1991 Gaziantep doğumlu olan Sinan Bakkaloğlu, 18 yaşında İTÜ Kimya Bölümü’nü kazanmasına rağmen içerisindeki mutfak aşkına daha fazla dayanamamış ve hafta içleri okula giderken hafta sonları da MSA’ya devam etmiş. Bir süre sonra hız kazanmak isteyen Şef, okulunu dondurarak Amerika’da mutfak eğitimi almaya karar vermiş. Mezun olur olmaz da bir İtalyan restoranında tecrübe edinmeye başlamış. Hedefi hep yüksek tutan Sinan Bakkaloğlu, en iyi restoranlar listesindeki tüm mekanlara staj başvurusunda bulunmuş ve şansına Kopenhag’ın ve hatta Dünya’nın en iyi restoranlarından Noma’ya çağırılmış. Noma Restaurant’ın Raw menüsü sayesinde, Raw Food’a dair bilgisini perçinleyen Şef Sinan, tüm tecrübesini ülkesine geri taşımış. Staj süresi sonunda Bodrum’un seçkin mekanlarının yanı sıra, İstanbul’da Massimo Bottura’nın restoranında pasta şefi olarak çalışmalarını sürdürmüş. Yunanistan’a gitme hayalleri çalışma izni sıkıntısı yüzünden rafa kalkınca, Bebek Yokuşu’nda bulunan Atelier Raw ile tanışmış ve Raw Food Şefliğindeki yolculuk böylelikle başlamış.
Kendi bahçesinde sebzeler, çeşit çeşit otlar ve meyveler yetiştiren Atelier Raw, mutfağını Levent’e taşıyarak ve vegan mutfağından birbirinden sağlıklı yiyecekler ve içecekler hazırlayarak hizmetine tam gaz devam ediyor. 8 kişilik bir ekiple, uyum içerisinde çalışan ve genç enerjisini mutfağının parçası haline getiren Sinan Bakkaloğlu, kendine özgü tarifleriyle de beğeni topluyor.
İmza Yemek: Yabani Pirinç Salatası
Suda beklediğinde adeta çiçek gibi açılan ve bereket saçan yabani pirince, kapya biber, kereviz sapı ve yaprağı, bir de rezene eklendikten sonra, susam yağı, zeytin yağı, tamari, lime suyu, toz chipotle, sarımsak sütü, tuz ve karabiber ile marimasyonu yapılan Yabani Pirin Salatası, Şef Sinan Bakkaloğlu’nun en özel tariflerinden biri. Sağlıklı olmasının yanı sıra şişkinlik hissi uyandırmadan doyuruculuğa sahip olan bu salata, şefin bahçeden taze taze topladığı malzemeleri ön görüyle bir araya getirmesinden ortaya çıkmış. Yoncalarla servis edilen salata, ilk etapta şaşkınlığa yol açsa da, görüntüsü kadar lezzetinin de yerinde olduğunu ispatlamayı başarıyor.
Hayvansal ürün tüketmeyen veganlar için hazırlanan kaju yoğurdu ve karamelize soğanlı, kimyonlu krakerin uyumu da mutlaka denenmeli. Ekşiliğini kajudan alan ve doğal probiyotiklerle fermante edilen bu yoğurt, özellikle süzme yoğurt sevenlere apayrı bir tat sunuyor.
Tatlı kısmını atlamadan yazımızı bitirmek istemedik. Hücreleri yenileyen, bedeninizi arındıran, zindelik ve sağlık sunan yiyecek ve içeceklerin yanı sıra, doğal şekerlerden oluşan tatlılar da Atelier Raw’un favorileri arasında. Özellikle yoğun kakao tadına doyamayacağınız trüfler gerçekten enfes.
Dilediğiniz tüm öğünler için, uygulayacağınız beslenme şekline göre menüler sunan Atelier Raw’un kabak, havuç, kereviz ve alabaş’tan yapılan spagettilerini, taptaze meyve ve sebze sularını, sağlıklı yaşlar almak isteyenlere özel hazırlanan vegan pastaları denemenizi tavsiye ediyoruz.
Mükemmel enerjisiyle bizleri ağırlayan Şef Sinan Bakkaloğlu’na, Atelier Raw’un sahibi Sayın Neyir Turali’ye ve mutfakta emeği geçen tüm ekibe çok teşekkür ediyoruz.