info@mekan.com

mekan.com editörlerinden Amsterdam Rehberi: Nerede Kalınır, Nereye Gidilir, Ne Yenir Ne İçilir?

10 Mart 2016
mekan.com editörlerinden Amsterdam Rehberi: Nerede Kalınır, Nereye Gidilir, Ne Yenir Ne İçilir?
Henüz üç hafta önceki Amsterdam seyahatimizden yola çıkarak, sizler için taze taze bir Amsterdam rehberi hazırlamak istedik. Nasıl gidilir, nerede kalınır, ne yenir, ne içilir ve nereler gezilir hepsi bu yazımızda! 



Amsterdam için öncelikli olarak, bir kuzey ülkesi olduğunu unutmayıp, eğer çok üşüyorsanız bahar ya da yaz aylarını tercih etmenizi öneririz. Zira biz Şubat sonu oradaydık ve özellikle akşam olunca soğuk keskin yüzünü iyiden iyiye hissettiriyor. Tabi şehir o kadar güzel ki, soğuk, yağmur demeden herkes sokaklarda. Kapalı alanlarda ve odanızda geçirdiğiniz zamanlar için üzülmenizi istemeyiz.



Amsterdam’a uçak bileti almak için, her zaman olduğu gibi erken davranmakta fayda var. Ne kadar erken alırsanız o kadar uygun fiyata seyahat edebilirsiniz. Özellikle fırsat turları oldukça ekonomik alternatifler sunuyor. Yolculuk yaklaşık 3,5 saat sürüyor ve İstanbul’la arasında 1 saatlik bir zaman farkı var. Yerli havayolu şirketleri sizi tatmin etmezse, Hollanda Havayolu Şirketi KLM de hizmet kalitesi açısından oldukça başarılı. Genellikle rötar yaşanmıyor ve uçuş sırasında ikram ettikleri sandviçler çok lezzetli. :)



Konaklama için yine internet üzerinden araştırma yapabilirsiniz. Havaalanından çıkmadan, içeriden kullanabileceğiniz metro bağlantısı birkaç durak sonra şehir merkezine ulaşıyor. Havaalanı ve şehir merkezi arasındaki bölgede otel, hostel ya da Airbnb’den kiralanan evlerden bulabilirsiniz. Eğer kalabalık arkadaş grubuyla gidiyorsanız şehir merkezinde Airbnb’den bir ev kiralamak hem ekonomik hem de zahmetsiz olur, bilginize. Özellikle de zamanınız kısıtlıysa şehir merkezinde konaklamak en doğru tercih olacaktır. Müzelere, restoranlara ve tarihi pek çok yere oldukça yakın olursunuz. Böylelikle yürüyerek ya da bisiklet kiralayarak her yeri gezebilirsiniz. Daha önce Amsterdam’a gitmediyseniz eğer, şu konuda bilgi vermekte fayda var: Amsterdam’da bisiklet yolları mevcut. Hemen hemen herkes bisikletle şehir içinde bir yerden bir yere gidiyor. Araba oldukça az kullanılıyor. Hemen hemen her evin önünde bisiklet ve her meydanda bisiklet park alanları görürseniz şaşırmayın. Caddeler ve sokaklar çok rahat fakat bisiklet yolundan yürürseniz, arkanızdan çın çın ziller çalınmaya başlar.



Mimari dokusuna hiç dokunulmamış, masal gibi bir şehir olan Amsterdam, malum Dünya’nın en mutlu şehirlerinden biri. Nasıl olmasın! Trafik, gökyüzünü kapatan gökdelenler ve bundan mütevellit de kirli bir hava yok. Bisikletin yoğun kullanımı bu konuda en etkili rolü oynuyor kuşkusuz. Nüfus bakımından da kalabalık olmayan Amsterdam’da sokakta gördüğünüz 10 kişiden 5’i turist. Arnavut kaldırımlardan, her köşesinden sanat fışkıran meydanlardan ve doğasından bahsetmiyoruz bile; artık o kadarını da siz gidip gözlerinizle görün.



Gelelim rehberimizin yeme içme kısmına. Sabah kahvaltısında eğer konakladığınız mekan size bir seçenek sunmuyorsa, dışarıda herhangi bir pastaneden ya da fırından alacağınız herhangi bir ürün güzel bir kahvaltı tercihi olacak ve sizi memnun edecektir. Adamlar zaten fırın ve tatlı ürünleri meselesini çözmüşler. Çok farklı türde sandviçler, kruvasanlar, kekler, börekler, poğaçalar ve dahasını denemek için en uygun yer kesinlikle Amsterdam. Önereceğimiz mekanlar ise Pancake Amsterdam, Crepes&Waffles, Omelegg. Diğer öğünleriniz için de Dünya Mutfağı’ndan ne ararsanız o türde restoran bulmanız mümkün. Biz açılışı hamburger ve patatesle yaptık. Amsterdam’ın en iyi hamburgercisi diye adlandırılan Burger Bar, pek çok şubesiyle her an her yerde karşınıza çıkabilir. Patates kızartmasına ve yanında seçeceğiniz mavi peynir sosuna bayılacaksınız.

Fotoğraf Kaynak: recipeshubs.com

Wog to Walk da bütçeyi sarsmadan harika noodlelar yiyebileceğiniz restoranlardan. The Seafood Bar, kuzeyin soğuk denizlerinden efsane deniz ürünlerini tüketebileceğiniz bir mekan. Yemeklerin yanında şarap ve pek çok alkollü içki servis edilen The Seafood Bar, Amsterdam’da muazzam bir yemek yemek isteyenler için en doğru adreslerden biri. Heineken Experience Müzesi’ne yakın bir mekan olan Sent Restaurant’da şefin günlük olarak hazırladığı menüye göz atmayı ihmal etmeyin. 

Fotoğraf Kaynak: amsterdam-red-light-district-maps.com

Akşam bir şeyler içmek ve eğlenmek isterseniz de seçenek bol. Sabahın erken saatlerinden itibaren açık olan Coffee Shoplar, barlar ve cafeler neredeyse 24 saat hizmet veriyorlar. Eğer bira seviyorsanız Almanya’dan sonra en fazla bira çeşidini bulabileceğiniz ve lezzetli mi lezzetli biralar deneyebileceğiniz yegane yer Amsterdam. Wynand Fockink ve Cafe Gollem bunların başını çekiyor. 



Oralara kadar gitmişken alışveriş yapmadan dönmek olmaz; Özellikle de peynir almadan. Zaten o birbirinden lezzetli peynirlerin tadına bir kez bakınca hepsini almak isteyeceksiniz. Fesleğenlisinden domateslisine rengarenk peynirler, yemek sunumlarında da farklılık yaratıyor. Peynir dışında Hollanda’nın desen desen takunyaları ve lale soğanları da oldukça meşhur. Hediyelik seçenekleri olarak düşünülebilir. Amsterdam, Dünya’nın en büyük elmas kesim merkezlerinden biri olduğu için, biraz pahalı bir hediye olabilir  ama elmas takılar gerçekten göz alıcı. 



Son olarak müzelerle ilgili ufak tüyolar vererek yazımızı bitirelim. Amsterdam çok turistik bir şehir olduğundan, turla seyahat eden kişi sayısı oldukça fazla. Tur programlarında müze gezmeleri de genellikle sabah erken saatlerde başlıyor. Bu nedenle müzelerde sabah saatleri oldukça yoğun oluyor. Bireysel olarak Amsterdam'da seyahat ediyorsanız, öğle saatlerini beklemeniz daha iyi olabilir. Özellikle Rijks Müzesi büyüklüğü nedeniyle fazlaca zaman alacaktır. Van Gogh, Madame Tussaud, Rembrandt Müzesi ve Anne Frank Evi, mutlaka görülmesi gereken yerler arasında ilk sırada.



Keyifli seyahatler...
Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR

Havaların ısınmasıyla birlikte kısa da olsa tatil yapma ihtiyacı hissetmeye başladık bile!  Baharın getirdiği sıcacık hava, ılık ılık esen rüzgarlar, rengarenk çiçekler, yemyeşil ağaçlar, kuş sesleri ve daha birçok güzellik sayesinde, ruhumuz kışın yarat…
Sonbaharda bir yerlere kaçma niyetiniz varsa, gidilip görülesi en güzel yer şüphesiz Yedigöller. Göllerin çevrelediği ormanda, sararan yaprakların tablo gibi görüntüsü sonbaharda masalları aratmayan cinsten. Bu muhteşem görünt…
Bu yıl hem Ramazan Bayramı’nın hem de Kurban Bayramı’nın 9 gün tatil oluşu yüzleri güldürüyor. Yazın sıcak günlerine denk gelen bayram tatillerini çoğunluk şehir dışında, Ege ve Akdeniz kıyılarında geçiriyor. Kurban Bayramı tatili için s…
Ülkede kriz aldı başını gitti, turist gelmesi bir yana dursun işsizlik sebebi ile fiyatlar tavan yapınca yerli turistlerde tatil ve seyahat planlarını başka ülkelere özellikle de Yunan Ada’larına doğru taşıdılar. Yunanistan turizm açısından yıllardır adeta bir cennet olar…
Boğaziçi’nin Avrupa Yakası’nda camisi ile meşhur güzide semti Ortaköy, bu haftaki rehberimizde mercek altında. Geçmişi Antik Çağ’a kadar dayanan Ortaköy semti o dönemdeki ilk adını Bizans İmparatoru I. Basileios (hükümdarlığı 867-8…
Trafikti, iş stresiydi derken İstanbul’dan birkaç günlüğüne de olsa uzaklaşıp biraz huzur, biraz motivasyon depolamak için kendimizi doğaya bırakmak istiyoruz zaman zaman. İşte tam da o anlardan birinde yapılacak en güzel şeylerden bir tanesi Ağva’ya ka&…
İstanbul Beyoğlu’nun tarihi açıdan en zengin bölgesi olan Galata, eski Rum evleri, sinagogları, kiliseleri ve tabiki meşhur Galata Kulesi ile şehrin en çok ziyaret edilen semti. Diğer eski İstanbul semtlerine nazaran koruduğu dokusunun ve Arnavut Kaldırımlı sokakların &ccedi…
Şunun şurasında 10 yıl öncesine kadar, bahçeli evleri, ağaçlı sokakları ve parkıyla Kadıköy’ün en nezih semti olan Koşuyolu, son zamanlarda hızla açılan mekanlarla yeni yaşam merkezi olma yolunda ilerliyor. Eski sakin havasını aratsa da halen İstanbul’…
Bu hafta rehberimiz, Boğaziçi’nin en naif semti olan Kuzguncuk’tan. İstanbul Anadolu Yakası’nın ilk Musevi yerleşim bölgesi olan Kuzguncuk, tarihi yapıları, sakinliği ve vazgeçmediği mahalle kültürüyle nezihliğini korumuş nadir semtlerden biri. 17.…
Çok eski dönemlere ait bir içecek olan biranın Osmanlı’ya girmesinden yıllar sonra Bomonti Kardeşler’in 1890 yılında kurdukları Bomonti Bira Fabrikası, semtte keyifli bir kültürün başlamasına vesile olmuş. 1930’lu ve 50’li yıllar arasında, Bo…
#
Mobil ile Her Yer Elinin Altında!
Yoldayken acıktığında ya da yeni mekanlar görmek istediğinde mekan.com uygulamasını kullanarak sana en yakın mekanları keşfet!
#
Restoran Paneli İşletmenizi internete taşıyın,
milyonlarca kişiye ulaşın!
HEMEN KAYIT OLUN