"Tabbah-u Sultan Aksaray'ın yenilerinden. Sultanın aşçıları manasına geliyor. Vatan caddesi üzerinde açılan mekanın işletmecisi uzun yıllar Tavacı Recep Usta'nın yanında çalışmış olan Ercan Öztürk. Filistin'li ortağıyla beraber burayı açmışlar. İki katlı, ferah oturma alanı mevcut. Menüsü Türk, Ortadoğu, Arap, Lübnan karışımı diyebiliriz. Etleri Diyarbakır'dan getiriyorlar. Arap salatası olarak bilinen Tebule ( Tabbule ) , Humus, Patlıcan Dolması ve İçli Köfte ile başladık. Özellikle içli köfte ve kuru patlıcan dolmasında Tavacı Recep'te aldığım tadı aldım, harikaydı. Ana yemek olarak Şaşlık ve Mansaf seçtik. Sütle marine edilmiş şaşlık iyiydi. Tahta üzerinde sunulmaması yönünde mekana gerekli uyarıyı yaptık. Mansaf, Ürdün'ün milli yemeği. Safranlı, bademli pilavın üstünde löp kuzu eti parçaları. Pilavın altına yufka parçaları serilmiş. Yemeği yerken yanında getirdikleri yoğurtlu sosu üstüne dökmeniz gerekiyor. Arap ülkelerinde bu yemeğin adabı elle yemekmiş. İlk defa tattığım bu yemeği farklı ve leziz buldum. Finalde baklava ve irmik ikram edildi, irmik lezzetsiz baklava ortalamaydı. Ortadoğulu turistlerin yanında Türk müşterileri de hedefleyen mekanı tavsiye ederim.."
"Hem otantik olsun hem kaliteli yemekler olsun diyorsanız doğru adreslerden. Mistik bir ortamda; kapının önündeki masalarda adını aldığı havuzdan şırıl şırıl akan su sesi eşliğinde yemeğinizi yiyebilirsiniz. Beğendili döner aldık, çok beğendik. Dönerin, lahmacunun yanına patlıcan yakışıyor. Dönere eşlik eden ayran sıradandı."
"Taksim'in genelinde 4-5 tane iyi pizza yapan mekan var. Bunlardan biri de Pizzeria Trio. Havanın güzel olması sebebiyle terasta oturduk. Manzarası çok iyi. Terasta yemek yemenin dezavantajı, hava kararınca önünüzdeki yemeği göremiyorsunuz. Tabağımı görememek beni biraz rahatsız etti. Ravioli ve Di Mare pizza aldım. İkisini de gözüm kapalı tavsiye ederim. Quattro Stagi pizza pek beğenilmedi, yiyenler patlıcanın yakışmadığından bahsettiler. Çok açsanız ravioli ile doymazsınız ama. Tatlılarını da mutlaka deneyin. Sufle de tiramisu da başarılı. Alkolsüz kişi başı 30-40 arası ödeyerek mekandan ayrılabilirsiniz"
"İstiklal'in girişinde dikkatimi çekiyordu, dün akşam arkadaşlarla deneyelim dedik. Coffee blend istedim. Bunu yapan makine tam randımanlı çalışmadığı için kahveyi yapan arkadaş kıvamını beğenmediği için kahveyi size veremem dedi. Onun yerine moda olan syphon ( sifon ) kahve istedim. Çok beğendim. Onun haricinde kahve yanında gidecek güzem tatlılar ve hamurişleri girişte dikkat çekiyor, almamak için kendimi zor tuttum. Bu mekan olmuş"
"Ankara’da 06 Köfteci olarak nam yapıp İstanbul’a da şube açmışlar. İsmi sonradan Sereserpe Köfteci olarak değişmiş. Sunum tarzıyla şahsına münhasır bir mekan. Bostancı köprüsünden sahile inerken 100 metre sonra sağda kalıyor ama tabelası olmadığı için Valibey kebabın yanı olarak tarif edebilirim. Çatal bıçak kullanılmaması spesifik özellikleri. Yerimize oturunca garson masaya yağlı kağıt serdi ve önümüzde harika bir salata hazırladı. Hepsini kağıdın üzerine doğradı ve üzerine de bir limonu boca ederek şaşkın bakışlarımız eşliğinde uzaklaştı. Salata malzemeleri çok tazeydi, haliyle harika bir salata yedik. Sonra köfteler açılmış yarım ekmek üzerinde masaya yatırıldı. Tabi yine çatal bıçaksız :) Köfteler epey lezzetli, sulu sulu. Pişiren ustanın ellerine sağlık. Köfteler hazırlanırken izledim, itinayla çalışıyorlar. Umarım böyle devam ederler. Çatal-bıçaksız olması ve salatanın tabak yerine kağıt üzerinde hazırlanıyor olması hijyensizliği aklınıza getirmesin. Ortamda hijyen adına en ufak bir sıkıntı görmedim. Hatta bas-bırak el temizleme mendilleri yine özgünlüğünü gösteren bir başka unsur. Bir köfteciden ne beklersiniz bilmiyorum ama Sereserpe Köftecisi misafirlerini şaşırtan, leziz köfteleri olan bir mekan, tavsiye ediyorum"
"İzmir'in meşhur kumrusunu yemeden dönmek olmazdı. Kumrucu Hüseyin'in Ilıca'da iki şubesi var. Mekanın 50 yıllık mazisi var. Ekmeği güzel, nohut mayasından yapıyorlar. Kumruyu eski kaşar ile hazırlıyorlar. İçine koydukları sucuk Tire sucuğu. Kumrucu Şevki ile birlikte en meşhur olan bu ikisi sanırım."
"İstanbul'un tarihi semti Kurtuluş'ta ( eski ismiyle Tatavla ) bir muhallebici. 1965 yılında kurulmuş. Küçük, butik bir mekan. Akşam geç saatlere kadar açık. Sütlü tatlıları, tavuk suyu çorba, tavuklu pilavı meşhur. Yemek sonrası tavuk göğsü ve kazandibi için uğradık. Lezzeti mükemmel. Sarıyer muhallebicisinde yediğime göre daha sıkı, koyu kıvamlı. Tatlının yanında içtiğim çayı da uyduruk değil. İlk kez uğradığım bu mekandan son derece keyif aldım"
"En iyi dönerciler Anadolu yakasında konuşlanmış. Celal Usta da şehirde rahatlıkla ilk 10 içerisinde yer alır. Büyük bir salonu var. Biraz yemekhaneyi andırıyor. Siparişlerin alınması ve servis çok hızlı. İkramlık salata,turşu geliyor öncelikle. Köpüklü açık ayranın lezzeti yerinde. Döner yağlı ve gerçekten çok başarılı. Şöhretini hakedecek düzeyde. Patates kızartması taze patatesten, donmuş değil. Finalde mutlaka sütlaç alın. Kıvamı ve şekeri mükemmel ayarlanmış. Çayla harika gidiyor. Dönerin porsiyonu 19tl. Bayramoğlu, Tatar Salim, Ali usta, Celal usta arasında karar vermek size kalmış"
"Maksut Aşkar’ın Neolokal’i Anadolu’nun lezzetlerinin yeni yorumlarını sunan bir restaurant. Güzel bir manzaraya sahip. Maksut chefin Sekizİstanbul’da ortaya çıkardığı sanat eseri tabaklar beni Neolokal’e getirdi. Haftaiçi gitmemize rağmen epey kalabalıktı ve yemek zevkini düşüren yüksek sesli müzik yayını yapılıyordu. Açılalı kısa süre olmasına rağmen, bu doluluk oranı doğrusu beni şaşırttı. İsterseniz 5 veya 7 course servis edilen tadım menülerinden birini seçebilir, isterseniz alakart tercih edebilirsiniz. Tadım menüsü seçilecekse, tüm masanın seçmesi zorunluğu var. Biz alakarttan yürüdük. İkram olarak masaya karalahana çıtırları geliyor. Cips şeklinde, üzerlerinde hamsi ve mısır parçalarıyla birlikte servis edildi. Paylaşım tabaklarından keşkek, içindeki kızarmış nohut ve kuyruk yağı ile lezzet olarak ağır ama benim için mükemmel bir tabaktı. Başlangıç tabaklarından pastırmayı da tavsiye ederim. Kuru etle kombine edilmiş, içinde incir sirkesi kreması ve rakıyla sarhoş edilmiş incir reçeli var. Tatlı-ekşi uyumu açısından başarılı. Tereyağında sarımsaklı karides, kuzu kulağı ve limon kreması ile sunuldu. Tabaktaki mor şeyler, pancar suyu ve jeli. Görsel açıdan mükemmel bir tabak. Ana yemeklerde ilk gözüme çarpan Katmerli Dana Tirit oldu. Tarhanalı yoğurt kreması ve kuru tarhana parçaları ile geldi. Katmerin arasında tel tel bonfileden yapılmış tirit kısa sürede imha edildi ama tabaktaki yemeğin küçüklüğü buruk bir tat bıraktı. Ördek Sosis, bulgur pilavı ve pırasa-soğan eşliğinde sunuldu. Damak tadıma çok hitap eden bir yemek değildi, ben beğenmedim. Menüde Borani’yi görünce Urfa’da yediğim borani aklıma geldi ama burası neo-lokal bir mutfak olduğu için karşımıza başka birşey çıktı. Burada pancar yatağında kuzu eti, yoğurtlu bir sos ile geliyor, enteresan. Yemeklerin sunumları 10/10. Servis iyi yapılmaya çalışılıyor, her yemek ile birlikte ahçı gelip yemek hakkında bilgi veriyor. Servis elemanları vurdumduymaz, epey havalılar. Neolokal’de çalışmak çok önemli bir pozisyon olsa gerek. Yemeklerin fiyatlarıyla porsiyonların büyüklüğü ters orantılı. Başlangıçlar 25, ana yemekler 50 lira ortalamasında. Uzun uğraşlar sonucu oluşturulan menüyü, ekşi mayalı ekmeği, mottosunu takdir ediyorum ama bu fiyatlarla üst gelir seviyesine hitap edebilirler anca.."
"Kasımpaşa'da 7/24 açık olan lokanta. Çok çeşit çorbaları ile tanınıyor. Onun haricinde sulu yemek ve mangal da var. Dün gece yaklaşık 15 çeşit çorba arasında seçim yapmakta zorlandık. Ben kelle-paça, arkadaşım kemik suyu çorba aldı. Gececiler, eve aç gitmek istemeyenler, alkolün etkisini söndürmek isteyenlere tavsiye ederim."
"Köşebaşı çizgisini bozmayan bir mekan. İş ve aile yemekleri için ideal. Toros salatası buranın spesiyallerinden. Kaburga ve alinazik aldık. İkisi de 4 yıldızlık. Kaburga daha iyi sanki, elinize alıp kemiklerini sıyırmanızı öneririm. Mezeler idare eder, porsiyonları küçük. Fırından çıkan her ürünü salonda dolaştırıyorlar istermisiniz diye. Bu şekilde hesap şişirme çabaları hoşuma gitmedi. Masama sürekli birnin gelip onu istermisin bunu istermisin demesi rahatsız edici. Tatlı olarak dondurmalı irmiği iki kişi paylaştık. Fiyatlar orta-üst"
"Beyoğlu'nda Starbucks ve Gloria out,Mandabatmaz in. Yoğun telveli bu Türk kahvesi bir harika. Epey insan sirkülasyonu var. Müdavimi çok. Taksim'de kahve burada içile."
"Maltepe’nin meşhur dönercisi Ali Usta’ya henüz gidememişken, onlar bizim tarafa şube açtılar. Şirinevler E5 üzerinde olması ulaşım açısından çok rahat. Otopark sıkıntısını vale ile çözmüşler. Mekanda müşteri memnuniyeti ön planda. Bir dönerci için ciddi para harcamışlar. Fazla şaşalı olmuş bence bu kadarı gereksiz. İkramlık salata geliyor. Patates kızartması elde kesim, superfresh değil. Çorba orta karar, pek lezzetli değil. Döneri iyi denecek lezzette. Kolay kolay beğenmeyen çıkmaz. En iyi mi? Değil. Ama lezzetli. Fırın sütlaç eh işte. Köpüklü ayran tavsiye."
"Gümüşsuyu’nda yolun altında kalmış. dışarıdan dikkat çekmiyor. Ufak tefek bir mekan. Sıcak bir aile ortamı var. Kendinizi bir an İtalya’da hissedebilirsiniz. Sıcak başlangıçlardan Kuşkonmaz ve Melanzane aldık. Kuşkonmaz üstünde parmesan ile servis edildi. Benim pek hazzettiğim birşey değil ama masada hastaları vardı. Melanzane ise domates soslu patlıcan, mozzarella ve parmesan karışımı lezzetli bir sıcak başlangıç. Paylaşmalık tavsiye ederim. Pizza seçimlerimiz Bravo ve Klasik oldu. Özellikle acılı, etli, hard pizza severler için kesin tavsiye budur. Pizzalar odun ateşinde pişiyor. Menüde domuz etli pizza seçenkleri de bulunuyor. Tatlı olarak garsonumuz tiramisu için ısrar etti ama başka mekanda tatlı planımız olduğu için bir dahaki sefere erteledik. Güzel bir ortamda iyi pizza yemek istiyorsanız Pidos doğru adres.."
"Agapia, Kadıköy çarşıda tipik bir öğrenci cafe-lokantası. Midpoint, Kitchenette, Big Chef gibi fritöz mutfağının öncülerinin öğrenci işi çakması diyebilirim. Genel olarak sigara içilen bölümlerden oluşuyor. Sigara içilmeyen salon bomboştu. Rahat rahat yemeğimizi yedik. Hellime sarılı steak şişler fena değildi. Yanında gelen buharda sebzeleri de beğendim, diyete uygun. Yorumlardan baktığım kadarıyla mini hamburgerler çok övülmüş. Zannedersem 4 minik hamburgerin paylaşma kolaylığından olsa gerek. Hem de yanında soğan halkası ve patates de geliyor. Siparişimiz yanlış geldi. Mini yerine normal hamburger geltirdiler, sonra kabul etmediğimiz için değiştirdiler. Gelen hamburger ekmekleri bildiğiniz bayattı. En azından ısıtsalar daha iyi olabilirdi. Maliyet içeceklerle birlikte iki kişi 60tl."
"Bu kadar methiyeler düzülmesine şaşırdım. Lahmacun konusunda Kadıköy'ün hatta Anadolu yakasının en iyisi diye gösterenler bile var. Bir defa mekanda hijyen yerlerde. Lahmacun için maydanoz istedik. Bir demet maydanozu suya sokup getirmişler. Getirdikleri kapta yüzüyorlardı. Lahmacuna gelince; benim bildiğim kıymadan yapılıyor ama buradaki domatesli lahmacundu. İçindeki az miktarda kıymaya benzer şeylerin ise ne olduğunu anlayamadım. Fiyatı da az buz değil 4tl. İmam Çağdaş'ta aynı fiyata lahmacun yediğimi hatırladım da Gaziantep'i bir kez daha özledim.."
"Food court çok kalabalık olduğu için üst kattaki Go Meso’yu seçtik. Paylaşmalık dağ otlu pide söyledik. Hafif bir lezzeti var, boğazda kayıp gidiyor. Singapore Noodle ve Vietnam Noodle ile devam ettik. Özellikle Singapore Noodle çok başarılı, başlı başına doyurucu bir tabak. Kuzu Tikka ise acılı et sevenlere tavsiye edeceğim bir lezzet. Kuzu etleri acılı degghi mirch sosu ile marine edilmiş. Yumuş yumuş pek lezzetliydi. Tatlılardan mango sufle buranın baş tacı. Sufle varken diğer tatlıları menüden kaldırsalar yeridir. Yanında mango sosu ve manda sütlü dondurma ile harika bir sufle."
"Moda’da Hola Panini Tapas adında minicik, ufacık, tefecik bir mekan açılmış. Çekirdek’in tam karşısında. Murat Mumcuoğlu tarafından açılmış. Murat bey yeme-içmeye oldukça meraklı. Kendisi hem işin başında hem mutfakta. Biz Pinchos çeşitlerini denedik. Pinchos İspanyolların kanepesi. Kürdana takılmış küçük ekmekler üzerine bir takım malzemeler konuyor. Burada önemli olan sanırım malzemenin kalitesi. Mesela ekmekler meşhur İpek Hanım Çiftliği’nden. Sardalyalı pinchostaki sardalya ve deniz ürünleri Gelibolu’daki Selahattin Konserve’den. İsli peynir Hollanda’dan. Kuru et Pendik Sapanbağları’nda Boşnak mahallesindeki kasaptan. Peynir helvası Çanakkale’deki Kadir Yaşar Usta’dan gibi... Bir diğer denediğimiz lezzet İspanyolların Tortillası. Türkçeye patatesli omlet olarak çevrilebilir. Güzel, lezzetli bir atıştırmalık. Açlığı bastırmaya birebir Tostas denen büyük ekşi mayalı ekmekler üzerinde gelen tapas çeşitleri ve Panini çeşitlerini de bir dahaki sefere deneyeceğim. Alkol ruhsatı alamadıkları için sangria, mojito yok ama onları aratmayacak içecekler hazırlıyorlar. Ayrıca ilk defa gördüğüm Erenköy Şerbetçisi diye bir butik markanın ürünleri de bulunuyor. Mekan Pazartesi günleri kapalı. İlk fırsatta gitmenizi öneririm."
"Gaziantep baklavası Teşvikiye’de. Baklava denince akla kuşkusuz Gaziantep gelir. Oraya gidip meşhur yerlerde veya herhangi bir baklavacısında yiyenler İstanbul’da kolay kolay baklava beğenmezler. Anca bazı kebapçılar, steakçiler – baklavayı Antep’ten getirtiyoruz – derlerse beğenme ihtimali doğar. Ben de karışık duygularla gittim yeni açılan Pare Baklava Bar’a. Nişantaşı’na yakışır şıklıkta bir iç mimarisi var. Ev sahipleri güleryüzlü, misafirperver ve heyecanlı. Zahter çayı eşliğinde karışık tatlı tabağı ile başladık. Kare baklava, dolama, şöbiyet. Sonrasında havuç dilimi. Şehrin en iyi 5 baklavacısı sıralamasına girer bana göre. Gaziantep’ten sipariş vermeye gerek kalmamış. Amaçları da bu alışkanlığı yok etmek zaten. Akşam simit fırınının kahkesi, fıstıklı kurabiyeler, sadece Antep’lilerin bildiği fıstıklı helva diğer exclusive lezzetleri. Gaziantep’e gidemiyorsanız Pare Baklava Bar Gaziantep’i ayağınıza getirdi, deneyin.."
"Michelin yıldızlı chef Sergi Arola’nın restaurantı Arola, Raffles Otel bünyesinde yer alıyor. İstanbul’a son zamanlarda bu tip dünya markası restaurantların açılması umut verici. Sergi Arola’nın yardımcısı chef Omar Mosquera mutfağın başında. Garsonlar son derece nazik ve bilgili. Birçok lezzetten tatmak adına tadım menüsü aldık, hatta chefin yardımıyla iki tane tadım menüsünü birleştirip daha geniş bir menü oluşturduk. İçlerinden bazıları daha önce hiç tatmadığım lezzetlerdi, harika bir deneyim oldu.
Başlangıç olarak domates sos, toz sarımsak ve zeytinyağı birkaç kez mayalanmış ekmekler eşliğinde geldi. Ardından kalamata zeytinler sunuldu. Sonrasında şenlik başladı. Yemeklerin her biri gerek görsel, gerek lezzet açısından harikaydı. Şunu da beğenmedim diyebileceğimiz bir yemek olmadı. Sırasıyla saymak gerekirse Kral Yengeç Salatası, harika bir saksı sunumuyla gelen Karışık Sebzeler, Dana carpaccio ve Porçini mantarı servisiyle devamında nasıl şeylerle karşılaşacağımız hakkında ipuçlarını aldık. Özellikle toprak şeklinde görünen zeytin ezmesinin bulunduğu sebzelerin olduğu saksı alkışlık bir eserdi. Mürekkep Ekmeğinde Kalamar, Brava&Aioli soslu kızartılmış patatesler, Kimchi sos ile kızartılmış nefis sunumlu kanatlar, milföyün üzerinde sunulan Foie Gras ( kaz ciğeri ) ...... bitmedi. Arroz Negro dedikleri siyah mürekkep ile pişirilmiş deniz mahsülleri pilavı, peh peh peh diyorum. Ünlü bir blooger deyişiyle orgazmik bir lezzet. Sonra bir imza eser geldi : Arola Lambburger. Gömlek içinde kuzu eti, naneli ekmek arasında. Nasıl anlatsam bilemiyorum. Burgerde seviyenin buralara çıktığını bilmiyordum.
Tatlı olarak Vanilya Bombaları sunuldu. Hamur içerisinde vanilyalı dondurma, nefis.. ve son zamanların moda sunumuyla MOLEKÜLER meyve salatası ( Cem Yılmaz’a ne espiri çıkar bu moleküler yiyeceklerden ) . Altında kuru buz, üstünde tropik meyvelerin olduğu bir kaba veriyorsun sıvıyı, alttan dumanlar yükseliyor. Görselliği yüksek bir şov, ilgi çekici. Yemeklere Crianza şarabı eşlik etti. Ayrıca yemeğin başında aldığımız güney Barcelona’nın Segura Viudas şampanyası da harikaydı.
Restaurant’ın mutfağının bulunduğu bölümde chef table dedikleri diğer kısımlardan izole bir masa var. Bazı özel şartları ( belli bir miktar hesap ödeme koşulu ) sağladığınız taktirde chefleri izleyerek de yemeğinizi yiyebilirsiniz.
Kısaca biz Arola Restaurant’a gitmekten çok zevk aldık. Evet biraz pahalı, kişi başı ortalama 200 lira civarında ödemeniz gerekebilir ama ben buna değeceğini düşünenlerdenim. Orada olduğumuz birkaç saat içinde hem görsel hem de damak şovu yaşadık.."
"Tokat kebabı diye birşey duydunuz mu? İstanbul'da bu lezzeti bulabileceğiniz adres burası. Gitmeden önce telefonla sipariş vermekte fayda var. 40 dakika civarında servise hazır oluyor. Tokat kebabı özel hazırlanmış odun fırınında pişiyor. Odun olarak is kokmaması için gürgen odunu kullanılıyor. Patlıcan, kuzunun arka budu, patates, kuyruk yağı, domates, sarımsak ve yeşil biber şişlere takılıyor. Sonra bu şişler fırına dik olarak asılıyor. Pişirme sırasında etlerin yağları alttaki hazneye akıyor. Bu yağlar sos olarak kullanılıyor. Sonunda ortaya bir sanat eseri çıkıyor. Yanında gelen lavaşlara dürerek lezzet patlamaları yaşanıyor. Midesine düşkünlerin mutlaka uğraması gereken bir yer Anadolu Sofrası"
"Türk ve Osmanlı mutfak kültürünü ve yemeklerini tanıtım gayesinde olan Nar Lokantası, Nuruosmaniye’de Armaggan mağazasının 5. Katında yer alıyor. Daha çok turistlere yönelik olan işletmeye geçtiğimiz günlerde uğradık. Şık bir yemek salonu var. Başlangıç olarak karışık zeytinyağlı tabağı, karışık deniz mahsülleri tabağı aldık. Ana yemek tercihlerimiz kuzu kuşgömü, kuzu tandır ve islim kebabıydı. Fıstıklı gözleme dedikleri katmerimsi tatlı ikram edildi. Yemeklerin görseli şık, lezzetleri iyiydi. Bayıldık diyemem ama beğendik. 4 puan iyidir. Kişi başı ortalama 75tl ödedik"
Takip Et
