Sultanlara Layık Sofralar Deraliye Restaurant'ta

İstanbul’un eski isimlerinden biri olan ve Yüce Kapı anlamına gelen Deraliye adıyla hizmet veren restoran Osmanlı Saray Mutfağı’nın kapılarını sonuna kadar açıyor. Sultanahmet Camii, Ayasofya ve Topkapı Sarayı’nın kesiştiği özel bir konumda bulunan Deraliye Restaurant, Padişahların sofralarından en özel lezzetleri günümüze taşıyor. 



Osmanlı arşivleri araştırılarak çıkarılan reçetelerde başrolü, ilk Türkçe yemek kitabı olan ''Melceü’t- Tabbâhîn'' yani ''Aşçıların Sığınağı'' oynuyor. Yazarı, II. Mahmut tarafından açılan ilk batılı tıp fakültesi olmasıyla önem kazanan, Mekteb-i Tıbbıye-i Adliye-i Şahane hocalarından Mehmet Kamil’in tıp hocası olması, yemeklerin sağlıkla önemli ölçüde bağdaşmasını da sağlıyor. İşte böylesine değerli bir kitaptan yola çıkarak hazırlanan yemekler, Deraliye Restaurant’ın mutfağından damaklara şölen sunmaya devam ediyor. Mekanın 25 yıllık deneyimli şefi Nuri Özer, kitaptaki yemek tariflerinin ölçü ve pişirme süresi gibi ayrıntılarına girilmediği için restoranlarında servis ettikleri yemeklerin reçetelerine, kendi ustalık tecrübesini kattığını vurguluyor. Mekanı farklı kılan ise şefin mutfağında kullandığı bu yorumlama oluyor.



Osmanlı Saray Mutfağı denildiğinde akla ilk gelen tabiki, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğullarının sünnetinde ve kız kardeşi Hatice Sultan’ın düğününde konuklara sunulan ''Kavun Dolması''. Meyve ve et kombinasyonunu sıklıkla gördüğümüz Osmanlı Mutfağı’nda başköşeye oturmayı hakeden Kavun Dolması, Deraliye Restaurant’da en lezzetli tariflerinden biriyle sunuluyor. Kuzu ve dana karışık olarak zırh çekimi etin envaiçeşit baharat ve bol bol kullanılan fıstık, badem gibi yemişlerle birleşimi oldukça lezzetli. Kavunun bu lezzete eşliği ise tarifsiz.



1539 tarihli Badem Çorbası, Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’ne ait bir ziyafet yemeği. İçerisinde süt, tereyağı, acı ve tatlı badem bulunan Badem Çorbası, muskat ve nar taneleri ile lezzetlendiriliyor. Daha geleneksel bir tat arayanlara ise önerimiz mekanın bir diğer efsane yemeği Vişneli Tarhana Çorbası. Özel bir işlemden geçen tarhana, içerisine katılan vişne suyu ve taneleri ile mayhoş bir lezzete kavuşuyor.



Deraliye Restaurant’ın en özel yemeklerinden biri olup, iftar menüsünde de bulunan ''Yufkada Kuzu İncik'' baharatlarla marine edilmiş süt kuzu etinden yapılıyor. Gerçek zeytinyağında şekillendirilen yufkanın içerisine önce patlıcan beğendi, üzerine de etle servis edilen bu lezzet ana yemeklerin öne çıkanlarından olmayı başarıyor.



Ramazan Ayı’nın gelmesiyle mutfağının en seçkin lezzetlerinden oluşan bir menü sunan Deraliye Restaurant’da iftar menüsü de oldukça zengin. Geleneksel iftariyelikler ve çorba ile başlayan yemek, başka yerde bulamayacağınız Ballı Gemici Böreği ve İçli Köfte ile devam ediyor. Vişneli Yaprak Sarma, Babagannuş ve Hibeş de sunulan mezelerden. 



Padişah sofralarında damak tadını temizlemek ve yemeklerin lezzetini birbirine karıştırmamak için bolca tüketilen şerbetler ise, özel tekniklerle hazırlanıyor. Siz de iftar yemeğinizi tarihi bir ortamda, geleneksel yemeklerden seçmek isterseniz Deraliye Restaurant hem fix menü hem de A’la Carte olarak siz değerli konuklarını bekliyor.



Ayrıca her gün belirlenen saatlerde, mekanın Chef Table bölümünde Cooking Class adıyla yemek dersleri veriliyor. Osmanlı ve Türk Mutfağı'nın seçkin lezzet sırlarına erişmek için Deraliye Restaurant'ın bu hizmetini deneyimlemeye değer.