"Raffles Otel’in İçinde bulan Long Bardayız. Yemek öncesi Birbirinden güzel kokteyller içip keyif yapabileceğiniz hatta yemek sonrası bile devam edeceğiniz upuzun bir bar.İlk olarak Singapurda 1880 yılında açılan Long Bar geleneği sonrasında da Tüm Raffles Otellerde devam etmiş. Singapur Sling isimli buranın imzası olan kokteyllerini bütün ülkelerde devam ettirmişler.Long Bar 'ın maharetli barmenlerinden mixology nedir kimdir neler yapar öğreniyoruz. Barmen ile Mixologist arasındaki fark Şef ile Aşçı arasındaki fark gibidir. Mixologist daha yoğun eğitim almış, sektörde daha fazla bilgi ve donanıma sahip, daha üst düzeyde F&B hizmeti sunan tesislerde görev almış ve geniş içki portföyüne sahiptir. A.B.D ve Avrupa’da Mixology alanındada Barmenler için özel kurslar bulunmaktadır. Bizler İstanbul un simgelerinden Yıldız sarayından esinlenerek yapılan Yıldız Spritz ve TopkapıSarayının içindeki gizli Çin mahallesinden esinlenerek Forbidden City yapılışı ve tadımını yaptık. Biz Yıldız Sarayı’ndan esinlenerek yapılan ‘Yıldız Spritz’ ve Topkapı Sarayı’nın içindeki gizli Çin mahallesinden esinlenerek hazırlanan ‘Forbidden City’nin hem yapılışını izledik hem de tadına baktık.Kokteyllerle birlikte eşlikçilerden pancar cipsleri ve sushiler tadımladık.Beef aged Presa ve tuna balığından yapılmış bir sushi çeşitleri sunuldu gayet lezizdiler.Barda sushi ve diğer aperatiflerden yemek mümkün.Raffles Otel deki Long bar sadece bar kısmından ibaret değil elbette salonu oldukça büyük ve konforlu isterseniz iç kısımda bir köşede sohbet edip kokteyllerinizi içebileceğiniz kapalı ve açık teras alanları mevcut."
"Tahmis Kahvesi 1635'den beri faaliyet gösteren, Türkiye'nin en eski kahvehanelerinden biri.Tahmis Kahvesi bir çok defa restarasyon çalışmaları ile günümüze kadar orjinalliğini ve mimarisini yitirmeden ulaşmış. En son Restarasyonu iki yıl sürmüş ve 2011 yılı içerisinde tekrar faaliyete geçmişTarihi boyunca Gaziantep şehrinin bir çok kültürel ve toplumsal olaylarına tanıklık eden mekan, halen Gaziantep'in en gözde mekanlarından biri.Burayı ziyaret etmeyen turist yoktur sanırım. Mekan o kadar güzel ki tavanı gemi güvertesi kullanılarak yapılmış ve ahşap ağırlıklı. Renkler kahveyi çağrıştırıyor. Burada içtiğimiz menengiç kahvesi,zahter ve klasik kahvenin tadı da sunumuda çok hoşumuza gitti. Tarihi değeri olan mekanları seviyoruz."
"Geçen hafta içi iftar için gittiğimiz mekan için ilk söyleyeceğim şey samimi bir havası var aileden biri gibi, masa sandalyeleri genel dekoru bunu yansıtıyor. Zaten manzarasından dolayı her zaman tercih edilen bir mekan burası özellikle haftasonu kahvaltısı için bazen yer bulmak zor oluyormuş. Buraya gelirken çok lüks bir dekor ve gösterişli sunumları olan tabaklar hayal etmeyin tamamen ortamın samimiyetine kendinizi bırakın. Üst katın uç kısmındaysanız martılarla haşır neşir olabilirsiniz. Güneş battıktan sonra köprünün ışıl ışıl manzarası ve patlatılan hava-i fişekler zaten sizi mutlu etmeye yeter de artar.Tüm bunlardan sonta yemek ve tatlılar nasıldı derseniz . Bu mekan genelde kahvaltı hizmeti ağırlıklı olduğundan büyükçe bir peynir tabağı geldi,zeytini,pastırması,reçelleri ,bal kaymağı. Orucumuzu açar açmaz ezogelin çorbamızı içtik biraz salça oranı fazlaydı ama her zaman çorba iyi gelir. Kahvaltılıklardan pideyle devam ettiğimiz bölümde çay servisimiz hiç aksamadı çünkü termoslarımız önümüzdeydi. Ara yemek olarak pide ve içli köfte ikram edildi.Özellikle içli köftenin dış harcı çok kalındı bu şekilde pek sevmiyorum maalesef. Ana yemek olarak menüde kuzu tandır olması hoşuma gitti masamıza dana şiş, kuzu tandır,köfte ve tavuk ızgara karışık bir halde pilavla ,patates kızartma ile birlikte geldi. Izgaralar oratlama bir lezzette ama kuzu tandır oldukça başarılıydı. Yemek sonunda güzel bir güllaç tatlısı ve şekerpare yedik boğazın manzarasına dalıp biraz keyif yaptık sonrasında kahvelerimizi içip mekandan ayrıldık. Bu mekandan çıkarken en çok aklımızda kalan manzara eşliğinde geçirdiğimiz keyifli sohbet dolu anlar oldu. Ayrıca buraya aracınızla gelmenizi tavsiye ederim hem vale otopark imkanı var ve 10 TL alıyorlar.Birde girişteki şarküteri bölümüne de dikkat çekmek isterim. Yukarda yiyip beğendiğiniz ürünlerden burada satın alıp evinize götürebilirsiniz."
"Bayazhan, bir tütün tüccarı olan, Bayaz Ahmed Ağa tarafından ortağı ile birlikte, Halepli mimar ve taş ustalarına yaptırılmıştır. Yapımı 1904’te başlayıp 1909 yılında bitmiştir. İnşaat işleri ile bizzat Bayaz Ahmet Ağa ilgilenmiştir. İhracat ile ilgili olarak Mısır’a geliş gidişlerinde konakladığı Halep’teki, o yıllarda çok meşhur olan bir Han esin kaynağı olmuştur. Bayazhan’a.Birinci Dünya Savaşı sonrası İngilizler, Antep’i işgal ettiklerinde Bayazhan’ı, karargâh olarak kullanmışlardır. Hanın bir bölümü ise Antep savunması yıllarında hapishane olarak kullanılmıştır. Gaziantep’te ilk sinema filmi Bayazhan’ın büyük salonunda gösterilmiştir.Bayaz Ahmed Ağa ‘nın 1919 yılında vefatından sonra Han’ın yarısı ailesine verilmiş, diğer yarısı ise uzun yıllar Tekel Baş Müdürlüğü tarafından kullanılmıştır. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey’in girişimleriyle 05.05.2005 tarihinde Belediye bünyesine geçirilmiş restorasyon çalışmalarına başlanmıştır. 2009 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyonu tamamlanan ve üst katı Gaziantep Kent Müzesi haline dönüştürülen Bayazhan’ın alt katı ise yaklaşık 6 ay süren bir çalışma sonucunda bir turizm merkezine dönüştürülmüştür.Bayazhan’da, Bayaz Turizm A.Ş. tarafından işletilen 280 kişilik Restaurant, 140 kişilik Pub, 120 kişilik Meyhane, 900 metrekarelik ortak kullanım alanı bulunan Avlu, 15 kişilik Asma Toplantı ve 50 kişilik Begonvil Toplantı Salonu, Baklava Salonu, Çocuk Oyun Evi, 300 araç kapasitesine sahip otopark ve yöresel ürünlerin satıldığı satış birimleri bulunan bir tesis haline dönüştürülerek 2009 yılı Ağustos ayında kapılarını misafirlerine açmıştır.Tüm bu bilgiler ışığında bir akşam yemeği (meşk gecesi) için ağırlandığımız mekana hayran kalmamak imkansız. Gaziantep in üst tabakasına hitap eden görünümü ve kalitesiyle bunu hissettiren bir mekandayız. Üst terasında bulunduğumuz mekanın avlu kısmına yukardan bakmak ayrı bir keyifti ,lezzetleri ortalama üstünde güzel bir akşam ve rakı muhabbeti için kesinlikle tavsiye ederim"
"Gaziantep'e gidip te lahmacun denememek olmazdı. Üçler kebap salonunda sadece lahmacun denemek istedik sonrasında birde hemen yanıbaşındaki Akşam simit fırınından simit katmer deneyeceğimiz için 1 lahmacun yeterliydi. Lahmacunlarında kıyma dışında hiçbirşey kullanmamaları bana şaşırtıcı geldi.Halbuki Gaziantep lahmacunu denildimi sarımsak ve sebze harcı olmazsa olmazdır. Özellikle İstanbula paket yapıp kargoyla gönderdikleri için böyle tercih ediyorlarmış. Yöre insanı bu şekilde tercih eder mi bilemedim. Gaziantepli olsaydım etmeyebilirdim ama bu şekilde de gayet iyiydi et tadını alabildim ,hamuru kıtır kıtır dı.İstanbulda gevrek lahmacun isterseniz mutlaka yanmış gelir ama burada hamurun özelliği gereği yakmadan gevrek olabiliyor, herşeyin orjinali iyidir."
"gaziantep turumuzun ilk gününde serpme kahvaltı için tercih edilebilecek bir mekan.Bana ilginç gelen bir iki lezzetle tanıştık Batma kaymak Batma kaymak, mevsimsel olarak yapılan bal, fıstık ve şekerle ince bir lavaş üstünde yenen bir yiyecek. Birde Antep böreği vardı dürüm şeklinde yapılmıştı gayet başarılı bir kahvaltılık. Antep peynirini ayrıca çok sevdim özellikle tuzlu olan ve sıcak suda bekletilerek tuzu alınan ve hafif yumuşayan bu yöresel peynirden ayrıca çarşıdan aldım. Orkide genel olarak bir pastahane ve İstanbuldaki Pelit pastahanesine benziyor. Bu bölgenin üst tabakasının tercih ettiği bir mekanmış. Gayet büyük ve şık bir mekan."
"Nişantaşı Amerikan Hastanesi Acil kapısının karşısında bulunan Karadenizli Lazibore, öğle ve akşam yemeklerinin vazgeçilmez durağıymış. Ustası Niyazi Bey’in eşi Özlem hanımdan daha evvel Sisore adlı mekanı işlettiğini öğrendik. Karadeniz mutfağının bu lezzetli temsilcisi meğerse 2013'ten beri buradaymış. Öğle saatini biraz geçtiğimiz için bazı yemekleri tükenmişti.Müdavimleri olan bu mekanın klasikleşmiş çayeli (ispir)fasulyesi hamsi buğulaması,hamsili pilavı,kara lahana sarması,muhlaması,turşu kavurması ,pazı diblesi,özel Rize kavurması,laz böreği ve sütlacı meşhurmuş.
Çeşit o kadar çok ki bazı lezzetlerinden azar azar tatmak istedik haliyle.
Pazı diplesi dedikleri pazı kavurması hafif ve sağlıklı bir yemek lezzet gayet güzel.Çayeli fasulyesi kalmamıştı onun yerine nohut yemeği denedim nohutuda gayet başarılı ve kıvamındaydı ne sert nede yumuşak pişirilmiş şahane. Hamsi buğulama kızartma sevmeyenler için iyi bir alternatif.Turşu kavurması bol taze fasulyeli sevenler için iyi bir seçenek.Birde fırın köftesini denedim, Izgara köfteyi tercih ederim. Bütün bunların yanına karadeniz pidesi denememek olmaz.Ama tam pide bitiremeyeceğimden yarım söylüyorum o bile gayet büyük bir porsiyondu. Trabzon peynirli ve kavurmalı tercih ettim. Trabzon peynirinin yoğun aromasıyla kavurma biraz ağır gelebilir bunları ayrı ayrı tercih etmek daha doğru olabilir.Fırın ustaları Urfalıymış. Diğer yemekleri Rizeli ustaların ellerinden çıkıyor.Bu mekanda sadece Karadeniz yemekleri yok piliç dolması,tavuk güveç,orman kebabı,istim kebabı,izmir köftesi gibi başka yörelerin yemekleri de sunuluyor.
Yemeğin sonunda tatlı seçeneklerinden sütlacı denemek istiyorum.Bol fındıklı olarak sunulan sütlacı karadeniz yemeklerinin hırçın lezzetinden sonra dalgaların durulması gibi insanı sakinleştiriyor. Sütlacını mutlaka denemelisiniz insanın damağında iz bırakıyor resmen. Kara lahana sarma ve çayeli fasulyesi için tekrar gitmeyi düşündüğüm mekanda Niyazi beyin eşi olan Özlem hanımla yemekler hakkında sohbet ederek çayımı da içip kalkıyorum.Sabahları kahvaltı da yapabileceğiniz mekan akşam saat 21:30 a kadar açık oluyormuş,sadece pazar günleri kapalı. Karadeniz yemeği severlere bu mekanı Tavsiye ederim."
"Ulus'ta,Bizim Tepe diye bilinen Robert kolejliler derneğinin alt katında açılan doğası ,yeşili ve sakinliğiyle bilinen havuz başı eşliğinde Tepe Majeur bizleri karşıladı. Yıllar evvel bir toplantı için gitmiş olduğum bu mekanın bu kadar şık ve donanımlı olacağı aklıma gelmezdi. Mekana girer girmez havuzuyla ve 600 kişi kapasiteli salonuyla düğün ve davet organizasyonları için tasarlandığı hemen farkediliyor.
Tepe majeur'un menüsünü incelediğimde kahvaltı çeşitlerinden et yemeklerine,tatlılardan makarnalara kadar her damak tadına hitap ettiğini gördüm. Çocuk menüleriyle de çocuklu aileler unutulmamış.
Hafta içi akşam saatlerinde oldukça sakin bir mekan.Romantik bir yemek yada iş yemekleri için çok ideal bence.
Grup olarak gittiğimiz mekanda denediğimiz çeşitlere gelirsek
Son yılların gözdesi Kinoa salatası,ceviz ve kuru kayısı ve akdeniz yeşillikleriyle sağlıklı bir başlangıçtı.
ıspanaklı kıtır krep; Soya sosu ve akdeniz yeşillikleriyle yine sağlıklı ve hafif bir lezzetti.
Fırında aromalı dana parçaları; Joy sos (Etin kendi suyu ve beyaz şarapla yapılan bir sos) körpe ıspanak ve buğday risotto yatağında sunuldu. Özgün ,sağlıklı ve bize özgü bir lezzetti.
Teriyaki Marinasında Somon; Beluga mercimeği denilen ufak mercimekler turp,roka salatası, teriyaki sos ve kişniş ile birlikteliği mükemmele yakındı.En çok beğendiğim lezzeti bu oldu.
Peynir dolgulu fıstıklı piliç fileto; Baby patates ve mevsim sebzeleriyle sunuldu. Bence denediklerimiz içinde lezzet alamadığım tek çeşit bu oldu.
bana kalırsa bu şekilde bir tavuk yemeği yerine sinitzel tercih ederdim.
En son olarak Tatlılardan Tahinli çıtır kabak çok başarılıydı"
"Bir pazar sabahı İpek börekte Kangurudaşlarımla buluştuk.Kadıköy,Ümraniye ve Merter gibi semtlerde toplam 4 şubesi olan İpek böreğin Ümraniye Küçüksu caddesinde Türk Telekom binası karşısındaki şubesinde denediğimiz kahvaltı çeşitlerinden kıymalı,patatesli ve peynirli kol böreği , su böreği ve küt böreği gayet lezzetliydi ama Kıymalı kol böreği ve küt böreğini daha çok beğendim.Su böreğinde peynir oranı azdı.
Sonrasında gördük ki börek dışında kahvaltı alternatifi de bol. Simit,Peynir çeşitleri hatta peynir dolgulu biber,kavurma,salam çeşitleri,reçel çeşitleri,sandviç yaptırmak isteyenler için ideal. Orta kesime hitap eden bir mekan burası fiyatlar uygun çeşit bol,temiz ve güler yüzlü insanlar çalışıyor. Bir parantez de çay için açmak gerekir. Hiç rahatsız olmadan evde içtiğim çay tazeliğinde bir çay içtim nihayet.
Haftaiçi sabah saatlerinde oldukça yoğun olan mekanın haftasonu da müşterisi oldukça fazlaydı.Demekki insanlar Pazar günü erken saatlerde bile burayı tercih ediyor buda kaliteli ürün ve hizmet anlayışının getirisi diye düşünüyorum.Bir börek ve kahvaltı salonu için bu kadar çok şey yazmam da bu nedenledir.Normalde bu tip mekanlardaki yorumum daha kısa ve özdür. Mekanın önüne araba park edilebilmesi de çok büyük bir artı bence."
"Tam bir salaş kebapçı. Salaş olsun ama lezzet ön plana çıksın istiyoruz. Tabakların kenarlarıda kırık olmasa birde bardaklar çizik içinde .Sipariş öncesinde sunulan mezelerden pek tat alamadım.Bu ezmeyi hakkıyla yapan yer bulmak neredeyse imkansız.Tereyağı ve tulum peyniride aynı şekilde. Urfa usulü tek lahmacun bol isotluydu et tadını tam alamadık ama idare eder.Kuzu şiş te az da olsa koku vardı ve sertti ama cigersever olarak pişirilme seviyesini iyi buldum. Urfa kebabındanda görüntü ve lezzet olarak verim alamadım.Çiğköftrleri iyiydi tavsiye ederim. Bir daha gidermiyim pek sanmıyorum."
"Hima Galata, eski Kota'nın yerine açılmış bir mekan. Mekanda öne çıkan unsurlar Ermeni mutfağı mezeleri. Daha çok İstanbul Ermenilerinin bildiği ve hepimizin aşina olduğu mezeleri sırasıyla deneyimledik.
Topik
Çıltik
Kereviz
Tavuk salata
Cevizli kabak salatası
Patlıcan şakşuka
Patlıcan salata
Zeytinyağlı yaprak sarma
Patlıcan dolma
Zeytinyağlı barbunya
Öncesinde içtiğimiz mercimek çorbası tam ev yapımı lezzetindeydi. Tüm mezeler özenle ve ermeni mutfak kültürüne göre yapılmış tek kelimeyle hepsi mükemmeldi.Topik severleri özellikle bu mekana davet ediyorum. Tüm bu mezelerin yanında doğal olarak rakı içmediniz mi sorusu akla geliyor. Maalesef yakındardaki bir dergahtan dolayı Alkol servisi henüz başlamamış ama yakın bir zamanda başlayabileceğini söylediler.
Mekanın yüksek tavanları ateş tuğla duvarları, ışıklandırması ,galata ve Karaköy ruhuna uygun. Ayrıca kahvaltı servislerinin de olduğunu öğrendik. Ermeni bir ailenin işlettiği bu şirin mekanın sahibesi Natali hanım misafirperverliği ve müşterilerine gösterdiği ilgi ile tam puan aldı bizden. Yemeklerin yanında ev yapımı içinde portakal dilimleri olan Limonata içtik ayrıca tatlı seçenekleri de başarılı mozaik pasta, tiramisu ve cheeseecake gayet doğal ve güzeldi.
Faklı lezzet arayanların mutlaka gitmesi gereken bir mekan olduğunu düşünüyorum.Fiyat performansı da tatmin edici."
"Kadayıfzade 1.Levent Nispetiye caddesinde Şubat ayında açıldı.Hemen deneyelim dedik.Kadayıflar tandır fırınında pişiriliyor.İşin güzel tarafı sıcak sıcak ,çıtır çıtır ve taze taze yiyebiliyor olmanız.Fıstıklı kaymaklı,cevizli burma,fıstıklı burma ve hediye paketi gibi çeşitleri var.Cevizli ve fıstıklı kadayıfı denedim çok beğendim.Öyle şurup içinde baygın tatları sevmem.Buradakiler tam benim damak zevkine göre baygın değil. Fiyatlar 45 -80 tl arasında malzemeler Gaziantep'den geliyormuş."
"Baldır'ın en çok masraf edilmiş şubesi burası. İmar handa eski İmar Bankasının yerine açılmış mekan yüksek tavanlı tarihi binaya yakışır bir dekorla ferahlatılmış sırıtmamış. Mekanın bulunduğu Aşir Efendi caddesi Sirkecideki en görkemli binaların olduğu ama en sakin caddesi. Bence mekanın şimdilik tek şanssızlığı bu ama ileride ne olur bilinmez. Civarına ünlü markalar gelirse bu cadde gurme lezzetleri bulabileceğimiz bir cadde olur. Mekana akşam yemeği için kalabalık bir grup gittik ve birçok çeşit deneme fırsatımız oldu. Menüde görünmeyen bir çorbaları var geçen sene iftar için Özgür şefin uygulamaya koyduğu ama daha sonra kaldırdığı ama bu şubenin ısrarla verdiği Baldır çorbası ismi buydu sanırım gayet iştah açıcı bir kış çorbası.
Klasik Baldır denedik 18 saatlik pişim sürecinden sonra değişik soslarla güzel bir ekmekle ( içinde patates ve kavrulmuş soğan, 70 yıllık ekşi mayası ve envai çeşit baharatla lezzetlendirilmiş bir ekmek). önünüze geliyor. Bu baldır etinin burada yapılıp yapılmadığını sordum. Etler başka bir imalathanede pişip şoklanıp şubelere gönderiliyormuş. Buna benzer bir durumu zincir bir kokoreççide de duymuştum. Bence bu yöntem zincir markalar için doğru olsa da uygulama ve lezzet yansımasında eksilmeler oluyor bence.
Baldırami denedik,15 gün boyunca kaya tuzunda bekleyen et 120 derecelik fırında tütsülenerek pişiriliyor ve görüldüğü gibi içi böyle kırmızı kalıyor şahane bir yöntem.
Aman Diyim denedik, Bonfile et Cheddar peyniri ve turşuyla yapılmış çok leziz bir sandvic.Açıkçası benim en çok beğendiğim bu oldu.Sanırım buda etin şoklanmadan o anda yapılmasından kaynaklanıyor.
Hamburger ortalama lezzetteydi buraya geliyorsanız hamburger için gelmeyin diğer lezzetler için gelin ama ençokta ''Aman Diyim'' diyorum.
Burada yemeğin yanında gelen köz arpacık soğanlar ve biber çok güzel bir eşlikçi lezzet, mutlaka soğan isteyin.
Yemek sonunda tatlı olarak tahinli ve çikolatalı sufle denedik. Eminönü civarındaysanız birazda zamanınız varsa tatlı ateşinizi başka bir yerde söndürün derim. Buradaki suflelerin kötü olduğu anlamına gelmesin bu dediklerim. Etrafta o kadar çok mekan varki oralara da gidip yelpazenizi genişletin."
"Erdi arkadaşımın tavsiyesi üzerine bir pazar günü ailecek gittik Yüksel Uygur lokantasına. Aşağı yukarı neler yiyeceğimizi önceden tespit etmiştim. Nede olsa farklı mutfakları denerken damak tadınıza uymayan ve sizi pişman edecek yemekleri yemeniz de mümkün. Ben olabildiğince önlemimi almıştım. Uygur kültürüne uygun olarak masaya oturur oturmaz hemen bir termos çay geliyor.Tabi ailem bu durumu bilmediğinden durumu yadırgadı hatta çayı bardağa boşaltırken şimdi içme yemekten sonra içersin niye acele ediyorsun gibi serzenişlerde bulundular.
Sonrasında çok methini duyduğum Özel Lağmen sipariş ettik. İtalyanların al dante dedikleri kıvamda lezzetli bir makarna bu özel demelerinin sebebi de etli taze soğanlı,biberli yağlı sosu. Bir porsiyon sizi rahatlıkla doyurabilir. Fiyatı 14 TL .Sonrasında samsa denilen içi parça etli poğaça kıvamında ama daha yağlı bir hamur işi yedik en çok sevdiğimizde bu oldu fiyatı 3 tl.. Mantısını da denedik. Bizim hıngal dediğimiz boyutta iri parça etli mantısı biraz fazla et kokuyordu yoğurtsuz ve sossuz olmasıda cabası.Çare olarak yanına yoğurt söyledik birde masada biberli sarımsaklı bir sos vardı oda imdada yetişti. Biz yine alıştığımız şekilde yemeye çalıştık mantıyı fiyatı 14 TL.. sonrasında kuzu şiş söyledik. Porsiyonun yanında pilav ,patates kızartması ve domates vardı. Pilavları biraz tatsız ve yağsız , bizim alıştığımız lezzette değil. Kuzu şişi daha sonrasında tek tek isteyebiliyorsunuz. Şiş tanesi 5 tl. Kuzu şiş güzeldi ama fazla baharatlı geldi bana kimyon tadı baskındı.Bu arada diğer masalara giden yemeklerede göz atmayı ihmal etmedim. Paça yemeği dikkatimi çekti paçayı komple tabakta getiriyorlar. Değişik çorbaları var denemek lazım. Sonrasında tatlı yemek istedik ama burada tatlı satılmıyor.
Yüksel Uygur lokantası Uygur mutfağı temsilcilerinin en iyisi diye duydum. İki katlı lokantanın ağırlıklı müşteri grubu Uygurlular. Burayı farklı dünya mutfakları denemek isteyenlere öneririm.Misafirlerinizi gönül rahatlığıyla getirebilirsiniz.Hem fiyatı uygun hemde rahat edebileceğiniz bir lokanta."
"Mecidiyeköyde Karakola yakın bir konumda daha evvel tesadüfen farkettiğimiz Hatay usulü dürüm (Dürüç) yapan ve ilk defa bugün deneme fırsatı bulduğumuz bir mekan. Dürüçleri biberli ve yağlı lavaşta geliyor içine konacak malzemeler tek tek soruluyor paket serviste ekstradan fava meze ve acı biber turşusu koymuşlar. Biz dürümlerin yanına 5'li meze tabağı istedik. Mezeler çok güzeldi gayet özenilerek yapılmış ve lezzetliydi. Masa kalabalık olduğu için foto çekemedik ama dürüm yemek isterseniz kesinlikle tavsiye ederim. Dürümler kutu içinde geliyor servis kalitesi ve hızı gayet başarılı. Tavuk dürüm 10 tl, et dürüm 14 TL 100 gr porsiyon şeklinde. 5'li meze tabağı 25 TL."
"Ofise yemek söylemek için alternatif ararken burayı deneyelim dedik.30 lu kanat ve içecek 50 tl. 4 kişiyi doğurmasına doyurdu ama kanatlar istediğim gibi değildi sosu ve acısı azdı ve kanatların etli kısımları vardı ve bu kısımlar çok iyi olmuyor maalesef .Sadece uç kısımları çok iyi oluyor."
"1.Levent'e servis yapmaları ve sıcak getirmeleri takdire şayan birde çinekop balığını ızgarada yapsalardı şahane olurdu.Bir daha ki sefere söylemek lazım. 1 kilo çinekop yeşillikle birlikte 50 tl hiçte fena değil."
"58 yıllık Pelit Turşuları, çocukluğumda bakkallar da paketlenmiş şekilde satılırdı.En eski ve en meşhur turşucu diyebilirim ama en iyisi demek biraz zor.Turşu zevki çok göreceli mutlaka herkesin bir damak zevki var. Kocamustafapasadaki şubeleri ilk yeriydi ama orası kapanalı 10 yıl olmuş.Böyle tarihi bir yerin ilk şubesini kapatması yazık olmuş. Yaklaşık 20 çeşit turşusu var fasulye turşusunun sevdim sarımsak turşusunun da olması çok iyi.Fakat kilosu 20 tl çok pahalı.Turşu için bu fiyat yüksek bence."
"Bir pazar Öğleden sonra uğrayalım dedik, Allahım bu ne kalabalık millet sıra bekliyor.İçeride yer yok.Pideleri gerçekten güzeldir ama kavurmalı pide 28 tl olur mu hiç? Mekan sahipleri de bu ilgi karşısında haklı olarak fiyatları ayyuka çıkarmışlar e biz de millet olarak hakediyoruz bu kazığı. Fiyatları için eleştiriyorum mekanı."
"İşyerine uzak olduğu için bugüne kadar yemek yemedik ama özel cevizli kadayıfları var tepsiyle satıyorlar oldukça meşhurlar bu konuda.Tatlı konusunda tavsiye verebilirim pişman olmazsınız."
"2014 yılında KanGuruların gittiği en iyi kebap restaurantı seçtiğimiz mekanda Tarsusi kebap denedim, 240 gramlık oldukça doyurucu ve bir o kadar leziz kebabın kıvamı pişirilmesi mükemmeldi. Yemeye doyamadığım bu lezzeti şiddete karşı olsakta şiddetle tavsiye ederim . Kebapla birlikte verilen soslu soğan,köz patlıcan ve ezmede başarılı ziyan etmeden yenebiliyor. Kebaplar 10 numara fakat tatlı konusunda aynı fikirde olamadım.Hatta keşke tatlı yemeseydim dedim.Künefe ve baklava yedik istediğimiz lezzeti bulamadık.Künefenin şerbeti peyniri pişmesi iyi değildi.Baklava da öyle damakta catırdamadı ,fıstık tadı yeterli değildi.Tatlı konusunda daha iyi seçim yapmalılar bence.Ama gidin özellikle Tarsusi kebabı deneyin."
Takip Et
