Eski olsalar da yeniden popüler olan ve okunması gereken kitapları sizlerle paylaşmak istedim. Calvin Coleridge'in de dediği gibi "İyi bir kitabın, iyi seçilmiş ve iyi bakılmış bir meyve ağacına benzediğini söylemek, hakikatten daha azını söylemek demektir, onun meyveleri yalnız bir mevsimlik değildir."
1- Küçük Prens (Le Petit Prince)-Antoine De Saint Exupéry
Neden küçükken okumamışım dediğim bu kitaba 27 yaşımda hayran oldum. Derin cümlelerinin anlamını, en basitinden, bu kitap için söylenen sözlerden anlayabilirsiniz. Ne demeye çalışıyordu.. Hıh hatırladım;" büyükler sadece bakmayı bilirler görmeyi ve hissetmeyi bilmezler". İşte büyüklerin çoğu bu kitabı çocuk kitabı olarak değerlendirirler. Ama görmeyi bilenler ondan çok fazla hayat dersi çıkarırlar.
Exupéry'nin de dediği gibi bu kitabı özensizce okumamak lazım. Küçüklere yetişkin olmakla ilgili öğütler verirken büyüklere ise nasıl olmaları gerektiğini öğütlüyor. Tabii anlayabilene..
" ...Büyükler sayılardan hoşlanır. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar. Hiçbir zaman: ” Sesi nasıl? Hangi oyunu sever? Kelebek toplar mı?” diye sormazlar. “Kaç yaşındadır? Kaç kardeşi var? Kaç kilodur? Babası kaç para kazanır?” diye sorarlar. Ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar onu. Büyüklere: “Pembe kiremitten bir ev gördüm, pencerelerinde sardunyalar, damında güvercinler vardı” derseniz, o evi bir türlü gözlerinin önüne getiremezler. Onlara: “Yüz bin franklık bir ev gördüm” demeniz gerek. O zaman: “Aman ne güzel!” diye bağırırlar..."
Kitabın son zamanlarda animasyon haline getirilmiş filmi de hem küçükler hem de büyükler tarafından yoğun ilgiyle karşılanıyor.
Fotoğraf Kaynak: segesegese.blogspot.com
2- Bülbülü Öldürmek (To Kill a Mockingbird)-Harper Lee
Çocukların gözünden yazılan kitapları hep sevmişimdir. İşte bu roman da onlardan biri. Irkçılık, cinsiyet ayrımı, önyargı, dedikodu vs. Böyle şeyleri bir de çocukların bakış açısıyla görün.
Vermek istediği mesajların çoğunun çevrelerce hala anlaşılamadığı aşikar. Scout ile babasının konuşmaları dikkatle okunmalı. Kitabı okuyamayanlar 1962 yapımı filmini de izleyebilirler. Ama aynı tadı vermeyeceği kesin. :)
“Yakından tanıdığında bütün insanlar iyidir Scout.”
Fotoğraf Kaynak: dr.com.tr
3- 1984-George Orwell
'Bütün zamanların kitabı' diyerek ne kadar da doğru bir tanımlama yapmışlar. Güncelliğini yazıldığı yıllardan beri koruyan bu kitap, sadece gelecek için duyulan kaygıları değil bir nevi bugünü de anlatmaktadır. Ütopik olsa da ne kadar gerçekçi olduğunu okurken anlıyorsunuz. Bireysellik yok ediliyor, zihinler kontrol altına alınıyor, insanlar makineleşiyor, Büyük Birader sürekli sizi gözetliyor.. Bu ortamda bir kişinin her şeyi sorgulamaya başladığını düşünün. Yine okuyamayanlar için 1984 yapımı filmi mevcut. :)
"SAVAŞ BARIŞTIR
ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR
CAHİLLİK GÜÇTÜR."
Fotoğraf Kaynak: www.dmy.info
4- Hayvan Çiftliği (Animal Farm)-George Orwell
Yergi türünü en iyi anlatan kitaplardan biridir. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerine kötü davranan insanlara karşı isyan çıkarıp yönetime el koyarlar. Amaçları ise eşitlik, adalet, özgürlüktür. En akıllıları olan domuzlar yönetimin başına geçerler ama zamanla insanlardan daha beter olurlar. Bir nevi diktatör denilebilir. Kitapta geçen şu söz her şeyi çok iyi anlatıyor:
"BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR
AMA BAZI HAYVANLAR
ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR."
Fotoğraf Kaynak: benimgunlerim.com
5- Otomatik Portakal (A Clockwork Orange)-Anthony Burgess
Şiddetin ve cinsel saldırıların kol gezdiğini, sokaklara çıkamadığınızı düşünün. Gençlerden oluşan farklı farklı çeteler aklınıza gelebilecek her kötülüğü yapıyorlar. Ve de bunlardan fazlasıyla zevk alıyorlar. Kitabın baş karakteri Alex, bir şekilde devletin bir deneyde kobayı oluyor ve zorla iyi bir insan yapılmaya çalışılıyor. Kötülüğü isteyerek değil mecburen bırakıyor çünkü ne zaman kötü bir şey yapacak olsa kendisini kötü hissediyor. Peki sona neler mi oluyor? Tabi ki burada anlatmayacağım. :) Ya kitabı okuyun ya da 1971 yapımı Stanley Kubrick yönetmenliğindeki filmini izleyin.
"Tanrı ne ister? Tanrı iyilik mi ister yoksa iyi olma seçeneğini mi? Kötülüğü seçen bir insan, kendisine iyilik dayatılmış bir insandan bazı açılardan daha üstün olabilir mi? "
Fotoğraf Kaynak: dr.com.tr
6- Yüzyıllık Yalnızlık (Cien años de soledad)- Gabriel García Márquez
İnternette bu kitap hakkında biraz araştırma yaparsanız olumsuz yorumların daha fazla olduğuna şahit olursunuz. En önemlisi de her biri edebiyat uzmanından (!) oluşan halkımız insanlarının bu kitabın neden Nobel ödülü aldığını eleştiriyor olması. Bunun en büyük sebebi ülkece az kitap okumamız ve bir kitabı okurken sadece konuya odaklanmamız. Ayrıca Latin Amerika kültürünü doğru düzgün bilmeden de bu kitabı iyi yorumlamamız zaten mümkün değil.
Evet kitap konu olarak karışık olabilir, isimler aynı olabilir, soy ağacı zor olabilir, ilişkiler karmaşık olabilir... Her ne olursa olsun çeviri bir kitap olmasına rağmen yazarın yetenekleri kesinlikle tartışılamaz! Bir karakteri anlatırken anında başka bir karaktere geçmesi ve bunu hissettirmemesi muazzam. Betimlemelerin gücü her şeyi gözünüzde canlandırmanıza imkan tanıyor.
"İnsan ölme zamanı geldiğinde değil, ölebildiği zaman ölür."
Fotoğraf Kaynak: canyayinlari.com
7- Saatleri Ayarlama Enstitüsü-Ahmet Hamdi Tanpınar
Dili ağır olan ama bir türlü elinizden bırakamayacağınız bir kitap. Zaman, insan ve saat üçlüsünün ilişkilerini konu ediniyor. Aynı zamanda Türk toplumunun Doğu ve Batı kültürü arasında bocalamasını. Paranın insanları ne denli değiştirebileceğine de şahit oluyoruz bir yandan. Tanzimat öncesinden Cumhuriyet'e kadar devam eden süreye eleştirel bir bakış açısı diyebiliriz aslında.
Eski Türkçe kelimeler günümüz kelimeleriyle değiştirilse kitap daha rahat okunabilir.
"Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikâyet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?"
Fotoğraf Kaynak: evodevcim.com
8- Puslu Kıtalar Atlası-İhsan Oktay Anar
Bu sene çizgi romanı çıkan bu romanı çok seveceğinize eminim. Ben romanı, çizgi romandan daha sonra okuduğumu itiraf etmeliyim. :) Gözümde çok daha iyi canlandırabildim böylelikle. Ama emin olun birkaç hafta aklımdan çıkmayan bir kitap oldu. Dizisi olsa, filmi olsa nasıl olurdu acaba diye düşünmeden edemedim.
Eğer tarihi sevmiyorsanız bu kitap size tarihi sevdirebilir. Çünkü eğlenceli ve ilgi çekici bir anlatımı var. Tabi ki şu bilmem kaç yılında kuruldu, şu tarihte bunlar oldu gibi tarih değil. Osmanlı zamanında ilginç karakterler üzerinden bir nevi eleştiri de var.
Galata'da Arap Camii'ni aramaya başlarsanız siz eşittir ben demektir. :)
"Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağı'na varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?"
Fotoğraf Kaynak: tr.ign.com
9- Ruhi Mücerret/Korkma Ben Varım/Dublörün Dilemması-Murat Menteş
Sıra dışı hikayelerin en eğlenceli şekilde anlatımı denir Murat Menteş romanlarına. Bu kitapları okurken çok eğleneceğinize eminim. Zaten karakterlerin isimleri bile müthiş bir zekanın örneği: Nuh Tufan, Hayati Tehlike, Dilara Dilemma vb. :) Her saniye aksiyonun içindesiniz sanki. Benzetmeleri anlamak için bir kaç kez okuduğum oldu. :)
" 'Saatte 300 km hızla motosiklet kullanırken kaskın içinde hapşırmak' diye bir şey olmasaydı ben icat ederdim."
"İkizini idam eden bir cellat gibi, şeytan görmüş bir keçi yavrusu gibi, kıyametten sağ kurtulmuş bir deli gibi ağlıyordum."
"-Zayıflamak için ata biniyorum.
-Aaa, işe yarıyor mu peki?
-Evet, at yirmi kilo verdi."
Fotoğraf Kaynak: dr.com.tr
Fotoğraf Kaynak: dr.com.tr
Fotoğraf Kaynak: dr.com.tr
10- Kürk Mantolu Madonna/Kuyucaklı Yusuf/İçimizdeki Şeytan-Sabahattin Ali
Ülkece daha çok kitap okuyalım, daha çok bilgilenelim, araştıralım istiyoruz, peki neden sürekli eleştirmekten geri durmuyoruz? Bu seferki eleştiri konusu da kitap! Neymiş efendim bazı yazarlar yıllar yıllar sonra daha çok ilgi çekiyormuş ama bazı insanlar bu kitapları sadece sosyal medya hesaplarında fotoğraf paylaşmak için alıyormuş! Yahu nereden biliyorsun sen o insanın gerçek amacını? Hadi diyelim 3-5 kişi öyle düşündü, bilmem kaç bin tanesi gerçekten okudu ve sadece insanlara faydalı olabilmek adına paylaştı. Biraz da iyi tarafından bak kardeşim. İşte Sabahattin Ali kitapları bu eleştirilerin tam göbeğinde.
Neyse... En çok beğenilen Kürk Mantolu Madonna olsa da ben okurken biraz zorlandım. Son kısımlara doğru akıcı olmaya başladı ve sonunda gözlerim doldu. Elimden bırakamadığım ise Kuyucaklı Yusuf oldu. Konu olarak daha geri plandaydı bana göre. İçimizdeki Şeytan'ı ikisinin ortasında görüyorum konu olarak da akıcılık olarak da orta düzeydeydi.
Kürk Mantolu Madonna ile hiç önemsemediğimiz, hatta görmezden geldiğimiz insanların aslında ne hayatlar yaşayabileceğini; Kuyucaklı Yusuf ile Anadolu insanının duygularını, İçimizdeki Şeytan ile hayatındaki her şeyi, en önemlisi sevdiği kadını bile terk etmeyi içindeki şeytana bağlayan birinin acizliğini hissedeceksiniz.
"Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince, insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım."
"Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var beyefendi! Ölünceye kadar insanın sırtından alamayacağı şeyler de var."
"Kendimiz iyi olamıyoruz ve başkalarının iyiliğini küçük görmek için onlara reklamcı, hayır dua avcısı, hatta riyakar diyoruz."
Fotoğraf Kaynak: dr.com.tr
Fotoğraf Kaynak: dr.com.tr
Fotoğraf Kaynak: dr.com.tr