info@mekan.com

Karaköy'ün En Yenisi: On Off

27 Mayıs 2015
Karaköy'ün En Yenisi: On Off
Daha açılalı bir ay olmasına rağmen çoğumuzun gönlünü fethetmeyi başardı On Off. Zaten Melih Doğan'ın işlettiği hangi mekanı sevmedik ki bu zamana kadar? Gerek samimiyeti gerekse de profesyonelliği ile her zaman bir adım öndeydi. Biz de hem bu başarının sırrını öğrenelim hem de yeni mekanı On Off'u yakından tanıyalım diye mekan.com kullanıcıları için Melih Doğan'la keyifli bir röportaj yaptık.

Melih Doğan profesyonelliği diye bir gerçek var; bunu biliyoruz. Peki Melih Doğan kimdir, bize biraz anlatabilir misiniz? 

1973 doğumluyum. Çocukken hayalim tiyatro sanatçısı olmaktı; anne mesleğinden dolayı. Ama aile baskısı ve diğer akrabaların baskısı yüzünden turizm otelcilik okudum. Okul bittikten sonra restaurant-barlarda halkla ilişkiler yapmaya başladım. Sonra işletmeci oldum. Tabii önce barmenlik olarak başladım bu işe; birkaç sene yaptım. Baktım hoşuma gitti, sonra ‘daha fazla şey yapmalıyım’ dedim ve insanları mutlu etmek, eğlendirmek için işletmeci oldum ve 21 yıldır da işletmecilik yapıyorum.



İşletmeciliğin zor yanları var mı ve siz en çok hangi konularda zorlanıyorsunuz?

İşletmecilik çok zor bir meslek, insanları mutlu etmek kolay değil. Çünkü ruh durumları sürekli değişiyor; bir gün gelen müşteri ertesi gün de aynı ruh durumuna sahip olamayabiliyor. Mesela müşteri geliyor, yer bulamıyor, biraz bekletelim diyorsun; yemeği beğenmiyor, ikram ediyorsun. Ve tabii ki şöyle durumlar da oluyor -herkesin başına gelmiştir-; yemeğin içinden bir şey çıkabiliyor. Ama bunu en iyi şekilde telafi etmek gerekiyor; yemeği değiştiriyoruz, ücretini almıyoruz, başka bir şey ikram ediyoruz. Bu durumlarda müşteriden hoşgörü bekleyip, biz de fedakarlık yapıyoruz. Bu yüzden işletmecinin burada çok esnek olması gerekiyor. Hem personelinizi korumanız hem de müşterinin mekandan mutlu ayrılmasını sağlamanız gerekiyor; daha fazla gelsinler ve daha geniş bir çevreye reklamınız yapılsın diye. Ama şöyle de bir şey var ki, hiçbir zaman kendi kişiliğimden ve karakterimden ödün vermedim. ‘Müşteri daima haklıdır’ diye bir felsefe var ama benim için son 10 yıldır böyle bir şey yok. 
21 senedir bu işi yapıyorum ama bir sürü problemle de karşılaşıyorum. Bizimki çok nankör bir sektör. Teknoloji gibi her geçen gün kendini yeniliyor. Her gün farklı bir akım çıkıyor, tabaklar değişiyor, tatlar değişiyor; yurt dışına çıkıp araştırmak gerekiyor ama bunun için imkana ve zamana ihtiyaç var. Onun haricinde gözünün iyi olması gerekiyor. Dekorasyonundan tutun da yemeğine kadar her şey bir bütün ve bunları iyi görebilmek gerekiyor. 



İşletmeciliğin duayenlerindensiniz. Elinizin değdiği her mekan dolup taşıyor. Diğerlerinde olmayıp da sizde olan şey nedir?

Bende olan şey samimiyet. Çok samimiyim ve insanlara karşı kesinlikle rol yapamıyorum; o an ne hissediyorsam onu yansıtıyorum. Ama olumsuz anlarımı belli etmemeye çalışırım. Çünkü ben insanları müşterim gibi görmüyorum. Misafir diyoruz, arkadaş diyoruz; kapıdan içeri gireni yedirip içirelim, parasını alalım diye bir şey yok. O insan buradan memnun ayrılsın istiyoruz. Çünkü 1 tane insan, 10 tane insan demektir. O buradan memnun ayrıldığında gidecek arkadaşlarına söyleyecek. Kulaktan kulağa yayılan reklam en güzel reklamdır. İşte bu yüzden elimin değdiği her mekan doluyor.



Peki ortağınız Serkan Balbal, bildiğimiz kadarıyla farklı bir sektörden, yapımcı ve oyuncu. Bu farklı iki sektörün yolu On Off’ta nasıl kesişti?

Aslında Serkan benim çok eski bir arkadaşım. Neredeyse 13-14 seneye dayanıyor. Kendisini kişilik ve karakterinden dolayı her zaman takdir etmişimdir. Benim bütün işlettiğim mekanlara gelirdi ve bu işi nasıl yaptığımı gerçekten çok iyi bilirdi; hep yanımda olurdu. Serkan’ın da hayaliydi bir mekan açmak. Onun da ciddi bir çevresi var kendisi sevilen bir insan, yapımcı. Aynı zamanda Sabanur Kıraç da ortağımız. O da basın camiasından, tanınmış ve saygıdeğer bir insan. 
Beni aslında Serkan teşvik etti. Bu bizim yıllar öncesinden kalma hayalimizdi. Ben de işlettiğim mekanlardan sökülüp kendi mekanımı açmalıyım dedim ve birlikte Karaköy’de karar kıldık. Çünkü Karaköy’ün doğru bir nokta olduğuna inanıyoruz.

Biraz klişe bir soru olabilir ama neden On Off ismini tercih ettiniz? Onun da bir hikayesi var mı?

Burası beni çok heyecanlandıran bir proje oldu; uzun yıllardır bu işi yapıyorum ama son 15 yıldır ilk defa bir mekanda bu kadar heyecanlandım ve heyecanımı da kattım. On Off benim bir anda bulduğum bir isimdi. Serkan’a gidip ‘On Off diye bir mekan yapalım’ dedim. Sabah açalım, akşam kapayalım; müziği olsun, eğlencesi olsun, iyi yemekleri olsun. O da çok beğendi, ismi araştırmaya başladık ve sonra isim haklarını aldık. Bu şekilde On Off çıktı, gayet de keyifli oldu.



Peki mutfağınızda neler var? Buraya gelenlerin mutlaka denemeleri gereken şeyler nelerdir?

Şimdi çok klişe bir laf; Akdeniz mutfağı ve Dünya mutfağı diye geçiyoruz. Çünkü tek bir mutfağa bağlı kalmak istemedik. Atıyorum, İtalyan mutfağına, Uzakdoğu mutfağına vs… Çok turistik bir bölgedeyiz, biz istedik ki gelen müşteri her kesimden tadım yapabilsin. Ama bu yemekleri yaparken de orijinallerine bağlı kalmaya özen gösterdik. Örneğin schnitzel’in anavatanı Avusturya; biz de onlar gibi yapmaya çalışıyoruz. Aşçılarımız bu konuda çok iyiler. Kahvaltıya da çok ağırlık veriyoruz.



Brunch yapıyor musunuz?

Brunch tadında kahvaltı veriyoruz. ‘Çok Çok Kahvaltı’, ‘Az Kahvaltı’ ve ‘Sıcak Kahvaltı’mız var. Zaten Çok Çok Kahvaltı’yla Sıcak Kahvaltı’yı alınca brunch gibi oluyor. Her şey var içinde.

On Off’ta özel etkinlikler yapabilir miyiz?

Tabii ki! Klasik iş yemekleri, özel toplantılar, doğum günleri, happy hour gibi etkinlikler yapılabiliyor. Mekanın kapasitesi belli; 80 kişi. Ayakta 150 kişiye kadar ağırlayabiliyoruz. Cuma-Cumartesi saat 22:00-01:00 arası dj performansımız var. Genelde tanınmamış, yıldızı parlayacak olan dj’lere öncelik veriyoruz. 

On Off’un tasarımı müthiş, her detayı fotoğraflamak istiyoruz. Özel biriyle çalıştınız mı?

Can Balkan tasarımımızda çok yardımcı oldu. Ama On Off’ta herkesin emeği var; Sabanur’un, Serkan’ın, benim… Alt yapıyı ben hazırladım ama son dokunuşlar Sabanur’a ait. Objelerden tutun da yemek sunumlarına kadar onun eli değdi. Özel olarak menülerimizi eski plak kapaklarından yaptık. Kısacası burası bizim çocuğumuz gibi oldu.



Mekan.com'a vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Ziyaretiniz için asıl ben teşekkür ederim. Tüm mekan.com üyelerini mekanımızda ağırlamaktan keyif duyarız.
Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR

Hayalindeki Sen kitabının yazarı Doris Hofer'in Thesquatgirl hesabını severek ve ilgi ile takip ediyoruz. Kendisine, önerilerine ve bayanlardan oluşan bir ekibin en 1. özelliği olarak fiziğine bayılıyoruz. Bizde düşündük ve herkes için şahane öneriler i&ccedi…
2012 yılından bu yana yazdığı İstanbul Kazan Ben Kepçe bloğunda genellikle İstanbul’daki mekanlar ve denediği tatlar üzerine görüşlerini paylaşan Büşra Kahveci, takipçilerinin beğenisini kazanmaya devam ediyor. Tüm odağını bloğuna veren ve yazdıklarıyla g…
mekan.com olarak etkinliklerimizde bir çok bloggerla tanışıyoruz ve onları daha yakından tanımak istiyoruz. Biz onları tanırken neden detayları sizinle paylaşmayalım dedik ve KanGurular isimli bir topluluğun üyesi olmasıyla dikkatimizi çeken Fuat Şimşek ile oldukça keyifli …
Godiva’nın eşsiz lezzetlerinin oluşturulmasında önemli bir rol oynayan Belçikalı çikolata ve pasta şefi Philippe Daue İstanbul’da Godiva Zorlu mağazasında cemiyet hayatının ünlü isimleri, gurmeler ve lezzet yazarlarıyla bir araya geldi. mekan.com'un da ka…
Oklahoma'da bir sandviç dükkanı sahibi, birinin kendi çöplerini karıştırarak artık yemeklerden yediğini fark edince, dükkanının camına görenleri duygulandıran bir mesaj yapıştırdı. Fotoğraf Kaynak: http://mashable.com/ "Bir sonraki yemeği içi…
Dünyanın en çok izlenen ve Türkiye’de sadece D-Smart’ta yayınlanan “The Dr.Oz Show”un ünlü sunucusu, başarılı kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, sağlık sırlarını paylaşmak üzere Türkiye’de idi. Amerika’nın First Lady’…
Tokat’ın Reşadiye ilçesinde doğdu. Hayatı boyunca okula gitmedi. Anne ve babası ayrılıp farklı kişilerle evlenince istenmeyen çocuk oldu. 10 yaşında tek başına gönderildiği Ankara Ulus’ta çakmak taşı sattı. Tuvaletlerde, kömürlükte yattı kalk…
Kendisini sosyal medyada keşfettiğimiz, tabakları ve yemekleri özgün tasarımlarıyla birer sanat eserine dönüştüren Kübra Yuvacı'yı yakından tanımak ve Mojabuka-konuşan tabakların hikayesini kendisinden dinlemek istedik.  Merhaba Kübra Hanım, önceli…
Ful Özok... Atölye Ful'un sahibi. Hayattan zevk alan, hayatı çözmüş, pozitif, hiç pes etmemiş hep kendini geliştirmiş biri... Geçtiğimiz hafta çok karlı bir havada gittik Ful hanım'ın Mecidiyeköy'deki atölyesine, röportajımız…
Van'da yöre halkının genel olarak hayvancılık ile uğraşması beraberinde süt ve süt ürünlerinden elde edilen geniş bir besin kültürü de getirmiştir. Ayrıca yaylalardan elde edilen bal ve dağlardan toplanan çeşitli bitkiler ile yapılan otlu peynir ve …
İLGİLİ MEKANLAR
#
Mobil ile Her Yer Elinin Altında!
Yoldayken acıktığında ya da yeni mekanlar görmek istediğinde mekan.com uygulamasını kullanarak sana en yakın mekanları keşfet!
#
Restoran Paneli İşletmenizi internete taşıyın,
milyonlarca kişiye ulaşın!
HEMEN KAYIT OLUN