"DERALİYE (ULU/BÜYÜK KAPI ) OTTOMAN CUİSİNE RESTAURANT'a Kanuni Sultan Süleymanı dönemi yemeklerini tadacağımız tadım etkinliğine misafirlerimizle birlikte KanGurular grubu olarak iştirak ettik.Sultanahmet meydanına yakın olan mekandan Yiyeceklerimizden bazılarını daha önceden denemiş olduğumuzdan ne ile karşılaşacağımızı tahmin ediyorduk ama bazı lezzetler süpriz oldu. Bugün ki menümüz şu şekildeydi;
Öncesinde Narçiçeği Şerbeti. ile iştahımız açıldı. Nar çiçeği şerbetini hiç bu kadar gerçek tadına yakın içmemiştik.
HİBEŞ(1539)/Tahin ve baharatlarla hazırlanan nohut ezmesi
( Humus mezesinin tahinsiz ve sarımsaksız daha yalın bir haliydi)
VİŞNELİ YAPRAK SARMASI(1844), ( Tahmin edeceğiniz gibi vişnenin mayhoşluğu sarmaya yansımış)
BALLI GEMİCİ BÖREĞİ (1539)Özel isli peynir ve mantar eşliğinde.
(Yemesi tatlı ve çok keyifliydi )
Yanında gelen isli peynir ve fava günümüzden bir lezzet oldu.
KALAMAR DOLMASI (Rum mutfağı.Mariyanna Yarasimos tariflerinden)
ISPANAKLI PİRUHİ (1539)/Ispanak ve çeşitli peynirler ile doldurulmus el acması yufka.
(Mantı ve ravioli tadına yakındı)
Ana Yemekler:
MUTAN CANA (1539)/Güveçte kuzu eti, arpacık soğan, kayısı, kırmızı üzüm,incir, bal ve badem.
(Benim favorim bu yemek daha öncede denemiş ve çok beğenmiştim etin pişiminde belli sürelerde üzüm incir bal kayısı kurusu konuyor aroması harika)
KAZ KEBABI (1539)/Yufka bohcası ıçinde özel sosu ile kaz eti.
( İşte süpriz lezzetlerden biri kaz eti lezzetli ve yumuşaktı)
Tatlılar:
LEVZİNE(1539):Toz şekerli badem helvası
( Osmanlı mutfağının vazgeçilmezi helva çeşitleri.)
HELATİYE:Gül şerbetinde sakızlı su muhallebisi, badem, antep fıstığı, mevsim meyveleri ile.
( Yemek sonunda ferahlatıcı mideyi rahatlatıcı bir komposto diyebiliriz)
Osmanlı yemekleri mekanın açılış hikayesi hakkında Mekanın sahibi Necati Yılmaz bey den detaylı bilgiler aldık. Kendisi burayı açana kadar geçirdiği Osmanlı mutfağı sürecini anlattı ve konuya ne kadar hakim olduğunu gösterdi gerçektende sohbeti çok hoştu ve özellikle yemek sonunda yanımıza gelerek yemeklerle ilgili bilgileri verdi ki daha öncesinden önyargı ve yönelme olmaması açısından doğru bir uygulama olduğunu düşünüyorum.
Yemek sonunda Osmanlı mutfağında adet haline gelmiş diş kirası olarak kolye taşı verildi.
Yemeklerimize Melen Papazkarası şarabı eşlik etti gayet memnun edici bir tercihti. Yemek sonunda yada öncesinde Sultanahmette dolaşmanızı tavsiye ederim burası tam Osmanlı mutfağı için ideal biryer.Biryerde Topkapı Sarayı,Sultanahmet camii, Ayasofya,Yerebatan Sarnıcı daha birçok tarihi eser. Kısacası mekanı birkaç açıdan tavsiye ederim.#KanGurular
kangurular.com"
"Deraliye Sultanahmet'in karşısında restaurantların olduğu bölümde iki otelin yanıbaşında. Haliyle turist grupların ilgisini çekiyor. Hatta biz Türklerden daha iyi bildikleri kesin. Çoğu, Osmanlı yemeklerine bayılıyormuş.
Mekan çok şık. Osmanlı'yı hatırlatan objelerle renk katılmış. Otururken sandalyemiz çekiliyor, montlarımız alınıyor. Daha önce böyle bir yere gitmediğimi fark ediyorum. İlk kez Osmanlı yemekleri yiyecek olmanın heyecanı içindeyiz. Çoğu şeyi tatmak istiyoruz:).
İkram olarak nar çiçeği şerbeti geldi. İçimi çok rahat, ferahlatıcı bir içecek çok beğendik. Menüye uzun süre baktık, inceledik. Restaurant müdürü Mehmet Günay Bey çok ilgilendi bizimle. Her şeyden tadabilmemiz için çok yardımcı oldu. Vişneli yaprak sarması, kalamar dolması ve ballı gemici böreği istedik önden. Onlar gelene kadar nohut, soğan, lor peyniri, ceviz, zeytin karışımı bir meze ikram edildi tadına bayıldık. Hatta ne kadar tanıdık dedim kendi kendime, Mehmet Bey'e belirttim Hatay'dan tanıdık diye. Meğer şefleri Hataylıymış:). Ekmek olarak tırnak pidesi vardı. Eşim farklı bir ekmek olabilirdi diye düşünmüş. Vişneli sarma müthiş bir lezzet. Kalamar dolma birer adet yedik ikincisi ağır gelirdi bana. Kalamar yumuşacıktı, içinde karides vardı. Ballı gemici böreği ise efsane! Bal ve börek ne alaka diyor insan ama Osmanlı bu işi biliyor. 7 çeşit peynirden yapılan böreğin tuzluluğu bal ile harika bir denge içinde. Tarifini verdiler bana:D. Yemek çok yiyemeyeceğimden seçimi eşime bıraktım. Kuzu kaburga istedi. Mutencanayı da merak ediyorduk. Mehmet Bey sürprizim olsun dedi:). Kuzu kaburga çok güzeldi yanındaki kestaneli firik pilavı da öyle. Mutencana kuru kayısı ve incir içeriyor. Osmanlı yemeklerine alıştıktan sonra yenilecek bir yemek gibi geldi bana. Safranlı ve damla sakızlı pilavı da değişik bir lezzetti.
Bu arada yemek tariflerinin alındığı bütün kitaplar masamıza getirildi. Hepsini merakla inceledim. Her şeyin tarifi vardı. Eski Türkçe olduğundan gülümseyerek okudum:).
Tatlılardan Helatiye istedik, hafif olsun diye. Gül şerbeti içinde su muhallebisi, üstünde meyveler kuruyemişler. Tadına bayıldık. Gül şerbeti bulunursa evde yapılabilecek bir tatlı.
Çaylar, sular ikram. Kuver yok. Çoğu şey yemek fiyatlarına yansıtılmış yani. Aslında böylesi daha güzel insanlar gönülden gelerek bahşiş bırakıyorlar. Giderken Osmanlı geleneği diş kiramı verdiler, akik taşından bir kolye ucu. Geldiniz dişleriniz yoruldu, eskidi bu da kirası demekmiş.
Sadece fiyatlar biraz daha uygun olabilse diye düşündüm. Çünkü çoğu kişi bu lezzetleri bilmiyor pahalı diye de gitmiyor olabilir. Ben daha çok kişinin denemesini istedim. O kadar kattık karıştırdık midemiz gram rahatsız olmadı. Yerken korkmaya gerek yok yani. Grup olarak gidildiğinde menu fiyatları çok daha uyguna geliyor.
Mehmet Bey kahve de ikram etmek istedi. Ben kendimi aştım hiç yerim kalmadı diye belirttim. Üstüne hiçbir şey yemediniz demez mi:)? Tam bir misafirperver:).
Çalan müzikler huzur verici. Ederlezi yi çalıp gönlümü daha çok fethettiler:).
Herkes en azından bir kez gitmeli."
İşletmenizi internete taşıyın,
Takip Et
