra tost ekmeğini bir miktar daha inceltmek de çözüme katkı sağlayabilir. Böylelikle daha dengeli bir tost yaratmış olurlar."
"Bilmemkaçıncı nesil kahveciler tam etrafımızı çevirdi çeviriyor derken ilk denediğim "artistik" kahveci Mambocino oldu. Her daim kalabalık olması ve açıldığı sokağa yeni bir hava katması ile her geçenin de dikkatini çeker oldu.
Dışarıda oturduğumuzda menüde ve her yerde bulunabilen bildik kahveleri denedim; fena olmasalar bile çarpıcı da değillerdi. Bir gün ise bara oturdum ve kendimi barista ile sohbet eder bir halde buldum. Yo yo, hayat hikayemi anlatmıyordum, ne tür tatlardan hoşlandığımı, kahvede neyi aradığımı izah ediyordum. Hala üçüncü nesil kahvecilerin böyle baristalarının olması bana garip geliyor, alışamadım kendilerine, güncellemem lazım zihnimi. =)
Barista tam olarak beni anladı, aradığım o tatlılığı "Wonderland" isimli kahve ile bana sundu ve gerçekten beğendim. Kahvemi, mekanın insanın içini açan tasarımı ve güzelyüzlü çalışanlar eşliğinde yudumladım. Çevre coğrafyada pek fazla rakibi olmayan Mambocino'nun kahveseverler tarafından denenebileceğini düşünüyorum.
Köpekserver Mekan: Köpeğimizle gittiğimiz zamanlarda garsonlar köpeğimize ilgi gösterip, sevdiler ve iyi davrandılar."
"ntakya mutfağını icra etmek zor iş, bu işe soyunuyorsanız hakkıyla yapmak gerek. Burası maalesef ki sadece ismiyle öne çıkabilir, lezzetleriyle değil. Yoğurtlu mezeler karaktersiz, humus, muammara ve cevizli biber güzel sayılır. Ama asıl hayal kırıklığı Antakya usulü yapıyoruz dedikleri soslu dürüm. Yemeğin akılda, damakta kalır hiçbir yönü yok, bir şeyler değil çok şeyler eksik içerikte. Kabak tatlısı başarılı gibi, kıtır kıtır. Servis orta şekerli. Bütün bunların birleşimi ise bir kere şans verdikten sonra bir daha aklınıza gelmeyen bir mekan olarak karşılığını buluyor."
"Dönerin yeniden popülerleştiği son dönemlerde patlama görülen birbirinin aynı restoranlardan farklılaşıyor Frango, soslu döner konseptiyle öne çıkıyor. Bu soslar öyle basit soslar değil, üzerine düşünülmüş, döner ile uyum sağlayan soslar. Dükkan biraz kötü bir bölgede, sadece önünden geçtiğim için yerini biliyorum, içine girip de yemişliğim yok; hep eve servis olarak söyledim. Eve servis konusunda hızlılar, yolladıkları cin biberler çok iyi gidiyor dürüm dönerleri ile, bunun haricinde paketleme falan da başarılı.
Lezzet ise gerçekten mükemmel, etleri tek başına belki damakta lezzet patlamaları yaratmıyor ama Frango’ya özgü sosları ile birleşince evrim geçiriyor, başkalaşıyor, kendisini çok büyük zevkle, bir güzel yediriyor. Dürüm ekmeğini kepekli lavaşa tercih ederseniz aldığınız tadın daha iyi olacağı tüyosunu vermek isterim. Hastası olduğum ve ilk denenmesini tavsiye ettiğim sosları tabii ki tahinli. Muazzam. Burayı merak ettiyseniz ve bu tavsiyeyi okuyorsanız, tereddüt bile etmeyin, hemen eve söyleyin."
"Madam Despina gayet izbe bir yerde konumlanmış, iç tasarımı falan Anadolu düğün salonlarından hallice. Fasıl ekibi aşırı paragöz(hangisi değil ki?), müzikleri idare eder seviyede. Anlamsızca ünlendiğini düşünüyorum bu mekanın, veya belki eskiden güzeldi ama sonra artan talep karşısında günümüzdeki halini aldı. Benim bir mekanı beğenmem için öncelikle samimi olması gerekir; Madam Despina ise samimi gibi görünen ama içten pazarlıklı bir yer. Sadece müşteriyi ütmek üzerine kurguladıkları bir sistemleri var, tuvalete giderken bile para ödemek bu dönem için saçmalık. Garsonlar küfreder gibi hizmet ediyor. Sakın kalabalık bir masa olarak, hele hele doğum günü vb. özel günleri kutlamak için gitmeyin, “aha bu masa bize hayır diyemez, bir güzel paracıklarını alırız.” diye bakarlar, bütün geceyi zindan ederler.
Et yemeklerini kotarıyorlar, ciğer başta gelmek üzere bazı mezeler/ara sıcaklar fena değil, bunun haricinde her şey sıradan. Fiyatlar bu sıradanlığa kıyasla fazla. Hizmetini asla beğenmediğim, fazlasıyla samimiyetsiz bulduğum, ününün hakkını veremeyen bir mekan olan Madem Despina’yı tercih etmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Kısaca; vasat hizmet, sıradan yemekler, çok ama kötü servis ile karşılaşırsınız burada."
"Nizam Pide müthiş bir restoran, aşık olduğum tatlılardan olan fırın sütlacı İstanbul’da en güzel yapan yer. Çoğu zaman burasının sütlacını aş eriyorum, kolay kolay aklımdan çıkmıyor.
Son zamanlarda tasarımını yeniledi restoran, biraz daha şık hale geldi içerisi, bence gerek yoktu. =) Burası güzel bir esnaf lokantası, ev yemekleri başarılı görünüyor, tercih edenleri de gördüm ancak ben hiç yemedim. Mercimek çorbası denemiştim, güzeldi, hele yanında getirdikleri ekmek çok lezizdi, ban ban ye. Tattığımız pidelerin hepsinden zevk aldık, pastırma kaşar birleşimi bizleri özellikle mutlu etti. Tabii ki bütün bu saydıklarım teferruat çünkü dediğim gibi efsane bir fırın sütlaç ile karşı karşıyayız. Sütlacın şeker oranı yerinde, sizi baymıyor, yoğun bir kıvamı var, güzel pişirilmiş, toprak kapta servis ediliyor. Üzerine fındık tabiri caiz ise boca ediliyor, ellerini korkak alıştırmamışlar. İsteğe göre muz, bal, kuru uzum falan koyulabiliyor, ben ruh halime göre seçim yapıyorum; genellikle sadece fındıklı yiyor, bazen birkaç parça muz dilimi ekletiyorum. Sütlaçtan aldığınız her kaşık sizi başka diyarlara götürüyor, güzel hülyalara daldırıyor, bitmesin istiyorsunuz, bu güzel rüyadan uyanmamalıyım diyorsunuz. Of of, anlattıkça tekrar canım çekti."
"Beşiktaş’ta bira üzerine özelleşmiş mekanların en iyisi United Pub. Fıçı bira olarak Türk Tuborg’un ithal ettiği biralar sunuluyor, bunlar: Tuborg, Carlsberg, Hoegaarden, Guinness ve Weihenstephanen. Şişe bira isterseniz ise çeşit baya fazla, sanıyorum 50’yi geçiyordur. Muğla menşeili Gara Guzu da menüde yer alan biralar arasında. Fiyatlar genel olarak Beşiktaş klasmanının bir miktar üzerinde, yine de çok fazla olmadığını söyleyebilirim. Biraların doğru servis edilmesine dikkat ediliyor, mesela bütün fıçı biralar kendi özel bardaklarında sunuluyor, Hoegaarden’in içerisine bir tane portakal parçası atılıyor. İstenirse biralar hakkında garsonlar sizleri bilgilendiriyor ve hangi yemekler ile uyabileceğini söylüyorlar.
Burada hiç yemek yemedim, pek yiyen de görmedim; bu nedenle asıl amaç bira içmek olsun, başka yerde yemek yenilip gelinebilir. Beşiktaş civarındaki sevdiğim ortama sahip mekanlardan biri burası, konumu dolayısıyla da baya merkezi bir noktada, geleni geçeni izleyebiliyorsunuz. =)
Köpeksever Mekan: Köpeğimiz ile geldik ve dışarı kısma oturduk. Herhangi bir sorun olmadı, hatta hem garsonlar hem işletmeciler köpeğe ilgi gösterdiler."
"Adem baba klasik olmuş bir mekan. Yıllardır standartlarını korumayı başarmış güzel bir restoran. Zaten bu nedenle sürpriz ile karşılaşmak istemediğiniz ve makul fiyata balık yemeyi düşündüğünüz zamanlarda akla geliyor. Önden gelen mısır ekmeği gayet lezzetli, karnınızdaki ilk açlık çığlıklarını bastırmayı başarıyor. Sonrasında olmazsa olmaz bol peynirli güzel bir salata, zeytinyağını boca ederek karıştırıyorsunuz ve mükemmel salatanız hazır. Mevsim balığınızı beklerken eşlikçinizin şalgam suyu olması elzem. Porsiyonlar yeterli seviyede, balıklar taze, doğru pişirme teknikleri uygulanıyor. Yemekten sonra her zaman çay/kahve içip içmek istemediğiniz soruluyor ve siz yemek sonrası keyfinizi yaparken hesabınız masaya geliyor.
Fiyatlar Arnavutköy’e kıyasla uygun. Son not olarak mekanda alkol servisi bulunmadığını belirtelim. Burası keyif yapılacak uzun sohbetler için değil, canınız balık çektiğinde hemen yiyip, kalkmalık bir yer."
"Agency'i iş yemeği için öğle arasında denedik; önceden rezervasyon yaptırmıştık, masamız hazır ve her şey yerli yerindeydi. Garsonlar ilgiliydi, yemeklerin servisi kalabalık olmamıza rağmen aksamadı.
İlk olarak yufkada karides denendi ve bu lezzetli bağlangıç herkesin dikkatini çekti; sonra somon gravlax servis edildi ki o da gayet iyiydi. Masanın çoğunluğu mekanın özel yemeklerinden olan fıstıklı somonu denedi ve ziyadesiyle memnun kaldı. Ben ise kırmızı etten şaşmadım ve kıvamında pişirilmiş bir dana antrikot ila karnımı doyurdum.
Ayrıca Agency'nin iyi bir şarap kavı var, sommelierde sizi başarılı bir şekilde yönlendiriyor; cana yakın bir kişilik. Bütün bu güzelliklere karşın, fiyatları biraz pahalı bulduğumu belirtmeliyim."
"Dış kapısının küçüklüğüne aldanmayın; Joker'in içi o kadar büyük ki şaşırmanız garanti. Buna rağmen cuma ve cumartesi akşamları yer bulmak için şanslı olmak lazım. Mekandaki alkol çeşitliliği yerinde, yemekler çok lezzetli olmasa bile içeceğin yanında atıştırmak için ideal.
Şarap menüsü gelişkin, şarapların fiyatlandırması güzel ayarlanmış, öyle 3 veya 4'le çarpmamışlar perakeden fiyatlarını. Burası keyifle şarap yudumlamak için tercih edilebilir. Butik biralar konusunda ise önemli bir sıkıntı var. Menüden hangi birayı seçerseniz seçin, alacağınız cevap genellikle aynı: "Maalesef şu an için elimizde bulunmuyor.". Müşteriye olumsuz bir cevap vermek yerine, ellerinde olan biraları kara tahta ile bir yerlere yazsalar daha mantıklı olacak.
Joker'in gönlümüzü asıl fetheden yönü ise hayvan sevgisi. İçeriye köpeğinizle gelip, keyfinize bakabilirsiniz. Yaşasın havhavlar!"
"Ayder Restaurant, çevredeki çalışanlar tarafından öğle yemeği için yoğun olarak tercih ediliyor ve kalabalık oluyor. Ben de bugüne kadar iki kere ve öğlenleri restorana uğradım. Servis aksıyor, garsonlar müşterilere yetişemiyor. Biraz beklemeye hazır olun.
Kuru fasulyesi yağlı ve içinde bol bol et parçası var. Yağ midenizi rahatsız etmiyor, lezzetli ama porsiyonu küçük, fiyatının ederi bu değil. Yanında pilav sipariş edebilirsiniz, sizi üzmez. Kavurmasını pek beğenmedim, öne çıkan herhangi bir tarafı yok.
Ayder'in tatlıları ise çok ama çok üst düzey. Sütlaç İstanbul'daki en iyi örneklerden, kadayıflı muhallebisi ise o kadar hafif ki kaşık kaşık porsiyonlarca yiyebilirsiniz ve bana mısın demezsiniz. Tatlılara bol fındık döktürmeyi ihmal etmeyin, çaylar ikram."
"Ramazan Bingöl'ün restoran işletmeciliği konusunda kitapları olduğunu mekana gidene kadar bilmiyordum. Mekandaki üstün hizmet kalitesi ve servisin aksamaması merakımı celbetti ve biraz araştırma yaptım; gördüm ki Ramazan Bey bu işlerin üzerine kafa yoran; her zaman daha iyiyi arayan biri.
Restorandaki her şeyin sistemi kurulmuş, aracınızı valeye bırakmanızdan itibaren güleryüz ile karşılanıyor ve masanıza yönlendiriliyorsunuz. Garsonlar hizmet etmekten mutlular, hepsinin özellikle eğitildiği çok belli. Benim en çok hoşuma giden şey ise garsonların yapmacık bir mutluluğu olmaması idi, gerçekten işlerini severek yapıyorlardı. Fazla aç olmadığım için, garsonun da yölendirmesi ile acılı zırh kıyma tercih ettim. Etin makine ile değil, zırhla çekildiği belliydi, gayet yumuşak hazırlanmış ve sulu bırakılmış leziz bir kebap yedim. Bunun ardından tatlıyla beraber çayımızı yudumlayarak yemeği sonlandırdık.
Normalde alkolsüz mekanları pek tercih etmesem de Ramazan Bingöl, özellikle başarılı servisi ve güleryüzlü hizmeti ile beğenimi kazandı."
"Konya'da etli ekmek ve mevlana yemişliğim var diyerek lafa gireyim; ayrıca bamya çorbasına bayılırım. Mis Konyalı'ya öncelikle tek bir şans vermeyi düşündüm, gidip mevlana yiyeyim; beğenirsem ilerleyen günlerde bamya çorbasını ve diğer ürünlerini denerim dedim.
Servis gayet düzgündü, çalışanlar işlerini layıkıyla yapıyorlardı. Mevlana hızlı bir şekilde masaya getirildi. İlk ısırığımı alınca pidenin ortalama bir lezzette olduğunu fark ettim; ayrıca fazla yağlıydı. Tabii fazla yağ her zaman sorun olmuyor, yeter ki kaliteli bir yağ kullanılmış olsun. Ancak yemeğin ardından midem rahatsız oldu, yemeği öğleden sonra yemiştim ve rahatsızlığım akşama kadar sürdü. Maalesef ki verdiğim tek şansı olumlu bir şekilde değerlendiremedi Mis Konyalı."
"Kuru ete özel ilgisi olan, bunun için kah Gaziosmanpaşa'ya, kah Pendik'e gitmekte beis görmeyen benim için Etiler'de açılan Boşnjak Mutfak hizmete başladığı ilk gün gidilecekler listesine eklenmişti!
Mekana vardığımızda ortam gayet sakindi, bizimle ilgilenen garsan ise ayrı bir gıcık günündeydi, masaya uzakta duruyor, kendimizi ona duyuramaz isek lütfedip masaya doğru eğiliyordu. Yöresel yemeklerinizi ve konseptinizi tanıtabilir misiniz sorumuza verdiği yegane cevap menüde yazılanları tekrarlamaktan ibaretti. Garsondan ümidi kesip öylesine sipariş verelim dedik.
İlk olarak Pite ismini verdikleri böreklerden söyledik, ancak bir iki lokma ağzımıza atınca söylemez olaydık dedik. İç malzemesi azıcık, komple hamurdan ibaret olan başarısız bir börekti.
Yemeğimiz, kuru et tabağı ve kaymaklı biber turşu ile devam etti. Kuru et benim için inanılmaz bir hayal kırıklığı oldu, etin kuruluğu falan yoktu, o ağızda oluşması gereken yoğun ve kıvamlı lezzet patlamaları ortaya çıkmadı. Kaymaklı biber turşusu fena değildi.
Son olarak 2 farklı köfte söyledik, neyse ki köfte yapmayı biliyordu aşçımız, köfteler sulu sulu geldi, yumuşacıklardı ve çok lezizlerdi. Finali ise trileçe ve türk kahvesi ile yaptık. Her ikisi de standarttı.
Neticede, konsepti dışında pek çok yerinden sıradanlık akan, boşnak yemeklerinin hakkını veremeyen bu restoran yerine, biraz yol yapmayı göze alarak yukarda saydığım semtlerdeki boşnak lokantalarına gidin. Hem fiyatlar çok daha uygun olacaktır hem de yemekler daha leziz."
"Çevrede çok fazla tercih edilebilecek mekan yok; Taş Sofra restoranın tasarımı ve düzgün görüntüsü ile öne çıkıyor. Denediğim çorbalar istediğim kıvam ve yoğunlukta değildi; belki et suyu kullanmayı ve daha az sulandırmayı düşünebilirler.
Bir gün lahmacun denedim, maalesef onda da lezzet namına pek bir şey bulamadım. Burada yediğim ve beni en mutlu eden ürün ise beğendi et şiş oldu. Beğendi tam kıvamında hazırlanmış idi hatta bana göre daha yağsız olabilirdi, şişler sulu bırakılmış ve güzeldi. Ancak bu yemek öğlen için ağır geldi. Kullanılan yağlardan mı bilemiyorum. Çevrede pek bir alternatif olmadığı için denenebilecek bir mekan, servisin aksadığına ise şahit olmadım."
Takip Et
