"Mekan çok şirin ve rahat. Ara sokak krepçiliğinden esinlenerek açmış burayı Leyla Hanım. 12 çeşit tatlı ve 12 çeşit tuzlu krep, pankekler ve her gün değişen tatlı ve öğlen menüsü var. Kaliteye çok önem veriliyor. Özellikle soslar ve çaylar konusunda. Tuzlu olarak Anatolian tercih ettim. Eti sert olsa da beğendisi çok güzeldi. Tatlı olarak da White Nights istedim. Beyaz çikolata tadı acayip güzeldi. Gulutensiz ve tam tahıllı krepler, amerikan tarzı çeşitler bulabilirsiniz. Çikolata istemeyenler için Suzette değişik bir krep olacaktır."
"Ouzo Roof, Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Otel'in teras katında. Harika bir manzaraya sahip. Tadını çıkarmak için gün batımında gitmenizi öneririm. Adını Yunan içkisi Uzo'dan alıyor. Akdeniz lezzetlerini modern bir şekilde sunuyorlar. Mutfak Şef Mehmet Yalçınkaya'ya emanet.
Şefimiz Türk mutfağı ve ürünlerinin en iyi şekilde tanınmasını amaç edinmiş. Bu anlamda uluslar arası yarışmalara katılıyor. Soya sosu dünya çapında kullanılıyorsa bizim nar ekşimiz neden kullanılmıyor diye soruyor? Çok da haklı.
Başlangıç olarak; portakal yağı esanslı deniz tarağı, avokado püresi üzerinde jumbo karides (en sevdiğim oldu), deniz mahsullü pazı sarması, kabak çiçeği dolması, deniz börülcesi üzerinde lakerda yedik.
Ana yemek olarak; balık köftesi, zerdeçallı risotto ile sakızlı kalamar külbastı (odun ateşi tadı harikaydı), anason ile tütsülenmiş sinarit balığı-dağ mantarı ile (lezzetli bir balıktı) yedik.
Tatlı olarak ise; gül yapraklı ayva terrine pişmaniye, yeşil elma mus, sütlü karamelli incir dolması, çikolata kapsülünde bal kabağı yedik. Çikolata ve bal kabağını birlikte çok beğendim. Ayva tatlısı da hafif ve çok güzeldi.
Burası kutlamalar, özel günler ve şirket yemekleri için çok uygun bir restoran. Hatta çarşamba günleri Yorgo'nun Türk-Yunan şarkıları var ve acayip eğlenceli. Mekanı tavsiye ederim."
"Mado'yu hic sevmesem de su boregini cok seviyorum ve sadece onun icin gidiyorum. Kg i 24 TL. Onun aynisini bulursam gitmicem ama yok hicbir yerde ayni tadi bulamadim malesef! Limonatasi da guzeldi."
"Çikolatavar olarak çikolata partisi için mekanda bulundum. Tabi ambalajlı ürün olduklarını görünce hayal kırıklığı yaşamadım değil:) En iyi yeri çikolata şelalesiydi ama o da minyatür boyuttaydı işte:D Mekan geniş ve rahat. İçeride kütüphane bile var. Başka etkinliklerde başka özelliklerini keşfetmek üzere esen kalın:)"
"Yemekler hakkında hiç yorum yapmayacağım. Bu yazıyı iki amaç için yazıyorum: 1) Kimsenin bizim durumumuza düşmemesi. 2) Mekanın bu tür yanlış anlamalarla daha fazla müşteri kaybetmemesi. Şef Geovani gerçekten ilgili bir insan. Cuma günü kendisinden menü ve fiyat bilgisi istedim, hemen mail attı ilgilendi. Cmt günü mekana gittik (sevgililer günüyle ilgisi yok). Garson bayan siparişlerimizi aldı; burger, risotto, iki de içecek. Şef geldi ilgilendi, ben size değişik bir salata göndereceğim dedi. Gönderdi, sonra bize sormadan mozzarellalı şişleri gönderdi. Malesef kırmamak adına bitirmeye çalıştık ve yemeğimi bitiremedim. Tatlı ister misiniz dedi biraz bekleyelim çok doyduk dedik ama eşim orada yemek istemedi. Sonra bize sormadan tiramisu gönderdi. Sevgililer günü için kalpli kurabiyeleri getirdi. Çay mı kahve mi diye sordu çay istedik. Ben lavaboya indiğimde eşim hesabı istemiş ve ödemiş. Kurabiyeler dışında her şey hesaba yansıtılmış, toplam 104 TL. Benim yerimde kim olsa o istemeden getirilenleri ikram sanırdı. Hayır demedik diye iyi niyetimiz suistimal edildi ve fazlasıyla kırıldık. Her gittiğimde başka bir şey yeme planı yaparken bir daha gitmeme kararı aldım. Seçecek olsam başka salata ve başka tatlı seçerdim kesinlikle. O şekilde bu hesap gelse hiç gocunmam. Ama bu durumda insan üzülüyor malesef.."
"O taraflara gitmişken Ali Usta'nın bu şubesini denemek istedim. Daha önce pilav üstü döner sipariş etmiştim bu kez porsiyon istedim ve baya küçük bir porsiyon geldi fiyatı 17 TL. Bence fazla. İskenderi beğenildi ama 21 TL'ye değmez. Ali Usta şubeleştikçe fiyatları uçuruyor lezzeti düşürüyor. Kesilen dönerde yağ parçaları fazlalıktaydı malesef! Susurluk ayranı güzel."
"Eşim tava ciğeri yemek isteyince Beşiktaş'a gitmişken Naci Usta'yı deneyelim dedik. Ben Edirne'de yediğim lezzeti bulamayacağıma emindim. Nitekim öyle oldu. Kalın kesilmişti mesela. Köfte de sipariş ettik. Köfte baya yağlıydı. Eşim çok özlediğinden olsa gerek ciğeri beğendi. Köfte ve ciğer porsiyonu 16 TL. Porsiyon Edirne'ye göre çok ufak ve pahalı. Başka yerleri denerim bir daha buraya geleceğimi sanmıyorum."
"Maltepe Park'ta burger için 2 seçenek vardı. Burger House lezzeti fazlasıyla bozulduğundan geriye Beeves kaldı. Bugün denemek istedim. Mekan olarak büyük ve ızgaradan uzak oturma alanı ferah. Burger çeşitleri fazla, bir de menü yapmışlar çok daha uygun olmuş. Çoğu burger 140 gr ben Mini Burger Menü istedim 120 gr yapıyor. Etin lezzetini çok beğendim. Patatesleri de çok güzel. Adana Kebap Burger gibi değişik çeşitleri de var. Arkadaşım onu denedi ve beğendi. Garson bizim patateslerin az olduğunu söyleyip sonradan bir tabak daha getirdi, 3 kişi bitiremedik:D. Mekanda alkol de var. Tavsiye ediyorum."
"1942'de Beyoğlu'nda başlayan Eşraf lezzetleri 9 aydır Florya'da devam ediyor. İşletmecisi Metin Uçar, yemekler ise şef Ahmet Özer'e emanet. İçeri girer girmez Osmanlı esintileri sarıyor sizi. Garsonlar fes takıyor o derece:) Ekmekler ve yoğurt kendi üretimleri. Ve istisnasız her şey kuzinede pişiriliyor. Öyle ki şefimiz doğalgazlı ocak kullanmayı dahi bilmiyormuş
Düğün çorbası yeni yeni kuzu eti yemeye başlayan beni bile kendine aşık etti. Terbiyesi, eti, lezzeti her şeyi yerinde Ahmet şefimize göre Türk yemeklerinde iki çorba var sadece, gerisi onların taklidi: Düğün ve süzme mercimek çorbası.
Ben o patlıcan söğürmeye bittim (yoğurtlu patlıcan dersiniz siz ) O közlenmiş patlıcan tadı muazzam. Normalde kuş üzümlü ve çam fıstıklı sarma sevmem ama bunu bir yedim sormayın Lahana sarması ise et bombası denilebilir Talaş böreği hazır milföyden değil kendi el açmaları. Patlıcan sarılı köfte de leziz Kuru fasulye var ya tam ispir, yumuşacık. Döner Karadeniz usulüymüş benim damak tadıma pek uymadı aslında İç pilavın güzelliği resimden belli bence. Tatlı olarak yoğurt tatlısı ve cevizli kadayıf tattım. Yoğurt tatlısı benim için anne tatlısıdır zaten. Kadayıfı da beğendim. Ayrıca şerbet ve bol meyveli hoşaf da içtik. Şerbet bana biraz şekerli geldi. Hoşaf zaten çok tercih etmediğimden sadece bir kaşık aldım.
Daha yenilecek o kadar lezzet vardı ki malesef benim midem bu kadarını alabildi Ama yolunuz düşerse kesinlikle içeri girin ve tabağınızı sevdiğiniz yemeklerle doldurun."
"Mephisto sevdiğim kitapçılardan biridir. Çaldıkları şarkılar olsun çalışanları olsun harika bir yer. Ayrıca kafeleri de var. Üstelik bir çok katlı ve bol prizli. Çay içtik ve şarjı bitmek üzere olan telefonlarımızı besledik:) Çay 2,5 TL."
"En en en sevdiğim kitapçı. Aradığım her kitabı kolaylıkla bulabiliyorum. O kadar düzenli ki. Diğer kitapçılar gibi karışık ve dar değil. Bir arkadaşımla buluşacaksam ve beni bekletmişse :) hemen buraya koşuyorum. Hatta bazen en çok okunanlar listesinde kendi sırayla okuduğum 3 kitabı görüp mutlu oluyorum (1984-Hayvan Çiftliği-Saatleri Ayarlama Enstitüsü:). İçinde Kahve Dünyası var, o kahve kokusuna dayanıp kitap bakmak zor oluyor o ayrı bir mevzu:D"
"Eski hali Sultanahmet Köftecisi iken çok kez gittiğimiz yer Parole oldu. Dekorasyon o zaman da güzeldi. Pek değişiklik olmamış zaten. Menü zengin. Işıklandırmalarla falan güzel bir ambiyans var. Americano tercih ettim etmez olaydım;D. Süt eklemeyi unuttuğum için baya bir mide ağrısı çektim. Fiyat 8 TL. Masalardaki minik çiçekler gerçek ve çok tatlılar:)"
"Şöyle bir dışarıdan bakınca insanı içeri davet eden bir havası var. Ama malesef ben istediğim lezzeti yakalayamadım. Genelde Hacı Bekir'den lokum alırdım bir kez burayı denemek istedim. Lokumunu beğenmedik. Dişe çok yapışan ve çok şekerli bir lokumdu. Daha sonra arkadaşım da aldı o da pek beğenmedi. Hatta aynı yorumu yaptı o da. Bu duruma çalışanların samimiyetsizliği eklenince benim bir daha girmeyeceğim bir yer haline geldi. Yorumlara bakıyorum sevenleri çok ama şaşırıyorum. Diğer ürünleri daha güzeldir belki ama deneyesim gelmiyor artık:)"
"Kıyma ve soğanlı pide taş fırında pişirilir, kenara alınıp yumurta kırılır ve pişmesi beklenir. Son aşama bol tereyağı. Fiyat 14 TL :). Pide dışında seçenekler de mevcut. Salaş bir mekan. Mekanı tavsiye ederim."
"O akşam o kadar fikir değiştirdik ki Çanak'a nasıl girdik bilemedim:D. Önce bir köfteciye gidecektik adres yanlış çıktı. Sonra etli ekmeğe yöneldik ama yanıbaşında Çanak olunca hemen caydık:)).
Dekorasyonu çok güzel. Balıkçı havası da var meyhane havası da o denli bir dekor. Masa örtülerini bile çok sevdim:). Biz oturduğumuzda çok kalabalık değildi ama kalktığımızda bütün masalar dolmaya başlamıştı. İki adet lahmacun ve adana kebap istedik. Altunizade tarafında çalışırken Acıbadem şubesinin lahmacununu denemiş ve beğenmiştim. Bu şubede de çok beğendim. Hatta İstanbul'da en beğendiğim lahmacun buranın oldu. Adana kebap harikaydı. Kebap gibi kebap:D. Kokusundan anlaşılıyor zaten. Kuyruk yağı doldurulmamış, eti kaliteli ve lezzetli. Masaya oturur oturmaz gelen peynir, zeytin, kaymak ve ekmekler+sunum şekilleri çok güzeldi. Bıraksalar sadece onları bile yiyebilirdim:D. Yemeğimiz bitince dayanamayıp katmer istedik. Allahım sana geliyorum dedirten bir şey bu katmer:)). Bir porsiyonu 4 kişi bile paylaşabilir fazlasıyla büyük. Antepfıstığı oranı fazla ve çok kaliteliydi. İkram olarak portakal ve fıstık getirdiler. Adana 22, lahmacun 4, katmer 18 TL. Kişi başı kuver 2 TL (sular buna dahil). Kesinlikle tavsiye ettiğim bir yer!!"
"Hayatımda yediğim et miktarına yakın et yedim bir gecede:). Özgür Şef bize lezzet şöleni yaşattı. Kardeşiyle birlikte yemek boyunca yanımızdalardı, güzel sohbetleri komik hikayeleri, bir de o muhteşem tatlar.. Daha ne olsun.
Yediğim et miktarını dengelemek için bol bol salata yemeye çalıştım. Füme et ve peynir çeşitleriyle başladık. Sonra kadayıf adını verdikleri lezzet. Tuzu fazlaydı sadece o kadar. Aztek denilen şey EFSANE:)! Sonra peynir soslu şaşlık. Yazarken bile canı istiyor insanın:). Bu arada hafiften yoğuna doğru içilen Merlot şarapları.. Brezilya döneri de bana biraz tuzlu geldi. Köfte, sucuk ve sosis tabağı. Aslında sosis demek hakaret olur. Çok eskiden o sosis denilen içinde ne olduğu belli olmayan şeyleri yedim (Allahtan çok yememişim:). O zamandan beri ağzıma sürmedim. Böyle sosisler vardı da biz mi yemedik?? Bir tanesinin tamamını yedim, midemin genişlemesini göze alarak hem de. Tam bitti derken hoop kaburga geldi. Ondan bir çatal aldım sadece:( şuan pişmanım. Katmer ah o katmer:)). İlk Kilis'te yedim katmer, çok kötüydü her yerin öyle sandığımdan yıllarca yemedim. Antep usulü bambaşkaymış. Üzerine dondurmayla harika gitti. Sırf o katmer için kalkıp gidilir Özgür Şef'e. Özgür Şef+çalışanlarına böyle güzel etkinlik için teşekkürler.
Tek sorun şu: Havalandırma konusunda bir şeyler yapılmalı bence. Bazı ürünler masa yanında pişiriliyor ve üstünüz-saçınız kokuyor. Ordan eve gidilecekse sorun değil de özel bir yere gidilecekse sıkıntı:D."
"Ali Usta'ya giderken görüp merak ettiğimiz bir yerdi. Kalabalık olması daha da ilgimizi çekmişti. Bugün yoğun olmasına ramak kala bir saatte gittik. Telefonla siparişleri çok olduğundan biraz bekledik. Kavurmalı ve kuşbaşılı pide istedik. Garson pek bir ilgileniyor ne yemeniz gerektiğiyle ilgili:D Kocaman pide ilk olarak göze hitap ediyor. Etler pek bol. Lezzet olarak da güzel. Özellikle kavurma dondurulmuş şarküteri ürünü değil kendi yaptıkları (yemek olarak) ve feci güzel. İki pide+soda+ayran 39 TL.."
"Evet biraz yenilenmesi gerek ama olsun yine de güzel. Nostaljik havası var sonuçta. Sadece zamanında o koltukları daha rahat yapsalarmış iyi olacakmış:D. Gösterilen filmlerin kalitesi iyi, bilet fiyatı 12 TL."
"İlk olarak Karaköy Namlı'da kavurmalı yumurta yiyelim istedik. Aman Allahım önündeki kuyruğu görünce vazgeçtik. Napalım napalım derken Lades geldi aklımıza. Vee orası da fena yoğundu birkaç dk ayakta bekledik. Sucuklu yumurta+sade menemen+2 çay söyledik. Sucuklu yumurta fazla yağlıydı, bazı yerleri ve sucukları fazla pişmişti bence. Menemene gelince o domates kabuklarını soymak çok mu zor? Eşim tek tek onları ayıkladı:D Tek ürün yapıyorsun ona da özen göster be abicim. Tıkır tıkır işleyen bir yer, mekan olarak da elden geçirilirse hiç fena olmaz. Fiyatları çok da uygun değil çünkü. O fiyata daha güzel yerlerde daha özenlisi yenilebilir diye düşünüyorum.."
"İstanbul'da aradığım lahmacun lezzetini pek bulamadım. O lezzete en yakını burası. Eti güzel, kokmuyor ve yağı az. Hamuru çıtır çıtır. Boyutu da benim için önemli. 1,5 ile doyuyorsam tamamdır."
"Buranın insan seli Cevahir'i geçmiş malesef. Önceki gittiğim zamanlarda böyle kalabalıkla karşılaşmamıştım. O merdivenleri bir görseniz adım atacak yer yoktu. Bir Kadıköy metro çıkışı gibiydi:). Bazı noktalardaki dar geçişler fena. Çoğu mağazayı gezemedik bile pazar yerine dönmüştü çoktan. Atm önündeki kuyruğu hiçbir yerde görmedim:). Zaten avm sevmem ama bu durumdan sonra daha nadir gideceğim kesin. Akasya'ya bir daha gider miyim emin değilim."
"İnsan evine yakın bir yere gitmeye ne kadar üşenebilir:)? Senede bir kez gidecek derecede sanırım. Ümraniye şubesini hiç beğenmemiştik yalnız. Şubeleşmenin kaçınılmaz sonu.
Yoğunluk sokakta başlıyor. Park yeri arayan araçlar fena. İçeri girer girmez feci bir kalabalık karşılıyor sizi. Giriş çok yoğun ve gürültülü. Çalışan insan sayısı çok fazla. Üst katı tercih ettik bu sebeple.
Pilav üstü döner istedik. Yanına ben Susurluk ayranı eşim şalgam istedi. Doğanay markaydı ve çok kötüydü, yapay bir tadı var. Bence o markayı değiştirmeliler. Yemeğin yanında ufak bir salata ve turşu geliyor. Döner çok güzel. Ben normalde döner yerken incik cincik bakar yağlarını ayıklarım. Bunda çok çok az yağ vardı ayıklamadım bile. Daha ben yemeğimin yarısına bile gelmemişken kara talihim kör bahtım devreye girdi ve pilavımdan kıl çıktı. Garsona gösterdik hemen değiştirdi ve özür diledi. Ayranın da etkisiyle fena doydum ikinci tabağı çok yiyemedim. Eşime baya eziyet ettim bu konuda:).
Eşim sütlacı merak etti söyledi. Üstü çok yanmıştı. Çok az denedim hiç sütlaca benzemiyordu tadı. Yanık karamelize tat çok baskındı. Bu konuda düzeltme yapmalılar. O kadar yoğunlukta bile garsonlar ilgili bu konuda teşekkür etmek lazım."
"Karaköy'deki meşhur kafeler aşırı kalabalık ve gürültülü olunca hemen interneti açıp nereye gideceğimize karar verelim dedik. Nano dikkatimizi çekti. Pek bilinmiyordu sakin olur diye düşündük. Menüsüne baktık çok uçuk fiyatlı değildi. Faruk da tatlı yiyelim diye tutturunca gittik:D.
Sokağın diğer tarafında sessiz bir köşedeydi. Dışarıda sadece bir masa doluydu. Hava soğuk olunca içeride oturduk. Minicik bir kafe. 5-6 masa anca var. Adı da buradan geliyor sanırım. Çalan şarkılar süperdi. Masamıza hemen bonibon getirdiler, yemeyeli uzun zaman olmuştu.
Sahlep içmek istedim bir şey beni dürttü gerçek sahlep tozu mu sor diye. Malesef Tikveşli ısıtıp veriyorlarmış, böyle bir yere yakıştıramadım. Bir tiramisu iki çay söyledik. Çayın yanındaki kurabiye tatlı-tuzlu bir şeydi, hazır/ambalajlı bir üründü bence. Tiramisu güzeldi. İnsanı çok kesmiyordu. Kahveli sünger kek tatlısı gerçek anlamıyla 'kap götür beni' hala alışamadığımız bir lezzet. Haliyle Faruk ben tiramisu sevmem deyip çoğunu bana yedirdi:D. E be adama menüye baktın niye gittik o zaman:))?
İkinci çayı söyledik yeni demlemişler 5 dk bekleticem dedi garson bayan. Malesef bekleyemedik. Çalışanlardan biri dışarıdaki masaya gidip duruyordu bayanların yanına ve aşırı gürültülü konuşup gülüyorlardı. Dayanamayıp kalktık.
Çalışanlardan biri tanıdık geldi. Meğersem Adını Feriha Koydum dizisindeki kötü çocukmuş:D. Gönül isterdi ki Tom Cruise olsun Brad olsun:). Ben bir daha gitmeyi düşünmüyorum bu kafeye. Sizi bilemem:)."
"Damak tadına güvendiğim bir arkadaş sayesinde öğrendik burayı. Artık her Taksim'e gidişimizde farklı bir mekan deniyoruz. Umarım kötü deneyimlerim geride kalmıştır:D.
Biz girdiğimizde çoğu yer boştu. Sonradan bir anda doldu. İlgilenen bayan güleryüzlüydü. Bir por karışık, bir por kavurma-pilav istedik yanlarına da ayran. Kavurma yumuşacıktı, Mükücüğümün kavurmasına benziyordu (kayınvalidem:) fakat çok tuzluydu. Tansiyon hastası biri hayatta yiyemez. Pilavın et suyuyla pişirildiği belli. Tek bir pirinç tanesini bırakmak istemedim. Ama bitene kadar kurumasını istemediklerinden sanırım yağı biraz fazlaydı. Bir de pilav ve kavurma oranını daha dengeli yapmalılar, pilav çok fazla kavurmaya göre. Kuru fasulyeyi eşim yedi ve beğendi. Ayran güzeldi ama buz gibiydi. Yazın çok iyi olur ama 9 derece havada pek iyi olmadı:).
2 ayran dahil fiyat 27,50 TL.
Fast food yediğim üniversite günlerinin izlerini beynimden ve genlerimden silmek istiyorum:D."
"Deraliye Sultanahmet'in karşısında restaurantların olduğu bölümde iki otelin yanıbaşında. Haliyle turist grupların ilgisini çekiyor. Hatta biz Türklerden daha iyi bildikleri kesin. Çoğu, Osmanlı yemeklerine bayılıyormuş.
Mekan çok şık. Osmanlı'yı hatırlatan objelerle renk katılmış. Otururken sandalyemiz çekiliyor, montlarımız alınıyor. Daha önce böyle bir yere gitmediğimi fark ediyorum. İlk kez Osmanlı yemekleri yiyecek olmanın heyecanı içindeyiz. Çoğu şeyi tatmak istiyoruz:).
İkram olarak nar çiçeği şerbeti geldi. İçimi çok rahat, ferahlatıcı bir içecek çok beğendik. Menüye uzun süre baktık, inceledik. Restaurant müdürü Mehmet Günay Bey çok ilgilendi bizimle. Her şeyden tadabilmemiz için çok yardımcı oldu. Vişneli yaprak sarması, kalamar dolması ve ballı gemici böreği istedik önden. Onlar gelene kadar nohut, soğan, lor peyniri, ceviz, zeytin karışımı bir meze ikram edildi tadına bayıldık. Hatta ne kadar tanıdık dedim kendi kendime, Mehmet Bey'e belirttim Hatay'dan tanıdık diye. Meğer şefleri Hataylıymış:). Ekmek olarak tırnak pidesi vardı. Eşim farklı bir ekmek olabilirdi diye düşünmüş. Vişneli sarma müthiş bir lezzet. Kalamar dolma birer adet yedik ikincisi ağır gelirdi bana. Kalamar yumuşacıktı, içinde karides vardı. Ballı gemici böreği ise efsane! Bal ve börek ne alaka diyor insan ama Osmanlı bu işi biliyor. 7 çeşit peynirden yapılan böreğin tuzluluğu bal ile harika bir denge içinde. Tarifini verdiler bana:D. Yemek çok yiyemeyeceğimden seçimi eşime bıraktım. Kuzu kaburga istedi. Mutencanayı da merak ediyorduk. Mehmet Bey sürprizim olsun dedi:). Kuzu kaburga çok güzeldi yanındaki kestaneli firik pilavı da öyle. Mutencana kuru kayısı ve incir içeriyor. Osmanlı yemeklerine alıştıktan sonra yenilecek bir yemek gibi geldi bana. Safranlı ve damla sakızlı pilavı da değişik bir lezzetti.
Bu arada yemek tariflerinin alındığı bütün kitaplar masamıza getirildi. Hepsini merakla inceledim. Her şeyin tarifi vardı. Eski Türkçe olduğundan gülümseyerek okudum:).
Tatlılardan Helatiye istedik, hafif olsun diye. Gül şerbeti içinde su muhallebisi, üstünde meyveler kuruyemişler. Tadına bayıldık. Gül şerbeti bulunursa evde yapılabilecek bir tatlı.
Çaylar, sular ikram. Kuver yok. Çoğu şey yemek fiyatlarına yansıtılmış yani. Aslında böylesi daha güzel insanlar gönülden gelerek bahşiş bırakıyorlar. Giderken Osmanlı geleneği diş kiramı verdiler, akik taşından bir kolye ucu. Geldiniz dişleriniz yoruldu, eskidi bu da kirası demekmiş.
Sadece fiyatlar biraz daha uygun olabilse diye düşündüm. Çünkü çoğu kişi bu lezzetleri bilmiyor pahalı diye de gitmiyor olabilir. Ben daha çok kişinin denemesini istedim. O kadar kattık karıştırdık midemiz gram rahatsız olmadı. Yerken korkmaya gerek yok yani. Grup olarak gidildiğinde menu fiyatları çok daha uyguna geliyor.
Mehmet Bey kahve de ikram etmek istedi. Ben kendimi aştım hiç yerim kalmadı diye belirttim. Üstüne hiçbir şey yemediniz demez mi:)? Tam bir misafirperver:).
Çalan müzikler huzur verici. Ederlezi yi çalıp gönlümü daha çok fethettiler:).
Herkes en azından bir kez gitmeli."
Takip Et
