"Vedat Milor'un meşhur ettiği Kastamonu lokantası. Bakırköy'ün merkezinde. Döneri, tiridi, pastırması, tandırı, sulu yemekleri için tekrar tekrar gelinir. Bol kimyonlu döneri ve nefis pastırmasını söyledim bu sefer. İkisi de başarılı. İçerisi her daim kalabalık, müşteri memnuniyeti olduğu ortada. Mekan sahibi ne zaman gitsem işinin başında. Bakırköy merkezde en iyi alternatif diyebilirim.."
"Damak tadına güvendiğim kişilerden aldığım tavsiyeler üzerine geldik. Fatih bey bölgede yılların kasabı zaten. Burger ve steak işine yeni girmişler. Etler ve hamburger köftesi direkt kasaptan masaya servis edildiği için taze hazırlanıyor. Başta ikramlık sucuk, kavurma ve füme et geliyor. Bu ikramlar hem mekanın değerini yükseltiyor hem de beğendiğiniz ürünleri satın almaya teşvik ediyor. Özellikle kavurma ve sucuğu çok iyi, giderken paket almak için ideal. Steak olayına bir sonraki seferde gireceğiz o yüzden satır burger aldık. İçinde iri kıyım karamelize soğan, füme, cheddar ve marul var. Hamburger köftesine baharat basılmamış. Ben çok beğendim, gerçek hamburger diyebileceğim lezzette. Hamburgerde farklı bir boyut olduğunu düşünüyorum. Mekan sahibi Fatih bey hoşsohbet, anlatmayı seven biri. Dekorasyon konusunda eksikleri var, piknik masaları çok gitmemiş o ortama. Patatesler donmuş, taze değil. Hamburgeri tahta üzerine direkt koymuyorlar arada kağıt var fakat steakler direkt tahta üzerinde servis ediliyormuş. 200 grlık satır burger 25 tl. Mekana tekrar geleceğim.."
"2014 nasıl trileçe yılı olduysa 2015’te de krep&pankekçiler ortalığı kasıp kavuruyor. Trileçe gibi basit bir ürün ama ilgi çekiyor. Wafflenin papucu dama atıldı. Şaşkınbakkal’daki The Crepe Escape de bu mekanlardan. Kahveleri Avusturya’nın ünlü markası Julius Meinl. Snickers ve Garnish adını verdikleri kreplerden tattık. Garnish’teki karamelize meyveleri uyumlu bulmadım. Snickerslı olan krep daha güzeldi. Kaloriden korkmayanlara mekanı tavsiye ederim"
"Yusuf Usta, Suadiye’de bir mahalle meyhanesi. Eski bir dekor, daimi müşterilerinin olduğu bir mekan havasında. Kebabını çok methetmişlerdi. Kebap öncesi domates salatası ( kahvaltıda iyi gider ) , vasat cacık, soğan ve maydanoz tabağı getirdiler. Yine istemeden mikro peynirli pide ve hayatımda yediğim ( daha doğrusu yiyemedim ) en kötü fındık lahmacun geldi. Lezzetsiz girişlerden sonra söylediğimiz adana ve patlıcanlı kebap geldi. Adana kebabı , bol kuyruk yağlı. Haliyle tadı epey ağır. Ben böyle severim ama herkese hitap etmeyebilir. Patlıcan kebabı da vasat. Patlıcanlarından pek lezzet alamadık, kabukları çıtırdamıyordu. 90 liralık hesaba eklenen 10 lira servis ücretini de zorla ödedik. Neyse denemiş olduk bu mekanı da. Notum 2,5"
"Selimpaşa limanda şık bir restaurant. Geçtiğimiz günlerde Marmara denizine karşı bir ziyafet çektik. Balık çobası ile başladık. Balık olarak kırlangıç kullanılıyor. Tarama, ahtapot carpaccio ile devam ettik. Balık köftesi, kalamar, karides gibi ara sıcaklar tercih ettiğimiz diğer lezzetlerdi. Buranın en güzeli sanırım ahtapot ızgara, nefisti. Çok şey tadalım azar azar gelsin dediğimiz için bazılarının tadı damağımda kaldı. Meyve olarak ananas, tatlı olarak irmik ve kabak tatlısı geldi. Kabağı sevmeme rağmen yedim çok hafifti. Biz biraz abarttığımız için 200tl hesap geldi. Tavsiye edebileceğim bir mekan"
"Akdeniz mutfağının yenilikçi yorumlarını bulacağınız Flamingo, İnter Continental Otel’in giriş katında yer alıyor. İçeri girdiğimiz anda dikkatimizi zengin bir koleksiyona sahip iddialı barı, şarap kavı ve şarküteri reyonu çekti. İş, aile ve özel gün yemekleri için tercih edilebilir bir havası var. Her çarşamba canlı müzk performansı sergileniyor.
Tadımımıza leziz bir tarama ve ekşi maya ekmeğiyle panelenmiş çıtır hamsi ile başladık. Güzel bir atıştırmalık. Ceviche, Peru’nun milli yiyeceği. Çiğ balığın asidik ortamda marine edilmesiyle hazırlanıyor. Burada levrek, portakal suyu ve elma sirkesi ile marine edilmişti. İlk kez denedim, beğendim. İtalya’nın Burrata peynirinden de yedik. Dışı mozarella, içi krema-mozarella olan bu peyniri ekmek üstü yemeniz tavsiye olunur. Şarküteri tabağında manchego peyniri, parmesan peyniri ve prosciutto crudo di parma ( pişmiş domuz jambonu ) vardı. Özellikle parmesan peyniri mükemmeldi. Avokadolu kral yengeç salatası yemeklerin yanında hafif bir eşlikçi olabilir. Emre şefin avokadoyu sık kullanması dikkat çekici. Ahtapot carpaccioda yine avokado esintilerini bulduk. Deniz tarağı benim için mükemmel bir tabaktı. Kuzu göbeği mantarı, iç bakla, bisque ( kabuku deniz ürünleri çorbası, kremalı ) , bisque ( İtalyan işi mısır lapası ) ile servis edildi. Prosciutto cottolu gnocchi de makarna menüsünden tavsiye edebileceğim bir lezzet. Mantarlı ve kuşkonmazlı risotto sanki biraz fazla diri kalmıştı ama lezzeti yerindeydi.
Ana yemeklerden dana yanak ve jumbo karides tattık. İkisi de 5 yıldızlık tabaklar. Kırmızı şarap sosuyla fırınlanmış dana yanak çatalın değmesiyle birlikte kendini de dağıttı bizi de. Jumbo karidesler İskenderun’danmış. İskenderun’da çıkan bu jumbo karidesler dünyaca ünlüymüş haberimiz yok. Çok yakışıklı bir lezzet.
Tatlılardan çikolatalı karamelli tart, çilekli ekler, tiramisu ve mango cheese cake tattım ( Kan Glukoz seviyesi bu anlarda 300’ü geçti sanırım ) . Özellikle karamelli tart ve tiramisuya bayıldım diyebilirim.
Baştan aşağı ciddi emeğin sonucu ortaya çıkan menüde denemediğimiz onlarca lezzet var. Fiyatlar birazcık yüksek olsa da bahsettiğim gibi iş, aile ve özel gün yemekleri için ideal bir şık restaurant."
"Güneşli’de Bulgar mutfağının temsilcisi. Deliorman, Kuzey Bulgaristan’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı Razgrad, Şumnu, Dobriç gibi şehirleri de kapsayan bölgenin ismidir. Mekanın dışarıdan albenisi yok ama içeri girince dizayna verilmiş otantik hava bir an kendimi Sofya’da hissettirdi. Tabaklar ve bardaklar yöresel öğeleri taşıyor. Topçeta çorbası ile başladık. Ekşili köfte çorbası da diyebiliriz. Şopska salatası bildiğimiz çoban salatanın üzerine peynir rendelenmiş hali. Kebabçe ve kaşarlı köftenin de tadına baktım. Kebabçe , Boşnakların cevapcicisinin Bulgar versiyonu. Uzun boylu bir köfte. Bulgaristan’da genelde domuz etiyle yapılır. Köftelerin lezzeti orta seviyede. Kırnaçe ise bir başka Bulgar köftesi. Görüntüsü mumbara, tadı ev yapımı sosise benziyor. Yediklerimizin en iyisi bu oldu. Tatlılardan trileçe ve hayrabolu tatlısı aldık. İkisi de vasatı geçemedi, bir baklava değiller. Fiyatlar uygun, servis sorunsuz. Mekana notum 3,5"
"Fine dinning konseptli Laledan Restaurant’ta Kış Menüsü’nden örnekler tattık. Herkesin ismine özel menü hazırlanması, isimlerimizin önceden çalışılıp ismimizle hitap edilmesi, exclusive servis verilmesi Çırağan’ın neden Çırağan olduğunun birkaç örneği. Chef de Cuisine Ahmet Kara’nın elinden çıkan yemeklere Steak Tartare ile başladık. Türk insan popülasyonunun büyük kısmının kabullenemeyeceği bu Fransız lezzetini, işlenmiş çiğ et olarak tanımlayabilirim. Üzerindeki yumurta ve ete çok yakışan worcestershire sos ile harmanlayınca lezzeti daha da yükseldi. Daha önce denediğim iki mekanda da üstünde yumurtasız ve sossuz servis edilmişti.
İkinci course Kanada istakozlu ve bal kabaklı ravioli oldu. Gerek görsel gerekse lezzet olarak üst düzey bir sıcak başlangıçtı. Bu tabakta kilit lezzet noktası bence bal kabağıydı.
Ağız tadını yineleyici olarak fine dinning menülerinin olmazsa olmazı sorbe ile devam ettik. Lime ve nane sorbe hem serinletti hem de bizi yeni lezzetlere hazır hale getirdi.
Ana yemek olarak Norveç somon tabağı geldi. Üstündeki zeytin ezmesiyle ve yanında servis edilen kuşkonmaz ile mükemmel uyum içerisindeydi. Kırk yıl düşünsem somonun üzerine zeytin ezmesi sürmek aklıma gelmezdi.
Kars gravyer, Erzincan tulum, Kars eski kaşar, isli peynir, dil peyniri ve çeçil peynirinden oluşan tabağı Dolca 2012 Narince şarabı eşliğinde tattık.
Finali dünyadaki Kempinski otelleri tarafından yapılan yarışmada 66 tatlı arasından 2014 yılının tatlısı seçilen Siam Passion tatlısı ile yaptık. Bangkok’un Siam bölgesinin adını taşıyan tatlı Kempinski Bangkok şefi Alfred Merkel tarafından hazırlanmış. Bangkok’un tropik meyvelerinden hazırlanan tatlı; muzlu, vanilyalı krema, mango, cennet meyveli mus ve hindistan cevizli daquoise keki içeriyor. Tayland’tan yeni gelmiş biri olarak bu tatlıyı boğaza karşı yerken bir an gözlerimi kapatıp tekrar orada olduğumu hissettim. Oldukça spesifik olan bu lezzeti mutlaka denemenizi öneriyorum.
Otelin iletişim sorumlusu Cansu Baş, sohbeti, samimiyeti ve ilgisi ile hepimizin takdirini kazandı. Çırağan’a yakışan bir yüz olduğu gerçek. Bu davetiyle bizi onurlandırdı. Ayrıca Chef Ahmet Kara’ya, tüm mutfak ve servis personeline teşekkürlerimi sunuyorum.."
"Kurtuluş caddesi'ndeki yılların Nazar Pastanesi, Baruthane'de oturma alanı olan bir şube açmış. Profiterolü yediklerim arasında en iyisiydi diyebilirim. Yapımında Belçika çikolatası, Pınar marka süt kullanmaları gibi ayırdedici özellikleri var. Kreması günlük hazırlanıyor, taptaze. Profiterol hamuru incecik. Sosu yoğun kıvamlı, her yerdeki cıvık sosu burada göremezsiniz. Dikkat çekmek istediğim diğer ürünü paskalya çöreği. Bu da bugüne kadar gördüklerimin en iyisi. İçindeki damla sakızı ve mahlebi hissederek yemenizi tavsiye ederim. Mekana benden 5 yıldız"
"Adana, kuzu şiş ve ciğer tattım. Hepsi orta-iyi lezzette. Ciğerler biraz daha sulu kalabilirdi. İçli köfteyi haşlama severim ama kebapçıların yüzde 90 ında kızartma. Bu kızartma da fazlaca yağ çekmiş, harcı bol değil. Önden getirdikleri ezme ve salatayı çok beğendim. Mekan bölge için fazla salaş. Çalışanların birbiriyle koordinasyonu zayıf, mutlu çalışmıyorlar görüntüsü hakim. Mekanı denemiş olduk"
"PeyDerPey , Richmond Otel’in 6. Katında muhteşem manzara eşliğinde, Türk mutfağının harika yemeklerini sunuyor. Mekanın başında önemli bir isim var. Chef Vedat Başaran. Çırağan Palace Tuğra Restaurant, Feriye Lokantası, Nar Lokantası, Karakol Restaurant ve Surplus Restaurant gibi mekanların bu günlere gelmesinde önemli katkılar sağlamıştır. Tarihi yarımada manzarasını buradan daha iyi gören bir mekan yoktur sanırım. Akşam hava kararmadan yaklaşık 45 dk önce gitmeniz önerilir ki bu muhteşem manzarayı hem gündüz, hem de hava karardıktan sonra seyretmek için. Böyle iyi manzaralı, otel içindeki restaurantlardan haliyle öncelikle çekinilir. Fiyat yüksek, lezzet düşük gelir genelde. Fakat baştan söyleyelim ki bu algı burada geçerli değil. Biz ana yemeklerimizi seçtik gerisini masamıza gelip yemekleri anlatan chef Emre İnanır’a bıraktık.
Başlangıç olarak masaya nefis ekmekler eşliğinde Gaziantep’ten acur turşusu, halhalı zeytin ve peynir topları geldi. Sonra Tadımlık Seçimleri ile birlikte bahar menüsünden örnekler sunuldu. Zeytinyağlı bakla, zeytinyağlı çağla, zeytinyağlı enginar sapı, ısırgan otlu börek, nar ekşili yaprak sarma, levrek turşusu, kabak çiçeği dolması, kereviz, enginar, maş piyazı masaya peyderpey servis edildi. Hepsi ayrı ayrı birbirinden nefis tabaklar.
Ana yemek olarak frik pilavı ile servis edilen süt danası kemiğinde kuzu kebap, patlıcan söğürme ve ekşili pazı sarması ile servis edilen kuzu sırtı ve Karaman’ın Obruk peyniriyle yapılan kaçamak ve Türkiye mantarları ile servis edilen yaban mersinli incir soslu Ördek tattık. Tabaklar gerek sunum gerekse lezzet olarak tam puanı hakediyor. Masada 5 kişiydik ve beğenmedim diyen herhangi biri çıkmadı. Yemeğimize bir ara Vedat Başaran da sohbetiyle katıldı. Salon şefi Hilmi Akçay da yemek boyunca ilgisini eksik etmedi. PeyDerPey bu ekiple devam ettiği sürece adından daha çok söz ettireceğe benziyor..."
"Boşnak yemeklerini ve kültürünü tanıtma gayesi içerisindeler. Bizim haricimizdeki dolu olan iki masada da Boşnakça konuşuluyordu. Begova çorbası ile başladık. İçeriğinde kurutulmuş bamya, havuç, defne yaprağı, tavuk ve baharatlar bulunuyor. Yöresel çorba olduğu için tavsiye ederim. Kuru et 100gr servis ediliyor, is tadını hissediyorsunuz lezzetli. Soka, Balkan kaymaklı biberi. Biraz tuzlu ve aslında tam rakı mezesi ama denemenizi tavsiye ederim. Mekanda alkol yok bu arada. Mantiya yada börek mantı olarak bilinen kıymalı börekler çok lezzetli, Silivri çömlek yoğurdu eşliğinde iyi gitti. Börekleri pişirdikleri sac Bosna’dan getirilmiş. Oğlak tandır ile devam ettik. Herhalde tek memnun kalmadığım tabak bu oldu. Bol yağlı ve bol kemikli. Lezzetini de çok başarıl bulmadım. Tufahija ( tufahije ) olarak bilinen cevizli elma içi tatlısı olarak tanımlanabilecek bir tatlısı var. Üstü krema ile servis ediliyor. Elma yerine ayva da konabiliyor. 2014 yılının tatlısı trileçe burada haliyle menüde. Onun da tadına baktık, ara sıra yemek iyi geliyor. Kahve istediğinizde sunum Boşnak usülü yapılıyor. Kahve lokumuyla, cezvesiyle ve kulpsuz bardağıyla geliyor. Şık sunum, sert kahve. Yöresel mutfak deneyimi için mekanı tavsiye ediyorum. Notum 4"
"Topaz, Gümüşsuyu’nda harika manzarası olan bir restaurant. Daha çok iş yemekleri ve özel gün yemeklerine ev sahipliği yapıyor. Chef Bolu Mengen’li Tevfik Alpaslan. Hem alakart hem de iki çeşit ( Modern ve Geleneksel ) tadım menüsü var. Geleneksel Osmanlı Tadım menüsü tercih ettik. Kavrulmuş bademli terbiyeli kuzu gerdan çorbası, zeytinyağlı tabağı, saray usülü keklik etli piruhi, vişneli etli Manisa Alaşehir yaprak sarması, yineleyici olarak sorbe servis edildi. Ana yemek olarak sakızlı beğendi yatağında fırında süt kuzu sarması geldi. Tatlı olarak bordür kabak tatlısı üzerinde manda kaymağı, yanında yaban kızılcık sorbe ile birlikte geldi. Yemeklerin hepsi belli bir emeğin ürünü olmakla birlikte, beni çok şaşırtan herhangi bir yemek olmadı. Yine de bu mekanı özel günler için tavsiye ederim."
"Naan Bakeshop Moda'nın yeni mahale fırını. Moda tabirle ekşi mayalı ekmek üreten bir mekan. Kahvaltısı ile adından söz ettiriyor. Öğleden sonra aç karnımızı doyurmak için uğradık. Önden pırasalı mücver ve sürme tabağı, ardından da füme ricottalı makarna ve dana frankfurter sosis tabağı istedik. Başlangıçlar vasat, makarna ve sosis benim için daha lezzetliydi. Otlu ayran ( bu da moda içeceklerden ) güzel ancak bir bardak ayrana 8 tl çok bence. Başka bir zaman kahvaltısı için gelebilirim."
"Yeşilköy merkezde lokasyon olarak çok iyi bir konuma açılmış. Biz de yakın ikamet ettiğimiz için denedik. Yeni açılmasına rağmen haftaiçi akşam epey kalabalıktı. Burma bıyıklı steakhouse çalışanı modası burada da var. Karşılama ve uğurlama ( memnun kalınmayan servise rağmen yüzde 10 bahşiş bırakılmasına rağmen ) sıfır. Rose şarap istedik, beyaz şarap getirdiler mesela. Söylemesek değiştirmeyeceklerdi. Söyledik garipsediler Neyse sıralı et istedik, little little. Lokum, yaprak antrikot, mama danası, kuzu pirzola, bacon cheese burger geldi. Etler genel olarak lezzetliydi, pişirme şekli istenen gibi geldi. Burger vasat tavsiye etmem. Çizik içinde tahtalar üzerinde servis ediliyor burada da ( modasının biteceği günü bekliyoruz ) . Etler iç alanda pişirildiği için ve salon çokça büyük olmadığı için üstünüz başınız kokuyor. Çıkışta direkt eve gitmekte fayda var. 1 kişi bir kadeh şarap içti, diğerleri soda meşrubat. 4 kişi için hesap 350 tl geldi"
"Şirinevler'de ana caddede yer alan lokal bir steakhouse. Giderken beklentimi düşük tutmuştum, yanılmışım. Oldukça temiz görünen bir mekan. Epey de müşterisi vardı, demekki bölge halkı tarafından seviliyor. Menüde ızgaralar, kebaplar ve steak çeşitleri bulunuyor. Giriş katta bir dry aged dolabı da var. Kendilerinin aynı zamanda kasap olması dolayısıyla fiyatlar uygun. Yorumlarda ızgara köfte çok methediliyordu. Haliyle köfteyi çok lezzetli bekledim ama çok daha iyi köfte yediğim yerler olmuştu. Biraz yavan geldi açıkçası buradaki. Az-orta pişmiş olarak istediğim bonfile mükemmeldi. Hem pişirmesi hem de lezzeti. Burada da etler -moda olduğu üzere- hijyenik olmayan tahta servislerde getiriliyor. Servis elemanları hızlı çalışıyor ve yaklaşımları da iyi. Bu tarafa yolum düştükçe tekrar gelirim, mekan tavsiyemdir"
"İki Michelin yıldızlı dünyaca ünlü şef Wolfgang Puck’ın restorantı Spago, yakın zaman önce St.Regis otelde açıldı. Oscar törenlerinin aşçısı olarak bilinen şefin Türkiye’deki restorantına rezervasyon zorluğuna rağmen gidebildik. 10 günlük doluluk sonucunda uygun bir akşam için yer ayırttık. St.Regis otelin 7.katında muhteşem bir manzaraya sahip. Hele de yaz aylarının gelmesiyle teras kısmındaki masalarda oturmak çok keyifli olacak. Mutfak Puck’ın yanında çalışmış şef Peleg Miron’a emanet. Mekana girmemizle birlikte dikkat çeken ilk nokta iki bölüme ayrıldığı. Bir kısmı lounge , diğer kısmı fine-dining bölümü. Duvarlarda Wolfgang Puck’ın dünya starları ile çektirdiği fotoğraflar ( Bizim kebapçılardaki ünlülerle çekilen fotoğrafları düşününce gülme geldi birden ) . Onlarda Steven Spielberg, Cameron Diaz, Quentin Tarantino.. Bizde Alişan, Selami Şahin, Bülent Serttaş .İlgili bir karşılama, masaya yönlendirme sonrasında bilgili servis personelinin yardımlarıyla siparişlerimizi verdik.
Yıllanmış keçi peyniri, fesleğen ve balsamik eşliğinde mini pancar salatası yemeğin devamında nasıl bir sanatla karşı karşıya kalacağımız hakkında ipuçları verdi. Görsel olarak güzel süslenmiş bir tabaktı. Mac&Cheese; Amerikalı bir şefin restoratında olduğumuzun kanıtıydı. Amerika’nın milli yemeklerinden olan bu peynirli fırın makarna burada lezzetli icra edilmişti. Tuna tartar; avokado, zencefil turşusu,soya sosu ve chili sos ihtiva ediyor, güzel bir başlangıç.
Füme somonlu pizza, normalde lounge bölümünün menüsünde varmış ama isteğimiz üzerine getirdiler. Pizza hamurunu fırında pişirip, üstüne dere otlu creme fraiche ( bir çeşit ekşi krema ) sürülüyor, sonra frenk soğanu, somon incileri ve soğuk füme somon ekleniyor. Yaratıcı ve çok lezzetli bir course. Masadaki 5 kişiden de yüksek not aldı.
Menünün ana yemek seçenekleri olarak deniz ürünleri ve et tabakları dikkat çekiyor. Hong Kong usülü buharda pişmiş levrek, jasmine pirinç pilavı ile servis edildi. İçindeki zencefil ve chili yağı lezzetine lezzet katmış. Levrek yumuşacıktı. Izgara kuzu pirzola ve antrikot ızgara masadaki diğer arkadaşlarım tarafından sipariş edildi. Medium-well ve welldone pişmiş istedikleri için tatlarına bakmadım ama olumlu görüşlerini beyan ettiler. Ben kendime fillet mignon steak söyledim. Medium-rare tam istediğim gibi, biber sosuyla harika. Bayıla bayıla yedim, kusursuzdu.
Tatlılardan toffee cake; mandalinalı dondurma ile sunulan hurmalı ıslak kek. 2-3 kişinin yiyebileceği bir porsiyon. Sıradışı ve harika bir tatlıydı. Sufle de aynı şekilde büyük bir porsiyon olarak geliyor, tek başına bitirmesi zor gelebilir. İçinde yine creme fraiche denen ekşi krema var. Tatlılara 9/10 verilir rahatlıkla.
Fiyatlara gelince pancar salatası 32, tuna tartar 36, somonlu pizza 46, mac&cheese 25, levrek 72, etler 80-100 arası, tatlılar 28 tl idi. Hakeder mi haketmez mi yedikten sonra karar vermek gerek. Ben ödenenin karşılığını aldığımızı düşünüyorum. Ülkeye böyle iyi mekanların gelmesi sevindirici. Uzun soluklu olmasını dilerim.. #KanGurular"
"Son yılların gözde semti Karaköy’de geçtiğimiz aylarda hayli iddialı bir restaurant açıldı. Gazetelerde, dergilerde güler yüzlü, kıvırcık saçlı bir adamın hikayesini hepimiz okuduk. Hüseyin Özer’den bahsediyorum. Zorlu geçen çocukluk, gençlik yılları sonrası Londra’ya gidiş. Orada bulaşıkçılıktan başlayarak kendi lokantasını açması. İngiltere’ye Türk yemeklerini tanıtması ve restorantına konuk olan diplomatlar, sanatçılar hatta kraliyet ailesi. Böyle geçmişi olan bir kişinin İstanbul’da dibimizde restaurant açması bende merak uyandırıyordu. Tanıtım faaliyetleri, açılış heyecanı, düzenin oturması birkaç ayı bulur düşüncesiyle gitmek için uygun zamanın geldiğini düşündüm. İçeri girdiğinizde anlıyorsunuz ki Karaköy’ün bohem havasından uzak, epey ihtişamlı bir yer burası. Dev avizeler, lüks tuvaletler dikkat çekiyor. Duyduğuma göre burası için 8 milyon tl gibi bir rakam harcanmış. Gittiğimiz akşam mekanın dışarıdaki masalarının tümü doluydu. Özellikle yan masamızdaki BKM oyuncularının varlığı sayesinde kapı önünde magazin muhabirleri flaş patlatıyordu. Oturmamızdan kısa bir sonra Hüseyin Özer mekana geldi ve tüm masalara uğrayıp hal hatır sordu, sohbet etti. Memnuniyetimizi ölçtü. Tanıdığım kadarıyla kendisi canayakın, iş disiplini yüksek biri. Mezelerden çok çeşit tatmak isteyenler için 9’lu meze tabağı var. İki kişi paylaşımlık söyleyebilirsiniz. Humus kavurma , falafel, imam bayıldı, muska böreği, tabule, kuruyemiş salata, yoğurtlu iç bakla ve patlıcan salata gibi tadımlık mezeler içeriyor. Ayrıca bir kase humus ikramlık olarak geldi, lezzeti iyi. Kısa sürede ekmek üstünde yokettik. Okumuş olduğum yorumlarda keşkek yerlere göklere konamıyordu. Krema, istiridye mantar ve kuşkonmazlı keşkek beklentimi çok yüksek tuttuğum için beni tatmin etmedi. Belki alışık olduğum keşkekten farklı olması ( krema, kuşkonmaz vs. ) , belki de içinde et olmamasından kaynaklanıyor olabilir. Tarama da söyledik, benden başka pek yiyen olmadı. Balık yumurtası yemek herkese göre değil sanırım. Limonu bir parça daha az olsaydı çok daha iyi olabilirdi ama beğendiğimi söyleyebilirim. Kuzu etli tagine ( tajin ) ana yemek olarak sipariş ettim. Her ne kadar Fas mutfağına ait bir yemek olarak bilsem de; incir, erik ve üzümlü sosuyla Osmanlı yemeklerini andırıyor. İçindeki kuzu eti de iyi pişmişti, lime limeydi. Trio ızgara alan arkadaşlarım da çok beğendiklerini söylediler. Dana köfte, bonfile ve kuzu külbastı içeren bir tabak. Et çeşitleri yemek isteyenler için ideal seçim olabilir. Üçlü baklava tabağında bademli, cevizli ve fıstıklı baklava var. Şeker oranı az, oldukça hafif baklavalar. Fiyat bilgisine gelecek olursak Ağustos 2015 itibariyle 9’lu meze tabağı 35tl, tarama 12tl, trio ızgara 55tl, kuzu tagine 35tl, keşkek 20tl gibi. Karaköy’ün yenisi Sofra London gibi özenli işletmelerin uzun soluklu olmasını diliyorum.."
"Bu civarlarda en iyi sulu yemek çeşitlerini yiyebileceğiniz lokanta burası. Gerek işletmecisinin dürüstlüğü, gerek kullandığı malzeme kalitesi burayı tercih sebebi kılıyor. Özellikle köfte ve kuru fasulye yemenizi öneririm. Fiyatları etrafta lokantalardan bir tık yüksek ama güvenerek yediğimiz için önem arz etmiyor"
"Bu mekanın uzun yıllardır burada olması sevenleri-müdavimleri olduğu manasına geliyor olabilir. Pideleri benim için ortalama. Geçen akşam Atatürk Ormanı'na pikniğe giderken burada pideleri paket yaptırdım. En son herhalde 5 yıl önce uğramıştım buraya. O gün de aynı görüşlerim vardı, değişmemiş."
"Kapalıçarşı'nın Nurosmaniye çıkışı civarında. Öğle saatlerinde gittiğimde gerek içerisi gerek kapı önü doluydu. Kebaplar genelde dürüm tercih ediliyor. Adana, ciğer, et şiş, tavuk şiş ve ciğer. Önden yağlı kağıt üzerinde yeşil top biberler geliyor. Siz onları soyarken kebabınız hazırlanıyor. Et şiş dürüm tercih ettim. Marinasyonu çok iyi değil, biraz sertti. Ayrıca dürüm içine konan miktar bence az. Bir dürüme 1,5 et koydurmanız tavsiye olunur. Şiş dürüm 10tl"
"Bebek tarafında hamburger yemek için iyi seçim. Burger ekmeği, içindeki malzemeyle uyumlu. Lokum burger aldım. Lezzetli ve doyurucu bir seçim oldu. ( 30 tl ) . Arkadaşım porsiyon lokum sipariş etti. ( 52 tl ) Üstüne cheddar koydurdu. 1.sınıf bir damak hazzı yaşayamasak da gitmiş olmaktan dolayı memnun ayrıldık"
Takip Et